senelerdir devam eden bir komediden bahsedicem size şimdi. öncelikle bir fanatik galatasaray'lı olarak geçmişte galatasaray'ın avrupada başarılı olduğu tarihlerin transfer döneminde ( mayıs ayından sonraki transfer döneminden bahsediyorum ) medya tarafından şöyle haberler oluşturulurdu: ''figo galatasaray'da'', ''zidane galatasaray ile anlaştı'' gibi. ama ne hikmetse yeni sezon başlardı ve galatasaray'ımız 10 senelik kadrosuyla sezon maçlarına çıkardı. e hani nerdeydi figo, zidane? asparagas haberciliğin en güzel örneğinden dolayı milletin aklını yalanla doldurmaktan başka bir şey değildi bu haberler. şuan fenerbahçe içinde yapılıyor bu haberler. ''eto fenerbahçe ile anlaştı'', ''roberto carlos ronaldinho'yu fenere getiriyor'' gibi haberler söz konusu piyasada. her ne kadar sevmesemde aziz yıldırım bu konu hakkında şöyle demiştir: ''Artık sayfalarınızı yalan transfer haberleri ile doldurmayı bırakın ve yaptığınız mesleğin saygınlığına leke getirmeyin''. galatasaray, beşiktaş ve fenerbahçe arasında sıkı bir rekabet olabilir ama böyle haberler hem taraftarların hemde bazı klüp yöneticilerinin aklını sulandırmaktan başka bir şey değildir. medyanın amacı burda nedir? rekabeti kızıştırmak mı? yoksa milleti dolandırmak mı? inanın çözemedim.
Bu arada Londra ekibi için en büyük süpriz kendilerini karşılamaya gelen bir grup Galatasaray taraftarı oldu. Sarı kırmızılı taraftarlar ezeli rakipleri Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ndeki rakibini karşılayarak, futbolcular için tezahürat yaptılar. Chelsea'da en büyük ilgiyi daha önce Fenerbahçe'de de forma giyen Nicolas Anelka gördü. Chelsea'li futbolcuların Galatasaray taraftarlarının karşılamasına ve ilgisine oldukça şaşırdıkları görüldü.
bugün gündüz evimde otururken ilginç bir ses geldi. bu bir köpek havlamasına benziyordu. gece 4 5 saat havlayan köpeklerden sanırım birisinin sesi kısılmıştı. bende içimden ''ohh iyi olsun'' dedim.
efendim bunun sebebi şudur; bir zamanlar avrupa da kral tacını başına takmış galatasaray'ın avrupa da elde ettiği başarılar sonrası asla başka bir türk takımını küçümsemeyerek ''herkezin tuttuğu kendinedir'' adlı modern atasözününden çıkmaması sonrası günümüzde fenerbahçe nin avrupa da daha yeni yeni bir yerlere gelmeye çalışmasından sonra ''avrupanın yeni çokoprensi fenerbahçe'', ''artık galatasaray yok fenerbahçe var'' gibi gerizekalı laflarla bir çok türk takımınıda ezik görmesi sonucu ortaya çıkan durum. bu fenerbahçe yi avrupa da destekleyen farklı bir türk takımı taraftarı kendi takımına ihanet ediyor demektir benden söylemesi. şunu unutmayın fenerbahçe es kaza şampiyonlar ligi kupasını alırsa işte ozaman türkiye'de bölücülük başlar ve fenerbahçe cumhuriyetiydi vs. gibi cumhuriyetler ortaya çıkar. bunun sebebi ''görmemişin bir takımı olmuş tutamadığı kupaların kulpu elinde kalmış'' olmasıdır.
ev veyahut herhangi bir mekanda görülen böceğe ilaç sıkmak sonucu ortaya çıkan gösteri. böcek zehirlenirken bir sağa bir sola hareket eder, değişik figürler çizer. bu kimilerine göre bir yaşam felsefesi, kimilerine göre ise acının bir tablosudur.
evet sevgili yazarlar ve okurlar şimdi size 1990 ve sonrası doğan nesili anlatacağım iyi dinleyiniz lütfen. bu nesil internetle bir büyümekte olup, artık sokaklarda, parklarda futbol, basketbol gibi çeşitli çocukluk oyunları oynamak yerine internete girip veyahut bilgisayar başında bilgisayar oyunu oynayarak yetişiyorlar. evinde bilgisayarı interneti olmayan ise internet kafelere takılarak vakit geçiriyor. şimdiye kadar bahsettiğim erkek çocuklar genelde.. bir de kızlardan bahsedelim kızlar ise, msn nicklerine çeşitli aşk meşk sözcükleri yazarak daha 15 16 yaşlarında büyük bir aşk insanı olduklarını varsayıyorlar. bunlara sadece şunu diyesim geliyor '' lan gavat yaşın kaç, başın kaçta bu yaşta daha iki ucu boklu değnek olan aşk meşk işlerine özenirsin?'' bir de şöyle bir durum var recep tayyip erdoğan der ki; ''ey cemaat lütfen herkez 3 çocuk yapsın toplumumuz genç nüfustan oluşsun'' e sayın başbakanım bu yeni nesil bu kadar salak yetişirken böyle bir şeyi nasıl söylersiniz? sizin dediğinize uyarsa bu halk, 2020 yılında türkiye nin bütün nüfusu salak olur derim ben.
bu taraftar örneği fenerbahçe taraftarıdır. şöyle ki; şimdi bu adamlara beşiktaş'lılar, galatasaray'lılar derler ki biz bugun fenerbaçe'nin yanındayız sonuçta avrupa maçı buraya kadar herşey güzeldir. fenerbahçe takımı bala göte tur atlar ve fenerbahçe seyircisinin götü kalkar örnekler aşağıdaki gibidir.
avrupanın çoko prensi fenerbahçe
fenere laf eden herkese kapak olsun
siz 8 yediniz, siz 5 yediniz, avrupanın yeni kralı biziz.
Futbol Federasyonu Başkanlığı'ndan ayrıldıktan sonra adı Galatasaray'ımızın Başkan adayları arasında geçen Haluk Ulusoy Bugün gazetesinden Rıfkı Soysal'a gündeme bomba gibi düşecek çarpıcı açıklamalar yaptı. Galatasaray'ın Avrupa'nın sayılı kulüpleri arasında yer aldığını belirten Ulusoy, kulübün 220 milyon YTL yi aşan borcunun kendisini korkutmadığını da belirterek, bu paranın 24 saatte karşılanabileceğini söyledi.
"iLAÇ BENiM"
Gerekli kaynaklarının hazır olduğunu belirten Haluk Ulusoy, "24 saat dememin sebebi bankalar arasındaki işlemleri düzenlemek, yoksa bu parayı hemen ortaya koyacak kaynaklara sahibim" dedi. Şahsi servetinin bir bölümünü Sarı Kırmızılı kulüp için harcamaktan asla çekinmeyeceğini dile getiren Ulusoy, "Galatasaray'ın ilacı benim. En iyi çıkış yolunu biliyorum" sözleriyle iddiasını ortaya koydu.
"SEÇiM PAZARLIĞI YAPMAM"
Ulusoy bu sözlerine rağmen başkan adayı olarak ortaya çıkma düşüncesinde değil. G.Saray'da başkan olmanın kuralları olduğunu ve özellikle kulübün duayenleri ile seçim pazarlıklarına girmeyeceğini ısrarla vurgulayan Haluk Ulusoy, "Benim arkamda milyonlarca Galatasaray taraftarı var. Onların ne ihtiyacı varsa yerine getiririm. Şu unutulmamalı: Galatasaray taraftarı için var" dedi.
"AZiZ YILDIRIM'LA BEN BAŞA ÇIKARIM"
Haluk Ulusoy, Türk futbolunda oluşan yeni tabloyu da Galatasaray adına umut verici bulmuyor. "Federasyon Başkanı olduğumda o kapıdan içeri girerken üzerimdeki formayı bıraktım ve Milli Takım forması giydim. Kimsenin de etkisi altında kalmadım. Bunu her zaman yaparım" diyen Haluk Ulusoy bugünkü Futbol Federasyonu üzerinde Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın büyük etkisinin bulunduğuna dikkat çekti. Ulusoy, ''Özellikle Aziz Yıldırım Federasyona kendisine yakın isimlerin girmesi için çok çalıştı'' dedi.
"YÖNETiMiN ELi MAHKUM"
Galatasaray yönetiminin özellikle yeni stat konusu nedeniyle elinin kolunun bağlı olduğuna dikkat çeken Ulusoy, "Mevcut Galatasaray yönetimi bu şartlarda, bu kafayla kulübün haklarını koruma şansına sahip değil. Oysa oyunu kurallarına göre oynamak gerekiyor. Bugün Federasyon'da ve alt kurullarda Fenerbahçe'nin dediği oluyor. Konya'da yaşananlar ortada. Aziz Yıldırım ile ancak ben başa çıkabilirim. Galatasaray'ın ve diğer kulüplerin haklarının yenmemesi için savaşırım" diye konuştu.
"CANAYDIN VE POLAT'LA YARIŞA GiRMEM"
"Ben çok iyi bir Galatasaraylıyım ve de her türlü yardıma hazırım" diyen Haluk Ulusoy, başkanlık konusunda çok başarılı olacağına inanmasına rağmen yine de uygun şartların oluşmaması halinde seçime girmeyi düşünmüyor. Bunun başlıca sebebi ise Başkan Özhan Canaydın ve yardımcısı Adnan Polat'a duyduğu sevgi, saygı.
"OYUM ONLARIN OLACAK"
Canaydın'ın veya Polat'ın aday olarak gireceği bir seçime girmeyeceğini açık yüreklilikle ifade eden Ulusoy bu konuda şunları söylüyor: "Canaydın ya da Polat'la bu tür bir yarışın içinde olmam. Bu onlara sırt çevirmek olur. Adnan Polat benim aile dostum. Eğer adaylığından vazgeçmezse seçimde benim, eşimin ve benden daha fanatik bir Galatasaraylı olan oğlumun oyu onun olacak."
"GALATASARAY KENDiNE YAKIŞANI SEÇER"
Haluk Ulusoy, Galatasaray’ın adına yaraşır bir şekilde yeni başkanını seçeceğine olan inancını da dile getirdi ve “Başkanlık için kulis yapıyor değilim. Sözlerim böyle anlaşılmasın. Küçük hesaplar içinde olmadım, olmayacağım da. Pazarlıkların içinde yer almak bana yakışmaz” dedi.
Ulusoy, 2000 yılında kazanılan UEFA Kupası ve Süper Kupa'dan yeterince yararlanılamadığını düşünüyor. "Galatasaray milenyum şampiyonu. Böyle bir unvan ancak binyılda bir kazanılır" diyen Ulusoy, "Yöneticilerin de kulübün büyüklüğünün farkında olmaları gerekiyor" şeklinde konuştu. Kulübün transferde zorlanmasına anlam veremediğini de belirten Ulusoy sözlerini şöyle noktaladı:
"KiMi iSTERSEM ALIRIM"
"Galatasaray gibi büyük bir kulübün, milenyum şampiyonunun transfer edemeyeceği oyuncu olamaz. Yerli ya da yabancı, Hamit Altıntop'tan, Yıldıray'a, Ronaldinho'ya kadar alamayacağım hiçbir futbolcu yok. Galatasaray'ın bütçesi küçük rakamlarda kalmamalı. 100 milyon dolarlık transferler kimseyi korkutmamalı. Ben o kaynaklara sahibim. Kimi istersem de alırım."
vakti zamaninda sevda demirel adlı kişinin hande ataizi adlı kişiye attığı tokat ve dün gece 27 subat 2008 galatasaray fenerbahce macinda son dakikada volkan demirel'in lincolne tekme atmasi sonucu ortaya çıkan durum.
Mmm-hmm
I mean it (I mean it)
Don't say it, babe (don't say it, babe)
Hear me now now
Said ah, please don't turn me on
No, no listen, listen
Baby, won't you keep your distance
You're getting too close to me
I've been feeling my resistance
Melting away
But she said she wouldn't mind
If I spent a little time
Said you were a friend of mine
She could trust me out of sight
Now two bottles later on
And I think I stayed too long
I forget where I belong
Saying please don't turn me on
It's getting late I know I should be gone
Don't push me 'cos I'm not that strong (no, no, no, no)
You can never make it right from wrong (no, no, no, no)
Please don't touch me there
Stop playing with my mind it's not fair
When you know I've got another who cares
And she's waiting for me somewhere out there, yeah
Don't say my love is too familiar (aaww)
'Cos she's everything to me
Don't say what she don't know won't kill her (ooh)
I'm playing away
Put your hands where I can see
Baby, you know what I mean
'Cos you're looking good to me
And you know I feel the heat
As you button up your dress
And I wake up in your bed
With a head full of regrets
Saying please don't turn me on
It's getting late I know I should be gone
Don't push me 'cos I'm not that strong (no, no, no, no)
You can never make it right from wrong (no, no, no, no)
Please don't touch me there
Stop playing with my mind it's not fair
When you know I've got another who cares
And she's waiting for me somewhere out there, yeah
Don't want to lose the love I have
'Cos once it's gone can't take it back
You know that I want to
Don't matter what I hear you say
I see the look that's in your eyes (no, no)
Please don't turn me on
It's getting late I know I should be gone (I should be gone)
Don't push me 'cos I'm not (I'm not) that strong
(I'm not that strong, baby)
You can never make it right from wrong (and oh)
Please don't touch me there
Stop playing with my mind it's not fair (oh no)
When you know I've got another who cares
(She cares about me)
And she's waiting for me (and she loves me)
Somewhere out there (and she needs me)
Please don't turn me on
It's getting late I know I should be gone
(You know I should be gone)
Don't push me 'cos I'm not that strong
(I'm not that strong)
You can never make it right from wrong (from wrong)
Please don't touch me there (touch me there)
Stop playing with my mind it's not fair
evet sayın yazar ve okur arkadaşlar sizlere bugün bu insanlardan bahsedicem. bu insanlar az biraz şımarık olup, kafalarından da bir kaç tane tahtası eksik olan insanlardır. bu ota boka ''h'' karıştırmak nedir diye soracak olursanız size şöyle anlatayım:
-ben gelemicem yha
-ben onunla konushmuyorum
-yharın görüşücekmiyiz canım
gibi ''h'' leri kelimelerin arasına karıştıran zihniyetin amacını halen çözebilmiş değilim. bu kişilere tek sorum şu; neden güzel türkçemizi o kuş kadar beyninizle bok etmeye çalışıyorsunuz?
yolda yürürken converse giymiş güzelim kızları gören, akşamları sözlüklere takılırken converse'li kız basliklari üstüne üstüne gelen erkeğin haykırarak söylediği söz.
http://www.hurriyet.com.t...4.asp?gid=229&sz=6444 adresinden okuyabileceğiniz komik haber. başbakan ve cumhurbaşkanının devletten aldığı aylık maaşı dışındaki gelirlerini gizlemeye çalışıyormuş gibi bir görünüm içerisinde olan, bu haberle hangi akla hizmet ettiklerini anlayamadığım hurriyet gazetesinin haberi.