dayıya yazılan ve 122 cana yazılan parçaların dışındakiler kötü :( yorum artık eskisi gibi üretemiyor. Sesler desen eskileri çook aratıyor. Hilmi ve Özcan ın yerini kimse dolduramaz onların sesindeki çoşkuyu kimse hissettiremez. Sanki Türküleri susturuyorlar çağa uyucaz diye.
Sen yürürsün rüzgar yürür
Sabahlar sığmaz olur gözlerine
Her adımda çözülür bir karanlık
Şafaklar çiçek sunar ellerine
Gün tutuşur
Dağlar aydınlanır
Yeniden aydınlanır
Yeniden canlanan bu yaşam
Türküler dizer saçının tellerine
Sen yürürsün rüzgar yürür
Alıp savurur beni saçların
En kalabalık alanlara götürür
Bir cellat çıkar apansız
Bir fidan yeşermeden çürür
Ve kana bulanır ırmaklar
Baştan başa geçer kentleri
Kan temizlenir cellat ölür
Sen yürürsün rüzgar yürür
Mahpuslar soluğunla umutlanır
Toprak çatlar
Gökyüzü bıçak bıçak şimşeklenir
Görkemli bir yürüyüş başlar içimde
Ve bir tan vakti
Kırılır bütün güzellik yasaları
Ağaçlar aşk açar bahçelerimde
Sen yürürsün rüzgar yürür
Dallar eğilir
Yapraklar secde eder yürüyüşüne
Sular kabarıp dalgalanır
Köpüklü başlarıyla selamlar seni
Ve tanrılar kalır önünde
Ne beyler ne krallar
Seninle yazılır en büyük destan
En güzel tarih seninle başlar
Sen yürürsün rüzgar yürür
Bir sevinç boylanır dünyada
Çocuklar korkusuz büyür
Kan boğulur susar
Dokunup geçtiğin her kuraklık
Yemyeşil bir vadiye dönüşür
Sen yürürsün rüzgar yürür
Bizi bu deprem günlerinde
inan ki bir şiirsiz yaşamak
Bir de sensiz savaşmak öldürür..
engin..gebze nin yoksul kondularından devrimciliğe uzanan bir hayat..
onunla ilgili ilk aklıma gelenler hep şapkalı olmasıdır..saçları dökülmüştür ve o bunu gizlemek için sürekli şapka takardı,hareketli, konuşkan, meraklı bir delikanlıydı..mücadele içerisinde yetişiyor olgunlaşıyordu..gebze de son yedi sekiz senedir devrimcilik yapan herkez engin i tanırdı..
engin en son yozlaşmaya karşı mücadele ettiği için tutuklanıp bir bucuk yıl tekirdağ f tipi hapishanesinde kamıştı ve daha yeni tahliye olmuştu..
engini gösteren fotoğraflara bakıyorum şimdi ümraniye bir mayıs mahallesinde yapılan bir saldırı sonrası yapılan yürüyüşte elinde megafon slogan attırıyor kitleye..biz devrimciyiz korkmayız sinmeyiz diye..
evet engin sen devrimciydin sinmedin ve faşizm seni ağır işkence altında katletti.. ve pazar günü o sloganı attığın mahallede son yolculuğuna uğurlanacaksın..
yolun açık olsun engin..
emin olki yürüyüş susmayacak emin olki bu ülkede elbet işkence son bulacak..
semt takımıdır kartal..yoldaş takımıdır..tribünleri kardeşlik barındırır..alnı dik sol barındırır..soldan bakar soldan konuşur soldan sever takımlarını...her maçında yumruklar havaya diye başlar.kalkar sol yumruklar havaya ve hep bir ağızdan söylenir gün doğdu..ardından çocuklar inanin inanin çocuklar denilir..başın öne eğilmesin aldırma kartal aldırma der her yan..omuzdan tutun beni der bütün stad,hayala durulur halaya katın beni diğerek..statta asılı pankartlarda kocaman "hasretinden prangalar eskittik" yazılıdır.."umudu kuşanıp geldik sevdamız uğruna" yazılıdır.."bitmedi o kavga sürüyor sürecek gökyüzü kartalların oluncaya dek " yazılıdır.."sevdan bir nefes gibi çekmessem ölürüm" yazılıdır..
che tişortleri giyen delikanlılar gezer tribünlerde..kahrolsun amerika diye bağırılır her zaman..filistin bayrakları açılır..daha geçen haftalarda hükümet yasani al başına çal diye inlemiştir stad..susmaz kartal seyircisi doksan dakika..bilir bütün taraftar grupları..kartalı..boranlar dır gençlik grubunun adı..kartaldır bir sevda..başka sevdalara kapalıdır..
12 temmuz 1991 de ölüm mangalarının yargısız infazla katlettiği herhangi bir örgütün üyesi olmayan ortaköy kültür merkezi çalışanıdır ayşe gülen..
o ayşe gülen ki yine kendisiyle beraber ortaköy kültür merkezi çalışanı ayşe nil ergen le beraber katledilmiştir..evinin zilinde bile ayşe gülen yazmaktadır..katledildiği gün kültür merkezinden arkadaşı ayşe nil le beraber çıkıp evine dönmüştür..evde silah yerine tiyatro yazıları bulunmuştur lakin bu önemli değildir zaten..çünkü onların katledilmesinin en büyük nedeni baba bush un ülkemizi ziyaretidir..baba bush a terörist cesetleri lazimdir ve devrimci sanatçıların cesetleri armağan edilmiştir...
velakin işte grup yorum beraber ortaköy kültür merkezinde beraber çaliştiği ayşe gülen e bu ağıtı yakmıştır..
hakkında sayısız bilgi girebileceğimiz başlıktır..en genel haliyle devrimci olan gençlere verilen isimdir..ama devrimci gençlik ismi türkiye de özel bir yere sahiptir ki ilk başta eğer bu ülkede hala nefes alabiliyorsak abd işgali olmadan ,bunun en büyük sebebi işte o gençliktir..o yüzden öyle yok sokakta imza toplayan ondan bundan ne olur imza ver diyenler değildir..devrimci gençlik bu ülke için ,bağmsızlık için, bu ülkenin halkları için karşiliksiz canını verenlerdir..mücadele edenlerdir..direnenlerdir..mahirdir adları denizdir ibodur en başta ve sonrasında koca bir deryadır onlar..
istanbul bahçelievler, mahmutbey caddesi 17. sokak'ta, 6 ağustos 2008, çarşamba günü, çevik kuvvet şube müdürlüğü'nde görevli 2 yıllık polis memuru mustafa taştan, sivil kıyafetle evine giderken bir genci vurdu.
sokakta çıkan tartışma sırasında polisin vurduğu cem inci, hayatını kaybetti.
kendi cep telefonu ile karakola haber verdi ve polis ekibi olay yerine gelinceye kadar, cem inci'ye yardım etmek için kimseyi yaklaştırmadı.
cem inci ile aynı mahallede oturan ve vurulma sırasında yanında bulunan r.ç., olayı anlattı:
saat 18.00 sıralarında cem abi işten çıkmış eve giderken ona rastladım. aynı yerde oturduğumuz için beraber yürümeye başladık. 19. sokak içine geldiğimizde cem abi, önündeki meyve suyu kutusuna bir tekme vurdu. yarısı dolu olan kutudaki su cem abinin üzerine sıçradı. üstü kirlenen cem abi, sinirlenip hay aksi. bütün pislikler de beni bulur. şimdi başlayacağım kutusuna diye söylendi.
bu sırada yanımızdan mahalleden tanıdığımız polis memuru mustafa taştan geçiyordu. birden cem
in üzerine yürüyüp ne diyorsun lan! bana mı küfrediyorsun? kimsin lan sen! dedi. cem ne alakası var abi. kendi kendime konuşuyorum. seninle bir ilgisi yok& diye cevap verdi.
tartışma uzadı... polis memuru tabancasını çıkartıp ceme doğrulttu öldürürüm lan seni. elimden kimse alamaz. şerefsiz dedi. bu olanlar karşısında donup kalmıştım. sadece olanları izliyordum. cem dur abi. ne yapıyorsun? kendine gel diyerek silahı tutmaya çalıştı. tam o anda silah patladı."
arkadaşının yere yığılmasını gören r.ç. yardım etmek istedi, fakat o da polisin tehdidi ile karşılaştığını anlattı:"...yakamdan tutup kaldırarak sen de benimsin. akıllı ol. seni de oraya yığmayayım
ambulansın mahalleye gelişi yaklaşık bir saat sürdü. hastaneye kaldırılan cem hayatını kaybetti.
mustafa taştan tutuklandı. fakat biz yıllardır türkiye'de adaletin nasıl işlediğine tanığız.
sadece son bir yıl içinde festus okey'in, baran tursun'un ölümleri, ferhat gerçek'in vurulması... hran dink'in katiline samsun ve istanbul emniyetlerinde gösterilen ilgi... somut birer gerçek olarak duruyor karşımızda...
aslında iktidarda olan her gücün yaptığını yapıyor abdullah gül de..kendisine ideolojisine yakın kişileri rektör yapıyor yapmaya başladı..bence çokta önemli değil bu konu..sonuçta gelen gideni aratmıyor..iktidar içi çatışmalarda olan devrimci demokrat duyalı öğrencilere oluyor..son yıllarda bir çok üniversitede öğrencilere açılan soruşturmalardaki nedenlere bakarsak görürüz neler olduğunu..
yazık vallahi..ne biçim bir ülkede yaşıyoruz anlamıyorum..çocuklarımızı dinimizi öğrensinler diye yazın yurda kursa göndeririz yurt kurs kaçaktır denetimsizdir başlarına yıkılır 18 küçük kız çocuğu ölür..çocuklarımızı dinimizi öğrensinler diye yazın yurda kursa göndeririz yurttaki kurstaki din bilgisi hoca sapık çıkar kçocuklarımıza tecavüz eder hamile bırakır..
allah hepsinin belasını versin daha ne diyeyim..
çorum'da faaliyet gösteren ensar vakfı'ndaki rezalet yaz kursuna devam eden 15 yaşındaki 2 kıza tecavüz edilmiş!
ensar vakfı'nın yaz kurslarına devam eden kızlardan 2'si hocanın tecavüzüne uğradı. kızlardan biri hamile!
çorum'da faaliyet gösteren ensar vakfı'ndaki skandal, yaz kursuna devam eden 15 yaşındaki 2 kızın, yaşadıkları olayı ailelerine anlatmasıyla patladı. ö..y. ve e.g. isimli kızların imamlık yapan babaları olayı duyar duymaz karakola koştu.
vakıf başkanı
kızlar karakolda da, bir lisede din kültürü öğretmenliği yapan ensar vakfı çorum şube başkanı z. i.'nin kendilerine tecavüz ettiğini anlattı. muayeneye giden kızların gerçekten tecavüze uğradıkları ve birinin 3.5 aylık hamile olduğu belirlendi.
ahlaki yazılar
polis tarafından gözaltına alınan evli ve 2 çocuk babası z. i. sevk edildiği mahkemece tutuklanarak çorum l tipi cezaevine gönderildi. ahlaksız hocanın, çorum'daki yerel gazetelere din ve ahlaki konular hakkında yazılar yazdığı öğrenildi.
yuh artık dedirten olaydır..bu ülkede polisin adam öldürme özgürlüğü bu kadar barizdir işte..işte bakın milliyet gazetesindeki haber;
bir polis kendi kendine söylenen genci vurdu. polis, meslektaşları gelene kadar gence yardım edilmesini engelledi. genç kurtarılamadı
bahçelievlerde 2 yıllık polis memuru mustafa taştan, yolda yürürken tartıştığı cem inciyi (22) silahla karnından vurarak öldürdü. incinin olay anında yanında bulunan arkadaşı r.ç., cem, üzerine meyve suyu sıçradığı için kendi kendine söyleniyordu. polis bunu kendisine küfür olarak algıladı ve cemi vurdu dedi.
hürriyet mahallesi mahmutbey caddesi 19. sokak üzerinde önceki gün saat 18.00 sıralarında meydana gelen olayda, inci arkadaşı r.ç. (17) ile iş dönüşü eve dönerken, aynı mahallede oturan 2 yıllık polis memuru mustafa taştanla karşılaştı. ikili arasında çıkan tartışma sonrası polis memuru taştan, inciyi karnından silahla vurarak öldürdü. arkadaşını kaybeden ç., olayı şöyle anlattı:
bana mı küfrediyorsun?
saat 18.00 sıralarında cem abi işten çıkmış eve giderken ona rastladım. aynı yerde oturduğumuz için beraber yürümeye başladık. 19. sokak içine geldiğimizde cem abi, önündeki meyve suyu kutusuna bir tekme vurdu. yarısı dolu olan kutudaki su cem abinin üzerine sıçradı. üstü kirlenen cem abi, sinirlenip hay aksi. bütün pislikler de beni bulur. şimdi başlayacağım kutusuna diye söylendi.
bu sırada yanımızdan mahalleden tanıdığımız polis memuru mustafa taştan geçiyordu. birden cem in üzerine yürüyüp ne diyorsun lan! bana mı küfrediyorsun? kimsin lan sen dedi. cem ne alakası var abi. kendi kendime konuşuyorum. seninle bir ilgisi yok diye cevap verdi.
kimse yardım elini uzatamadı
tartışma uzayınca polis memurunun tabancasını çıkartıp ceme doğrulttuğunu belirten ç.,öldürürüm lan seni. elimden kimse alamaz. şerefsiz dedi. bu olanlar karşısında donup kalmıştım. sadece olanları izliyordum. cem dur abi. ne yapıyorsun? kendine gel diyerek silahı tutmaya çalıştı. tam o anda silah bir el patladı.
elinden ve karnından vurulan cem, yere yığıldı. yardım etmek için eğilince yakamdan tutup kaldırarak sen de benimsin. akıllı ol. seni de oraya yığmayayım dedi diye konuştu. ç., taştanın cep telefonundan karakolu arayıp, benim sokakta birisini vurdum. hemen buraya gelin. kalabalık gelin dediğini, polisler gelene kadar da kimsenin yaralı olan inci ye yaklaşmasına izin vermediğini anlattı. taştan, 5 dakika içinde gelen ekiplere silahını verip teslim oldu. 100e yakın polis herhangi bir linç girişimi yaşanmaması için sokakta geniş güvenlik önlemleri aldı.
mahalle sakinlerinin verdiği bilgiye göre, yaklaşık bir saat sonra gelen ambulansla hastaneye kaldırılan inci, kurtarılamadı. taştan, gözaltına alındı.
ey zindanlar ortasında insanlığın iğrendiği kara zulüm!
neyin varsa kuşan da gel!
işkencelerinle gel,postallarınla,süngülerinle,namlularınla,tanklarınla,toplarınla gel…
gel namusunda beyaz nokta kalmamış engerek gel
gel kanlı ellerinle
gel de al ekmeğimi,havamı,suyumu,güneşimi
gel de al insanlığımı
gel de al onurumu
gel de al direnişimi!
devrim için ama kızıl bir devrim için savaşan insan..
partizan, sovvet ordusunda stalingrad da nazi ordularına karşı savaşan, ilerleyen alman tanklarını durdurmak için bacaklarını paletlerin arasını koyarak kendini feda edendir..
partizan, nazi ordularına karşı polonya lağimlarında aylarca barınarak direnişi örgütleyendir...
partizan,japon emperyalizmine karşı çin de mao nun önderliğinde aylarca aç karına zafer ve özgürlük için aylarca yürüyendir..
partizan,fidel ve che yle birlikte sierrralarda elde tüfek batista rejimine karşı savaşandır..
partizan,amerikan işgaline karşı vietnamda yeraltı tünellerinde yıllarca yankilere karşı dünyanın en görkemli direnişlerinden birisini, örgütleyendir..
partizan,kolombiya da farc,nepal de nepal kominist parti,peru da aydınlık yol,nikaraguada sandanistler,filistin de fhkc,avrupa da eta dır ıra dır..
partizan türkiye de direnen ve teslim olmayanlardır..
kavgamızın başkenti...herhalde ona en çok da bu yakışıyor...dünyanın en güzel şiirleri ona yazılmıştır..dünyanın en güzel hasretlikleri ona yazılmiştir..dünyanın en öfkeli çiktıları yine ona yazilmiştir...ve istanbul o "güzel günler göreceğiz çoçuklar güneşli güzel günler" den sonra çok daha güzel olacaktir...ve taksim meydaniyla, kadiköyüyle, kartal sahiliyle,armutlusu.gülsuyusu,kavga dolu gazisi,okmeydaniyla...yani o herşeyiyle bizimdir..emekçilerindir...
salkım salkım tan yelleri estiğinde
mavi patiskaları yırtan gemilerinle
uzaktan seni düşünürüm ıstanbul
binbir direkli halicinde akşam
adalarında bahar
süleymaniyende güneş
hey sen güzelsin kavgamızın şehri
ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
bakışlarımda akşam karanlığın
kulaklarımda sesin ıstanbul
ve uzaklardan
ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
sen şimdi haramilerin elindesin ıstanbul
plajlarında karaborsacılar
yağlı gövdelerini kuma sermiştir.
kürtajlı genç kızlar cilve yapar karşılarında
balıkpazarında depoya kaçırılan fasulyanın
meyvesini birlikte devşirirler
sen şimdi haramilerin elindesin ıstanbul
et tereyağı şeker
padişahın üç oğludur kenar mahallelerinde
yumurta masalıyla büyütülür çocukların
hürriyet yok
ekmek yok
hak yok
kolların ardından bağlandı
kesildi yolbaşların
haramilerin gayrısına yaşamak yok
almış dizginleri eline
bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
onların kemik yalayan dostları
onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
ve sen esnaf sen söyle sen memur sen entellektüel
ve sen
ve sen haktan bahseden ortaköyün cibalinin işçisi
seni öldürürler
seni sürerler
buhranlar senin sırtından geçiştirilir
ıpek şiltelerin istakozların
ve ahmak selameti için
hakkında idam hükümleri verilir
haktan bahseden namuslu insanları
yağmurlu bir mart akşamı topladılar
karanlık mahzenlerinde şehrin
cellatlara gün doğdu
kardeşlerin acısıyla yanan bir çift gözün vardır
bir kalem yazın vardır
dudaklarını yakan bir çift sözün vardır
söylenmez
haramiler kesmiş sokak başlarını
polisin kırbacı celladın ipi spikerin çenesi baskı makinesi
haramilerin elinde
ve mahzenlerinde insanlar bekler
gönüllerinde kavga gönüllerinde zafer
bebeklerin hasreti içlerinde gömülü
can yoldaşlar saklıdır mahzenlerinde
boşuna çekilmedi bunca acılar ıstanbul
bulutların ardında damla damla sesler
gülen çehreleri ve cesaretleriyle
arkadaşlar çıktı karşıma
dindi şakalarımın ağrısı
bir kadın yoldaş tanırdım
bir kardeş karısı
hasta ciğerlerini taşıdığı çelimsiz kemikli omuzları
ve hüzünlü çehresiyle bebelerini seyrederdi
cellatlara emir verildiği gün haramilerin sarayında
gebeliğin dokuzuncu ayında
aç kurtların varoşlara saldırdığı
tipili bir gece yarısı
sırtında çok uzak bir köyden indirdi
otuzbeş kiloluk sırrımızı
zafer kanlı zafer kıpkırmızı
boşuna çekilmedi bunca acılar ıstanbul
bekle bizi
büyük ve sakin süleymaniyenle bekle
parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla
mavi denizlerine yaslanmış
beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle
ve bir kuruşa yenihayat satan
tophanenin karanlık sokaklarında
koyunkoyuna yatan
kirli çocuklarınla bekle bizi
bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi
bekle dinamiti tarihin
bekle yumruklarımız
haramilerin saltanıtını yıksın
bekle o günler gelsin ıstanbul bekle
sen bize layıksın
orman yangınlarının hepimizi derinden yaraladığı malum..ama bu konuda sürekli bir hedef çaptırma var..nerde bir orman yangını var hükümetten ilk açıklama klasiktir..bölücü örgütün sabotajıdır..yok bu tutmassa eğer ikinci açıklama gelecektir yunanistanın ajanları yaptı..
öyle ya bu halk salaktır bu halak cahildir bu halk herşeyi koşulsuz kabul eder..
bugün güzelim ülkemizin ormanlarını arazi rantçılarının yaktırdığını cümle alem biliyor..kim bu rantçılar adları ne diye soracak olursanız hemen söyleyeyim..
kim ki 2b yasasını hazırlamış meclisten geçirmiş ve bu yasaya bir şekilde destek vermişse onlardır ormanlarımıza yakan..
sonuç olarak bunlar ölümü bir kere değil bin defa hak ediyorlar..
bu hükümetin en kolay yaptığı şeylerden birisidir bu zamlar..bunun iki önemli sebebi vardır..
birincisi toplumsal refleksimizin yani halk örgütlülüğümüzün en geri seviyelerde olmasıdır..aslında istanbulun çeşitli mahallelerinde devrimciler zamlara karşı aylardır eylem yapıyor ve bir tepkisellik yakalamaya çalışıyorlar ama yetmiyor görmezeden geliniyor..geçen gün bir yürüyüşlerine ben şahit oldum..okmeydanında yaklaşik beş yüz kişiyle zamlar geri çekilsin idye yürüyüş yaptılar ama sadeve okmeydanıyla gazi mahallesiyle gülsuyuyla olacak iş değil bu..
ikinciside var olan gündemin çok hızlı bir şekilde değişken olması ve asıl sorunların hükümet ve egemen çevreler tarafından manupile edilmesidir..bakın köşe yazarlarına aylardır zamlarla ilgili tek bir haber yapan var mı..açın bakın meclis konuşmalarına aylardır bir tane milletvekili bu zamlar ne kardeşim diyebilmiş mi..cevap kocaman bir hayırdır..
ve sonuç olarak bu zamlar artarak devam edecektir krizin faturası yine yoksul halka çıkarılacaktır..
türkiyenin ilk kadın ölüm orucu şehidi ayçe idil erkmen in ikinci ismidir. sol grupların 96 da hapisanelerdeki koşulları düzeltmek işkencelerin sonbulmasını talep etmek için başlattığı ölüm oruçlarında şehit olmuştur. tiyatrocudur, kendi adını taşıyan kültür merkezleri vardır ankarada idilcan kültür merkezi, istanbul da idil kültür merkezi. gurp yorumun mitralyöz adlı türküsü idil yoldaşa yazılmıştır.
bıçak canlandıran ayazda, türkü yakıp ısınıyorlardı...
güneşi emzirirdi gözleri...
çanakkale’nin en sıcak yeri onlardı...
bayraklarımızın üzerindeki sarı yıldız, kına olup aktı ellerine...
avuçlarına oturttular yıldızları...
yıldızın sarısından ab-ı hayat içiyorlardı...
halkımızın gelini
kınalamış elini
haydi halay çekelim
zılgıtlar sarsın bizi
mitralyöz mitralyöz
halay başı mitralyöz
zafer bizim olacak
can yoldaşım sana söz
(halkımız kazanacak
can yoldaşım sana söz)
vur ha vur ha vur ha vur
mitralyözle vur ha vur
sevdamız kurşun olsun
zulmün üstüne yağdır
idil can çiçek olmuş
toprak ona tutunmuş
hasreti vatan olmuş
kavgasına tutulmuş
el aksa sehitleri tugayi el fetih e bağlı hamas la hiç bir ilgisi olmayan filistinli direniş örgütüdür..bakıyorumda dünyanın en büyük teröristleri olan amerika ve israil yazılırken el aksa şehitleri tugayları onların yanında terörist diye gösteriliyor..abd nin ve israilin dişi ramboları porno dergilerde boy boy üniformalarıyla çıplak fotoğraf verirken el aksa nın kadın feda savaşçıları düşmanın beyninde patlıyor..siz gidin orospu askerlerininzin porno dergilerindeki fotoğraflarıyla mastürbasyon yapın biz feda savaşcısı kadınlarımızla gurur duyuyoruz..