Erkeklerin giydikleri çoraplar kıyafetleri kadar çok önem taşır. Beyaz çorap giyen erkek baştan kaybeder. Kadınlar karşılarındaki Brad Pitt bile olsa bakmaz beyler... demedi demeyin.
sakın bir takım elbisenin ya da kumaş pantolonun altına Soket çorap giymeyin, koncu diz altına kadar çıkan çorapları da tercih etmeyin.
Çorap rengini ayakkabı ve pantolonun rengine göre seçmelisiniz.
Çorap hem pantolona hem de ayakkabıya uyumlu olmalı.
Ayakkabı rengine uygun çorap giymelisiniz, Pantolon ayakkabının renginden açık tondaysa, daha açık renk çorap tercih etmelisiniz.
Siyah elbisenin altına kesinlikle kahverengi renkli ayakkabı ve çorap giymemelisiniz.
Açık gri takımların altına ancak gündüz kahverengi ayakkabı giymelisiniz.
Eğer kıyafetinize düşkün bir erkekseniz, akşam 18:00'den sonra kahverengi ayakkabı kesinlikle diğer takımların altına giymemelisiniz.
Gri, bej, haki rengi pamuklu kumaştan hazırlanan yazlık elbiseler, jeanler bordo veya kahverengi renkli ayakkabı ve buna uygun çoraplarla giyebilirsiniz.
Kahverengi ayakkabı kahverengi çorapla ve bordo ayakkabı bordo çorapla giyilir.
Beyaz çorabı erkekler sadece spor yaparken beyaz bir spor ayakkabı ile giyebilir.
Beyaz pantolonun altına gündüz açık kahve ve şarap rengi ayakkabılar gider. Bu sebeple çorabın rengi ayakkabıdan biraz daha açık renkte olabilir.
Tuvaletleri pis bir restoranda asla yemek yemeyin. Bu zor bir kural değil. "Görmenize izin verdikleri bir yer o haldeyse, kim bilir mutfak nasıldır?" diye düşünün. Tuvalet temizlemesi kolay bir yer, mutfaksa kesinlikle değil.
Bir restoranın kâr ederek çalışması için her yiyecek alış fiyatının 3-4 katına satılmalıdır. Bu durumda birkaç gündür buzdolabının arkasında kalmış sirloin etlerden nasıl kurtulunur? "iyi pişmiş" sevenlere kalmış etleri saklamak bir restoran geleneğidir. Zaten etin tadını alamayacak kadar pişmiş, spor ayakkabı derisi tadında et seven müşterilere kalmış eti servis etmek zevktir ve maliyetleri düşürür.
Et yiyecekseniz steakhouse' da yemek en iyisidir. Nerede en çok ne satılıyorsa, onu yemek en iyi çözüm. Genelde garsonun yüz ifadesinden de en çok satılan yemekleri anlayabilirsiniz.
Mönüdeki genelde söylenmeyen ilginç yemekler, mönüyü zenginleştirmek için konmuştur ve günlerce buzdolabında meraklı birinin onu söylemesini bekler.
yumurta beyazı ve tereyağ karışımından yapılan bu sos, çok sıcak veya soğuk olmayan bir ısıda saklanabilmekte. Her siparişle baştan yapılmayacağına göre bir kez yapılıp daha sonra bakterilerin en uygun üreme ortamında saklanmaktadır. Kalanlar da salata sosu oluyor. bu nedenle uzak durulması gereken soslardan.
Midye restoranda yenmez. Restoran buzdolapları devamlı içinden bir şey almak için açılıp kapandığından iyi saklama şartları oluşmaz. Genelde midyeler buzdolabının arkasında kendi pis kokulu sularının içinde durur. Eminim bazı çok özel restoranlarda midye için sularının süzülebileceği, soğutmalı çok özel kaplar vardır ve pişirirken tek tek bütün midyelerin canlı ve iyi durumda olduğu kontrol ediliyordur. fakat hiç şahit olunmamıştır. Midye hazırlanması en kolay şeydir ama bir adet bozuk midye hayatınızı karartabilir.
salı ve perşembedir. çünkü ürünler taze, ekip pazar günü dinlenmiş, hafta sonu yorgunluğu da yoktur. en kaliteli hizmet ve ürünlerin sunulduğu günlerdir. ve hafta sonu olmadığı için de turist muamelesi görmezsiniz.
Rakı, içinde suma ve anason yağı bulunan alkollü bir içkidir. anason yağı suyla tepkimeye girerek rakının beyaz renge bürünmesini sağlar. Rakının rengi, içindeki alkol oranı %38'in altına düştüğünde beyazlamaya başlar. Çünkü anason yağı alkolde çözünen bir maddedir ve su katılmadığı sürece su rengindeki şeffaf görünümünü korur. Fakat su katıldığında, su da çözünemeyeceği için rakıda beyaz rengi ortaya çıkaran çok küçük damlacıkların oluşmasına neden olur. Su ile anason yağının tepkimeye girmesi yani rakının beyazlaşması, sek rakının içine su katıldığının ifadesidir.
"Halkı dilenci durumuna düşürerek tahtında tutunabilecekse bir kral, bıraksın krallığını, insin gitsin tahtından... Halkın acıları, iniltileri arasında keyif sürmek krallık değil zindan bekçiliği demektir."