aslında vermemesi ve almaması gereken erkektir, ha veriyorsa ki gerçekten veriyordur o zaman da seviyodur kendine güveniyodur, saklayacak bir şeyi yoktur.
bütün o gazatecilik deslerinde habere yorum katılmaz işte haberin öğeleri vardır beş n bir ka vardır ters piramit kuralı vardır daha neelr neler vardır derler hatta öyle uygulatırlar öğretirler yapmazsanız geçirmezler ama işte iş iş hayatına gelince tam tersi olur.
okulda farklı sahada farklı olur ya bu bölümde işte tamamen öyle. neden haberde müzik çünkü daha çok duygu sömürüsü yapmak için acıtasyon yapmak için, etkili kılmak için haberi.
ha birde o haberleri montajlayan insanlara sorun bakalım kalkması iyi mi kötü mü olmuş, saatlerce uğraşmaktan iyidir yani.
farklı doğaları ve aynı olaylar durumlar karşısında farklı tepkiler veren iki ayrı canlıdan bir tanesinin ruh haliyle ki kadınların ruh hali çözülebilmiş değil ve çözülecek değil işte o kadınların sırf kendilerini iyi hissetmek baskın olmak değerli olmak dikkat çekmek ona yüklediği anlamalrı görmek için yaptığı eylemler.
çoğu zaman başarlılı olurlar ama da geçicidir çünkü hemen sonrasında kendileri sıkılırlar.
hep deplasmanda buluşuyoruz birazda kendi sahamda ağırlamak isterim seni.
kalene girmek istiyorum öyle otuz metre uzaktan değil tam yanına sokulup çizgilerini o filelerini havalandırmak istiyorum.
hayır vereceklermişte aralarından bazıları paralrı isviçre bankalarına yatırmışlar. o sırada da işte yola çıkmışlar isviçreye giderken parayı almak için çoğu yolda rus tu falan kızlara uğramışlar nasıl olduysa artık. sonra işte para bitmiş tabi.
ben erkek olduğum halde oturmam kadın niye otursun lan mayak mısın.
zencinin yanında sevgilisi görürse yanlış anlar diye korkmuş ürkmüş kızdır. harika tanımlar yapıorum evet.
yabancı dil bilmeden yapıyorsanız bayağı zorlanırsınız. editör sadece kitaplarla uğraşmaz ki format işi de onun üzerine yüklüdür. formatı uygular uygulanmasını sağlar. editöryal bütün işler bunların üzerindedir.
geçen akşam kanal de de bir yunan filmi yayınlandı aşk rehberi adında. filmde yunanistanı geziyorlar , aa o da ne rehebr götürüyor, bizim karagöz ile hacivat, sonra bizim dolmalar onların yemeğiymiş, oyunları sonra tatlılar aklıma gelemdi daha biçok şey vardı bak.
akla hayale gelmeyecek işkencelere maruz kalmış, iyileştirilip tekrar tekrar işkenceler edilmiş şehidimiz.
ruhu şad olmuyor artık onu ve onun gibileri unutan hainler tarafından.
(bkz: cengiz topel) diyorum başka da bir şey demiyorum. zira bu ülkenin her caddesinden bir tanesinin adı cengiz topeldir. bu kadar mı lan bu kadar mı.
akşam ki bölümü süperdi 4. bölüm gerçekten güzeldi yan karakterler daha sağlam oldu bu bölümde düzelttiler yani aferin. şimdi tek eksik olarak leyla ile mecnun un başbaşa kalabileceği daha çok diyaloğa girebileceği sahnelere geldi. çünkü böylece dizi daha güzel olacak. duygusal müziğide daha çok kullanmak gerekir çok güzel çünkü müziği.
4. bölüm bayağı komikti yani.
etrafı toparlamaktan yazamıyor olabiler mi acaba.
zaten kadın yazarlar iyi kitap yazamıyor ki, şiir hikaye roman falan. çok az var yazabileni.
ama sözlükte bazı yazarlar var üç beş tane evet iyi yazıyor yazıyordu.
neden bu kadar abartıldığını anlamadığım bir kadın çok mu güzel çok mu iyi oyunc çok mu özel anlamadım. ekrandan demek ki çoğu ünlü böyle özel müthiş vs görünüyor yakından tanıyınca görünce belkide ne kadar sığ itici gıcık aslında o kadar abartılmayacak oldukları anlaşılıyor mu öyle mi geliyor insana.
bu kadın hala neden bu kadar abartılıyor anlamadım birde kadınlar daha çok abartıyor sonuçta bizimkiler hala kim kardashianın götünde taılı kaldıklarından olsa gerek bu da tabi.
papatyam diye bir dizi var hani starda ordaki başroldeki kadının adını blmiyorum ama kadın sürekli göğüs çatalı ayrık açık ortada geziyor galiba birisi ona göğüslerin çok güzel demiş öyle geziyor yani.
birde bunu bilerek açıyor gördüm bir sahnede göğüsleri kapalıydı bir plan sonra ana kadının göğüsleri yine ortada öyle eliyle aşağı ite ite elbiseyi açmış demek ki o an.
(bkz: papatyam feride nin memeleri) başlığıda varmış aha.
enayi derecesinde saf olduğumu düşünüyorum ne kadar zeki olsamda en zayıf noktam bu. her şeyin çekirdeğini toplama gibi bir hastalığım var çünkü ağaçları çok seviyorum nereye gitsem ne yesem hemen çekirdeğini alıyorum eve gelince dikiyorum. çiçek ağaça gül meyve sebze ne olursa olun alıyorum yani.
hiç kimseyi sevemiyorum uzun züre hemen bitiyor ve bu beni deli ediyor. değersiz olduğumu hissediyorum şu sıralar oysa o kadar şeyden sonra yine de oluyormuş böyle insan arada ergen gibiyim bu sıralar.
adam ingiltere ye gitmiş, he haberde görüyorum türkiye yi onlara şikayet ediyor, avrupa ya dünya ya bu coğrafyada olan biten herşey uzak onlara bizi şikayet ediyor. utandım onun yerine utandım bu kadar mı sığsın sen. hiç mi söyleyecek başka sözün yok.