Sevin yada sevmeyin ama biraz saygıyı hak eden bir kişi. En azından hakaret edilmeyecek kadar hürmeti hak ediyor. Ergenekon davasında ki duruşu ve geçmişte yaptıkları ortadadır.
Önce bir lahmacun yerim, üstüne belki bira da içerim. Asla üstelemem çünkü o hatayı 1kere yaptım. Üstüne düşünce ilyas Salman veya kemal Sunal muamelesi yapılıyor. Paçavra gibi görülüyorsunuz gözlerinde...
Kürdistan isteyip, terör örgütüne gönülden sempati duyup istanbul, izmir, Antalya, Mersin, Adana, Bursa, izmit' te yaşayan, iş kuran, yahut çalışan Kürt kökenli vatandaşlar gibidir.
Doğu' ya giden memurlara Kürdistan'dan defolun diyen ama kendisi istanbul'a gelince kimsenin defol demediği vatandaşlar gibidir.
Dükkan duvarına Osmanlı tuğrası asıp seçimlerde HDP' ye oy veren vatandaş gibidir. Kaçak elektrik kullanıp hacca giden vatandaşlar gibidir.
Paragraf dolusu kelime ağzıma gelip 3 kelimesini bile zor söylediğimde, cinsel organım uçuşa geçmediği zaman da düşünüyorsam o kişiyi, sadece dekolte yahut kalça v.b fotoğraflarına değil dağda kayak yaparken sadece gözleri ve elmacık kemiklerinin gözüktüğü fotoğrafa bile dalarak bakıyorsam.
Balkanlar' ı, Yunanistan' ı fetheden evrenos gazi Bursa'nın fethinden sonra Müslüman olup Osmanlı' ya katılan bir Bizans askeri rumdu. Mihal gazi, barbaros hayrettin , kılıç Ali paşa, murat reis v.b nice örnek çok.
Yani bizim ırklarla bir sorunumuz yok. Bizim kültürümüz ortak amaç, ortak din üzerine kurulu.
Avusturya Macaristan imparatorluğu' da Osmanlı gibi yıkıldı. Bugün Avusturya' da da Macar, çek, Sloven, Slovak, Hırvat asıllı olup gönülden Habsburg hanedanına bağlı olduğu için Avusturyalı olmayı tercih edip asimile olan insanların torunları mevcut.
işte bizde de etnik olarak Boşnak, gürcü, laz, Arnavut, Kürt v.b olduğu halde gönülden devlete yahut hanedana sadakat ağır bastığı için asırlar boyu süren Türkleşme mevcut.
Amerika ise biz ve Avusturya Macaristan imparatorluğu gibi ölmüş imparatorlukların yaşayan örneği. Zencisi, alman' ı, italyan' ı, Hollandalı' sı, yahudi' si, ingiliz' i, Polonyalı' sı devasa Amerikalı kimliği altında ortak bir şekilde yaşıyor...
Bu harekatı eleştiren ya haindir ya mal. Hiçbir faydası olmasa bile Ergenekon, balyoz ve 15 temmuz ardından tırpanlanan ordunun gelecekte toparlanıp sıkı ve savaş tecrübesi olan kurmay sınıfı yetişmesine yarayacak. O toy çocuklar böyle böyle deneyim kazanacak.
Tıpkı bir pilotun pilot adayı iken geçirdiği uçuş saatleri ne kadar önemli ise ordunun gelecekteki niteliği için bu tarz dış harekatlar da önemli.
Ayrıca Yunanistan' ın agresif Akdeniz politikası da malum...
Gece rüyamda gördüm seni bunalımdaydın
Adeta depresyon gibi
Tüm gece karşımdaydın
Rüyadan istifade daldım yeşil gözlerine
Uyandım baktım telefona gelen bildirime
Ne gördüm dersin
Meğer bugün doğum gününmüş senin
Ne yapmalıyım nasıl yazmalıyım derken geldi işe gitme vakti
Saatler geçti geldi mola saati, yedim yemeğimi
Baktım telefona, profiline, fotoğraflarına
Elim gitmedi bir türlü yazıp kutlamaya
Derler ki kişi haddini bilmeli
10 senedir görülmeyen güzel ile nasıl muhabbet etmeli
Hatırlar mı bilinmez o zaman ki beni
Abaza diyor zamane gençleri
Budala dermiş eskiler bu tiplere
Tıpkı dostoyevski' nın budalası prens mışkin gibi
Ben ne bir budala ne bir abazayım
Yaratılan saf güzelliği takdire müptelayım
Mesai bitti saat gece yarısına gelmekte
Gönlüm hala Gün bitmeden yazmak istemekte
Olmadı saat yarımı geçti
iç muhasebelerle gün bitti
Nasıl muhasebe yapmasın bu içim
Sorsan herkes lüks bir araba ister ama hediye edilse vergisini dahi ödeyemez
Herkes şato misali bir mesken ister ama gel otur deseler aylık elektrik faturasını dahi ödeyemez
işte bazı kadınlar da böyledir
Sen bana şans versen dahi
Kaldıramam ağırlığını ben senin
Sen ki gezdin cihanı tayyare ile Seyyah misali
Bilmektesin anadilin gibi lisan- ı ingilizi
Ben oblomov gibi yatan bir adamım
Zar zor bir iş bulsam da borç batağındayım
Zaten sana göre boydan da kısayım
Diyemeden gün bitti
Acaba yazsaydım kızarmıydı yoksa mutlu mu olurdu derken gün bitti
Zekayı etkileyen en önemli faktörler protein, demir ve OMEGA-3.
Bunlar da en iyi ve kaliteli şekilde kırmızı ette var. Kim ki soya, fasulye v.b tahıllarda da var diye vegan ağzıyla konuşursa yA haindir yada yalan propagandaları yutmuştur.
Normal memleketlerde hayvan sayısı insan sayısının en az 3 katıdır. Bizde ise insan sayısının yarısı kadar. Ayrıca et ucuz olduğu halde ecnebiler keçi, geyik, kaz, kanguru hatta timsah eti bile tüketiyor.
Bize yıllardır sığır ve endüstriyel tavuk dayatıldı. Fakat ülkemizde mera yok bu yüzden sığır değil koyun ve keçi üretimi uygun. Kimse kolay kolay keçi yemiyor, kaz yemiyor. Büyük baş olarak bu ülkeye uygun olan mandadır ama artık çok az manda kaldı.
Doç.dr Osman Nuri koçtürk zamanında entelektüel düşüncenin gelişmesi için hayvansal proteinin şart olduğunu söylemiştir. Hatta CIA' nin hedef ülkelerde tahıl özendirici, hayvancılığı geriletici eylemler yaparak hedef ülkelerde entelektüel düşüncenin önlenmesini sağlamaya çalıştığını söylemiştir. Tahıl tüketen insanlar ve yeterli miktarda hayvansal protein tüketen insanlar arasında yapılan araştırmalara göre tahıl tüketenlerin daha az sorgulayan, emre itaat eden, sakin mizaçlı olduğunu, yeterli miktarda hayvansal protein tüketen insanların ise daha sorgulayıcı, bağımsız, daha kolay öfkelenen mizaçlı olduğunu söylemiştir.
Ayrıca GDO'lu soya, GDO'lu buğday v.b ürünlere, hidrojenize yağlara ve ürünlerin radyasyonla dezenfekte edilmesine karşı olduğu için 1966' da CIA raporunda adı Türkiye' de nötralize edilmesi gereken kişiler listesinde üst sıralarda yer almıştır.
Celâl Bayar'a gdo ve Amerikan şirketlerinin faaliyetlerinin zararlarını anlatırken Celâl bayar' ın kızıp ne istiyorsun bu kadar Amerikan diyerek üzerine yürüdüğü anlatılmaktadır.
12 Eylül darbesi döneminde işkence gördükten sonra fazla konuşmayıp köşesine çekilmiştir.
Yani önce tarım ve hayvancılığı ele almalı, sonra tohumları, ardından beslenme ve sağlık programları oluşturulup son noktada düzgün bir eğitim sistemi temin edilmesi gerekiyor. Ha bir de başımıza seçtiğimiz adamların kime ve kimlere hizmet ettiğini iyi tahlil etmek gerekiyor...
Irkını yücelten tiplerden hoşlanmam. Hatta orta asya ve tengrici tiplerle bol bol dalga da geçerim.
Ama geçmişten beri imparatorluk kültürü olan koca bir milletin adeta Afrika sömürgeleri gibi muamele görmesi kanıma dokunuyor.
Bu adeta yaşlı bir aslanı onlarca kediye öldürtmek gibi. Aslan ölecek ise aslan gibi aslanlarla çarpışarak aslanlar tarafından öldürülmeli...
Önce Yunanlar üstümüze salınır ve biz onları tokatlarken içeride Kürtleri azdırırlar. Yunanlılar ile bizim NATO üyesi olmamız sebebiyle BM askeri güçleri ve diğer batı üyeleri hem Yunanistan hem bizim içimizden geçer. Boğazlar ve Ege civarında tarafsız, güvenli ve uçuşa yasak bölge oluştururlar.
Ardından Kürtleri azdırmalarından dolayı doğudaki isyanları bastırmaya çalışırken aldığımız önlemleri savaş suçu, iç savaş olarak niteleyip doğu ile batıyı bölen bir hatta da uçuşa yasak bir güvenli bir bölge tahsis Edip BM ordusu ve nato orduları bir sınır şeklinde yerleşir.
Amerika tek başına değil Fransa, ingiltere, italya gibi 6-7 ülke ile koalisyon kurup 48 ila 72 saati geçmeyecek şekilde bir baskın bombardımanı ile tüm hava aracı, deniz aracı, pist, telekomünikasyon hatları gibi ne varsa kullanılamaz hale getirir ve eşekten düşen karpuza döneriz.
işte s-400 böyle bir baskın için, ve böyle olası uçuşa yasak bölge oluşturulup elimizin ayağımızın kesilmemesi için gerekli hatta s-400 bile yeterli miktarda değil.
3-5 ay tutulup salınacak olsaydı çoktan çıkarılmıştı çünkü 1 yıl oldu neredeyse adam tutuklanalı.
Bunca yıl serbest gezip 2018' de tutuklanması akıl edildiyse ya reis Adnan'ın arkasında ki adamlara kızdı ve tutukladı, ya Adnan akp' li önemli birinin ayağına bastı, ya feto ile yakınlaştı ve Erdoğan fişini çekti.
Ayrıca Adnan bazı askerlere seks tuzağı ile şantaj yapıp askeri sırları da topluyormuş...
Bizim okuldada fetullahçı bir Erzurumlu hoca vardı, konu ne zaman siyasete gelse hep başlardı; Rusya şöyle yaptı, çin böyle yaptı, Esad böyle yaptı, iran böyle yaptı, iran oyunu , çin oyunu falan kafa ütülerdi hep.
Ama ağzından 1 kere olsun ne Amerika, ne israil nede NATO lafı çıkardı.
Şimdi nerede olduğu belli değil, ya hapiste, ya mülteci yada itirafçı olup salınmıştır.
Ermeniler 2'ye ayrılır Fransız yanlısı Ermeniler, Rus yanlısı Ermeniler. Bu ikisine ek Az miktarda Protestan olan Amerikan yanlıları da var.
Bu kınamayı yapan yavşaklar Fransız yanlısı olmalı. Basiretsiz bir devletin kınaması. Devlet değil uydu devlet. Bir tane adam çıkmayan yer. Eğer adam olmuş bir Ermeni görürseniz bilin ki kendisi Ermenistan'da değil başka bir ülkede azınlık olarak yetişmiştir...
Katar'a kızana kadar sözde müttefik olanların haritaya göre 2 noktada arama yapmasına bakmalı.
Ayrıca ne küresel bir güç nede bölge ülkesi olmadığı halde güney kore' nin 3 noktada arama yapmasına bakmak lazım.
Fransa'nın 3 noktada, italyanların 6 noktada, ingiltere' nin 1 noktada arama yapmasına bakmak lazım. Ayrıca israil' in 1 noktada arama yapmasına bakmak lazım.
içlerinde en güçsüz Katar diye burada vurun kahpeye edebiyatı ile kendimizi kandırmayalım.
Bizim suçumuz geç kalmak, adamlar yani Rum kesimi ta 2013' ten beri sondaj falan konuşuyordu burada. Adamlar buldu satışını yapıyor, biz hala bulacağız. inşallah atladıkları, göremedikleri bir nokta kaldıysa bize de 3-5 düşer hesabı. bir vatandaş olarak şahsi temennim de o yönde. Hiç yoktan iyi olan miktar bile iyidir...
Bu para Trump' ın s-400 için kestiği 100 adet Boeing uçağının kaynağı için alınacak büyük ihtimalle.
Sam amcanın ( uncle sam ) kestiği cezayı komple ödeyeceğiz.
En erken 5, en geç 10 yıl sonra akp kalmayacak. Ya 2023 seçiminde tarih olacak yada 2023 seçimi kazandığı son seçim olacaktır. Bir zahmet tarih olsun çeyrek asıra yakın tepede kalmış olacaklar neredeyse...
Bulgarlara ayıp olur kıskanırlar. Birleşeceksek şöyle Makedonya, Kosova hattına kadar hatta Bosnalı kardeşlerimize kadar birleşelim. Bu sefer de doğudaki Azeri kardeşlerimize ayıp olur onlarlada Karabağ sorununu birlikte halledip birleşelim hatta ikna edersek Ermeniler bile katılır belki aramıza.
Küba'da Katolikler Che Guevara ateist olduğu halde saygı duyuyor. Rusya'da Ortodoks olduğu halde halkın yarısından fazlası ateist olan Lenin ve Stalin' e hala saygı duyuyor.
Türkiye'de de olan aynı durumdur.
iki kesimin arasını açmak isteyen, bir tarafı ninja, yobaz diğer tarafı dinsiz, laik v.b olarak yaftalayıp toplumu bölmek isteyenler ise ya aşırı uç tipler yada bilinçli hainlerdir.
Bu ülkede olan asıl sorun iki tarafın aşırıcı kanatlarının gücü ele geçirince karşı görüşü orantısız bir şekilde bastırıp aşağılaması.
O yüzden hep derim Allah bir daha bu ülkeye 1 dönemden fazla tek parti iktidarı yaşatmasın, Erbakan- Ecevit dönemi gibi bol koalisyon hükümeti olsun ki kimse kimseyi ezemesin.
Yugoslavya lideri mareşal tito ateist olduğu halde Sırp, Hırvat, Boşnak, Arnavut olarak müslümanı, hristiyanı halkın çoğu hala saygı duyuyor.
Çin Budizm ve Taoizm gibi dinlere inandığı halde mao' ya hala saygı duyuyor.
Atatürk'e put gibi tapmam, Kemalistlerle çok tartışdığım da oldu ama bir de karşı tarafın çıkardığı adamlara bakalım; Adnan Menderes, Turgut Özal gibi Amerikan tasmalı adamlar, feto gibi Amerikan köpekleri, 3 yıl öncesine kadar Amerikan hayranı olan Erdoğan, gerçek adı bile bilinmeyen eski bir darbeci olan Türkeş v.b
Adam gibi çıkan tek sağ lider Erbakan oda bazı aşırı uç tipleri partisine doldurdu ve iktidardan indirildi.
Sol çok mu farklı hayır onda da bir Ecevit var geri kalan kötünün iyisi ve Sezgin Tanrıkulu gibi tipler.
Beni ve benim gibi adamları temsil eden kimse yok yani. Kim kötünün iyisi ise anlık olarak ona oyu atıyoruz mecburiyetten.
Yahu arkadaş damıtılmış alkolün yüksek fiyata satılmasını anlıyorum. Çünkü artık doğal süreçten çıkmış sentetik ve endüstriyel olmuş adeta.
Votka ve rakıyı düşünün kolonya gibi, hatta absinthe falan da var.
Ama bira ve şarap gibi doğal, binlerce yıllık kültürel içecekler, üstelik az miktarda biranın hafızaya, şarabın kalbe iyi geldiği de gerçekken neden fahiş fiyatlarla satılıyor?
1 biranın verdiği zarar 1 bardak koladan az ama neden bira pahalı?
Bence devlet alkolü fermente ve distile olarak iki gruba ayırmalı...
Hemen çocuğu don Juan ilan etmişsiniz. Belki balon yapıyor yada merak Edip aldı. Olurda karşısına fırsat çıkarsa boş yakalanmamak için cebinde taşıyordur belki.
Ben zamanında 7. Sınıfta alıyordum merak eden arkadaşlara veriyordum 1 tane, evde balon yapıp atıyordum mahalleye. Sakallarım o zamanlar da olduğu için ve yaşıtlarımdan yapılı gözüktüğüm için rahatlıkla alıyordum marketten...
abdi özdiken (bilişimci), abdullah keskin (sinemacı), adalet dinamit (yönetici), adnan özyalçıner (yazar), adnan tonguç (yazar), ahmet aykaç (prof. dr.), ahmet çakmak (prof. dr.), ahmet dindar (avukat), ahmet insel (prof. dr.), ahmet isvan, ahmet kardam, ahmet telli (yazar), ahmet ümit (yazar), akşin somel (prof. dr.), ali akay (küratör), ali deniz ceylan (avukat), ali kerem saysel (akademisyen), ali nesin (prof. dr.), ali uçansu (diş hekimi), arif ali cangı (avukat), aslı erdoğan (yazar), ayda arel (prof. dr.), aydın cıngı, aydın engin (gazeteci), ayetullah sevgir, ayhan aktar (prof. dr.), ayhan bilgen (mazlum, der), ayhan çabuk (van baro bşk.), ayhan kaya (akademisyen), ayhan ongun (isidef gn. sek.), ayla gürsoy (prof. dr.), aylin aslım (müzisyen), ayşe berktay (çevirmen), ayşe buğra (prof. dr.), ayşe erzan (prof. dr.), ayşe gül altınay (akademisyen), ayşe hür (tarihçi, yazar), ayşe kadıoğlu (akademisyen), ayşe soysal (prof. dr.), ayşegül devecioğlu (yazar), ayşegül kaya (avukat), ayşen anadol (çevirmen), bahri bayram belen (avukat), barış pirhasan (yönetmen), baskın oran (prof. dr.), bennu yıldırımlar (oyuncu), beral madra (küratör), beril dedeoğlu (prof. dr.), betül tanbay (prof. dr.), bircan yorulmaz, burhan şenatalar (prof. dr.), bülent arınlı (belgesel yönetmeni), bülent atamer (kimya mühendisi), bülent aydın (gazeteci), bülent erkmen (tasarımcı), büşra ersanlı (prof. dr.), c. murat özgünay, celal yıldırım (dişhekimleri birliği bşk), celalettin can (78'liler vakfı), cem terzi (prof. dr.), cemal polat (sendikacı), cengiz aktar (akademisyen), cenk soyer (mühendis), cevdet uçungan (kars baro bşk.), cuma boynukara (tiyatro yazarı), cüneyt ozansoy (akademisyen), çağatay anadol (yayıncı), çiğdem mater (gazeteci), çiğdem yalçın pamukçu (ihop), derya sazak (gazeteci), dilara kahyaoğlu (eğitimci, sanatçı), dilek özcengiz (prof.dr.), doğu ergil (prof. dr.), emel ataktürk (avukat), emine uşaklıgil (yönetici), emre gönen (akademisyen), enis rıza (belgesel yönetmeni), enver sezgin , ercan karakaş (sodev) , erdağ aksel (akademisyen), erdal karayazgan, erdal yavuz (akademisyen), ergin cinmen (avukat), ergun gümrah (yönetici), erkan şen, erol katırcıoğlu (prof. dr.), erol kızılelma (sodev), ersin kalaycıoğlu (prof. dr.), ersin salman (iletişimci), ertuğrul cenk gürcan (akademisyen), ertuğrul kürkçü (yazar), esra güçlüer, esra koç, esra mungan (akademisyen), fahri aral (yayıncı), faruk arhan (gazeteci), fehim caculi (yönetici), feray salman (ihop), ferdan ergut (akademisyen), ferhat kentel (akademisyen), ferhunde özbay (prof. dr.), fethiye çetin (avukat), feza kürkçüoğlu, fikret adaman (prof. dr.), fikret adanır (prof. dr.), filiz kardam (akademisyen), filiz kutlar (sanatçı), fuat keyman (prof. dr.), füsun çeliköz, füsun üstel (prof. dr.), gencay gürsoy (prof. dr.), gonca t. demir (avukat), gül efem (akademisyen), gülay günlük şenesen (prof. dr.), gülay toksöz (prof. dr.), gülen aktaş (prof. dr.), gülseren onanç (kagider), günay g. özdoğan (prof. dr.), gündüz mutluay (yayıncı), gürol ırzık (prof. dr.), hacer ansal (prof. dr.), hakan tahmaz, haldun sural (akademisyen), hale bolak boratav (akademisyen), halil berktay (prof. dr.), halil ergün (sanatçı), haluk inanıcı (hukukçu), hasan kuruyazıcı (mimar), hasan öztoprak (yazar), hasan yazıcı (prof. dr.), haydar ergülen (şair, yazar), huri özdoğan (prof. dr.), hülya gülbahar (avukat), hürriyet karadeniz, hüseyin çakır, hüseyin öntaş (avukat), hüsnü öndül (ihd gn. bşk), ılgın su, ışıl gürsoy uyar, ışıl kasapoğlu (tiyatrocu), ıştar gözaydın (akademisyen), ibrahim betil, ibrahim kaboğlu (prof. dr.), ihsan çaralan (gazeteci), ilhan tekeli (prof. dr.), jale parla (prof. dr.), jülide kural (oyuncu), kadri salaz (işadamı), kemal gökhan gürses (karikatürist), koray çalışkan (akademisyen), koray doğan urbarlı, kuvvet lordoğlu (prof. dr.), lale mansur (oyuncu), lale tayla (gazeteci), levent korkut (ai türkiye başkanı), leyla ipekçi (yazar), m. ali özel (siirt baro bşk.), m. zait söylemez (muş baro bşk.), macit koper (sanatçı), mahir günşıray (sanatçı), mahmut güven (mardin baro bşk.), mahmut ortakaya (dr.), manuel çıtak (fotoğraf sanatçısı), markar eseyan (gazeteci), mebuse tekay (avukat), mehmet ali aslan (avukat), mehmet altan (prof. dr.), mehmet dağ, mehmet demir (gazeteci), mehmet görgeç (malatya baro bşk.), mehmet güleryüz (ressam), mehmet karaca, mehmet salmanoğlu, melek göregenli (prof. dr.), melek ulagay (belgesel yönetmeni), meral danış bektaş (avukat), meral okay (sanatçı), meral tamer (gazeteci), meryem kavak (avukat), mesut öztürk (van eski belediye bşk.), mesut yeğen (akademisyen), meşher yürek (bitlis baro bşk.), mete çubukçu (gazeteci), mete tuncay (prof. dr.), mithat sancar (prof. dr.), muharrem erbey (ihd diyarbakır bşk.), murat aksoy (gazeteci), murat belge (prof. dr.), murat çelikkan (gazeteci), murat morova (ressam), murat paker (akademisyen), murathan mungan (yazar), müfit erkarakaş (yönetici), müge iplikçi (yazar), müslüm c. akalın (urfa baro bşk.), nabi yağcı, nail satlıgan (akademisyen), nazan aksoy (prof. dr.), necip korkmaz (hakkari baro bşk.), necmiye alpay (yazar), nedim hazar (yönetmen), nesrin sungur (prof. dr.), neşe erdilek (sosyolog), nihal saban (prof. dr), nil mutluer (akademisyen), nuray uzunören (prof. dr.), nurcihan hamişoğlu (hyd), nurdan arca (film yönetmeni), nurhan yentürk (prof. dr.), nuri ödemiş (bilişim uzmanı), nurşirevan elçi (av. şırnak baro bşk.), nüket esen (prof. dr.), nükte devrim bouvard (gazeteci), okan akhan (prof. dr.), orhan alkaya (şair), osman kavala, osman köker (yazar), oya baydar (yazar), oya köymen (prof. dr.), ozan erözden (akademisyen), öget öktem tanör (prof. dr.), ömer faruk gergerlioğlu (mazlumder gn. bşk.), ömer laçiner (yazar), ömer madra (açık radyo), ören altmışyedioğlu (avukat), özlem dalkıran (hyd), özlem işbilir (editör), pelin batu (sanatçı), pınar selek (sosyolog), ragıp incesağır (sanatçı), raşit tükel (prof. dr.) , rauf kösemen (tasarımcı), reşat apak (prof. dr.), reşit canbeyli (prof. dr.), rezzan tuncay (prof. dr.), rıdvan akar (gazeteci), rojbin tugan (avukat), sami evren (kesk gn. bşk), sedat özevin (batman baro bşk.), sefa feza arslan (akademisyen), selim badur (prof. dr.), selim mahmutoğlu, sema kılıçer (hyd), semih kaplanoğlu, semra somersan (akademisyen), sennur sezer (şair), serap aksoy (sanatçı), serdar m. degirmencioglu (akademisyen), sermet koç (prof. dr.), serra yılmaz (oyuncu, çevirmen), sezgin tanrıkulu (diyarbakır baro başkanı), sibel ırzık (prof. dr.), sinan gökçen (gazeteci), sungur savran (yazar), şaban dayanan (ihd), şahika yüksel (prof. dr.), şanar yurdatapan (müzisyen), şebnem işigüzel (yazar), şebnem korur fincancı (prof. dr.), şehbal şenyurt (belgesel yönetmeni), şevket pamuk (prof. dr.), şeyhmus diken (yazar), tahsin yeşildere (prof. dr.), tan oral (karikatürist), taner akçam (yazar), tanıl bora (yazar), tarhan erdem (yazar, araştırmacı), tarık ziya ekinci (dr.), tatyos bebek (diş hekimi), teoman pamukçu (akademisyen), timur akçalı (akademisyen), timur demir (ağrı baro bşk.), toktamış ateş (prof. dr.), tuba çandar (yazar), tuğrul eryılmaz (gazeteci), turgut tarhanlı (prof. dr.), tülay ateş (avukat), umur coşkun (yönetici), ümit fırat (yazar), ümit kardaş (avukat), ümit kıvanç (yazar), ümit şenesen (prof. dr.), ünal ünsal (emekli büyükelçi), vasıf kortun (sanatçı), vecdi sayar (gazeteci-yazar), vedat yılmaz (dr.), veysel eşsiz (akademisyen), viki çiprut (gazeteci), yakın ertürk (prof. dr.), yalçın ergündoğan (gazeteci), yaman aksu (yazar), yılmaz ensaroğlu (mazlum der), yiğit bener (yazar), yusuf alataş (ıhd), yücel sayman (avukat), yüksel selek, zafer kıraç, zakarya mildanoğlu (mimar), zeynep ekener (hyd), zeynep gambetti (yazar). (tk/ezö)
Listede dikkatimi özel olarak çekenler ise Osman Kavala, Sezgin Tanrıkulu, pelin Batu.
Sezgin Tanrıkulu CHP'li ve siha' Lara karşı çıkan bir adam. Ayrıca Tekirdağ cezaevinde dhkp-c' lileri ziyaret eden bir adam.
Pelin Batu " geçmişten günümüze Yahudilik tarihi" adlı kitap yazıp oğluna Rafael ismi koyan birisi.
Osman Kavala ise tek başına bir örgüt neredeyse. KVK ortağı ve geçmişte ASELSAN uretimi yerli cep telefonlarını depoda saklayıp Nokia ile anlaşıp ilk yerli cep telefonu hikayesini bitiren adam. F-4 projesine giren adam. Soros' un açık toplum vakfı yöneticisi adam. Alman vakıfları ile bağlantılı adam. Hatta yazsam kitap olacak bir adam.
Osman kavala' yı daha detaylı incelemek gerekir.
Bu iddia doğruysa artık başımız sıkışınca yetiş Rusya deme şansımız yok.
Adamların güvenip ilk sattığı ülke biziz ve kendi kodumuzu kullanmamıza da razı oldular. Bunun bir üstü s-500 için ortak üretim bile teklif ettiler.
fakat bugün itibariyle Türkiye'de ki haberden sonra belli bir süre s-500 sistemi projesine ortak almama ve yabancı ülkelere üretildikten itibaren bir müddet satmama kararı aldılar.
Hiç alıp depoya kaldırmayız demeyin daha geçen ay Amerikalılara denetim heyeti kurup gelin bakın NATO ve f-35 güvenliği için ortak bir heyetle kontrol edelim diye teklif ettiler.
Ulan f-35'i alıp Ruslara denetletiyor musun ?
Putin bile artık bıktı başı sıkışan her ülkenin yetiş Rusya diyerek işler düzelince Amerika'ya geri dönmesinden. Hatta geçen gün dedi röportajda; biz itfaiyeci değiliz, nerede yangın çıksa gidip söndürelim. Harbiden haklı ulan Rusya düşkünler tekkesi mi?
Sağımlık inekler sütten kesilince kasap tarafından kesileceğini anlayınca kaçıyor Rusya'nın bahçesine imdat diye. Süt verirken neredeydin ulan inek?
Artık pilot krizi, elçi suikastı ve s-400 tavizi, idlib falan derken Ruslar güvenilmez olarak not düşüp üstümüze bir çizik attı.
ileride olurda başımız sıkışırsa Rusya'nın bundan sonra bize karşı alacağı tutumu Bir örnek niteliğinde hikaye ile açıklarsam:
Mahallede bir kız var ve erkek bir kankası var. Erkek kankası arada bir niyeti bozup tecavüz etmeye çalışıyor ve kız sizden yardım istiyor. Siz her defasında kurtarıyorsunuz fakat kız bu dengesiz sapık erkek kankasıyla tekrar barışıyor, sizle muhabbeti bile kesiyor. Tekrar aynı şeyler oluyor, siz kurtarıyorsunuz o barışıyor. Birgün kafanız güzel yine bu kız yetiş diyor fakat siz artık bıkmışsınız ve ; bu akıllanmaz ulan bari bende çakayım da en azından ihtiyacım görülür diyerek grup yapıp önlü, arkalı geçiriyorsunuz bu kıza.
Kafa tutmayıp bir taraflarını dahi yalasanız sakso dahi çekseniz sizi kendi emelleri için kullanması, ülkenizdeki terör örgütüne tırlar dolusu yardım göndermesi, ordunuza kumpas kurup hapse atması, komşularınızla kötü etmesi gibi davranışlarından kurtulamayacağınız bir ülkeye kafa tutmaktır.
Bu bizim açımızdan şu örnekle açıklanabilir:
Mahallede güçlü kuvvetli bir arkadaşınız var ve yakın bir arkadaşınız aynı zamanda. Fakat hep siz onun kavgasına gidiyorsunuz, o sizin kavganıza gelmiyor. Hep siz ona borç veriyorsunuz o size vermiyor yahut faizle veriyor.
Bu yapılı külhanbeyi kankanız birgün manav dükkanı açıyor ve kendisinden başka hiçbir yerden alışveriş yapmamanızı istiyor. Fakat yan sokaktaki manav dükkanı daha taze ürünler getiriyor. Siz yan sokaktaki manavdan alışveriş yapınca sorguya çekip tehdit ediyor. Siz ananas ve avokado almak istiyorsunuz ama külhanbeyi manav kankanız onlar sana yaramaz, seni bozar, seni aşar, ben sana elma ve üzüm vereyim diyor üstelik parasını vereceğiniz halde.
Yan sokaktaki manavdan aldığınızda ise size zorla benden de yan sokaktaki manavdan yaptığın alışveriş tutarında mal alacaksın yoksa seni döverim diyor.
En son karınıza göz koyuyor tecavüz ediyor ve boşanmazsan seni gebertirim diyerek silah çekiyor, sizin elinizde ise bıçak var.
Şimdi karşınızda ayı gibi eli silahlı bir şerefsiz var diye korkup başıma bela almayayım bu herif beni yer zaten elinde silah var diyerek tamam abi mi çekeceksiniz yoksa elinizde ki bıçak silaha karşı zayıf olsa da, siz güçsüz dahi olsanız onur ve haysiyetinizi korumak için saldırıp itiraz edecek misiniz?
işte bu soruların cevabı Amerika ile gelişecek ilişkimizin ve istikbalimizin de cevabı olacaktır...
Edit: örnekteki manav ve yan sokaktaki manavdan yaptığınız alışveriş sonucu külhanbeyi manav kankanızın yaptığınız alışveriş tutarında kendisinden de alışveriş yapılmasını isteyip dayakla tehdit etmesinin gerçekteki pratiği ise s-400' e kızan Trump reisin bize dayatması sonucu kendimizi affettirmek için 100 adet Boeing uçak almamız.
Oysa Cemal Kaşıkçı olayında petrol zengini suudiler bile 50 adet Boeing uçak almıştı Amerika peşini bıraksın diyerek...
