saadet partisi bursa osmangazi belediye başkanı adayı gökhan gerçek isimli kişinin duvarlardaki pankartında yazan cümleymiş. az önce eşki sözlükte gördüm.
açıklıyorum, sabah türkçe bir kelimedir. sabahtan kastınız güneşin doğmasından sonra ise, sabah namazı kesinlikle güneş doğduktan sonra kılınmaz.
demek ki burada türkçe'nin kullanımı ile ilgili bir yanlışlık var. o vakitlere türkçe'de eskiden "sabah" denirdi, güneşin doğmasından sonraki vakitlere de "sabah" değil "kuşluk vakti" denirdi beyinsiz kemalistler. hala bazıları o gece vakitlerine sabah der görürsünüz bazen. mesele dil ile alakalı yani. dilin çağlara göre kullanımı ile alakalı diyelim, dinimiz ile zerre alakası yok bu linguistik karıştırmanın. ama sizde nerede bunları düşünecek kafa. salak salak şeyler yazın anca. arabistan'ı bile karıştırmış beyinsizler..
gelinen bilgi ve iletişim çağında müslümanlara yapılan her türlü saldırının esasen tüm bilinçli müslümanları harekete geçirmesi durumudur. ne v maskesine benzer bu durum ne de beyinsizlerin sosyalist edebiyatlarına. ak parti de buna bir örnektir ya da kendisini sürekli geliştiren islami kesim de.
bu tüm ortadoğu'da da geçerli olacak ama biraz zaman alacak. geldiğimiz bu bilgi çağında yalanların ömrü birkaç ay oldu artık. birikiyor bu yalanlar. gezi parkı eylemlerinin rezilliği de buna bir örnek, demokratik şekilde halkın oyunu almış mursi'nin darbe ile gitmesi de.
müslümanlar kendilerine yapılan zulmü tamamiyle görecekler ve radikalizmden sıyrılıp kazanan taraf olacaklar. radikalizmin gelinen bu bilgi çağında yeri yok, bunu görmeye başladılar bile, gerçek anlamda iktidar olmak için de buna ihtiyaçları var, bunu tamamen anlayacaklar. kazanan yine müslümanlar olacak. buraya entry bıraktı dersiniz.
edit: yüzde 66 yanlış olmuş. bilmiyordum. entrylerdeki bilgilere çok güvenmemeli.
ülkemizdeki bazı koyunların kullanılması ile tüm batı medyası, büyük sermaye sahipleri, politikacıların yardımı ile sokaklarda erdoğan'ı devirmeye yönelik olaylara sebep olur ama gel gör ki türkiye eski türkiye değil. önce reyhanlı'da denenir, tutmaz. sonra gezi olaylarından sonra denenmek istenir, erdoğan da bu denemelerin farkındadır ve denemeler esnasında yeni bir reyhanlı yaşanmaması adına, ne yapacaklarsa bir denesinler de kurtulalım der gibi üzerlerine gider ve uygulamaya konur. ama hepsi turnusol kağıdında çıkmış gibi ortada kalırlar. güçlenen ve gücü kabul edilen türkiye olur. kazanan yine türkiye'dir.
başbakan erdoğan'ın bu akşam 22.30'da sunay akın, yavuz bingöl, ceyda düvenci, halit ergenç, sertap erener, mahsun kırmızıgül, nebil özgentürk ve ali sunal ile görüşecek olduğu görüşme.
muhtemelen "ne oldu lan hükümet deviriyordunuz, polise saldırtıyordunuz milleti, şimdi demokrat oldunuz yola geldiniz" diyecek. demez gerçi ama ben olsam derdim.
türkiye'de "erdoğan gidiyor" imajı vermeye çalışan bazı batı medya organlarına bir bakalım:
ABD: Wall Street Journal, USA Today, CNN, Chicago Tribune, New York Times, Boston Globe...
ingiltere: BBC, Daily Mirror, The Guardian, The Times, The Telegraph, Financial Times, The independent, The Observer, The Sun...
italya: iL Giornale, La Repubblica...
Almanya: BiLD, ZDF, RTL, Allgemeine Zeitung, Die Welt, Frankfurt Zeitung...
Fransa: Le Soir, Le Monde, Liberation, TF1, Le Figaro...
ispanya: El Pais, ABC Spain...
Rusya: Pravda, izvestia...
Çin: China Online...
Japonya: Japan Times...
Norveç: Dagbladet, Nationen...
Danimarka: Politiken...
Belçika: De Standaard...
başbakanın dünkü havalimanı konuşmasında sarf ettiği cümle. ülkemizdeki tekel sevdalısı sermaye sahiplerinden uluslararası faiz lobisine ve türkiye ekonomisi düşmanlarına verilmiş net mesajdır.
ayrıca buraya yazıyorum, türkiye için tarihi bir dönüm noktasıdır. 2023 hedefinin bileti kesilmiştir diyeyim, siz ağlar mısınız güler misiniz artık bilemem.
amerika dahil tüm batılı güçler bir araya gelse türkiye'nin yolunu kesemez bundan sonra. banu avar da kendisini yormaz bundan sonra artık. bir şeyler öğrenmiştir umarım..
bilderberg toplantılarında "güçlü türkiye" gerçeğinin kabul edildiği gün bugün olsa gerek. hiç istemeseler de..
sokrates demiş bu lafı. yanlız tepeden inme bir devrim değil, halkın gerçekleştirdiği bir devrimden bahsetmiş burada. dikkat edin anıtkabir başınıza yıkılmasın, gerçek anıtkabir çanakkale'de ellerinde kuran ile ölmüş insanların mezarlarına yapılmasın demeye getirmiş.
ray-ban gözlüklerle yapılan defrimlere bir gönderme sezdim burada.
"orman ve su işleri bakanlığına bağlı orman genel müdürlüğünün resmi verilerine göre 2008 yılında başlatılan ağaçlandırma seferberliği kapsamında ağaçlandırma konusunda tam bir rekor kırılmış.
2008 yılından 2012 yılına kadar 2 milyon 420 bin hektar alan 2 milyar fidan ile donatılmış."
"orman ve su işleri bakanlığına bağlı orman genel müdürlüğünün resmi verilerine göre 2008 yılında başlatılan ağaçlandırma seferberliği kapsamında ağaçlandırma konusunda tam bir rekor kırılmış.
2008 yılından 2012 yılına kadar 2 milyon 420 bin hektar alan 2 milyar fidan ile donatılmış."
"bir elime güneşi bir elime de ayı verseniz davamdan vazgeçmem." peygamber efendimiz bu sözü müşriklerle işbirliği yapıp islam devleti kurmayı reddetmek için söylememiştir. davasından vazgeçirmek için servetler dolusu altın teklif edilince söylemiştir. tabi ki peygamber efendimiz müşriklerle anlaşmalar yapmıştır, müşrikler o anlaşmalara uymayınca da savaşmıştır. mekke'yi fethedince tüm müşrikleri affetmiş ve "bugün size korku yoktur" demiştir. ama peygamber efendimizin müşriklerle işbirliği yapmaya ihtiyacı yoktu. ama siz yine de bakmayın bu bir şeyden anlamayan, çarpıtmada profesyonelleşmiş boş yazarların entrylerine.
orkid, kötü kokuyu hapseder derken bir bayanın poposunun başka bir bayanın burnunun önünden slow motion ile geçmesi gibi olaylar insanı tiksindirir. iğrençtir lan.
tamam islamcıyım, özgür suriye ordusundanım filan ama bunları bir kenara koyalım canım kardeşlerim, gerçekten iğrenç.
son zamanların fenomeni. eğer tarayıcınızda çoğu sitede (youtube, twetter, google v.s.) birbirine benzer reklam panoları görüyorsanız ve o reklamların altında da "ads not by this site" yazıyorsa muhtemelen mp3 veya film indirdikten sonra sizin tarayıcınıza virüs tarzı bir şey girmiştir. bunun çözümü de google chrome browserı için sırasıyla: browserınızda sağ üstte bulunan menü işaretine tıklamak, en üstünde "yeni sekme" yazan o menü'deki ayarlar'a tıklamak, ayarlar'da ise uzantılara tıklamak, uzantılarda da "BeRowsuE2saaVee" yazan eklentinin (zaten chrome mağazasından değil diye yazar) "etkinleştir" işaretini kaldırmaktır. o reklamlardan da kurtulmuş olursunuz. artıları alayım, her şey karşılıklı bu dünyada. *
not: BeRowsuE2saaVee ismi olmayabilir sizin browserınızda, ismi farklı olan ve chrome mağazasından olmayan tüm yabancı eklentilerin etkinleştirme işlemini sonlandırın bence. bir kez daha alayım artı. sayılmasa bile mutlu olurum.
"Dolandırıcılar, cep telefonundan ulaştıkları H.i.ye, Hesabınızdan terör örgütüne para aktarılmış. Şahısların yakalanması için teröristlerin kullandığı hesaba acilen para göndermelisiniz. Teröristleri suçüstü yakalayacağız. Soruşturma bitince paranızı geri alacaksınız. dedi. Telefondaki kişilerin dolandırıcı olduğunu anlayan genç, inanmış numarası yaparak, Parayı göndereceğim ama yeni evlendim. Konyada ailemin yanında 40 bin lira değerinde altınım var. Cebimde Konyaya gidecek para yok. Bana yol parası gönderin. diyerek para istedi. Şimdiye kadar binlerce kişiyi kandıran tokatçılar, garson gence inandı. Otobüsle vakit kaybetme, uçakla git. Durum acil. diyerek, gencin hesabına 500 lira uçak bileti parası gönderdiler."
ülke yönetimi tarafından türkiye ismini markalaştırıp yurt dışında pazarlamaktır. dalga geçmiyorum. reel politika ve iç politika yoluyla belli imaj çalışmaları (mesela ab'ye girmek üzere olan ülke imajı), ekonomik istikrar, iç siyasi ve toplumsal huzur vs bunlar şarttır. ihracaat odakları ve yabancı yatırımcılar ana hedeflerdir.
üretiminden önce 300'ün üzerinde türk mühendisin üzerinde çalıştığı ve kocaeli'de üretilecek olan telefondur. işlemcisi snapdragon derseniz, amerika markası iphone da güney koreli samsung'un ürettiği cortex işlemcileri kullanıyor.
bu telefonu çinli şirket huawei üretmiyor bu sefer. türkiye üretimi.
türkiye halkının da içinde olduğu millettir. türkiye'yi de oluşturan millettir. mustafa kemal'in de 1 mayıs 1920'de mecliste bahsettiği millettir. millet-i islamiyye'dir;
"Meclis-i âlinizi teşkil eden zevat, yalnız Türk değildir, yalnız Çerkez değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep anasırı islâmiye'dir, samimi bir mecmuadır. Binaenaleyh bu heyeti âliyenin temsil ettiği hukukunu, hayatını, şeref ve şanını kurtarmak için azmettiğimiz emeller, yalnız bir unsur- u islâm'a münhasır değildir. Anasır-ı islâmiye'den mürekkep bir kütleye aittir. Hudut-u millimiz, iskenderun'un cenubundan (güneyinden) geçer, şarka (doğu) doğru uzanarak, Musul'u, Süleymaniye'yi, Kerkük'ü ihtiva eder. işte hudut-u millimiz budur dedik. Halbuki Kerkük şimalinde, Türk olduğu gibi Kürt de vardır; biz onları tefrik etmedik (ayırmadık). Muhafaza ve müdafaasıyla iştigal ettiğiniz millet, bir unsurdan ibaret değildir. Muhtelif anasır-ı islâmiye'den mürekkeptir. Bu mecmuayı teşkil eden her bir unsur-u islâm, bizim kardeşimiz, vatandaşımızdır." Gazi Mustafa Kemal
izindeyiz.
edit: eleştirilerinize açığım ama atatürk sonradan kendi koyduğu bu yolu izlemiş olsun veya olmasın, islam milleti ile ilgili fikirlerim zaten değişmez.