ütopyadır. çünkü dolmuşçular oyun havasından başka bir şey dinlemeyen beyaz çorap giyen,ayakkabıların arkasına basan, viteste mutlaka tesbih bulunduran, yol vermeyene küfür eden, sürekli kornaya basan, normal yolda duran insanı bile dolmuşa binecek diye amaçsızca önünde dolmuşu durduran, kırmızı ışıklarda beklemeyen, sürekli "parasını vermeyen var mı" diye soran, göbekli, bıyıklı, gömleklerinin ilk 5 düğmesini her daim açık bulunduran ama içine bakıldığında kedi gibi olan kimselerdir.
+sen kaç kilosun cemanur abla?
-70 kiloyum ya, daha dün tartıldım.
+dur çantamda baskül olcaktı gel bi tartılak kı.
-ay yok, aman şey, iyi madem.
(baskülde göstergede 78 yazıyordur.)
-aaa kız bu yanlış tartıyo valla ben dün daha eczanede tartıldım.
+yoo benim tam da neyseee.
tarzından diyologların yaşandığı ve özellikle 30-45 yaş arası ev hanımlarının söylediği beyaz, pembe, mor yalanları söyleyen insanlardır.
akşam saatlerinde aşırı asitli şeyler yemek ya da içmek. özellikle de mandalina, portakal, limon tarzı şeyler tüketmek sabah kalktığınızda sürpriz sivilcelere neden olabilir.
ankara kızılay'da caddede yürürken 5 metrede bir duyabileceğiniz cümledir. hatta "gelin sevgiliniz aldatıyor mu? kaç ay sonra ayrılcaksınız? sınavda nereyi kazancaksınız? bulalım diyenler bile olur.
