Sensiz 18 yıl geçmiş ben sekiz günü geçiremiyorum özlesene beni dayanamasana sesime ,gülüşüme ,tutkuma,aşkima... sahip çıksana bize...kıyımda köşemde nerde istersen orda olsana...hayat bize bu kadar hoyrat davrandiysa belki vicdan yapmistır,aldıklarını vermeye gönüllü olmuştur. tebessùm olalìm istemiştir... nefesim nefesine karişsin istemiştir.
tesadüf olamayacak kadar büyüttüyse kalbimde seni,hayat duy beni nefessiz bırakma.
Yokluğunu beklemek, ne zor...
Bunları düşündükçe, şu anda uzaklarda bir yerlerde
üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp,
terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak
sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak
ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe
dönüşmesinden hicran duyuyorum...
Ölçülebilir uzaklıkların ölçülemez acılarıyla boğuşmaya, bu sırada yakın zamanda yakınlaşamayacağımız gerçeğini idrak etmeye çalışan bünyem zorluklar karşısında direnip mükafatını alacağına inanmak için gönüllü.
Çıkarmak için tırnaklarımı kanattığım incilerimiz nefesimi tutup dalmamı gerektirecek kadar derinlere gömülü…
Ortak paydalarımızın bölüp ortak noktalarımızı küçülttüğü minik dünyamızda etkileyiciliği yok denecek kadar az titreşimlerle kas ipliklerine bağlanmış geleceğimiz.
Duyularımız çemberden çıkınca karanlık kablolarda üşüyor yüreciğimiz.
Umut olsun en ufak, geleceğe dair; bağışlanmış bir hazine gibi karşılıyoruz, sahipleniyoruz ve açıyor güller.
Sesimiz düşüyor yoksa, ölçülebilir uzaklıkların ölçülemez acılarıyla gölgelenmiş günler.
Birbirimizin arkasından el sallıyoruz devamlı ve karşılıyoruz yalnızlığı her defasında.
Kavuşmalar için her ayrılık! Tatlı geliyor bu yüzden sana varan yolların yer kavgası da.
Karşılamak varsa doğan güneşi tüm çıplaklığıyla beraber; tatlı geliyor molaların cefası da.
Isınıyorum ne kadar uzakta ateş yakmış olsan da. Hisset! kalbim şu an senin yanında!
sezen'in bu şarkısı uzun geçen yazın melodiye dönüşmüş küçük özeti.insanı özlemek ne kadar yaralayabilir, içinin yangınına alışmak ve bununla yaşamayı öğrenmek... ölüm ne anlatılmaz bi acı ...
özlemin yerini bekleyişe bıraktığı zamanlardır artık duygular başkalaşmıştır ve en güzeli konuşmak yerine hiç tanıklık edemeyeceğin hayatlarda gezinip kendi hayatını yok saymak, huzuru aşkın girdaplarından arındırıp çok başka yerlere koymaktır.
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
...Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
Bitti.
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da...
Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi
Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır
ihmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım
Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim
Belki bir yağmur yağar akşama doğru
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım
Aşk da bitti diyordu ya bir şair,
Aşk bitti işte tam da öyle...
bazı insanlar dünyanın sadece güzellik üzerine kurulmasını ister ayhan sicimoğlu'da bunlardan birisi; güzel kadınlar şaraplar her daim deniz kokan sokaklar.
(bkz: hastasıyım)
bugün saba`ın programında tanıma şerefine eriştim. ve benim o en çok sevdiklerimden bana yalan söylediler şarkısını yazan. 48 sene aynı adama aşık kalan 18 yıllık eşi tarafından terk edilen ve bunca yaşanmışlığın üzerine giden sevgilinin ardından 'dilerim mutlu ol sevgilim' diyebilen büyük yürek. Bazı insanlar HER DAiM keyif verir işte onlardan biri daha...
çok uzaklarda Ağrı'nın Diyadin ilçesinin Heybeliyurt köyünde umutlarını yeşerten bir öğretmen. ve bizden isteği küçük yüreklere yalnız ve kimsesiz olmadıklarını göstermemiz...
facebook sayfasından daha geniş bilgi edinebilirsiniz.
şiirlerimi yazmak için kullanırken bembeyaz kağıtları
ısınmak için topluyor küçücük eller onları
geleceği kadar kirli hepsi
işe yaramayacak kadar ıslak...
okuyun diyecektim çocuklar ama
kalem tutamayacak kadar üşümüş/se umutlarınız
derman yok/sa parmaklarınızda
yakın topladığınız kağıtların hepsini
geçin karşısına ......ısının
donmasın gözyaşlarınız yanaklarınızda...
Varsın ateşi közleyenler utansın...
güzel yürekli arkadaşım hüseyin esen'e sevgiler...
Bak işte yaklaşıyor fırtına
Bak yine yükseliyor dalgalar
Yıllardan sonra yollardan sonra
Şarkılar söylüyor çocuklar
Yıllardan sonra yollardan sonra
Yeniden yanyana onlar
Ne geçmiş tükendi ne yarınlar
Hayat yeniler bizleri
Geçsede yolumuz bozkırlardan
Denizlere çıkar sokaklar...
haritada yerini bile çoğumuzun bilmediği, büyük bi vahşetle hafızamızda yer eden bilge köyü.
ben bu yazıyı neden yazıyorum; çünkü o cinayetin tam ortasında kalan küçük yürekler onca acının ve kimsesizliğin üzerine şimdi de açlıkla karşı karşıyalar.demem o ki bu ülkede yaşamak maviliği hiç görememekle eş anlamlı.