--spoiler--
Geceleri gökyüzüne baktığımda, evrenin bir parçası olduğumuzu ve bu evrende olduğumuzu ...biliyorum; ama bunlardan daha da önemlisi aslında evrenin benim içimde olması. Birçok insan kendisini küçük görüyor, çünkü evren çok büyük. Fakat ben kendimi oldukça büyük hissediyorum çünkü içimdeki atomlar yıldızlardan geliyor….. Hayatta hep bir şeylere bağlı olmak, ait olmak, devam eden ve değişen şeyler üzerinde bir etkimiz olmasını isteriz değil mi? işte sırf yaşayarak tam olarak yaptığımız şey de bu
--spoiler--
küçük kırmızı balıkların düşmanı ,çocukluğumun korkulu rüyası! ne istedin sen adam benim küçük kırmızı balıklarımdan. ne zaman ölseler senden bilirdim.
tecavüzcü hadım edilsin diye yasa çıkarılacakken ortalığı ayağa kaldıran, 'suçun fiziki cezası olamaz' diyen ama şırnak'ta ölenler için kaçakçılık yapmasalardı diyebilen zihniyetin özetidir.
kaçakçı öldürülsün üstüne bomba yağdırılarak ne olacak? sanki hiç kimse almadı o kaçak mp3 leri, pazarlardan giyinilen o çakma adidas eşofmanları. hepsi orjinaldi, kaçakçı sadece kendine çalışmıştı.
ama ya tecavüzcü? ne karın doyurma derdi, ne geçim sıkıntısı. tek derdi bi anlık zevkken göreceği ceza için ortalık karıştı. ama pardon, o insandı değil mi?
yazamadım çünkü yazmaya kalkınca 'sigara' başlığına yönlendirildim.
Oysa şiirlerime sığdırmıştım, sözlerime işlemiştim. Sana daha yeni kavuşmuşken babam ayırdı bizi. kıyamam ki ötv vergisinden, nikotin miktarından bahsedilen yazıların altında seni anlatmaya.
sekizinci nesil yazar. hoşgelmiş sefa getirmiş. yazarlığından 5. yıl zirvesine katılma ihtimali üzerine yapılan bir konuşmadan sonra haberim olmuş, sözlükte attığım her adımı takip etmek yetmemiş şimdi de yazar olarak peşimdedir. *
başlar başlamaz verdiği aranın bitmesi dileğiyle.
sabah 4, öğlen 4, akşam 4 kez aynı mesajları atıp yine de tatmin olamayan operatörün günde iki kez de bant kaydıyla rahatsız etmeye karar vermesi üzerine kaydın sonuna eklenmiş akıllara zarar cümledir.
* gelişmeler butonuna tıkladığımızda ulaşabileceğimiz gelişmelerdir. sözlüğü kurulduğundan bu yana değerlendirebilme fırsatına erişebiliyoruz bu butonla. şöyle ki;
hep birlikte eğlenmek, eğlenirken bilgi edinmek için buradayız. yersiz propagandalar yapmak, saygısız bi üslupla siyasi tartışmalara girmek, kendi dünya görüşüne ters olanlara insanlık dışı muamele etmek kabul edilebilir şeyler değildir.
sırf bu nedenlerden dolayı bugün 4 yazar çaylak olmuşlardır. tekrar yazar olup olmayacakları veya olurlarsa hangi tarihte olacakları belli değildir.
gerekli açıklamalar yine bu bölümde yapılacaktır.
sevgiler, saygılar...
7 temmuz 2006, cuma 21:22
2006'dan kalma bu uyarıda moderatörümüz ırkçılığa varan saldırılardan, polemik oluşturmaktan ve bu nedenlerden ötürü çaylak olan yazarlardan bahsediyor. sanırım bugünle kıyaslama yapmaya gerek yok. çoğumuz bunların olmadığı bir sözlüğün daha güzel olacağının zaten farkında.
son zamanlarda her akla gelen cümleyi başlık olarak açıp "şimdi aklıma gelen çok güzel bir söz" sığlığında entry girmek gibi bir alışkanlık türedi. normalde başlık silme diye bir kavram yok ama bir süreliğine bu tarz başlıklar açıldığında silinecek. böyle başlık açmakta ısrar edenler de cezalandırılacaklar.
herkesin bildiği gibi başlık açmanın 3 önemli aşaması vardır:
1: başlık daha önce açılmış mı diye araştırmak.
2: başlıkta anlatılmak istenen konuyu en iyi şekilde ifade eden kısa ve öz cümlelerle başlığı oluşturmak. sloganlardan, konuşma dili ile açılan veya soru şeklindeki başlıklardan uzak durmak ve tanımlamaya uygun başlık seçmek. haber sitelerinden alınan haberlerden açılan başlıklarda mümkün mertebe başlık tanımlanabilir bir hale getirilmeli ve öyle açılmalıdır. "türkiye bm güvenlik konseyine girdi" gibi bir başlıktan ziyade "türkiye'nin bm güvenlik konseyine girmesi" şeklinde bir başlık açılmalıdır.
3: başlığı tanımlayan bir entry girerek ekle tuşuna basmak.
bu şekildeki başlık açmanın 3 ölümcül kuralına uyarsak mutlu ve mesut bir şekilde yaşamış oluruz.
20 ekim 2008, pazartesi 00:37
--spoiler--
evet bu gelişmemiz de 2008'den kalma. can alıcı noktası 3 önemli aşamadaki 1. madde. sol framede birbirinin aynısı olan başlıkları görünce sanırım bu gelişmemiz de bizi gülümsetecektir.
* hiçbir yazar, başka bir yazarın kökenine, inançlarına, kişiliğine, taraftarı olduğu takıma hakaret edemez. her şeyin, hakaret boyutuna varmadan konuşulabileceğini düşünüyoruz.
--spoiler--
bu da 2010 ' dan bir gelişmenin can alıcı noktası.
peki sekizinci nesil bir yazar olarak sözlüğün eski halini değerlendirmek bana mı kaldı? malesef gelişmeler butonundan aldığım sadece üç örnekle 'vay be, haklılarmış' diyebiliyorum. bu entryyi de güzel bir dilekle bitireyim; ' nice güzel gelişmelere'.
en yakın arkadaşla dedikodu yapılacaktır. Ki bu arkadaş ısrarla nickinizi vermediğiniz halde entry girebileceğiniz başlıkları tahmin ederek sizi sözlük eşrafı arasından eliyle koymuş gibi bulacak kadar da bokunu çıkarmıştır yakınlığın. Sayesinde okkalı bi itiraf bile yapamıyorum be sözlük, yine de seviliyorlar kendileri.
neyse alelacele okuldakilerin dedikoduları aktarıldıktan sonra sıra işin adrenalinli boyutuna gelmiştir. Diğer oda arkadaşlarının dedikodusu. Şahsım ayağı kalkıp ranzaların üst katında kimse var mı yok mu kontrol etmeye üşenmiş ve olaylar şöyle gelişmiştir;
Ben: + mal oda arkadaşı: - yakın arkadaş:*
+: kimse var mı odada? (yüksek sesle)
*: yok galiba
ses çıkmayınca tam gündeme bomba gibi oturan haber aktarılacaktır ki...
+ bak ayağı kalkıp birini görürsem yatakta valla kötü olur
- ( cılız bir ses duyulur) ıııııı, şey ben burdayım.
Mal arkadaşımız uyku ayağına yatmayı akıl edememiş kendini ele vermiştir.
sende şu var mı bu var mı nidalarıyla ezilmiş horgörülmüş, yetmemiş kafasına darbeler almış korumasız, gariban faredir.
o nasıl bir yüz ifadesidir. fare yediği her darbeyle yüzündeki acı, korku, telaş ifadelerini kat be kat arttırırken beni benden almıştır.
gece gece gözlerimi dolduran bu fare gerçek olsa da alıp kucağıma teselli etsem duygularına kendimi kaptırmış bulunmaktayım.
ha bi de arkada beliren şişko zalim fare, sana da iki çift laf ederdim ama değmezsin.
öğrenci olan sözlük yazarlarının sözlükten talebidir.
bütün sorumluluklarımızı bir tarafa bırakarak sözlüğün muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için çırpınırken arada kaynayan alttan dersler, bütünlemeler hatrına zallın üniversite öğrencisi olan yazarlarına bağlaması gereken burstur.
ha eğer derse ki 'kazandığım anca bana yetiyo uğraşamam sizle', o zaman yapılması gereken tek bişey kalıyor. sevgili bücürlerimiz, canlarımız, ciğerlerimiz, geleceğimiz pıtırcıklarımız liseli yazarlarımızı aidata bağlamak. ve elde edilen geliri aramızda paylaştırmak.
gereklerini arz ederim.
limonlu kahve
gece gece boğazınıza düğümleri ard arda dizen olaydır.
öldükten sonra bile kimseye yük olmak istemediğinden aldığı o üç kuruş parayı kızına vererek zorla kefen aldırmıştır.
Anlarsınız ki dualarıyla hiç yanınızdan ayrılmayan, uzaklara gittiğinizde iki gözü iki çeşme ağlayan, bayramlarda elini öptüğünüz anneanneniz gün gelecek bırakacak sizi.
somut birşeylerle ölümün yaklaştğını görmek insanın içine küçük bi koz bırakarak yakıp geçiyor.
bu markanın kıyafetlerinde hep bi kehanet olduğunu farkederdim ama bi türlü çözemezdim. Ama geç de olsa tabiri caizse dank etti. O bilmem kaç para verip ayıla bayıla aldığınız elbisenin eve gelince bi boka benzememesinin sebebi mağazaların çoğunda kullanılan ayna ve ışık hilesi. magazada giydim çağla şikel eve geldim limonlu kahve olayı yani. Hafif loş ışık da daha şık gösteriyor haliyle.
özet geç piç diyenler için : kanmayın efenim yazık o kadar paraya
penguenin her zamanki yardıran karikatürlerinden biridir. Sen istiyor ösym ye itiraz verecek 5tk daha diyor kurum başkanı. E tabi kolay değil şifreler dağıtılırken yapılan masraf. Bir de özür telefonları var gel de kalk bu masrafın altından.
operatörlerin gerçek dışı söylemleridir.
Arkadaş on dakikada bir sana özel, sana özel diye mesaj geliyor. kimi niye kandırıyorsun? Ben bilmiyor muyum o sana özel diyerek başladığın mesajı milyonlarca insana gönderiyorsun? onu geç sanki benim bana özel olmadığını bildiğimi bilmiyorsun? ikimizde herşeyin farkındayken niye bu aldatmaca, kandırmaca? isyan edesim geliyor yeminle.
yapılan zirvelerin genelinin ankara,istanbul,bursa,izmir,eskişehir gibi belli illerde olmasından ötürü hiçbirine katılamamanın insanda oluşturduğu duygudur. Üzer bazen.
bugün diyarbakır sınırları içinde görülen içler acısı durumdur. bu zihniyet ki kendi halkının haklarını savunduğunu iddia ederek bugün içinde öğrencilerin de bulunduğu halk otobüsünü hiç gözünü kırpmadan yakmıştır. neyse ki kimse yaralanmadan olay atlatılmıştır. ysk'nın veto kararını protesto ederken hayatını kaybeden kişi sayısı bugün çok daha fazla olabilirdi. üstelik bu canı kendi halkını savunanlar (!) alabilirdi.
bulgurla yapılan, üstüne sarımsaklı yoğurt ve salça sosu dökülen müthiş lezzetli köfte çeşididir.
edit: yemeğin tanımını yaptım ne diye eksilersiniz teallam ya.