can kafesten uçmadan-kuan, yağmurun sessizliğinin sesi, karanlık bir ortamda karşımda olan ama gözlerimle görmediğim dalgaların kaçamaklarının sesi...
edit- kafamda bulunan soruları unutmuşum...
müzikalini bugün izleme fırsatına eriştiğim muhteşem ötesi bir performanstır. hani izledikten sonra sanata bakış açım ciddi ciddi değişti. yani dedim ki bunlar sanat ise bizimkiler ne. ya insanın gözüne iki saat boyunca en ufak bir şey batmaz mı? yok arkadaş bu kadar mı akıcı ve güzel olur ya. adamlar bilmem kaç tırla gelmişler, az bile. o dekorlar ne öyle ? sahne geçişlerinde resmen yeni dünyaları keşfe çıkardı. dekorlar, kostümler dört dörtlük. orkestra öyle bir çalıyor ki imansızlar içim bir hoş oldu. bu kadar hissettirebilirlerdi yani. zaten o dekorları zorlu ancak kaldırmış bunca yıldır neden ülkemize gelmediğine şaşmamak gerek. kayık sahnesi ve avizenin düşüşü harikaydı zaten. her dakikası bir öncekinden daha heyecanlıydı. müzikal değil bildiğiniz canlı gösterim film tadı bırakıyor damağınızda. velhasılı 17 mayıs son gün arkadaşlar. kaçırmayın derim. gidip saçma sapan şeylere paranızı çar çur edeceğinize gidin sanatta doyuma ulaşın. merak etmeyin zaten sizi en az 6 ay götürür( o da sanatsever birisi iseniz). keşke biraz daha ucuz olaydı iyiydi de merak etmeyin kuruşu kuruşuna hak ediyorlar.
yetenek kavramını çok iyi biliyor olsan gerek, orada burada izlediğin saçma sapan komplo teorilerini de al git ufaklık. burası senin yerin değil oyun parkı az ilerde.
kafasıyla tuğla kırmasına karşın, kaplumbağa çarpması sonucu can kaybeden mario gibi altına yatırım yapmış devlet hazinesini doldurmuş, tusubasa'nın topu defanstan alıp karşı kaleye götürene kadar geçen zaman kadar at sırtında kalan, hiddetli osmanlı padişahı. severim kendisini de günümüz küpe takan ergenlerin sorgucu dayılara yanlış referans olarak verilmesi trajikomik olaydır.
durduk yere, yine kendimi karanlığıma sürükledim. pişman değilim anın tadını çıkarıyorum bazen karanlık en güzelidir. gözler görmeyince görmek için başka şeyler devreye girer. gözlerinin görmeye engel olduğunu anlarsın. iç dünyanda kavgaya sürüklenirsin. ağzını burnunu kırarsın her ne ise savaştıkların. rahatlarsın ya da öyle hissedersin ama unutma ki her kavga seni o bataklığa çeker, ne kadar karanlıkta kalırsan aydınlık o kadar uzak ve ulaşılmaz olmaya başlar senin için. düşüncelerin hızla oradan oraya atlar. sen ise sadece bakakalırsın düşüncelerinin sana yaptıklarına. sözlük işte bende öyle bir durumdayım. karanlıklardayım derinliklerine doğru gidiyorum ki kendimle baş başa kalayım. bakayım neler diyor iç dünyam bana. hadi görüşürüz. baktın çıkamıyorum aydınlıklara o zaman merak etme beni karanlık içine çekmiştir göstermez o hiç bir rengi.
bugün canlı olarak dinleme fırsatına erişebildiğim, müziğine, duruşuna, görüşlerine son derece saygı duyduğum gerçek müzisyen, sanatçı. laf atanlar olmuş, olmasa şaşardım. ne kadar hoşgörüden uzaklaştığımızı, farklılıklara karşı tahammül seviyemizin ne kadar alçaklarda olduğunu bir kez daha gördüm sayesinde. ne olursa olsun, neyi düşünürse düşünsün bu işi en düzgün yapan insanlardan birisi, gerçek bir müzisyen.