Bir arkadaşım şöyle demişti;
- mutluluğu arayarak bulamazsın, bulsan da uzun sürmez. Huzuru ara. Bir gün kaybetsen de eninde sonunda tekrar bulursun. Mutluluktan uzun sürmesinin sebebi ise başka insanlara bağlı olmamasıdır. Ta ki onlar gelip bozana kadar..
Ayar değildir. Haksız bir şekilde ayak oyunları ile kovulan ve işinin gerektirdiği bütün çabayı göstermeye çalışan bir teknik direktör ile, sözleşme imzaladıktan sonra üstüne yatıp bedavadan para kazanmayı amaçlayan bir adet iş ahlakından yoksun şerefsiz beleşçiyi karşılaştıran tweettir.
Hindistan’da iki defa başbakanlık yapan ve Hindistan tarihinin tek kadın başbakanı olan indira Priyadarşini Gandhi’nin anlatmış olduğu çok güzel bir hırsızlık hikâyesi vardır. Bu hikâyeyi, tek bir insanın bir toplumu nasıl değiştireceğinin en güzel anlatımı niteliğinde. Hikâye şöyle;
“Bir ülkede her gün hava kararınca, insanlar maymuncuk ve fenerlerini yanlarına alıp komşularının evlerini soymaya giderlermiş.
Fakat gün doğarken geri döndüklerinde kendi evlerini de soyulmuş durumda bulurlarmış. Herkes birbirinden çaldığı için bu ülkede kimse kaybetmezmiş.
Bir gün, nasıl olmuşsa olmuş içlerinden bir tane dürüst adam çıkmış. Geceleri, diğerleri gibi çanta ve fenerini alıp hırsızlığa çıkmaktansa, evinde kalıp çalışmayı tercih ediyormuş. Hırsızlar onun evinin önüne geldiklerinde içeride ışık yandığını görüp dönüp giderlermiş.
Fakat bu durum birçok hırsız rahatsız etmiş ve ahali ona kızmaya başlamış: “Çalmadan yaşamak senin tercihin, ama başkalarını engellemeye hakkın yok” demişler. Bunun üzerine dürüst adam, geceleri ışığını söndürüp dışarı çıkmaya başlamış. Geceleri hırsızlık yapmadan orada burada dolaşır durur, sonunda yatmaya evine dönermiş. Fakat her döndüğünde evini soyulmuş bulurmuş. Sonuçta bir haftadan daha az sürede, evinde yiyecek içecek hiç bir şey kalmamış ve memleketini terk etmek zorunda kalmış.
Bu ülkede hırsızlıkla giderek zenginleşenler ise işi daha da ilerletmiş ve kendileri için soygun yapsınlar diye maaşlı hırsızlar istihdam etmeye başlamışlar. Zamanla, zengin fakir ayrımı çoğalmış. Zengin hırsızlar mallarını korumak için bekçiler tutmuş, hapishaneler kurmuş, kendi mallarının çalınmasını da yasa dışı ilan etmişler! Ancak yoksulların mallarını çalmak serbestmiş!
Bir süre geçtikten sonra, artık kimse soymaktan ve soyulmaktan söz etmemeye başlamış. Çünkü yoksulların çoğu ya açlıktan ölmüş ya da oraları terk edip gitmişler. Zenginler ve maaşlı soyguncular ise ortada soyacak kimse kalmadığından servetlerini yavaş yavaş kaybetmeye başlamışlar.
Sonunda zenginler eski düzeni yeniden kurmak için oraları ilk terk eden dürüst adamı başa getirmeye karar vermişler. Sora sora nerede yaşadığını öğrenmişler. Evine gittiklerinde kapıda bir kâğıt görmüşler. Kâğıtta şunlar yazıyormuş:
“Bir insan sadece dürüst olduğu için aranıyorsa, her şey için çok geç kalınmış demektir…”
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1701502/+
Birbirimizi daha fazla aydınlatmaya ihtiyacımız var.
Aydınlık anlayış oluşturur,
Anlayış sevgi oluşturur,
Sevgi sabır oluşturur,
Ve sabır birlik/beraberlik oluşturur.
Yoktur. Fırsatım olsa hayatımın kalanını farklı dilleri öğrenerek geçirirdim. Sebebine gelecek olursak; kendi dilinizden farklı bir dil öğrendiğinizde sadece o dili öğrenmekle kalmıyor, dilini öğrendiğiniz halkın kültürünü de öğrenmiş oluyorsunuz. Bu çok zevkli olmakla birlikte, aynı zamanda hayata karşı olan bakış açınızı geliştiriyor ve size başka insanların anlayamayacağı farklı durumları anlama imkânı sağlıyor.