ulan bütün dünya ölmüş, sen niye yaşayacaksın! dedirtir. madem kıyamete inancın var, kıyamette bütün insanların öleceğine de inancın olmalı ulan salak!
her gün, bir gün önce verdiği eksi oyların oranını %10 artıran ibne azimli istatistikçi yazar. kümüleye kümüleye seriye bağlar: "seri eksi oy veren ibne" olur.
yazarın karakter sınırlamasına serzenişidir. uzunca bir başlık açmaya kalkarsınız karşınıza çıkar, tatlı bir bkz. vermek istersiniz karşınıza çıkar, çok az yazayım öz yazayım dersiniz karşınıza çıkar. her oh kurtuldum dediğinizde tekrar karşınıza çıkar. yüzsüzdür, karaktersizdir.
mahkeme kararınca engellenmiş sitelere bu site sayesinde ulaşım saylayabiliyormuşuz. (#2860000)* sayesinde öğrendik sağolsun. hemen akabinde ev arkadaşlarımla aramda şu diyalog geçti.
a: armut r: roko d: dumur
a: e youtube'a girmiyo hala
r: d giriyodu ya olm.
d: hehehehe
a: nası giriyon len
d: youhide.com a gir aha ordan.
r: burdan youporn'ada girebiliriz lan! *
d-a: ehuahueahuehau
bir musibet bin nasihattan yeğdir felsefesini benimsediği halde, bir musibetten de ders almayan öğrencinin her final dönemi tekrar tekrar tecrübe ettiği baba nasihati. final dönemi daha bir anlaşılır oluyor.
"-not aldık ne oldu? -fotokopici zengin oldu a.q" misali..
her akşam yuvasına gittiğinde, ailesiyle birlikte: "allah'ım çok şükür bugünde nimetlerin en alasını en fazlasını verdin." diye dua eden karıncıdır. amma velakin çok yüzsüzdürler.
yatarak bilgisayar oynayan ev sahipleri bir yandan da çikolata yemektedir. çikolata'nın birkaç kırıntısı üstüne dökülür tabii. işte ne olduysa o anda olur çikolata'nın kokusunu alan karıncalar, sahibe çaktırmadan üstüne çıkarlar ve kırıntıları taşımaya çalışırlar. sahip* üstündeki karıncaları farkedince şok olur. 2 değil 3 değil 10'dan fazla karınca atletinin üstünde nimet peşindedir. helal olsundur. ekmek sahibin üstündedir.
sözlük yazarları her açtıkları başlıkta, her yazdıkları entryde sözlükle biraz daha bütünleşir ve sözlük adına sorumluluk alırlar.
sözlük içinden veya dışından biri gelip, başka bir yazarın yazdığı entryden dolayı; sırf ben sözlük yazarıyım diye müteselsilen beni sorumlu tutabilir, benden hesap sorabilir. işte bu yüzden başka bir yazarın entrysinden sorumlu tutulan ben, gidip o entryi yazan yazardan; o da olmadı başka bir yazardan hesap sorabilirim. tüm bunlar sözlük yazarının müteselsilen sorumlu olması sonucunu çıkarır. binaenaleyh her yazar bu durumu düşünerek yazılarına biraz daha dikkat etmeli, aldığı sorumluluğun hakkını vermelidir.
hrant dink olaylarından sonra, sözlüğümüzün sol frame'inde içerisinde ermeni ismini taşıyan başlıkların çoğalması durumudur. hakikaten tük milleti çok çabuk gaza gelmektedir. gaza gelip hrant dink'i öldüren, gaza gelip "hepimiz ermeniyiz" diyen yine bu ülkenin vatandaşıdır. bu ermenilere bu kadar prim verilmesindir. nitekim arkamızdan bunca kuyu kazanlar yine ermenilerdir.
hemen hemen her yazar sözlüğe girdiğinde sol frame'i şöyle bir süzer. "bakayım birşeyler öğrenebileceğim, bilgilerimi paylaşabileceğim bir başlık var mı?" diye. ancak önüne gelen; ufak penisli adam buyuk memeli disi iliskisi, cetvelle penisin boyunu olcmek gibi lüzumsuz hatta ve hatta yazan yazar yerine seni utandıran ve sözlük adına üzüldüğün başlıkları, avrupa yakasi stv de yayinlansaydi olabilecekler, haluk ulusoy un fenerbahce ye baskan olmasi gibi ütopik ve gereksiz başlıkları gören yazarın şevkinin kırılması durumudur. sözlük bir bilgi kaynağıdır. insana hiçbir fayda getirmediği gibi birşeyler götüren, bir anne bir babanın açtığında "terbiyesiz herifler" deyip sözlükten çıkmasına vesile olan bunca lüzumsuz başlık, entry girilmemeli, küfür sayısı da en aza indirilmelidir kanımca.
kime göre neye göre denilebilir bu entry için. ama her yazar sözlüğe kendi düşüncelerini aktarır, başkalarının düşüncelerini okuyarak ufkuna genişletir. tabii bu sözlüğe yazma işinin bence bir adabı olması gerekmektedir. eğer bu adab olmazsa sözlük bir bilgi kaynağı olmaktan çıkar, şevk kırılmasından dolayı kaliteli entry sayısı azalacağı gibi bunca lüzumsuz başlığı görüpte sözlükten kaçan okuyucular yüzünden sözlükteki kaliteli entryler de heba olur. sözlüğün okuyanı azalır.
sürekli rahatsız eden telefon sapığını küçük kardeşim aklı sıra korkutmaya çalışır:
-polis bey şu numarayı tespit eder misiniz?...
ardından telefon kapanır. sapık uzun zamandır aramıyordur. ve zaman gelmiştir, tarih 31 aralık 2006 saat 00.00'dır. telefon çalar. arayan sapıktır, telefonu açan ise ben:
-alooo?
"+yılbaşınız kutlu olsun memur bey." der ve telefon kapanır.
buradan telefon sapıklarının ne kadar düşünceli ve dakik olduğunu anlamaktayız.
1989 da şampiyon kulüpler kupası'nda yarı final, 1992 deki kupa galipleri kupası'nda çeyrek final, 2000 de uefa şampiyonluğu ve super kupa, 2001 de şampiyonlar ligi'nde çeyrek final ve 2002 de yine şampiyonlar ligi'nde 2. tur oynayan galatasaray'ın akılda kalan önemli avrupa maçları aşağıda yazmaktadır:
1988-89 as monaco 0 - 1 galatasaray
1994-95 galatasaray 2 - 1 barcelona
1996-97 galatasaray 4 - 2 paris s.g
1998-99 galatasaray 2 - 1 athletic bilbao
1999-00 hertha berlin 1 - 4 galatasaray
1999-00 galatasaray 3 - 2 ac milan
1999-00 b. Dortmund 0 - 2 galatasaray
1999-00 galatasaray 2 - 0 leeds united
1999-00 arsenal 1 - 4(pen) galatasaray
1999-00 real madrid 1 - 2 galatasaray
2000-01 galatasaray 3 - 2 as monaco
2000-01 galatasaray 1 - 0 paris s.g.
2000-01 galatasaray 1 - 0 deportivo
2000-01 galatasaray 2 - 0 ac milan
2000-01 galatasaray 3 - 2 real madrid
2001-02 galatasaray 1 - 0 Lazio
2001-02 nantes 0 - 1 galatasaray
2003-04 galatasaray 2 - 0 juventus
2006-07 galatasaray 3 - 2 liverpool
26 yaşındaki kolombiyalı futbolcu. güya galatasaray'ın transfer listesine girmiş. geçmişine baksan oynadığı takımların adını bilmezsin. canaydın kaliteli futbolcu getirecek diye ağzımızı açıyoruz. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
kurban bayramında daha bir raslanılan durum. kurbanını kesmek için etraftaki köylere giden bilumum müslüman insan topluluklarının başına gelebilmektedir.
bu kurbanda benim başımada gelen atraksiyonel faaliyettir. tanıdığın çiftliğine şöyle bir kapıdan bayramlaşılmaya girilmiştir. girerken kulübede yatan 1.50 metre uzunluğunda ve 50 kilo ağırlığındaki köpek farkedilmemiştir. bayramlaşılır ve ağır ağır çiftliğin çıkış kapısına doğru ilerlenir. farkedilmeyen köpek işte tam o anda ortaya çıkar. sert bir hırıltı sonra keskin bir havlama duyulur 1.5-2 metre kadar arkadan. tahmin edilir tabi köpek olduğu ama yine bir dönüp bakılır. köpek gözüne kestirmiştir artık, yusuf yusuf kokusunu almıştır. işte o anda kısa mesafede müthiş deparlar atılır. zincirin uzayacağı yer kestirelemediği için full force koşulur ta ki soğuktan buz tutmuş alana gelene kadar. işte o an yeryüzüyle bağlantı kesilir, havada müthiş bir takla atılır ve yere düşülür. sonra bütün bayram yara bantlarıyla, ağrılarla ordan oraya dolaşılır.