lisede yapılabilecek en zor şeydir. iki sınava birden hazırlanmak gerekir ve 2006 dan itibaren değişen sistemle birlikte yabancı dil bölümü öğrencileri diğer bölümdekilerle aynı dersleri çalışıp üzerine ingilizce* için fazladan zaman ayırmaları gerekmektedir.
ne kadar zeki olsalarda bu durumun zorluğunu o diğer bölümlerdeki arkadaşların anlaması beklenemez çünkü yabancı dil bölümündeki öğrencileri bekleyen meşhur yds'nin o arkadaşların haftada en fazla dört saat gördüğü ingilizceyle pek alakası yoktur.
gerçekten diğer derslerden pek anlamayıp kolay olduğu(!) için yabancı dil seçen hiç de az değildir. ama bu öğrencilerin başarılı olanları çok nadir görülür. hele ki "diğerlerini yapamıyorum ama ingilizceden yırtmak daha basit" mantığıyla bu eylemde bulunan biri için bu başlığın en düzgün tanımı:
(bkz: hayatın hatası).*
yabancı dil bölüm seçmeyi düşünen varsa eğer diyeceğim şudur ki yabancı dil yetenek ister. çok çalışıp kağıt üzerinde görünen notun yüksekliğinden de başarılı gibi görünebilir bir insan. kimi için de bu olması gerekendir. fakat gerekli ilgi ve yetenek olmadan bir yabancı dili iyi bilmek çok zordur.
herkes sadece yazar, sadece dinler, sadece anlar. bu yüzden günümüzde herkes ingilizce bilir. ama yazıp, dinleyip, anlayıp ve bunun yanında konuşabilen en önemlisi bunlara bir de o dilde düşünebilmeyi ekleyen azdır. bence asıl olması gerekendir.
shannen doherty (prue)'nin 3. sezonun sonunda diziden ayrılma kararıyla oynadığı karakter öldürülmüş ve yerine cadılarımızın, bir melekten peydahlanmış yeni bir kızkardeşı piyangodan çıkmış, rose mcgowan (paige) senaryoya dahil edilmiştir.
her büyük parkta olduğu gibi oyuncaklarda oluşan uzun kuyruklara disneyland'in bulduğu kolaylık sistemi.
en popüler ve kalabalık olan oyuncakların yanındaki fastpass tickets yazan yerlerdeki makinelere bilet sokulur ve makine hızlı geçiş için bir randevu kağıdı verir. kağıtta yazan yarım saatlik süre içerisinde fastpass girişinden hiç sıra beklemeden oyuncaklara binilebilir.
bir oyuncağın randevu saati gelmeden başka bir oyuncaktan randevu alınamıyor. bu şekilde de fastpass girişinde oluşacak kuyruklar engellenmiş oluyor.
girişte alınan biletten başka içeride eğlence adına başka masraf yapmak gerekmiyor. tek can sıkıcı şey oyuncakların uzun kuyrukları. bunun da kolayı düşünülmüş ve en popüler ve kalabalık oyuncaklara daha hızlı ulaşmak için bir sistem getirilmiş.
yemek içmek ise paris'in içinden daha ucuz sayılır. tabi yine de fiyatlar normal değil. alışverişe de mutlaka fon ayırmak gerekli. hem disney parkının içeisinde hem de parkın dışında bulunan disney village'in içerisinde yemek ve alışveriş için herşey düşünülmüş.
aynı zamanda, disneyland müşterilerinin büyük bir çoğunluğu parkın civarındaki otellerde konakladıklarından, disney village'den otellere ücretsiz otobüs servisleri vardır.
ve tabiki pastel renkli şatolar, etrafta dolaşan disney karakterleri, miki kulaklı minikler ve kulağa gelen çığlıklar...
şunu da belirtmek isterimki tema disney olduğu için birkaç roller coaster olmasına rağmen parkta sevimlilik adrenalinden daha hakimdir.
cumhuriyetimizi muhafaza edemedik bundan sonraki müdafaamız da pek şüpheli. içinde bulunduğumuz vaziyeti sorgulamadan vazifeye atılmak, vaziyetinden gayet memnun olan çoğunlukla aynı asil kanı paylaştığımızı bildiğimiz sürece, muhtaç olduğumuz kudreti bulamamamızdan dolayı mümkünatını fazlasıyla yitiriyor.
kitap okumaya vaktim olmuyor diyerek kitap okumayanlara örnektir. aynı zamanda vakitsizlikten yakınanların artist olmaya teşvik edilmelerini düşürdürten insandır.
birçok vitamin ve demirle desteklenmiş buğday gevreği.
ayrıca paketinde de yazdığı gibi lif kaynağı olduğundan bağırsaklara da rahatlatıcı etkisi olan kahvaltı alternatifi besleyici ürün.