inanılması güç ama hala var böyle insanlar. hem de baya fazla. nereden mi biliyorum? sokakta adım başı yükselen betonarme çirkin binalardan. içlerinde de yüzlerce insan yaşıyor. yerden göğe doğru yükselen belli bir metrekare üstüne tıkıştırılmış irili ufaklı binalar ve o ufacık alanda alt alta üst üste yaşayan yüzlerce ve hatta binlerce insan. ne anlıyor bu insanlar balık istifi gibi yüksek binalarda yaşamaktan? sanayi çağı desek bitti, kentleşme desek artık o da planlı. illa şehir merkezinde müstakil bir evde oturmak gerekmiyor, şehir dışında banliyölerde pekala çok güzel müstakil evler var. kirası yalnızca 1.000 tl olan tripleksler oldugunu bizzat ben biliyorum. en fazla 200 tl de aidatı vardır bunların, bugünün şartlarında sudan ucuz. hem kim istemez ki geniş jakuzili, küvetli bir evde sevgiliyle, aileyle yaşamak. kim istemez akşam işten döndüğünde barbeküde ızgara yapıp bahçede ayaklarını uzatıp mini şelalenin şırıltısını dinleyerek ferahlayıp kitap okumak. kim istemez haftasonu evde, bahçede eşe dosta brunch partileri vermek?
ve son not; paramız yok demeyin a dostlar, herşey parayla değil, bu tamamen bir tercih meselesidir.
yine aynı şekilde rakiplerinin erken havlu attığı bir ligde sivasspor gibi kendi ayarında bir takımla girdikleri şampiyonluk mücadelesinde kazandıkları ve tek bir derbi bile kazanamadıkları şampiyonlukla gurur duymalarıdır.
not: kazandıkları tek derbinin izmir'de oynanan kupa maçı oldugunu hatırlatalım. hani çarşının mabedi olmayan izmir'de.
ayrıca bir başka yaratıcılıkları hiçbir takım taraftarında olmayan argo sözler ve küfürlerle koro halinde insanlara hakaret etmektir. tam 21. yüzyıl taraftar profiline uygun davranışlar. tebrik ediyoruz kendilerini.
sezon sonu yalandan kendini feshedip her nedense sezon başı kararından dönen delikanlı geçinen taraftardır. delikanlılıklarını bilemeyeceğim ama yaratıcı oldukları kesin.
bugüne kadar gördüğüm en büyük yaratıcılıkları ligin en az gol yiyen ve en az gol atan takımda başarısızlığın faturasını kaleci rüştü'ye kesip maç boyu onu ıslıklamaları olmuştur.
çoğunlukla bir iş güç sahibi olamamış, iş güç sahibi olsa bile işinde kazandığı parayı orda burda çarçur edip ikinci el bir araba almayı bile becerememiş insandır. hadi kişi kendinden utanmıyor, sabahın köründe soğukta otobüs, minibüs bekliyor. peki insan hiç ailesinden, hastaneye getirip götüreceği yaşlı anne babasından, hadi hepsini geçtim biricik sevgilisinden de mi utanmaz yahu? milletin sevgilisi mercedes, audi, bmw'lerde fink atarken sen hala kızı romantik ayaklarına yatıp vapura, minibüse, otobüse, metrobüse mahkum ediyorsun. bence kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. zaten günümüzde hiçbir kız da yemiyor bu numaraları artık.