dördüncü nesil uludağ sözlük yazarı. nick altı okunduğunda belki kız olduğu algısına kapılınabilir ancak bu son derece yanlış olur.
nicki yunan mitolojisinden değil, dune serisindeki leto karakterinden gelir.
--spoiler--
frank'in alkol aldığında yüzünde beliren tebessüm, üniversitedeki herkesin durduğu lip'in sahnesi, carl'ın bidonla vazelin taşıyarak banyoya girmesi harikaydı. fiona'nın da ne kadar seksi olduğunu unutmuşuz resmen. yalnız fiona ayrılır bu adamdan söyliyim. adam çok kötü sevişiyo çünkü. dehşet kas var ama iş yok, jimmy abimiz olucaktı ki hey yavrum hey. şampiyonlar gibi sevişiyolardı yemin ediyorum.
bu yeni adamla iyi niyetli bilmem ne diye devam eder bir süre ama ayrılır sonra. hatta ayrılamaz belki patronu falan diye, bakın ordan çok malzeme çıkçak söylüyorum.
--spoiler--
politikadır. cemaat akp ye diyor ki yolsuzlukların üzerini örtmeyin. ama akp'nin bunu yapamayacağını biliyor çünkü yaparsa akp diye bir şey kalmaz. soruşturma dosyasında bilal erdoğan'ın vakfının adı geçiyor, ali ağaoğlu'nun, tayyip erdoğan'la bizzat görüşmelerinin olduğu söyleniyor. cemaat'in bu ateşkes şartları, ateşkes yapma çabası değil savaşta kendini haklı gösterme çabasıdır. yani millete denmek isteniyor ki; bakın biz sadece hak yenmemesini istiyoruz başka bir derdimiz yok. onlarsa yolsuzluğun üzerini örtüp bizimle uğraşma peşindeler.
eğer doğru bir önerme olduğunu varsayarsak, akp seçmeninin çoğunluğu şuursuzdur.
milli görüşçü değilim ama benim bildiğim milli görüş böyle bir şey değildi amk.
burda olay iran'a yapılan ambargoyu delmek değil, bunu yaparken milyon dolarları cukka yapmak. haha ulan şaka gibisiniz ya harbiden şakasınız amk. sanki amerikanın götünü yalayan siz değilmişsiniz gibi şimdi de irancı oldunuz.
bi kere böyle giysi deniyorum tek başıma, mağaza görevlisi geldi o da bi şey önerdi. mağaza indirimde. bundan önce denediğim şey 90 liraydı. bende kafamdan diyorum ki, bu daha iyi 120 falandır alsam mı acaba falan diyorum. fiyatına bakmaya çalıştım çaktırmadan ama bulamadım. ordan bi kıllanmam lazımdı zaten.
boşluğuma geldi dedim ki, ooo güzelmiş bu, ne kadar bunlar? dedim. 400 dedi herif. küsüratı da var bunun ama ben dört yüz diye başlayınca gerisini duymadım. yalan uydurmaya da fırsatım olmadı, sinirlenmiştim. abi naptın ya? tövbe de çabuk diye kızdım adama.
amına koyyim ben belli ki fakir reyonunda takılıyorum nerenden çıkardın onu da gösteriyosun bana? prim mi alıyosun bu işten pezevenk?
bir kızılderili hikayesine göre erkekle kadın ormanda karşılaşır. kadın regl olmuştur ve adam onu yaralı sanarak yardım etmek ister. onu kendi yaşadığı yere götürüp yedirir içirir, hiç bir iş yaptırmaz. tabi bir süre sonra kadının durumu geçer ama adam kadına bakmaya devam eder. kadın da vaziyetten memnun olduğu için bir şey demez. adam hala onu hasta sanmakta iyileştirmenin yolunu aramaktadır.
bir gün ormanda üreyen maymunları görür ve hemen kadının yanına gider. der ki "seni nasıl iyileştireceğimi buldum"
tam bir sinir küpü. sigara bulamayan tiryakiden daha tehlikeli. çünkü insan sigara bulamayınca her ne kadar sinirlense de kendine mantıklı bir açıklama yapabiliyor. içemiyorum çünkü yok diyor. kabulleniyor bir şekilde.
ama böyle uzun süredir sigara içmemişsin, keyifli keyifli atmışsın elini cebine çıkarmışsın sigaranı çakmağını. o da ne? çakmak yanmıyor. tekrar tekrar deniyorsun ve yanmıyor şerefsiz çakmak. içemiyorum çünkü ateşim yok deyip işin içinden sıyrılmak imkansız. kabullenmek namümkün.
sonra etrafa bakıyorsun ama kimsecikler yok. neredesiniz ey insanlar neredesiniz size ihtiyaç duyduğum anda. lanet olsun hepinize diyorsun. sonra kendine kızma evresi. sigaranın ardından ikinci planda olan ateşin varlığını garanti altına almamanın pişmanlığı.
bir adam sonra. bir umut. gidiyorsun yanına koşmamaya çalışarak, birader ateşin var mı? yok diyor adam. yüzünde sanki hafif bir tebessüm, bok bulursun burada ateş der gibi. bir anda çirkinleşiyor adam korkunç, iğrenç bir görünüme kavuşuyor dünyanın bütün kötülüklerini temsil ediyor. bir hırsız, bir katil, bir tecavüzcü, seri katil, politikacı, kadın satıcısı, apartmanın çevresinde kedi evi istemeyen orospu çocuğu apartman yöneticisi. hepsi tek bir bedende vücut bulmuş ve dudağında gizli bir tebessümle yürüyüp gidiyor.
harika durum analizi yapan adam. her gün amerikan borsasını bizim anlayacağımız şekilde yorumluyor.
konuşurken genelde öngörüde bulunmaktan kaçınır. bazen de böyle akla takılan soruları cevaplıyormuş gibi yapar. öyle diyorum çünkü demin fed'in özel banka mı yoksa kamu kuruluşu mu olduğuyla ilgili bir soruya cevap verdi. kendine özel bir sistemi varmış, aslında ikisi de değilmiş falan. yok efendim kongre fed'i denetlemiyormuş gözetliyormuş birbirlerine nezaketen icazet veriyorlarmış da bilmem ne. açık konuşsana oğlum fed amerikan hükümetinden güçlü desene.. bernanke bir açıklama yapacak diye bütün dünya ağzının içine bakıyoruz, obama'nın ne diyeceği kimsenin umrunda değil çünkü ne diyeceğini hep önceden biliyoruz desene. söylesene ulan bunları!
konuşmasını da cool bir şekilde fed fed'tir diyerek bitirdi ve kahvesinden bir yudum aldı. artist işte.