mustafa kemal atatürk'ün bize mirası ankara, é25 sene sonunda, dönülemeyecek denli bozuldu, çirkinleşti, yağmalandı. beton bir köy oldu. beton bir çöl oldu.
kültürel bir çöl oldu.
mustafa kemal atatürk'ün bizlere hepimize mirası atatürk orman çiftliğin hali ortada.
ankara'nın kendine gelmesi yılları bulacak. ama mutlaka bulacak.
betonlaşan ankara hemen kendine gelemez. ama kültürel olarak ankara canlanacak.
misal metrolardara müzik yapan gençler vardı. okul harçlıkları için üç beş kazanıp, bize 2-3 dakak keyifli müzik dinletiyorlardı. bunlar tekrar gelecek. belediyenin tesislerinde, parkalarında gençleri müzik gruplarını, tiyatro gruplarını göreceğiz.
herşey çok daha güzel olacak. ankara'ya bahar geldi.
Babanın, Marlon Brando'nun mesleğinin en mühim ödülünü Oscar'ı, Kızıl Derililerin Hollywood'da kötü lanse edilmesini gerekçe göstererek protesto ederek red etmesidir.
ödülde verdiği Mesajı net,"Ve gelecekte kalplerimiz ile aklımız; sevgi ve cömertlik ile bir araya gelir"
büyük boykot başlatmışken, arada şu boingten alınacak 7 milyar dolarlık uçakların anlaşmasını da iptal edersek çok tutarlı davranış olur.
ha bunlardan elin amerikalısından komisyon alanlar varsa, delikanlı gibi çıksın aramızda toplayalım verelim o parayı iade etsinler. mahçup olmasınlar bu komisyoncular.
Acile giden kanser hastası ödeme yapamadığı için tedavi edilmedi
13 Ağustos 2018 17:28
22 yaşındaki kanser hastası Deniz Çıtakbaş’a Şişli’deki özel Memorial Şişli Hastanesi’nin acil servisinde ödeme yapamadığı için müdahale edilmedi.
istanbul Şişli bulunan özel Memorial Şişli Hastanesi’nin acil servisinde sağlık skandalı yaşandı. Hastanenin acil servisine 39 derece ateşle kaldırılan gence müdahale edilmeden evvel 900 lira ödeme yapması istendi. Ödeme yapamayınca müdahale edilmedi.
Şişli’deki özel Memorial Şişli Hastanesi’nin acil servisinde, ödeme yapamadığı için 22 yaşındaki kanser hastası Deniz Çıtakbaş’a müdahale edilmedi. Sağlık Bakanlığının ‘kanser hastaları için tedavi ve cerrahi müdahale ücretsiz’ açıklamalarına rağmen kardeşine müdahale edilmediğini söyleyen Derya Çıtakbaş, “Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kanser hastalarının ilaç, tedavi ve cerrahisi artık ücretsiz demedi mi? Yine aynı kurumlar Acil Servislere kesinlikle ücret ödemeyin diye salık vermedi mi? Olan biteni bir kenara koyarak soruyorum, 22 yaşında bir gencin hayatının ederi 900 lira mı?” diye sordu.
‘MÜDAHALE ETMEDEN ÖNCE 900 TL iSTEDiLER’
Kanser hastası olan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Deniz Çıtakbaş, tedavi gördüğü Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ayda 13 kez kemoterapi alıyor. Kemoterapi almaya başladıktan sonra Çıtakbaş’a hastane tarafından bilgilendirme formu verildi ve “acil durumlarda ateşiniz 38 derece ve üzerinde olursa en yakın hastanenin aciline başvurun” denildi. 30 Temmuz günü aldığı kemoterapi sonrası fenalaşan Çıtakbaş’ın ateşi 39 dereceye çıktı. Evdeki imkanlarla kardeşinin ateşini düşüremeyen abla Derya Çıtakbaş, kardeşini evlerinin yakınındaki özel Memorial Şişli Hastanesi’nin aciline götürdü. Ancak hastane müdahale etmeden evvel 900 lira ödeme istedi.
Abla Derya Çıtakbaş o gece yaşananları gazetemize anlattı: “Hastaneye girip kardeşimin hastalığını söyledikten sonra yaklaşık 15-20 dakika bir doktorun gelmesini bekledik. Sonra acil servis hekimi geldi bize şikayetlerimizi sorup kağıda yazdı. 10 dakika kadar neyi beklediğimizi anlamadan yine etrafta doktor aradık. Ardından Hasta Kabul Birimi’ne çağrıldım, yapılacak müdahale için 900 TL ödeme istendi. Evden apar topar çıktığım için bu ödemeyi yapacak durumda olmadığımı ama zaten böyle bir ödemenin yasal olarak da mümkün olmadığını, kardeşimin kanser hastası olduğunu ve durumunun ciddiyetini ifade ettim. Bu hastaların ne derece ağır bir tedavi gördüğünü, bağışıklık sistemlerinin tükendiğini ve bizim için sıradan bir enfeksiyonun onlar için ölüm demek olabileceğini anlattım. Ayrıca daha önce de kemoterapi sonrası ateşi yükseldiği ve fenalaştığı için aynı hastanenin Acil Servisinde ücretsiz müdahale edildiğini söyledim. Bana, ‘Ama şimdi ekstra tahliller var, bu ücret onun için’ cevabı verildi. Asgari düzeyde müdahale edilmesini, gerekirse bahsi geçen ekstra işlemleri tedavi gördüğü devlet hastanesinde yaptırabileceğimi söyledim, reddedildi. Başka bir hastaneye götürürken kardeşimin tekrar zaman kaybedeceğini söyledim ve en azından bir ateş düşürücü yapılmasını talep ettim, reddedildi. Doktorla görüşmek istedim, reddedildi. Gece Müdürü ile görüştürüldüm ve bana bütün kapılarını kapattıklarını anladığımda bunu tartışacak zamanım olmadığını, acil müdahaleyi yaparken görüşmeye devam etmelerini talep ettim, reddedildi.”
‘HASTALIĞINI HASTANEDEKi POLEMiK SIRASINDA ÖĞRENDi’
Abla Çıtakbaş tüm çabalarına rağmen sonuç alamayınca başka hastaneye gitmek için hastaneden kimliğini istediğini, ancak kimliği vermek için bir metin imzalatılmak istediğini anlattı: “Israrla kağıt imzalamam gerektiği söylendi, imzalamayacağımı belirttim. Defalarca kimlik istedim, defalarca kağıt imzalamam gerektiği söylendi! Velhasıl ne olduğuna bile bakamadan, elim ayağım titreyerek üzerine durumu özetleyen birkaç cümle yazmaya çalışıp imzaladım. Daha sonra da kardeşimi Çapa’ya götürdüm ve orada kendisine hızla müdahale edilerek ateşi düşürüldü. Ertesi gün hastanenin imzalamam için ısrar ettiği kağıdı okuduğumda fark ettim ki, başka bir hastaneye rızamla gitmeyi talep etmişim, kanser hastası kardeşimin. Yeşil Alana dahil olduğunu ve durumunun stabil hale getirildiğini kabul etmişim.” Derya Çıtakbaş’ın sosyal medya hesabından yaşananları paylaşması üzerine Özel bir televizyonda haberi yapıldı. Hastanenin sorumluluğunu kabul etmesini talep eden Derya Çıtakbaş, “Haberin ardından Sağlık Müdürlüğü aradı. Onlara da anlattım, takip edeceklerini söylediler. Sonrasında hastane aradı ve bana, ‘Deniz nasıl, bundan sonra geldiğinde Deniz için ne yapabiliriz’ diye sordular. Şunu yapın da mağduriyetimi giderin diyemem dedim benim kardeşim hastalığını bilmiyordu oradaki polemikte öğrendi. Daha sonra haber oldu iyice öğrendi. Ondan önce Türkiye duydu gibi bir şey oldu. Dolayısıyla telafi edebileceğiniz bir şey yok, hastanenin sorumluluğunu kabul etmesini istiyorum dedim. Ben bir şey kazanmak zorunda değilim. Sağlık Bakanlığı tedavi ve ameliyatı ücretsiz yaptı. Ama hala ücret dayatılıyor. Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kanser hastalarının ilaç, tedavi ve cerrahisi artık ücretsiz demedi mi ve bu yasalaşmadı mı? Yine aynı kurumlar Acil Servislere kesinlikle ücret ödemeyin diye salık vermedi mi? Olan biteni bir kenara koyarak soruyorum: 22 yaşında bir gencin hayatının ederi 900 lira mı?” diye sordu.
KANSER HASTASI YEŞiL ALAN OLARAK DEĞERLENDiRiLMiŞ
Konuyla ilgili ulaştığımız Memorial Şişli Hastanesi yetkilisi, kanser hastası Deniz Çıtakbaş’ın yeşil alan hastası olarak değerlendirildiğini söyledi. Hastane yetkilisi, “30 Temmuz günü 38 derece ateşle hastanemize başvurmuş ve yeşil alandan taburcu olmuş. ilk olarak hemşirelerimiz veya doktorumuz hastanın genel durumunu kontrol ediyor. Daha sonrasında doktorumuz hastanın durumunu değerlendiriyor. Eğer hastanın onkolojik bir durumu varsa sarı alan demiş olduğumuz SGK üzerinden işlemleri yapılıyor. Ama onkolojik bir durum yoksa, örneğin hasta grip olmuşsa ve doktor bununla ilgili bir değerlendirme yaparsa, doktorumuz yeşil alan olarak gerçekleştirir işlemi ve bunu bize bilgi verir. Biz de ona göre hastaya bilgi veririz. Doktorun değerlendirmesi bu. Konuyla alakalı çok fazla yorum yapmam doğru olmayacak.” dedi.
‘ÖZEL HASTANELER iYi NiYETLi DEĞiL’
Konuya dair gazetemize konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şube Yöneticisi Aydın Erol, 5 Eylül 2016’da yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliği değişikliğini hatırlattı: “Acil hal, ani gelişen hastalık, kaza, yaralanma ve benzeri durumlarda olayın meydana gelmesini takip eden ilk 24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren durumlar ile ivedilikle tıbbi müdahale yapılmadığı veya başka bir sağlık kuruluşuna nakli halinde hayatın veya sağlık bütünlüğünün kaybedilme riskinin doğacağı kabul edilen durumlardır. Bu nedenle sağlanan sağlık hizmetleri acil sağlık hizmeti olarak kabul edilir. 5 Eylül 2016’da çıkan Sağlık Uygulama Tebliği’ne göre, ‘Hastanın acil haller nedeniyle sağlık hizmeti sunucusuna başvurması halinde bu başvurusuna ilişkin taburcu edilinceye kadar sunulan tüm sağlık hizmetleri için hiç bir ilave ücret alınamaz.’ Özel hastaneler sağlık uygulama tebliğindeki hastanın acil durumunun sona ermesi ya da acil kriterleri konusunda hiçbir zaman iyi niyetli olmadı. Özel hastaneler acillerine başvuran vatandaşları yeterince inandırıcı bulmadı ve katkı payı alma yoluna gittiler. Yaygın olmayan şikayetler karşısında özel hastaneler yurttaşlardan acil değilsiniz diyerek katkı payı almaya devam ediyor.”
HASTANEDEN AÇIKLAMA
Özel Memorial Şişli Hastanesi konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Hastamız Deniz Çıtakbaş, hastanemiz acil servisine ilk olarak 11.06.2018 tarihinde ateş, ishal ve karın ağrısı şikayeti ile başvurmuş, gerekli müdahalelerden sonra hastamızdan herhangi bir ücret talep edilmemiştir. Hastamız 30.07.2018 tarihinde acil servisimize ikinci kez ateş şikayeti ile başvurmuştur. Bu bulgularla hastamızın triaj sınıflaması yeşil alan olarak belirtilmiştir ancak hastamız planlanan tedaviyi kabul etmemiş ve kendi isteği ile acil servisimizden ayrılmıştır.” (istanbul/EVRENSEL)
Son Düzenlenme Tarihi: 13 Ağustos 2018 22:51
insanlar demokratik haklarını kullanıyor. sosyal medyada bunu provoke eden tipleri görüyorum. ne yapsın bu insanlar kendilerini mi yaksınlar. yöneticilerin attıkları twitlere bakıyorum.
insanlar en ağır eleştirileri yapıyorlar çaresiz umutsuz insanlar, seslerini duyurmak için kendilerine kanal arıyorlar.
aferim çocuklar. bu temmuz bu lanet sıçağında içimizi serinlettiniz. bu toprakların umudu sizlersiniz.
gitmişler harçlıkları, süs için yapılmış sonra da bir kenara atılmış havuzu temizlemişler.
harçlıkları ile büyük bir naylon almışlar. kendilerine havuz yapmışlar. atlayıp duruyorlar şimdi havuzlarına.
ankara bozkırında kıskanarak bakıyoruz buraya.
neyse 2 gün sonra kaz dağlarının eteklerinde serin sulara atacağız kendimizi.
dün soylu'Nun, büyük bir bölücülük içeren açıklamasının üzerine tam oturan bir tehtiddir.
üç vakte kadar bahçeli'den bunlara bir af önerisi de gelir. dışarı da çıkarır bunları.
mevzuyu da ekşiden kopyalıyorum.
'alaattin çakıcı'nın karar gazetesi sahibi mehmet aydın ve yazarları ibrahim kiras, hakan albayrak, etyen mahçupyan, akif beki, gürbüz özaltınlı ve ali bayramoğlu için verdiği ölüm emridir.
ayrıca elif çakır da vardır ama kadın olduğu için dokunulmamasını istemiştir.'
türk halkı, titreyip kendine gelmesi.her çeşit mafya her geçen gün her yanımızda her yanda kol salacak...
not:
ekşi de var, ama bu bildiriyi koymak bu herifimn propandasını yapmak olur. ayrıca bunu okuyan bazı eşşeklerin kulağına da su kaçırabilr.
linki kaldırıyorum.
google'da hesabı kitabı olmayanlar, google drive'a tıklamaya yüksünenler için metni buraya taşıdık.
Seçim güvenliği ile ilgili kaygı duyan herkesin okunmasını şiddetle öneriyorum. Üstüne buraya pek çok katkı ve öneri eklenebilir.
Güzel ve de Yalnız Ülkemiz için Oy ve Sandık Güvenliği
Seçimde yurttaşın kullandığı oyu korumak devletin namusudur. Fakat geçmiş seçimlerin acı deneyimleri, bizlere devletin bunun koruyamadığını gösterdi. Yurttaş olarak, oyumuz namusumuzdur. Oylarımızı ve sandıklarımızı gözümüz gibi korumamız gerekiyor. Bunu kendimiz için, geleceğimiz için, torunlarımız için, güzel ve yalnız ülkemiz için yapmamız gerekiyor.
Öneriler ve uyarıların çoğu yapılmış olabilir. Bazıları yapılması için vakit olmayabilir. Bazıları da anlamsız yararsız gelebilir. Oylarımızı, sandığımızı koruma konusunda bir tutam bile tuz atabilirsek iyi iş yapmış olacağız.
Sandıklar açıldıktan sonra AA, TRT, yandaş ve tüpçü medya psikolojik hareketa girişecekler. Her seçim yaptıkları gibi, sandıkları iktidar için çok yüksek bir oy oranı ile açıp muhalefetin moralini bozmaya, sandıklara sahip çıkılmasını önlemeye çalışacaklar. Olası seçim usulsüzlüklerinde kör ve sağır olacaklar. Muhalif kitlenin seslerini duyuracak az sayıda muhalif ve bağımsız teve ve radyo var. Fox Teve dışında ülke genelin izlenebilir ve yaygın görece bağımsız bir kanal mevcut değil. Bu durumda kendimiz, kendimiz için kendi iletişim olanaklarını yaratmamız gerekiyor.
Bu nedenle örneğin Sandık Gücü oluşumunun internet adresleri (@tgmcelebi ve @sandikgucu ) takip edilmeli. iyi ve Saadet partisinin de benzer oluşumları vardır. Buraların takipci sayıları en az bir milyon olmalı. Etkin, yaygın güçlü bir iletişim kanalı kurulmalı. Bu şekilde seçimin daha sağlıklı sürmesi sağlanabilir. Seçim sonuçları tüm bu yandaş takımından önce duyurularak ön alınmalı, burdaki tezgahlar dağıtılmalıdır.
insanın olduğu her yerde hile yalan dolan vardır. Her hileye de bilgi ile, akılla, dikkatle, birlik olarak karşı koyabilirsin. Kanser illeti değil bu, çaresi olmayan, karşı konulamayacak hile, hurda yoktur. Her hile yakalanır, her hilenin önlemi, çaresi vardır. Hiçbirimiz hepimiz kadar güçlü değiliz. Oyumuz namusumuzdur. Oylarımızı ve sandıklarımızı gözümüz gibi korumamız gerekiyor. Hile yaptırmayacağız. Oylarımızı çaldırmayacağıZzz... BaşaracağıZzz…
1. Sandıklar kapandıktan sonra tüm yurtaşlar oy kullandığı sandığı başında yerleri almalı, ıslak imzalı tutanaklar hazırlanıp, oylar çuvalara yerleştirilmeye başlana kadar orda olmalıdır. Chp’li vekiller Muharrem ince ile beraber YSK’nın önünde olacağız diyorlar.Zaten ince’nin yanında Ankara halkı bulunacaktır. YSK son nokta. Vekiller kendi bölgelerinde alan savunması yapmalılar. Hathı müdafa yok, ülkenin tüm seçim merkezleri savunma sathı, alanıdır. Her il ve ilçede oy toplanma merkezlerinde, oy çuvalları teslim ediliyor. Islak imzalara göre Secsis üzerinden girişler bu noktalardan yapılıyor. Bu noktalarda da kontrolü ve güvenliği elden bırakmamak gerekiyor. Biri olumlu bir olumsuz iki örnek var yakın tarihli. ince’nin sabaha kadar nöbet tutarak Yalova’da belediye seçimleri kazandırması. Ankara’da, oy toplanma merkezleri boş bırakıldığı için son yerel seçimlerinin son anda çalınması. (http://www.cumhuriyet.com...a_24_saatlik_skandal.html )
2. Islak imza
a. Sandıklara hiçbir şekilde, sandık görevlisi ve müşait bulunmayan sandık bırakılmamalıdır. Eksik ve riski bölge ve sandıklar ittifak partileri ile dayanışma içinde güçlendirilmelidir.
b. Seçimlerin en kritik noktası tüm sandıklarda, iki oylama sonucunun ıslak imzalarının alınması , bunların sonuçlarının hızlı bir şekilde iletilmesidir. Ve Islak imzaların orjinallerinin güvenli bir şekilde teslim edilmesidir.
c. Eğer bir şekilde Islak imza alınamayan sandıklar varsa, bunlar hızlı bir şekilde saptanmalı ve ilan edilmelidir. Bu konuda ittifak partileri ile dayanışma içine girilmesi sağlanmalıdır. Hiçbir şekilde ıslak imzası olmayan sandık kalmaması sağlanmalıdır.
3. Seçimde, aynı zarta iki oy pusulası olacak. Önce Cumhurbaşkanlığı oyları sayılacak. Bu sayım sürecinde, mutlak suretle diğer yanda bekletilen milletvekili seçimi oy pusularının göz altında bulunmasına dikkat edilmelidir. Buraya eklemeler veya yok etmeler yapılmak istenebilir.
4. Seçim sürecin ve sandıklar açıldıktan sonra olabilecek suistimal ve sıkıntılar, bina ve sandık sorumluları tarafından hızlı bir şekilde iletilmelidir. Erdoğan’ın sandık ve müşaitler ile ilgili eğitici vidyosu bu konuda çok aydınlatıcı olmuştur. Mutlaka herkese izletilmelidir. Mümkünse bir çağrı merkezi oluşturulmalı. Telefon, Sms, whats’up, facebook, twitter ve instegram ‘dan anlık olası suistimal ve sorunlar iletlebilmeli. Bu konuda ittifak partileri ile iletişim içinde olunmalıdır.
5. Güvenlik görevlileri görev yaptıkları yerde oy kullanabiliyorlar. ikamet ettikleri yerler ve görev yaptıkları yerlerde mükerrer oy kullanılma durumu ile ilgili kontroller mevcut mu? Bu kontroller eğer seçim öncesi yapılmadı ise, güvenlik görevlilerinin oy kullandıkları sandıklarda tcno, ad ve soyadları merkeze iletilerek bir havuzda toplanmalı. Herhangi bir şekilde başka bir yerde çift oy kullanma durumu ile ilgili kontroller yapılmalıdır.
6. Sahte Kimlik ile Oy kullanımı
Kimliklerin ıslak imzalı olup olmadığı kontrol edilmeli. Buna rağmen şüpheli duyulan kimlikler mevcutsa oy kullanma esnasında bilgileri alınarak, mobil cihazlarla hemen orda Seçsis'den kontrol yapılabilir. Bunun yapılacağı ilan edilmelidir. Bu büyük bir caydırıcılık sağlayacaktıR.
7. Sandıklar kapandıktan AA,TRT, yandaş ve tüpçü medya kuvvetle muhtemel psikoloji bir harekata girişecek. Kitleleri yılgınlığa düşürmek, sandık başlarını terk ettirmek için, Erdoğan ve iktidarın oylarını çok yüksek gösterecekler. Herkesden önce gerçek ve doğru sonuçlar açıklanmaya başlanması, bu psikolojik harekatı çökertecektir.
8. Sonuçlar, her türlü bilgi kirliliğini önlemek için çok hızlı bir şekilde kamuoyuna duyurulmalıdır. Yoğunluk ve hacklenme olasılıkları nedeni ile bu yayım birden çok noktadan yapılmalıdır. Bu yayım için önceden duyurulan facebook, twiter, instegram, youtube hesapları kullanılabilir. internet sözlüklerinden (ekşi, uludağ, itü ve hatta inci) yararlanılabilir.
9. Parti binasında dışarıya kapalı bir sistemde detaylı seçim sonuçları ve ıslak imzalı tutanaklar ayrıntılı olarak erişime açılmalı. Sonuçlar ve ıslak imzalı tutanaklar ayrıntılı olarak ittifak partileri ile paylaşılmalıdır. Hacklenmeye karşı kapalı bir ağda yapılmalıdır. Gazeteciler, medya organları, sivil toplum örgütleri, internette yaygın gücü iletim gücüne sahip çeşitli sözlükler, twitter, facebook, instagram, youtube kullanıcıları davet edilmelidir
10. M.Ali Çelebi’nin de altını çizdiği şekikde YSK 135 sayılı genelgesi 21. Maddeye göre
sandık başkanları oy pusulası ve zarfları mühürletmesi yasal bir zorunluk bunu yapmayanların bir sene kadar cezası var. Sandık başkanları, cezaya göze alarak bu mührü vurmak istemeyebilir. Bu konu şimdiden en tepeden ince ve Kılıçdaroğlu tarafından gündeme getirilmelidir. Mutlaka uygulanması sağlanmalıdır. Seçim sırasında ve sonrasında bu görevliler ile ilgili ne tip bir hukuki işlem yapılacağı duyurulmalıdır. Seçim sırasında buna uymayan sandık görevlileri derhal merkeze iletilmelidir. Bu işlemlerin yapılacağını duyurulması bu ihallere karşı caydırıcılık sağlayacaktır. Burda ayrıca oylama başlamadan toplam kaç mühürlü oy pusulası ve zarf olduğunun tutanak altına alınması çok önemli bir noktadır.
11. Seçim sürecinde, son 16 Nisan refrandurumunda olduğu gibi bazı değişiklik teşebbüsünde bulunabilir. YSK’daki temsilciler bu konuda uyarılmalıdır. Sandık görevlilerine bu konularda anlık ve doğru bilgiler iletilmeli, buna göre hareket etmeleri sağlanmalıdır.
12. Trafolara ve Baz istasyonlarına Kedi Kaçması
a. Seçim sürecinde internet yoğunluktan veya kasıtlı olarak yavaşlayabilir. Tamamen kesilebilir. Bu konuda mutlaka alternatif planlar yapılmalıdır. Gsm ve sabit telefonlarlar iletişim alternatifleri oluşturulmalı.
b. Seçim sürecinde bazı bölgelerde arıza veya organize bir hareketle elektrikler kesilebilir. Yılın en bu uzun günlerinde aydınlatma ile ilgili bir sorun yaşanmaz. Ama internet iletimi ile ilgili sıkıntılar oluşabilir. Mobil cihazların şaraj durumlarına dikkat edilmesi, mümkünse powerbank vb. şarj aparatlarını bulundurulması yararlı olacaktır. Böyle bir durumda netten bu konuda yapılacak yardım çağrılarına yurttaşlar kesinlikle ilgisiz kalmazlar.
13. Oylama sırasında müşaitler, oyları sayıma eşlik ve kontrol ediyorlar. Herkes bir kağıt kalem bulunup, kendi yöntemi ile oyları kağıda işaretliyor. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için müşaitlerin oylamayı takip etmelerini kolaylaştırı formatlarda, matbu formlar excel formatında hazırlanıp müşaitlere iletilmeli. Müşaitler bunları kendileri ve sayımı takip etmek isteyen gönüller için bastırmalılar.
14. Sandıklarda sahipsiz bırakılabilecek, az oy olan adayların ve partilerin oyları da mutlaka ve mutlaka takip edilmelidir. Bunlar kontrolsüz sandıklarda iktidar lehine saydırılabilir. Bunların oyları organize bir şekilde belli yöne kaydırılırsa ülke genelinde büyük etkisi olabilecektir.
15. YSK Seçsis sisteminde gelen verilerde yoğunluktan dolayı veya kasıtlı olarak kesintiler olabilir. Gelen bilgiler merkezde toplanan bilgilerin çapraz kontrolü, sağlaması amaçı ile kullanılmalıdır. Herhangi bir fark varsa sandık detayına inilerek ıslak imzalı tutanaklar ile sorunlu durum derhal incelenmelidir. M.A. Çelebi de sürecin bu şekilde işletileceğini ifade etti. Umarız ıslak imzalar eksiksiz alınır, bu süreç hızlı ve aksamadan çalışır.
16. Sandıklarda tasnif sonrası seçim sırasında kullanılan oy sayısı ve elde kalan oy pusulaların toplamı, teslim edilen oy pusulası sayısına kesinlikle eşit olmalıdır. Fazlası ve eksiğinin mutlaka nedeni vardır. Dışardan mühürlenmiş oy sandığa atılabilir. Muhaliflere basılan oylar buhar olabilir. Mutlaka bu durum tutanak altına alınmalıdır.
17. Sandık sayımı bittikten sonra, oy çuvalları ve ıslak imzalı tutanaklar Sandık başkanı ve yanında bir veya birkaç yetkili ile ilçe seçim kuruluna götürülür. Bu işlem sırasında oy çuvallarına mutlaka eşlik edilmelidir. Çuvallardan yanlışlıkla oy çıkabilir, içine oy girebilir.
18. Eğer olanaklı ise YSK Seçsis sistemi veri tabanındaki işlemleri veri akışı, bizzat yerinde izleyecek bir bir teknik heyet gözlemci olarak gönderilmelidir. Bilgi sistemlerine yapılan her müdahale er veya geç saptanır. Ama burda çok kısa bir itiraz süresi var. Ysk’dan önce balkona çıkıp atı alan Üsküdarı geçti diyebilecek liderler var. Veriler yapılan müdahaler de loglama dediğimiz bir sistemle mutlaka başka bir yere yazılır. Yetkililer bu loglama ile sistemin büyük bir güvence olduğunu belirtebilirler. Fakat bu işlem loglama kayıtlarını da silmek değiştirmek mümkündür. Bir bilgi sisteminde, suyun başında isen suyu istediğin gibi kirletebilirsin. Burdaki hileler sistemden güncel bilgileri sürekli tekrarlarla alarak sandık sonuç kontrolü yaparak yakalanabilir. Bu süreçte YSK Secsis web servislerinin kesintisiz olarak hizmet verdiğini varsayıyorum. Secsis’e giren kediler bir şekilde sunucuların düğmesine basarsa işin rengi değişebilir. itiraz süresi çok kısa olduğu için bunlar derhal saptanmalıdır. . Elde ıslak imzada olacağı için durum kamuoyuna hemen ilan edilmeli, her türlü itiraz anında yapılmalıdır.
19. ilçe seçim kurulları, gelen ıslak imza tutanaklarını, Uyap altyapısı üzerinden YSK Secsis’e bağlı bilgisayarlar aracılığı ile girilir. Bilgiler YSK Seçsiz Veri tabanına işlenir. YSK bu bilgileri web servisler aracılığı ile belli periyodlar ile siyasi partilere dağıtıyor. Bu bilgi girişleri sırasında, oranlar, o zaman sürecince iktidar lehine çıkması amacı ile muhalif partilerin yüksek oy alabileceği yerlerde bilgi girişleri yavaşlatılabilir, bunlar sona bırakabilir. Oy durumları herkesten önce ön alarak açıklanarak bu oyun bozulabilir.
20. Secsis Sistemine giriş yaparken, ıslak imza tutanakları göz yanılması ile, kaza ile, şehven veya tamamen kasıtlı ve organize bir şekilde yanlış girilebilir. Bu bilgiler çok önceden parti merkezi sisteminde, ıslak imzaları ile girilmiş olacağını varsaydığımız için, bilgiler servis edildiği an yapılan hatalar anında saptanır. Derhal itirazlar ve müdahaleler yapılabilir. Kasıtlı ve organize bir şekilde yanlış giriş yapanlar saptanacakları ve suçlu duruma düşecekleri şimdiden ilan edilmesi caydırıcı olacaktır.
21. Sandık görevlileri ve müşaitler, muhalefetin oylarının organize bir şekilde muhalefetin oylarının geçersiz sayılması girişimine dikkat etmelidir. Muhalefetin güçlü olduğu yerlerde geçersiz oy oranları fazlaşıyor. (Prof. Cem Say da bunun altını çizmiş, https://www.cmpe.boun.edu.tr/~say/cum7nis.htm ). Özellikle 16 Nisan’a mühürsüz oylarıın yoğun olarak kullanıldığı ve iktidarın çok yüksek oy oranı aldığı doğu ve güney doğu bölgelerinde geçersiz oy oranı çok düşük 0 ‘y kın olan yerler vardı. Seçim akşamı bu sandıklar derhal saptanmalı ve büyüteç altına alınmalı. Bu kontrollerin yapılacağı ve yapılan yerlerin saptanacağı duyurulmalıdır. Bu önlemler de caydırıcılık sağlacaktır..
insanın olduğu her yerde hile yalan dolan vardır. Her hileye de bilgi ile, akılla, dikkatle, birlik olarak karşı koyabilirsin. Kanser illeti değil bu, çaresi olmayan, karşı konulamayacak hile, hurda yoktur. Her hile yakalanır, her hilenin önlemi, çaresi vardır. Hiçbirimiz hepimiz kadar güçlü değiliz. Oyumuz namusumuzdur. Oylarımızı ve sandıklarımızı gözümüz gibi korumamız gerekiyor. Hile yaptırmayacağız. Oylarımızı çaldırmayacağıZzz... BaşaracağıZzz…
Bir Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı Laz Kartal
Türkiye - 19.06.2018