beklenti değil sitem oradaki. iddia olmaktan çıkıp gözünüzde gerçeğe dönüşmesi için daha ne olmalı acaba. ilk söylediğimin tekrarına düşüyorum bu durumda. iddia değil, gazetede tvde twitterda vs.vs görüldüğü zaman inanılacak gerçekliktir.
bugün itibariyle yaşadığım bir olayı anlatıcam.
aranızda mühendislik okuyanlarınız ya da tanıdıklarınız varsa az çok ne demek istediğimi anlayacaktır.
Bu lanet bölümde dersleri vereyim geçeyim gibi bir lüksünüz yoktur çünkü her zaman lanet ortalamaya takılırsınız. Yani tüm dersleri verseniz bile okul bitirmek için gerekli ortalamayı tutturamama ihtimaliniz yüksektir. Dolayısıyla her zaman biraz hocalara muhtaçsınızdır. En zeki en inek öğrencilerin bile illa hocaya not dilenmek zorunda kaldığı durumlar olur. Hal böyle olunca da muhtemelen çoğunun kişilik problemleri yaşadığı bu hocaların elindeki güç artmış oluyor. Ve sonunda kendilerini gösterebilecekleri bir meydan bulduklarını sanarak bütün ego tatmin mekanizmalarını sonuna kadar kullanıyorlar. Öğrenci ne kadar zor durumdaysa bundan o kadar çok nemalanan hocalarımız var maalesef. Hele bir de hocayla aranız limoni ise geçmiş olsun! Merhaba genç artık hiç bir şey umduğun gibi olmayacak, aha bu da senin boku yediğinin resmidir.
Sadede gelicek olursak; öncelikle şunu belirteyim, dersi geçebilmek için puanlama; vizenin %40'ı finalin %60'ı alınarak yapılır ve ortalaman sınırı geçiyorsa dersten geçersin ve geçtiğin puana göre de harflendirme olur, harflendirmeye göre de genel ortalaman belirlenir bla bla bla.
olayda şöyle; x dersinin göt hocasıyla çok küçük ve saçma sebepten ötürü aramız açıldı, sınıfta her derste rencide etmeye kalktı ve bir gün dayanamayıp derste kapıyı çarpıp çıktım. Ertesi ders gidip kibarca özür diledim. Hocanın kissasser'i olma gibi bir niyetim yok ama kendisi sevimli tatlı çelimsiz boşnak bir hocamız ve çok büyük bir problemimizde olmadığı için sevip sayıyorum filan. Neyse efenim gün geldi bize ödevlerimizi verdi, bir arkadaşla aynı anda yaptık ödevleri, hatta onun kağıdını da ben doldurdum. Hatta sınıftan başka bir arkadaşımın da ödevini ben doldurdum götürdük teslim ettik filan. bu ödevin yüzde 10'unu alıcak vize notununun da %30'unu alıcak onu genel vize notu yapıcak beyefendi. Vizeler açıklandı 39.0 almışım. iyi bir not mu hayır, ama ödevim de var zaten, finalden sınır notu olan 50yi alıcam elimi sallaya sallaya geçicem ama ortalama lazım ya azcıkta kasmam lazım tabi ki genel ortalamam yükselsin de cb filan düşsün istiyorum. 5 kredilik ders malum. Neyse ödevlerimizi finallerin açıklandığı güne kadar açıklamadı bu göt hocamız. Bugün kalktım bir baktım ödevim 60, tabi ben şoking. Arkadaşlara sordum biri 80 diğeri 75 almış. anasını sattığım lan diyorum aynı anda verdik biz ödevi ben doldurdum lan bütün kağıtları. ama yine nema problema, zaten ödevin yüzde 10'u etkiliycek, yani her 10 puanda bir bana +1 gelmiş olucak, çok sallamadım sinirim çabuk geçti. Aradan bir saat geçti hoca final notlarını yüklemeye başladı. 62 almışım finalden. Diğer iki arkadaşta 50 küsür bir not almışlar. Neyse harfime baktım dc düşürmüş. ortalamamı hesaplayaym dedim, ortalama 54.9 da kaldı ben sinirden hesap makinesini fırlattım. ortalama 55 olsa cc düşücek dersim. ödevimden kırdığı o boğazına takılasıca not yüzünden dc düşmüş Ulan orospu çocuğu, aynı anda aynı ödevi verdiğim heriflere benden yüksek veriyorsun da ortalamama 0.1 puan ekleyemediğin için 5 kredili dersim dc düşüyor. Hayır adaletle düşürsün, insafsız bir hoca olsun ve vermesin o 0.1'i elbette yine sinirlenirim, geleceğim lan bu benim. ama bir de bilerek not düşürmek nedir? üstelik öğrenciye göre düşürüp yükseltmek nedir o notu?
Bu göt hocamız ve bu x dersimiz ve tamlamasının sağ tarafındaki 1'in hocanın bi tarafına girmesini istediğim o 0.1 lik not yüzünden okul hayatım 1 yıl uzayabilir. Bunlar küçük ama hayatını etkileyecek detaylar. ulan gelmişsin bu ülkeye, çocuklarını yetiştiriyosun, üniversitesinde hoca olmuşsun, senin de o çocukların gidecek bir gün üniversiteye, ben şimdi onlara beddua etsem onların ne suçu var.
Bizim ailelerimiz bizi buraya teneke götlü bi piç sırf keyfinden notumuzu kırsın da okulumuz uzasın diye mi gönderiyo zannediyorsun?
Bu benim deneyimim ve biliyorum ki ülkenin bir çok yerinde böyle iğrenç adaletsizlikler yaşanıyor. En boku da bunun bir çaresi yok. mapushanesinde gardiyanı, sahasında özgürce haksız karar verebilen hakemi üniversitesinde hocası istediğin kadar uzat bu listeyi. sülalecek diktatör şerefsizler. küçüklüklerinde ne sikim yaşıyorlarsa şimdi vur kendi arenanda istediğin kadar dışa. yok bunlara karşı direnebileceğin doğru düzgün bi yolun bile yok.
Bu ve buna benzer acı deneyimlerim çok fazla ama bugün tepemi attıran buydu, bu hocaya sövsem mi, adam tutturup dövsem mi, liseli çocuk gibi gidip arabasını mı çizsem, tekerini mi deşsem bilemedim.
Tüm nefretimle seni Allah'a havale ediyorum it oğlu it.
14 yaşında bir kız evlendiği zaman "14 yaşında ki bir çocuk kendi isteğiyle evlenmiş olsa bile mantıklı karar veremez, hala çocuktur, bu kararı verebilecek olgunlukta değildir" düşüncesiyle anayasaya kadar girmiş durumu ve 14 yaşında "terörist" olduğu bahanesine dayandırılarak acımasızca öldürülmesi maruz görülen hatta alkışlanan çocuğun durumunu aklıma getiren çelişki türüdür.
14 yaşında kız kendi kararıyla evlenemez çünkü çocuktur ama 14 yaşında madem terörist hunharca öldürülebilir denilebilir mi gerçekten?
Hangi bakış açısıyla bakılırsa bakılsın akıl almaz bir çelişkidir.
Ya kızın evlenmesinde bir sorun görülmemeli ya da "terörist!" çocuk için de aynı mantıkta yasal işlemler yapılmalıdır. vicdani bir yükümlülük olarak yapılmalıdır bu.
Her ikisi de çocuktur, her şeyden önce insandır.
Burada herhangi bir tarafa sempatizanlık ya da karşıtlık yapmadan tamamen objektif olarak olaya yaklaşıyorum ve aynı şekilde değerlendirilmesini ümit ediyorum.
Özellikle vakit gece 1'e geldiği için sigara dileneceğiniz bir komşunuz ya da yakında alabileceğiniz bir bakkal yoksa yapılabilecek en zor eylemdir. Bildiğin acı verir. Yakmadan önce tüm ambiyansı sağlarım. O an ki psikolojime göre sigarama en layık olan şarkıyı seçer, hatta yüklenmesini bekler, pc'yi kucağıma alır, ayaklarımı uzatır sonra çakmağı elime alırım. Bitince derin bir hüzün kaplar ve "niye vakit erkenken almadım lan" pişmanlığı yaşarsınız. tek çare götünüzü devirip uyumaktır.
akşam 5 ten sabahın beşine kadar ders çalışıp - sıradan bir derste değil, BETONARME- bundan psikopatça bir zevk almaktır. denemeyen bilmez. içindeki hırsın uyku aşkına bile galip gelmesidir. Tanrı mühendislerin yardımcısı olsun amen.