Dünyanın en iyi sprint atan atlarından biri. üstelik dişidir.* hani bayağı bir at izlemişliğim vardır; secretariat, seabiscuit, bold pilot, mirhat, turbo vs. ama bu bambaşka. izleyenleri strese sokmak için kasten gerilerden geliyor sanırım.
you always needed people like me
directions for your fingers to point
a crooked dealer's blaming spree
i'm guaranteed to disappoint
you're weak and scared and cutting raw deals
but fortune always favours the bold
i'll bet it all and crush your bluff
i'll never yield nor ever fold.
and i won't shoulder the blame.
i am the one who's left to take the fall
i fight the constant undertow.
you always needed a distraction
a target for the stones that you thrown
to draw attention to your actions
i'm tailor made so lock & load
oh, you're telling tales you spineless coward
your word's not worth its weight in shit
back against the wall, belligerent.
i won't shoulder the blame
so high and mighty but when the bottom drops out
you're gonna find me standing where you left me.
deal the last hand, let the cards fall where they may
from your castle made of sand you're looking down at me
so high and mighty but when the bottom drops out
you'll have to face me waiting where you left me.
camel'ın efsane mirage albümünden yıllanmış şarap tadında bir parça. ömür boyu dinlemekten bıkmayacağım, her dinlediğimde farklı şeyler hissettiren, ruhumda farklı tatlar bırakan nadir şarkılardan biri. sözleri şu şekilde:
when he rides, my fears subside,
for darkness turns once more to light.
through the skies, his white horse flies,
to find a land beyond the night.
once he wore grey, he fell and slipped away
from everybody's sight.
the wizard of them all, came back from his fall
this time wearing white.
he has a certain air, as if he's never there,
but somehow far away.
and though he seems afar, like a distant star.
his warm he can convey.
istanbullu progresif death metal grubu. yeni albümleri of oceans and raindrops'u 11.11.11 tarihinde yayınladılar. grupla ilgili ayrıntılı bilgiye şurdan ulaşabilirsiniz. hatta albümü de oradan indirebilirsiniz.
istanbullu progresif death metal grubu thrown to the sun'ın 11.11.11 çıkış tarihli debut albümü. şarkı listesi şu şekilde:
1. adrift
2. ravenous sun
3. kaczynski
4. inward reflection
5. burning circle
6. the crumbling
7. seized by obscurity
8. locus of nullity
9. evoker pt 1 a ground to fall upon
10. laceration
11. afterglow
12. the ocean beneath the universe
türkiye'den şimdiye dek çıkmış en iyi iş. albüme şurdan ulaşılabilir.
norveçli black metal/punk rock grubu. kağıt üzerinde çorba gibi bir müzik yaptıkları düşünülebilir, ama adamlar o kadar güzel icra etmişler ki ve besteleri o kadar akıcı ki art arda birkaç kez dinlemeden duramıyorsunuz*. bu elemanların bu sene kendi isimlerini taşıyan debut albümleri, çoğu fanzinden ve müzik eleştirmenlerinden tam not almış. ilerde grubu parlak bir kariyer bekliyor diyebiliriz gönül rahatlığıyla. benim için yılın en iyi 15 metal albümünden biri.
6 haziran 1955 doğumlu amerikalı aktrist. dinner rush, without you i'm nothing ve bilhassa the king of comedy filmiyle ünlenmiştir. çirkindir, ama böyle sevimliliği de yok değildir. the king of comedy'deki psikopat masha karakterini harika canlandırmıştır. bu arada yönetmenliğini martin scorsese'nin yaptığı bahsi geçen filmde, robert de niro ile başrolü paylaştığını belirtmekte de yarar var.
mekong delta'nın meşhur lurking fear albümünden sonra bu sene çıkardığı albüm. klasik müzik eseri gibi üvertür olsun, ara fasıl olsun bu tarz bölümlerden oluşmaktadır. şu an sindirmekteyim efendim.
son albümlerinden epik bir şarkı dinlemek için aşağıdaki linke tıklamak yeterli. adamlar öyle bir atmosfer yaratmış ki, kendinizi hayalet gemisinin içinde dalgalarla ve kötü ruhlarla boğuşurken hayal ediyorsunuz. özellikle 05.45'den sonrasını gözünüz kapalı bunları hayal ederek dinlerseniz, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
kimi gıdalarda koruyucu katkı maddesi olarak kullanılan, asit yağmurlarına sebep olan zararlı bir gaz. koruyucu olarak kullanılmasındaki amaç, -zannediyorum ki- ortamdaki oksijeni uzaklaştırıp gıdanın hava almasını önlemek, dolayısıyla da gıdanın daha uzun süre bozulmadan kalmasını sağlamaktır.
black metal/post-rock karışımı almanyalı şahane grup. "Lantlôs" şeklinde yazılır. 2008'de kendi adını taşıyan debut albümlerinin ardından bu yıl ".neon" isimli albümle ortalığı sallıyorlar. zaman zaman sakinleşen müzikleri, sesi kuyudan geliyormuşçasına black metal vokaliyle bir anda sertleşip şok etkisi yaratıyor. dikkate değer bir grup.
Norveçli klasik/progresif rock grubu. Şu ana kadar sadece bu sene çıkan "the crown of creation" albümlerini dinledim. bana göre yılın albümlerinden biri. grupla ilgili bilgilere şuradan ulaşılabilir.
diskografi
1997 - Underground and Beyond
2000 - In Anadi's Bower
2004 - Blues From Hellah
2007 - The Divine Tree
2010 - The Crown Of Creation
i am throes of my denial,logic in me crumbles,i take this fateful ride
through my mind
daydream fluid thoughts washing shores of warm confusion
i'm one with this beautiful disorder
another world, wasthis the transition?
slowly i returned to the familiar,spiralling in costant flux
what have i created?
the experiment is over
isveç'li köklü death metal grubu dismember'ın * ilk stüdyo albümü. şu ana kadar başlığının açılmamış olması tuhaf. türünün kilometre taşı albümlerinden biridir.
şarkı listesi
1. Override of the Overture
2. Soon to Be Dead
3. Bleed for Me
4. And So Is Life
5. Dismembered
6. Skin Her Alive
7. Sickening Art
8. In Death's Sleep
9. Deathevocation *
10. Defective Decay *
11. Torn Apart **
12. Justifiable Homicide **
tek yıldız --> orijinal bonus track
çift yıldız --> 1996 basımındaki bonus trackler
aynı zamanda abd'li death metal grubu. önceden isimleri ripping corpse iken harika bir death/thrash klasiği albüm çıkarıp sonra saf death metal yapmak üzere adlarını bu şekilde değiştirmişler.
ayrıca nefiiz * bir deftones şarkısı. around the fur albümünden. ana rifleri tam kafa sallamalık groove bir yapıya sahiptir. öfke patlaması yaşatır. sözlerini de vereyim:
I meant to come back to put out bliss
But the style's crumbling, covered, canned
It was sick and no you don't even know how it comes and
Shifts then gets ruined by you fucking slobs
It's classical, anyway
I can't help it, it makes me so sick
Over and over, it sits stiff
Bound with no heart, fine 'cause this is where the separation starts arising
I can see it coming over your cloud
It's classical, anyway
How cool are you? I remember
I feel sick X4
Just a bad call, it's so funny
How you think I'm so serious, but that's not it
The thing is I don't give enough jacks to give a fuck
It's just plain boring how you bore me asleep
It's classical, anyway
How cool are you? I remember
I feel sick X4
Feel sickened X7
I feel sick
And who the fuck are you anyway, you fuck?
It's making sick sense seeing how you're sticking out
hardly and hoping money please arise up off the fucking knees
and hop off the train for a second and try to find your own fucking heart
It's classical, anyway
How cool are you? I remember
canımdan öte nevermore'un dead heart in a dead world albümünde bulunan, warrel dane'in vokalleriyle büyüleyen enfes şarkı. sözlerini de verelim:
I am the poet, the prophet in the pit
Like a hollow-point bullet straight to the head
I never miss... you
Within the dark communion of self awareness
There lies a void called ego
An endless fusion of stillness and chaos
To bring its death can bring rebirth
(Dissolve into gray) I want to freeze the time
(As we disintegrate) Disintegrate the light
Let the rain come down, let the solitude surround
(Dissolve into gray) I want to change the lines
(As we disintegrate) And purify the divide
Are we ever free or slaves to technology
Outside the fallen walls of pride and prejudice
There is a voice that speaks in circles
Empty illusions still fall before us
There is no future so profess your pain
(Dissolve into gray) I want to freeze the time
(As we disintegrate) Disintegrate the light
Let the rain come down, let the solitude surround
(Dissolve into gray) I want to change the lines
(As we disintegrate) And purify the divide
Are we ever free or slaves to technology
zeke adlı ilginç isimli ve şu sıralar keşfettiğim hardcore/punk grubunun en meşhur albümü. "ölüm geçidi" anlamına gelir. hatta bu albümdeki bir şarkıyı da *dew scented adlı alman death/thrash grubu impact albümünde coverlamıştır.
her dinleyişimde beni yerin dibine sokan nevermore güzelliği. böyle bir şarkı nasıl olabilir yahu? sözlerini verip kaçayim:
inside black decision concealing what no one knows but i
To regain the vision that my freewill once cast aside
Tomorrow Turned Into Yesterday
The sweet downhill sadness of our slow decay
Tomorrow Turned Into Yesterday
And i see the fault of the steps that i mislaid
Tonight the north wind spoke to the trees
And said, "Open your eyes"
Deep silver glimmer slither, drip down
And emotion dies, emotion dies
Tomorrow Turned Into Yesterday
And I see the fault in a chance that was never taken
Tomorrow turned, tomorrow's gone
But did we learn, where we went oh so wrong
Tomorrow Turned Into Yesterday
Tomorrow Turned Into Yesterday
Tomorrow turned, tomorrow's gone
But did we learn, where we went oh so wrong
Oh so wrong !
nevermore'un 1996'da çıkan 2. albümü.* kıyıda köşede kalmış, yine de harikulade bir albümdür. The Seven Tongues of God gibi nevermore klasiklerinden birini barındırır.
şarkı listesi
1- the seven tongues of god
2- this sacrament
3- next in line
4- passenger
5- the politics of ecstasy
6- lost
7- the tiananmen man
8- precognition
9- 42147
10- the learning
11. Love Bites (Judas Priest cover)*
12. Next in Line (video)*
nevermore'un this godless endeavor albümünde yer alan enstrümental parça. james murphy tarafından çalınmıştır. böyle ağır ağır, seke seke lakin kendinden emin bir şekilde ilerler. gitar tonu müthiştir. tekrar tekrar dinletir.
çek cumhuriyeti'nden death metal/grindcore grubu. isimlerinin godikliğine bakmayın. grup, sert şeyler sevenlere güzel bir müzik sunuyor. myspaceleri'ndeki schism adlı şarkı grubun deliliği hakkında ipucu verebilir.
açılımı marmara industrial engineering society olan, marmara üniversitesi'nin en aktif öğrenci kulüplerinden biridir. adını gitgide daha büyük kitlelere duyurmakta ve gittikçe büyümektedir. 2010-2011 eğitim-öğretim yılında ilk defa olmak üzere 2 dergi birden çıkaracaklardır.
aynı zamanda bir ukteymiş*. ekşi'de bir yazar vardı mies diye. böylece ilk kez ukte doldurmuş oldum sevgili sözlük. misyonumu tamamladım. bundan gayri buralarda yazmamın bir manası kalmadı. *
gorefest'in başarılı debut albümü. 1991'de çıkmıştır. şarkı listesini de şeettiriverelim:
1.Intro
2.Mental Misery
3.Putrid Stench of Human Remains
4.Foetal Carnage
5.Tangled In Gore
6.Confessions of A Serial Killer
7.Horrors In A Retarded Mind
8.Loss of Flesh
9.Decomposed
10.Gorefest
Internal Decay'in debut albümü. Old School ve Underground'a gönül vermiş biri olarak yine adı sanı pek duyulmamış bir grup ile karşınızdayım. Bu sefer hiç beklemediğim düzeyde kaliteli bir müzik icra ettiklerine tanık olduğum ve son zamanlardaki en iyi keşfim olan Internal Decay'den biraz bahsedeceğim. Yine kısa bir kritik olacak, çünkü gruptan bahsederken kelime bulmakta güçlük çekiyorum. Kendileri isveçli olup şimdiye kadar bir demo (1991) ve bir de bahsetmekte olduğum albümü (1993) çıkarıp dağılmışlar. Seneler sonra tekrar bir araya gelmişler.
Şimdiye kadar isimlerine nerdeyse hiçbir yerde rastlamamış oluşum gerçekten üzücü. Acaba ben mi çok abartıyorum yoksa bu grup şu ana dek fark edilmemiş bir başyapıt mı sunuyor hakikaten? Yok arkadaş! Abartmıyorum, gerekçelerim var. Birincisi, eğer grup kariyerini sürdürseydi bence çok önemli bir grup olabilirdi. Şu anda isveç death metali diyince aklımıza gelen gruplardan bence eksiği yok. Devam etselerdi belki de isveç death metali şu anda olduğundan daha farklı yerde olurdu. ikincisi isveç'e özgü klasik old school death metal ile melodik death metalin en iyi harmanlandığı albüm, bence bu albümdür. (büyük iddia evet) Old school death metalin çiğliği, black metalin karanlık havası ve melodik death metalin bürünebileceği en melodik hâl, bu albümde olabildiğince orantılı olarak harmanlanmış ve ortaya enfes bir iş çıkmış.
Albümün mükemmelliği kendine has gitar tonlarında, o yıllardaki teknolojiyi de düşünürsek prodüksiyonun iyi olmasında ve adını koyamadığım daha birçok şeyde saklı. Mesela Carcass'ın Heartwork albümünü dinlediğimde de neden o kadar çok sevdiğimi fazla sorgulamam, çünkü değeri azalacakmış gibi gelir. Bu albümde de benzer hisleri yaşadığımı söyleyebilirim. (Tesadüfe bakın ki çıkış tarihleri de aynı) Albümü bu kadar sevmemde yerli yerinde kullanılmış ve albüme güzel bir hava katan klavye ve piyanoların da etkisi büyük.
Bu albüme benzer bir albüm dinlediğimi hatırlamıyorum. Neden isimlerinin zikredilmediğini de bilmiyorum. Tabii ki At The Gates veya Dissection ile bu grup arasında kıyaslama yapacak değilim, ama bu grup da bence kendi türünde (ya da yarattıkları kendilerine özel sound diyelim) çok önemli ve hâlâ duyulmayı bekleyen özgün bir albüme imza atmış. Genelde orta tempoda seyrettiğinden Entombed, Eucharist, Unanimated gibi gruplarla da karşılaştıramıyorum. Kağıt üzerinde aynı tür müziği yapıyorlar gibi gözükse de aralarında bariz farklar var. O yüzden kalite olarak ondan iyidir bundan üstündür demek yerine, bu grubu da aynen onlar gibi efsaneler kategorisine koyuyorum. Kapağından sounduna, yarattıkları karanlık ama kapkaranlık atmosfere kadar her şeyini seviyorum.
Bu albümü metal seven herkese öneriyorum. Eskilere dair daha keşfedilecek çok şey olduğunu fark etmemi sağladığı için bu yaratının mimarlarına teşekkürü borç bilirim. "a forgotten dream" için "a forgotten masterpiece" demekte bir sakınca görmüyorum. Gerçekten büyüleyici. 10 üzerinden 9.5 puanı sonuna kadar hak ediyor.