ramazanda büfecilerin gazete kağıdına sararak verdikleri bira bunun en büyük örneğidir. mesela dışarıda sigara içiyorum diye oruç tutanlardan dayak yeme ihtimalimi söylemiyorum bile.
bir galatasaraylı olarak mutlu olduğum konu, ve şaşırdığım olay, ofans yönde o kadar eleştirilen aykut kocaman, tokat gibi yapıştırmıştır. bu arada ligin iki büyük takımı zirveye oturmuştur, bjk nin göt kalkıklığının inmesi yerine dönmesi paha biçilemez, tam köy takımı bu bjk, şampiyonluğa giderken en iyi oyuncunu satarsan, yeniden köy takımı olduğunu kanıtlamış olursun...
Neyse şampiyonlar ligini çok özlemiştim, biraz ara vermiştik.
an itibari ile Premier Lig'de yılın oyuncusu seçildi. fazlasıyla hak etti. sırada Ballon d'Or var, bunun için şampiyonlar liginde bir şeyler daha yapması lazım fikrimce. messi, ronaldo hegemonyasına son verilmesine ramak kaldı. mo salah haydi koçum.
tamamen taraftar odaklı, tamamen taraftar ziyanlı. türk futbolunda önce değişmesi gereken taraftar profili, bu da ancak bilinçli taraftar jenerasyonu ile gerçekleşebilir.
neden mi taraftar ?
çok büyük bir baskı oluşturuyor bizim takımlara, yarım sezonda hoca değiştir, yıldız aldığını sanıp 32 yaşından büyük topçulara dünyanın parasını ver, ki bunların hepsi futbola doymuş adamlar, alt yapıya sıfır tolerans, başarı delisi taraftarımız bu baskı sayesinde her sene başarısız takımlara sebep oluyor...
aklı başında yöneticilerin gelmesi lazım artık futbolumuza, misal galatasaray 5 sene şampiyonluk beklemesin, alt yapıya yatırımlar yapılsın, tesislere yatırım yapılsın, ajax modeli bir takım yaratılsın mk ülkesinde. istanbul kadar olan hollanda bunu yapabiliyor.
aha konuşacak çok şey var da, sinirim bozuldu yine.
bakın o kadar bariz ki düzenbazlıkları, baktılar ekonomi sıçıyor, bahçeli ortaya yem attı tüm partiler yedi, tayyip hemen lehine çevirdi çok daha erken bağladı işi, neden ? çünkü iyi parti seçime giremiyor !
çok kötü içlerinde patlayacak, çok kötü ters tepecek, tamam iyi güzel, ama bu millet o kadar da aptal değil bee...
o kadar ki aynı gün üni giriş sınavı var 2 milyon öğrenci !
onu o travmadan çıkarmak için elimden gelen her şeyi yapabilirim.
bazı çakmaktaş adamları bunun namusla ilgisi olduğunu sanacaklar, bakın sanacaklar diyorum düşünecekler ya da anlayacaklar demiyorum, çünkü bu tarz insanlar düşünemeyen birer insandır (bkz: hayvan).
işin güzel tarafı birlikte bu layın üstesinden gelebilmektir, kızı toplum ne der utancından çabucak kurtarmalı, aşağlık psikolojisinden sıyırmalıyız, bu da sadece sevginize sevdiğinize sahip çıkarak olur.
günde bir paket içtiğim sigarayı 2 pakete çıkarttıran, oyunculukları, kostümleri, görüntüleri efsane olan 1920'lerin ingilteresinde geçen şahane yapıt.
bunlar vatanını halkını düşünmeyen düzenbazlardır. benzin olmuş 6, euro olmuş 5, dolar olmuş 4, et olmuş 60, ama ülkede çıt yok. gerçekten ecevit'in önüne atılan o yazar kasa nankörlük yapmıyor mu şimdi ?
gidişatı hiç mi göremiyor bu halk, kandırılmayı ilk kanun edinmiş bu yönetim, halkı nasıl kandırabilirimi iyi yapıyor.
'' olacak o kadar '' dan kalma çocukluk hafızamda, bir slogan dönüyor kafamda;
bu konuda sevgililerin mevzuyu aşması lazım, birbirlerine çok rahat paralarının olmadığını söylemeleri gerekir, bugün de senden diyebilmeli, insanları zor duruma düşürmeye gerek yok.
yalnız flört aşamasında erkeklerin bu konuda daha öncelikli davranması gerektiğine inanıyorum, yanlış anlaşılmasın kadında elini cebine atmalı ama öncelik erkekte olmalı, çünkü kadınlar paradan kaçan erkeklerden hoşlanmazlar, bu konu sonra aşılıyor.
bu sene uçak olan futbolcu. Ballon d'Or ödülünü bu sene onun almasını istiyorum, şam ligi finali ya da kupası çok rahat kazandırır bu ödülü. tabi dünya kupasından sonra belli olacak her şey.
aşkı değil, sevmeye gönül verin...
ve günü geldiğinde azat etmeyi bilin.
pişmanlıklara çok üzülmeyin, kahrolmayın.
olana çare yok,
olacak olana tedbir alın.
yerinizde sekmeyin,
topalda olsan, engelde olsa, adım atın.
hak arayın,
hukuk yaratmayın,
adaletli olun...
vicdan gece yorar.
yaşlıları önemseyin,
insan yaşlandıkça çocuklaşır, sakin olun, sinirlenmeyin, ve bunun bilincinde olun.
ölümü yok saymayın,
olaylara büyüteçle bakmayın,
ait olmadığınız yerde durmayın.