bu hanzo fenerbahçe 2008'den beri şampiyonlar ligi'ne gidemiyor demiş ya. ''ulan hanzo, siz gidiyorsunuzda ne oluyor? her gidişte elinize verip gönderiyorlar'' diyesi geliyor. ama terbiyemi bozmıyayım.
fenerlilerin kendisinden kurtulmak için eski libya lideri kaddafi gibi savaş açması lazım. yoksa öleceği falan yok. 90 yaşına kadar kurtulamıycaz yoksa bu diktatörden.
aziz yıldırım başından gidene dek değil statda maçını izlemek, fenerium'dan bileklik dahi almıyacağım takımım.
sosyal medyada da takibi bıraktım (facebook, instagram, twitter). artık umursamıyorum.
ne zaman aziz yıldırım gider, o zaman benden gerekli desteği görür.
o Euroleague kupasını Fener'e getiremediği müddetçe benim gözümde bir hiç. kendisi hakkında ne kadar iyi şeyler söylendiği umrumda bile değil. o kupayı alamadığı müddetçe o şaşaalı kariyerini alsında bi tarafına soksun.
DC bu filmi yapmak için hem acele etti, hemde geç kaldı.
Acele etti, çünkü DC sinematik evreninde göreceğimiz ikinci film bu olmamalıydı (en az bir batman solo filmi bu filmden önce çekilmiş olmalıydı (dark knight üçlemesinden söz etmeyin, o farklı bir batman), hakeza bir wonder woman filmide mümkünse)
Marvel avengers'ı yaptığında en az 3 karakterinin solo filmi vardı.
Geç kaldı,çünkü DC muhabbeti justice league'e getirene kadar marvel atı alıp Üsküdar'ı çoktaaan geçti.
Güney Afrikalı stand-up komedyeni, The Daily Show sunucusu.
Çok iyi bir mizah anlayışı var. Amerika'da yaptığı şovlara mutlaka göz atmanızı isterim. Adam ırkçılık, polisler, terörizm, canlı bomba gibi sıkıcı ve didaktik olabilecek konularla beyaz amerikalıları güldürüyor. baya suya sabuna dokunuyor. sözünü esirgemiyor. takdir edilesi.
99 yılında sinemada izlerken 13 yaşındaydım. haliyle o güne kadar böyle bir şeyi bırakın görmeyi, hayal bile edemezdim. filmden çıktığımda kendimi uçuyor gibi hissetmiştim. koşarak eve gitmeye çalışmıştım. arkadaşım zor ikna etmişti beni otobüsle eve gitmeye.
efsane filmdir. hala aynı etkiyi verir.
Stallone bu filmi bence Rocky hayranları için özel olarak çekti. Filmi izlerken çoğu kez eski bir fotoğraf abümünü karıştırıyor hissine kapılıyorsunuz. Filmin her bir saniyesinden duygusallık, her bir karesinden nostalji akıyor. Bir kere bir Rocky filminde olması gereken her şey var bu filmde, çok iyi bir antreman sekansı (ve elbette tahmin edebileceğiniz gibi Bill Conti'ni o meşhur müziği eşliğinde, tüylerim ister inanın ister inamayın, diken diken oldu) ve çok iyi bir dövüş vardı (hemde muhteşem yönetmenlik cambazlıklarıyla, siyah-beyaz görüntünün içersinde kıpkırmızı kan, muhteşem duruyor).
Damağımda ilk filmin vermiş olduğu o muhteşem tadı bıraktı diyebilirim.
Serinin tek kelimeyle ''en gaz filmi!'' Stallone'nin verdiği kaba mesaj kısaca şuydu; Amerika Rusya'yı döver! Artık adamımızın ne kendisine, ne de ülkesine kanıtlayacağı bir şey kalmamış olacak ki artık ülkesinin gücünü tüm dünyaya kanıtlamaya çalışıyordu bu filmde. Tabi beni bu filmin ne mesajları ilgilendiriyor, ne de Amerika ile Rusya'nın güç çatışması.Ben bu filmde o muhteşem antrenman sekanslarının ve insanı ister istemez gaza getiren o mükemmel şarkıların kurbanıyım, hepsi o. Hele Rocky'nin Adrian'la Rusya'ya gidip gitmemeyi tartıştıktan sonra Lamborginine atlayıp şehri turlarken eski sahneler eşliğinde çalan o ''No easy way out'' şarkısı yok mu!
Bayılıyorum o şarkıya! Bütün Rocky serisi boyunca en sevdiğim sekanslardan biridir bu şarkının çaldığı sekans. Bazen tekrar takrar başa alıp izlerim. Çok zevkli oluyor. Antreman sahneleri ise tek kelimeyle gaza getirici. Bu sahneleri izlerken birden kendinizi şınav çekme pozisyonunda ya da birini yumruklamaya çalışırken bulursanız hiç şaşırmayın. Sakalda yakışmıyor değil Stallone'ye. Hiç düşündünüz mü, bu antreman sahneleriyle Stallone 'doğa teknolojiden güçlüdür' demek istemiş olabilir mi? Bu arada Ivan Drago'yu çok karizmatik bulduğumu söylemeliyim. Bence filmin sonunda Rocky Ivan'ı senaristin(!) kıyağıyla yendi, nakavt olurken rol kestiği o kadar belli oluyor ki! Bence gerçek hayatta olsalar Ivan Drago Rocky'i çiğ çiğ yerdi. Tabi bu nihayetinde bir film ve bizde kanmış numarası yapıyoruz.