sikletinde avrupa şampiyonluğu, dünya ikinciliği başarıları bulunan ''boks'' branşındaki milli sporcumuz. türkiye'de yenilgisi bulunmamaktadır. fenerbahçe kulübü ile sözleşmesi vardır. bayburt doğumlu olup selimpaşa atatürk anadolu lisesi' nde beden eğitimi öğretmenliği yapmaktadır.
eski bir inci sözlük yazarı olan şimdi yazılarını paylaştığı blogunda patlama yapan yazar. fikirleri elbetteki herkese uymayacaktır, ama her yazısını merakla beklememe sebep olan iki özelliğini söyleyeceğim her olaya benden farklı bir açıdan ve objektif şekilde bakar. severek takip ediyorum sikkocuğum.
tayyip'in karşısına geçip, o masmavi gözlerinle ona bakıp, akıllı ol deme imknanın var mı atam? tabii sen bunu söylemeden önce kalp krizinden gitmezse.
öncelikle şunu belirtmeliiyim; melo bir asist ve gol motoru değildir, 10 numara hiç değildir. ama ön liberoda dünyada en iyilerden biridir. top keser, oyun kurar, agresif oynayıp rakibi bozar falan falan.. fakat söz konusu forvet arkası, serbest rollü bir on numara olunca o işi alex'den iyi yapanların sayısıda oldukça azdır. yani mevki göz önünde bulundurulduğunda alex'in galip çıkacağı karşılarştırma.
not: galatasaraylıyım.
defansta gökhan zan ve servet ikilisinin harikalar yarattığı maç(!). buradan eboue transferinin ne kadar yerinde olduğunuda bir kez daha anlamış bulunuyoruz.
keşke herkes ünal başkan kadar aşmış olsada (!) türk futbolu temizlensin denilen olaydır. ayrıca haddi bildirilmeye çalışılan ünal aysal unutulmamalıdır ki türkiye'nin tarihi 'temiz' başarılarla dolu en büyük spor camiasının başkanıdır.
herkese göre değişen taraftarlardır. hatta bu konu ''green street holigans'' filminde de işlenmiştir. bana kalırsa bu kesinlikle; (bkz: karagümrük) (bkz: leeds united) olacaktır.
dünyada demokrasiyle yönetilen kaç ülke var? dünyada kaç parti var? bunları bilmeyip de gelip buraya yazan yazarın önermesidir. yanlıştır, yazıktır.
(bkz: işte böyleleri sayesinde %40)
öyleyse;
atatürk her gece 2 büyüğü devirerek ülkeyi yeniden kurmuş, çağdaşlaştırmış aksini iddia eden olamaz.. sen ve senin gibiler ise ülkeyi ayık kafayla yobazlaştırıp, geri götürüyosun.
a: su getirsene bir bardak, bak yutkunamıyorum bak.
k: hayır ya! git, kendin al.
a: peki, gel senle oyun oynayalım o zaman. bak şimdi ben müşteriyim buralar böyle lokanta, sende garsonsun. ben ne istersem getiriceksin sonra ben sana not vereceğim para vereceğim falan filan anlaştık mı?
k: tamam dur tepsi, kağıt, kalem alayım geleyim.
a: gerek yok onlara aklında tut böyle daha çok puan alırsın.
k: !? peki.
a: şimdi başlangıç olarak bir su istiyorum.
k: (koşarak doldurur getirir) evet efendim başka bir arzunuz.
a: televizyonun önünden çekil kız, oyun bitti.
k: ya ama lüütfeen... anne yaa... ühühühü...