çok zamanlardan beri bu dikenli yollarda
nice ömürler tükettim hep kendi doğruma.
istedim herkes anlasın beni senin yolunda.
geceler bitmek bilmesin hep çığlık çığlığa!
sen bir karton çiçeksin;
açılınca kanatların gece gündüz durursun bak
bir uçurumun ucunda.
hiç güvenmedin kendine nasılsa???
taşınınca eski aşklardan
fırsat bulunca gözyaşlarından
martılarla bir haber gönder
nasılsa
aşk eskimez zamanla.
sözlüğe son zamanlarda dadanmış bir alışkanlık. insanların inançlarının neden sürekli başlık haline getirildiğini oldum olası anlayamamışımdır.
adamın biri hristiyandır, diğeri yahudidir, ben müslümanım, sen ateistsin... ne farkeder? bu benimle tanrı arasında bir durum değil midir ki?
niye başkı insanlar allahla benim arama giriyor? ya da bir başkasının inancıyla ilgili yorum yapıyor.
açıkçası başkasının düşüncesi ve inancını konuşmak ya da kendi inancımızla ilgili de reklam yapmak ayıptır.
diğer inançları aşağılamak da ayıptır. herkesin kendisine göre bir görüşü var.
ayrıca dinimizin de reklama ihtiyacı yoktur.
gerçekten düşündürücü olan gelişmedir. akp'nin yaptığı hiçbirşeyi eleştiremeyen, eleştiriyi de kaldıramayan; düz mantıklı militanlar sokaklardan sonra sözlükleri de çekilmez hale mi getirecekler diye düşündürmektedir.
yemin ettim albümünden bir kayahan şarkısıdır. sözleri aşağıdaki gibidir:
"gülüm hayat bir gün bize de güler
Bir gün olur sona erer bu kötü günler
Biter elbet biter bir gün bu özlem biter
Bu dağlar ve denizler engel değil bizim için bekle gülüm
Hangi dağ daha yüksek bizim yüreğimizden
Hangi deniz daha büyük bizim özlemimizden
Hangi dağ daha yüksek bizim yüreğimizden
Hangi deniz daha büyük bizim özlemimizden
Kavuşmak tutkusuyla delirince bu gönlüm
Duvarları deler gözlerim seni görürüm
işte o an dağ bir karış deniz bir adım gülüm
O an saçlarını dağıtan rüzgar değil nefesimdir gülüm
Hangi dağ daha yüksek bizim yüreğimizden
Hangi deniz daha büyük bizim özlemimizden
Hangi dağ daha yüksek bizim yüreğimizden
Hangi deniz daha büyük bizim özlemimizden
Özleminin yüreğini boğduğu bir gün
Haykırmak gelirse içinden haykır gülüm
Dövsün sesin denizleri dağları dövsün
Bu dağlar ve denizler engel değil duyarım seni haykır gülüm"
"Kapalı anlatımlı bir salonun locaları: Kırılmış, yapıştırılamaz ve durulmaz bir şiddetle açar kapılarını Bir oyun entarisi ve mavi bir entrikadır zaman Aşkın yedi kat resmiyle Bizanstan, Aydınlanma Çağına uzanan. Kelimeler yerine hareketler, mekanik plazmalar POST MODERN AŞKa arabesk ALT YAZILI bir kabare: Bir şeylerin eksik kılındığı, Bir şeylerin yerli yerinde durduğu, Fazlalaştığı ve yansıdığı hummalı bir kabare bu. Yüzüm yoktu o gece yassı ayna yüzümdeyken, kilitli bir tarih Yüzü olmayan bir adamı oynamak ne denli zordur Adın neydi söylesene; adın Yapım eki almadan güzelleşen nedir adın söylesene bana? izle, bak! Sözcüklerin cehenneminde motor seslerinden kaçıp bir rol düştü sana Seni çağından alıkoyan kimmiş sor! Bir otoyolda savur direksiyonu, demir köprülerden geç. Anladım; ne sensin ne ben, kalifiye olmuş bir kabare aslolan Danışıklı bir metropol savaşıdır POST MODERN AŞKa arabesk ALT YAZILI bu kabare Bir metropol dansı: Tarih atlaslarına bakınca içbükey bir aynadan yansıyan."
70'ler türkiye'sinde sağ ve sol örgütlerin tamamı tarafından "futbolcu lan bu" yaftası yapıştırılarak çifte dayak yiyen ama ölüm tehlikesi bulunmayan insan tipidir.
logosunda kırılmış bardağın içinde kurumuş bir gül olsa kimseyi şaşırtmayacak potensiyel dernek projesidir. Her konserden önce de `hepimiz nihatız
hepimiz doğanız ` pankartları açabilir dernek üyeleri.