özellikle çocuklar arasında yaygın olarak görülen bir inanış. inanışa göre ilk karla birlikte gökyüzünde ne kadar pislik çer çöp varsa aşağı iner. bundan mütevellit ilk kar yenmez. mümkünse ikinci karı da geçiştirip üçüncü kar yenmelidir. dördüncü kar tadından yenmez...
yaklaşık 20 senedir ortalıkta dolanan bir şehir efsanesi. efsaneye göre japonlar bize haliç'i temizleme karşılığında içinden çıkanları almayı önermiş. çocukken çok içimde kalmıştı bu kim bilir ne hazineler vardır o suyun dibinde diye. hatta belki bi sik bulurum diye haliç'in kenarına gitmiştim de bok kokusundan duramamıştım çok fazla.
şimdi düşünüyorum da böyle salak bi teklif olabilir mi be kardeşim... yani ticaret böyle anlaşmalarla yürüyorsa sokayım böyle sektörün içine. bok var lan işte dipte.
reklamı yapılan ürünü ya da kurumu kullanan kişilerin her ne hikmetse huzurlu ve sorunsuz bir hayat sürmesi durumudur.
hatun vivident çiğner dünya yansa umurunda olmaz; rahatlamış ve hayatını düzene sokmuştur. öteki çikolata yer aşık olur evlenip mutlu bir yuva kurar. za zu bankasının müşterisinin evinde akşam kendisini bekleyen taş gibi bir eşi ve şeker mi şeker çocukları vardır. calgon kullanıp hayata 4 elle sarılan insanlar var bu ülkede yemin ediyorum...
ya bayramda evine bilmemne şekeri alan insanların yaşadığı aile saadetine ne demeli? bireysel emekliliğin iş hayatındaki başarıyla, şirket yöneticisi olmakla nasıl bir alakası vardır çok merak etmişimdir. kredi kartı kullanıp götümüze girenlerin hesabını yapmak varken iki world puana eblek gibi sevinmek nasıl bir mantıktır...
bu örnekler böyle gider de gider efendim... allah herkese reklam tadında bir hayat nasip etsin
tribe girmeden düşünüldüğünde osurmak fiilinin her insanın gercekleştirdiği ve rahatlatıcı etkiye sahip bir aktivite olduğuna kanaat getiririz sanırım. keşke sadece tuvalette yapılsa deriz ama gavurluğu da tuttu mu olur olmaz yerde sıkıştırıverir işte adamı. her sıkıştırdıgı yerde de salıvermek yanlıştır elbet fakat ortalıkta kimse yokken bırakıvermenin de kimseye zararı olmaz deyip zırt diye de çıkarıveririz bazen...
ortalıkta sahiden kimseler yoksa sorun yoktur da bir anda kapıyı açıp içeri giren biri olursa sıçtınız demektir. o adam da durur durur siz osurunca gelir o zaten apayrı bir konudur... kişinin içeri girmemesi için türlü yollara başvurulur, önce yerinden kalkılıp "ha buyur abi dur geldim ben" deyip yanına gidilir, baktınız ki koku sizi takip ediyor hemen ani bir hareketle kapı açılıp bir bahaneyle dışarı çıkmaya çalışılır... bu osurduktan sonra yanınıza yaklaşan kişiyi uzaklaştırmaya çalışmanın sadece bir yoludur. daha niceleri vardır şimdi aklıma gelmeyen.
bu olay mahalline sonradan gelen adamın osurduğunuzu anladığında yüzünde oluşan ifade de gercekten komiktir. kokuyu aldığını anlamamanız için ayıp olmasın diye burnundan nefes bile almaz. canım ya
erkek cinsinin anlayamayacagı türden bir davranıştır diye düşünmekteyim. her gün, her okulda bir gün önce öptügü kız arkadasına rastalayan kızları öpüşürken görmek kuvvetle muhtemeldir. aynı durum erkeklerde bir "naber la" dan öteye gider ya da gitmez. ya onların samimiyeti ya da bizim hıyarlığımızdır bu.
türlü muhabbetlere, türlü tartışmalara şahit olan kantinlerdir. fakat her bölümün kantininde farklı konular konuşulmakta ve tartışılmaktadır. hemen iki örnekte inceleyelim ;
felsefe bölümü kantini ; berke ile öykü*
-berke bugün aldıgım kitabı gormelisin, bitsin istemedim inan, özumsemek her kelimeyi, yaşamak o satırlarda
+harika bişey bu öykü, kimindi kitap?
- yarmatil felsefov . bu adam gercekten baska, hayal gücümü zorlaması mı desem, kelimeler icinde kaybolmak mı.
+evet kesinlikle bir ustadtır o... bambaska bir adam, zaten 18. yy da bla bla bla.
muhendislik kantini, makine mühendisi hamdi ve kankardeşi recep *
-la hamdi akşam naabıyoz?
+ne bilim olum alırız biraları evde takılırız yine iste.
-amına koyim biz ne zaman evde bi dişi varlık görücez lan?
+niye olum her aksam goruyoruz ya ehehe
-kimi gouyoruz olum ?
+neyse aldın dimi bünyamin'den jenna nın filmini.
-haa onu diyosun, aldım tabi lan almaz mıyım.. keraneci seni
cogunlukla ergenlik dönemine denk gelen ve kabuğun yırtılmasına yakın bir zamanda yaşanan olaydır.
yaş ilerledikce halen sürüyor ise ciddi bir hastalık olarak degerlendirilebilir. yalniz panik aninda ne tür tepkiler verdiginizdir onemli olan. şöyle iki örnekte inceleyelim
-şey merve ben...
+evet harun?
-ya dur bi... elim ayagima dolandi bak titriyorum ya gördün mü...
+ya sakin olsana kiyamam ben sana canım benim....
bu ayni zamanda eski bir cherokee numarasıdır,her kız yer.
bir de şu vardır ;
-ayca sana bisey diycem
+evet dinliyorum halit
-lan anani skim dur bi heycan yaptim.
+bana mi dedin?
-sus bi mina koyim, lan noluyo bana...
+inanmiyorum ya ne diyosun sen
-ron ron ron
+göt
öncelikle belirtmek isterim ki başlığın asıl şekli; öğrendiği her yeni şeyle daha çok zarar veren sevgili olacaktı lakin karakter engeline takıldım.
özellikle son zamanlarda popülasyonu hızla artan sevgili türüdür bunlar. hele bir de azıcık sosyal ve çevresi geniş biriyse vay halinize...
-evet hayri bilmeni isterim ki bugün kızlarla uzuun uzun konuştuk bu konuyu
+hangi konuyu canım?
-bir erkeğin nasıl biri olduğunu anlamak için ya yemeğe ya da tatile çıkılırmış.
+e yemekteyiz işte hayatım memnun değil misin?
-değilim tabi ya kebapçı burası, hiç romantik değil bikere..
+ulan sabahtan beri içli köfte geldi yedin, karışık ızgara geldi yuttun, çöp şişle dişini karıştırdın, o da yetmedi kaymaklı ekmek kadayıfıyla fantezi yaptın. şimdi de romantizm mi diyosun? öldürürüm lan seni dayaktan, zaten ocağım sönmüş.. *
-yeni öğrendiğim zen öğretisiyle seni kafamdan tamamen sildim hayri
+hah mına koyim, sanki öğrendiğin bişeyi olumlu bi boka kullandığını gördük de bu kez de sürpriz yaptın dimi.., * kafasından silmişmiş, ver lan doğum gününde aldığım kolyeyi, çıkar..lan çıkarsana!!
genellikle açlık ve boş mide sonucu ortaya çıkan mide gurultusunun etrafımızdaki kişilerce osuruk olarak algılanmasıdır. iğrenc bir durumdur. mide gurultusu tabiatı itibariyle engellenemez bir şeydir ve haliyle gelince de tutamaz insan.
olay anının ardından, önce bir sessizlik oluşur. ''aha sıçtık'' der guruldayan kişi. etraftakiler duymamazlıktan gelirler ama kişi durumu kurtarmalı ve olayın aslını anlatmalıdır. türlü tribe girilir; göbek sıvazlanır, iki şaplak atılır; ''ulan sabahtan beri de bişey yemedim allah çarpsın'' falan denilip bir süre sırıtılır. sonunda olay anlaşılır ve tatlıya bağlanır ve kişi aklanır.