kafasını boşaltmak ve kendini iyi hissetmek üzere deniz kıyısında dolaşmaya çıkmış kişinin kumsala oturduktan sonra gerçekleştirdiği rahatlatıcı aktivite.
maraton programına göre, galatasaray başkanı dursun aydın özbek" in, 3-1" lik kasımpaşa yenilgisinden sonra soyunma odasında çıkan tartışmada, nigel de jong" un " 25 futbolcuyu birden gönderemeyeceğinize göre teknik direktör gitmeli " sözlerine verdiği yanıtı içeren cümle. tam şekli " öyle bir durumdayım ki 25 futbolcuyu birden gönderirim tudor kalır " biçimindedir.
ilk defa başkana saygı duydum bu sözlerinden sonra. helal olsun.
beni sergio davet etmişti. " zor " demiştim " şu an işsizim, üstelik meksika tehlikeli diyorlar ". gülümseme emojisi yollayıp " tekilamız ve sinyoralarımızla tanışmadın " demişti. gülmüştüm. olanaksız ama güzel bir hayaldi bu. çoğu hayal gibi uzak geliyordu. bulutların arkasındaydı. ne olduysa 3 ay sonra oldu. patronum beni odasına çağırdı. masasının kenarına oturmuş, ellerini dizlerine koymuştu. son yazdığım senaryonun bir meksika film yapım şirketi tarafından çok beğenildiğini ve istendiğini yazan bir mailden bahsetti. işin ucunda bolca para vardı. el sıkıştık. rüya gibi ama meksika" ya gidiyordum. sergio" ya mail attım ve beni karşılayacağını söyledi.
uçak yolculuğu bol uyku hapı sayesinde sorunsuz geçti. indiğimizde hafif mide bulantısı ve baş ağrısı yaşasam da renkli topraklarda olmak içimi ısıtıyordu. sergio ismimin yazılı olduğu bir karton tutarak beni karşıladı. 30" lu yaşlarındaydı ve fotoğraftaki görüntüsünden daha yaşlı görünüyordu. güldüğünde gözlerinin etrafırdaki çizgiler derinleşip grileşiyordu. acılı bir yemek yediğimiz restauranta gittiğimizde öğle vaktiydi. 3 yıldızlı otel odamda uyudum. sergio akşam beni dışarı çıkardı ve bir restauranta götürdü. bu öğlenkinden farklıydı. daha cıvıl cıvıl, müzikli, içkiliydi. tekilayı solucanı batırıp içtim ve komik, tatlı bir baş dönmesi hissettim. meksikalı güzel bir kadınla tanıştığımı ve dans ettiğimi hatırlıyorum. uzun eteği dalgalanırken rüya gibiydi ve gül kokusu salıyordu etrafına. onu öptüğümde kumsala nasıl geldiğimi anlamamıştım ama oradaydım işte. dalgalar ve kumlara bata çıka çıplak ayakla yürürken gülüşüyorduk.
yıldızların yolu aydınlattığı, büyüleyici bir tecrübe.
bir başka aktivite ile karşınızdayız. genelde bu tip aktivitelere dövüş filminde rastlıyoruz.
kahramanımız sessiz sakin yolda yürümekte olan, günlük giysilerini giymiş bir dövüşçüdür. karanlık bir sokaktan geçerken bir anda sağından solundan fırlayan serseriler buna sataşır. kendisi " dostum sorun istemiyorum tamam mı ? " dese de bu herifler rahat durmaz ve üstüne üstüne yürür. içlerinden biri bizimkine saldırınca delikanlımız da boş durmaz ve hepsini dakikalar içinde pataklar.
akıllara jean claude van damme filmlerini getiren zorlu, ustalık isteyen aktivite.
polisiye film ve dizilerde dedektif yahut fbi ajanı tarafından sessizce, bir seri katil ya da şüphelinin evinde gerçekleştirilen aktivite.
genelde şüpheli/ unsub/ katil bodrumda sinsi biçimde beklemektedir ve dedektifi/ ajanı düşürmesiyle bir boğuşma yaşanır. ancak süvariler geç de olsa yetişir ve iyilik galip gelir.
kafanız doludur. uykunuz kaçmıştır. üstünüze bir şeyler alır ve gecenin loş sokaklarına kendinizi bırakırsınız. usul usul yürürken arkanızdan gelen tıkırtılar duyarsınız. başınızı çevirdiğinizde beslediğiniz sokak köpeklerini görürsünüz. onları okşar, sever, marketten aldığınız mama ile doyurur ve onlarla birlikte mahallenizde tur atarsınız.
insanın güven ve rahatlık duyarak gerçekleştirdiği aktivite.
yorucu bir haftadan sonra nihayet baş başa kalmış, birbirlerine sarılıp iyi vakit geçirmek isteyen çiftin arada sırada şarap içerek gerçekleştirdiği aktivite.
güzel bir gecedir. ay yüzünüzü yalamakta, tatlı bir rüzgar bulutları usul usul dağıtmaktadır. biraz olsun rahatlamak ve kafa boşaltmak için çayınızı demleyip bir tabağa çekirdek doldurduktan sonra balkona çıkarsınız. gelip geçenleri seyreder, arada sırada karşı apartmanlardan yansıyan ışıklara ve yüzlere bakar, rahatlarsınız.
rahatlatan ve huzur veren aktivite.
daha sonra izleyerek üstünde fikir yürütmek amacıyla gerçekleştirilen deneysel çalışma.
canınız sıkılmıştır. bir süre dolaşır, çevredeki mekanları, mağazaları gezer, sevgilinizle sevişir, denizi seyreder, müzik dinleyerek uzun bir yürüyüş yaparsınız. nihayet nefeslenmek amacıyla bir kafeye girer, not defterinizi çıkartır, birkaç satır karalar, çayınızı içersiniz. bir yandan da fotoğraf makinesi ya da telefonunuzun kamera özelliğini açar ve yoldan geçenleri, durup sohbet edenleri, kedi ve köpekleri kayda alırsınız.
hem eğlenceli hem üretkenlik kazandıran aktivitedir.
yeni bir başlangıç yapmak için gerekli olan aktivite.
bazen hayat istediğiniz tonda gitmez. o zaman bir şeyleri değiştirip hayata renk kazandırmanız gerekir. odanıza kapanır ve saatlerce düşünürsünüz. bazı şeylerin hayatınızdan çıkması, bazılarının da hayatınıza dahil olması gerekmektedir. insanlar ve alışkanlıkları teker teker listeye yazar, bazılarının üstünü çizer, bazılarının yanına artı koyarsınız. devam etmek için yükünüz hafiflemiştir. harekete geçer ve yeni adımlar atarsınız.
tükenmek bitmek bilmeyen bir gecedir. soğuk ve kuru hava zaten kırık olan kalbinizi daha da serinletmektedir. üşürsünüz. geçmişinizde yer almış bir sürü insana ve anıya veda etme vakti gelmiştir. aceleci yabancılar etrafınızda dolaşır ve onların kapıldığı heyecandan uzakta gözleriniz dolmaya başlar. yağmur başlar aniden. küçükken yolculuğa çıktığınızda arkanızdan su döken anneanne aklınıza gelir. sanki size göklerin bir yerinden veda etmektedir.
boğazınız düğümlenirken otobüs koltuğuna oturur ve hareket vaktini beklersiniz. kendinizi moda sokmaya çalışır, '' çağıran bir şeyler var hep, beni uzak şehirlerden '' dersiniz. yağmur damlaları sizi yolculuğa sürüklemek için ağırlaşır, hızlanır. sonunda otobüs hareket eder. o anda içinizden kopan fırtına gözlerinizden yaşlar döker. durduramazsınız.
geride bırakılanlar yüzünden gerçekleştirilen aktivite.
zordur. bazı alışkanlıkları değiştirmek, onlardan kopmak neredeyse imkansız gelir. ama bazen geri dönüşü olmayan yola girmek gerekir. yenilenmenin koşulu budur. ancak bu şekilde insan yeni adımlar atabilir. ne zaman gözlerinizi kapasanız ya da uzaklara baksanız yeni ufuklar ve cesaret verici gün batımları görmüyorsanız o zaman bir şeylerin sona ermesi ve başka şeylerin başlaması için çalışmanız gereklidir. ancak böyle daha kuvvetli nefes alabilirsiniz.
bazen geri dönüşü olmayan ama hep gerekli olan durum.