Her zaman için olaylar bitiyor, olan oluyor herkes herşeyi biliyor. Türkiye yakın tarihinde hep böyle oluyor ama kimse zamanında harekete geçmiyor. Yangın oluyor #marmarisyangını herkes itfayeci kesildi, herkes daha önce söylemiştik etmiştik dediler, insanlar ona buna laf ettiler, tartişmalar yaşandı. Büyük yangın çiksa yine türkiye karışacak herkes birbirine sallayacak siyaset yapılacak #marmaristen ders alınmadı mı? Ekonomik kriz yaşandı birçok kez herkes ekonomist kesildi, bilgisi olan olmayan herkes televizyonda, sokaklarda konuştu, ona buna salladılar sövdüler geçirdiler. Deprem oldu,#6şubat herkes yer bilimci kesildi, yıllarca deprem ile ilgili araştırmalar yapmış gibi yine televizyonda konuştular ettiler, yine ona buna sağcısından solcusuna salldılar geçtiler. Gölcük depremi veya elazığ depremi oldu. Yüzlerce insan öldü, insanların psikolojileri bozuldu peki ya ders niye alınmadı? Terör veya sınır dışı operasyonu oluyor, herkes asker kesiliyor, şehitler veriliyor herkes şöyle olması lazım böyle olması lazım, yine televizyonlarda herkes bilgisi varmış gibi konuşmaya başlıyor. Darbe girişimi oluyor, herkes biz biliyorduk şunu yapmamız gerekiyordu olacaktı olmadı. Herşeyin önlemini önceden alacaksın olaylar olduktan sonra konuşma ile birşey olmuyor, olan yalnızca masum insanlara oluyor, masum insanların canı yanıyor. Halkımız veya muhattap kimse, yalnızca olay oluyor canlar yanıyor, sonrasındaki durum idare ediliyor yaralar sarılıyor bir zaman sonra yine aynı seneryo farklı bir yerlerde yaşanıyor ve aynı önlemsizlikler yaşanıyor. Yaz gelecek ormanlar yanacak herkes itfayeci olacak. Konuşmaktan çok ilgili kişilerin ve halkın icraati gerekiyor. Burada devlet herkesin başina adam mı dikecek, dünya üzerinde bunu yapabilecek bir devlet yok. Bizlerin bilinçli olması lazım her konuda.
Hala aşık olduğunuz kadının, yeni sevgilisi ile aynı evde seslerini duymanızın 7 ay sonra eski sevgilinizin size geri dönmesi ve uzun çaba ile umutlandırması. Olanları sindirmeye çalışırken sizinle onu kıyaslayıp kaldığı yerden devam etmeleri. Başka sözüm yok.
Aslında vazgeçememek diye birşey yoktur, hala aslında bir yerlerde degerini olacağını izi olacağını bilirsiniz özellikle her anlamda ilklerinizi onunla yaşadiysanız, sanki hayatınızdan gitmeyecek gibi sevip kalbinizin hepsini ona verdiyseniz ayrılık sonrası uzun bir süre unutulmaz. Cevrenizdekiler sizi anlamazlar genelde, en kötü durum ise siz hala unutamayıp kendinizi iyileştirmeye çalışırken, karşı tarafın sanki birşey yaşanmamış, yaşadığınız güzel anıları yok saydığını farkedip hayatına odaklanıp yeni insanlarla flört etmesi veya sevgili olması zaten hali hazırda bulunan yaranızı derinleştirir. O zaman akıl ile kalp arasında kalıyorsunuz ilişki zamanındaki anlar aklınıza gelip vazgeçemiyorsunuz, sonrasında yaptıklarından dolayı vazgeçip hayatıniza odaklanmak istiyorsunuz. Bunun çaresi yok açıkcası zamanla olmuş olanları kabullenip, anılarınızı sadece iyi olarak anıp hayatınıza odaklanmanız gerekiyor. Tabi birde arada onun geri gelip aklınızı yine karıştırma durumları oluyor. Nereden baksan kötü bir durum bir zaman sonra hissizleşip eskisi dahil kimseye birşey hissedemiyorsunuz. Acı bir durum kimse yaşamasin isterim ama herkes yaşıyor.
sizsiz yaşamayı kabul etmiş, hayatinizda olmayan biri icin uzulmek , stalklamak , aci cekmek ve sendroma girmek kendinize karşı yapabileceğiniz en büyük kötülüktür. Sevgi ve saygının kalmadığı bu devirde seven insan, sonunda psikopat olur ve yıllarca aptal yerine konduğunun acısını çeker. köşenizde eski sevgilinizin 2. 3. Kişilerle olan mutlu ilişkisini izleyerek veya eski anılarınızı hatırlayarak hayatınızı boşa gecirebilirsiniz. Bir değeri olmadığı için tavsiye etmem.
aldatılmaktan daha acı verici birşey var ki, temiz duygularla sevdiğin yıllarca herseyini paylaştığın insanın, ustalıkla kendisi hakkında yalanlar söyleme gerçeğini öğrenmek ve aslında seni yara bandı olarak kullandığını öğrenmek. o andan itibaren yıllarca biriktirilen anıların bir hükmü kalmıyor. Aldatılma acısı çok masum gibi gözüküyor. (bkz: mide bulantısı)
Ne kadar çok seversen o kadar çok derinleşir yaraların. Çok sevmelerin zamanı değil artık. Sevip kavuşmayı beklemenin devri değil bu devir.
Bir selama muhtaç kalmıyor artık kimse ve bir selamla güneş doğmuyor kimsenin yüreğinde.
Elle yazılmış mektupların kıymeti kalmadı, saklanmıyor artık kitap sayfalarının arasında mektuplar.
Kimsenin ardından yas tutulmuyor, ayrılığın acısı yılları bulmuyor. Şarkılarda aranmıyor, şiirlere yazılmıyor artık kaybedilenler. Dokunmadan sevilmiyor, görmeden taşınmıyor kimse yüreklerde.
Sevdaya dahil değil artık hiçbir şey. Sadık kalınmıyor artık verilen sözlere, yeminler kolayca bozuluyor artık.
Emekle kazanılmıyor artık sevdalar... kimse bir cemal süreya gibi sevmiyor kadınını.
Ve kimse bir piraye kadar gururlu ama sevdasına sadık kalamıyor. Çok sevmelerin devri kapandı. Gidenin hoşça kaldığı gelenin hoşgeldiği devir bu devir. Güzel sevenlerin kendini çirkin hissettiği, çirkin sevenlerin kendini güzel zannettiği zaman.
Gidenin acısını gelenle kapatmanın zamanı...