sözlükten "artık sen yoksun biz seni sildik ehehee yazdıkların da bizim oldu naağbeer" seslerini duymaktır.
"ama neden sözlük neden naptım ben sana."
"yoksun olum uzatma gururunla terket ortamı."
"siz beni silmiyorsunuz, ben sözlüğü bırakıyorum."
"layn yürü bi de onuncu nesil silikmişsin, zaten siz onuncu nesiller hepiniz biraz şeysiniz."
pekala, ulu.li, üye ol, kullanıcı adı, bir daha gelsem ne koyacaktım la ben hımm... sonu yok bu işin.
bir limonu kesip çaya sıkmak, ekmeğe reçel sürmek, kumandayı alıp kanalı değiştirmek, telefonun ekranından saate bakmak kadar basit bir olaydır.
sonrasında verdiği acıya katlanabilmek ise kumandadan saati öğrenmek, çayı reçelli içmek kadar zordur.
edit: yani heralde öyledir. hiç reçelli çay içmedim, bilmiyorum.
1 Şeker portakalı: okurken kendini kaptırıp gitmeyecek, gözleri yaşarmayacak çocuk yoktur.
2 Define adası: müthiş bir hayalgücü eseridir. etkiler, hayaller kurdurur.
3 Küçük kemancı: kitapla alakalı aklımda kalan tek şey kız ve oğlanın sonunda büyüyüp evlenmesi. çok beğendiğimi, etkisinde uzun süre kaldığımı hatırlıyorum.
şimdilik hayatın ona güzel olduğu insan tipidir. şimdilik diyorum çünkü çok geçmeden karşısına çıkan birine ister istemez bağlanacak ve kimseyi sallamadığı günlerin hesabını tek tek verecektir. eski günlerini özleyecektir evet ama geri dönemeyecektir.
karşısına o kimse çıkana kadar keyfine bakmasını tavsiye ediyorum.
saçmalamayın öyle bi şehir yoktur.
üç beş kendinibilmezin yalan yanlış hallerine bakıp da yok efendim rize, trabzon, konya vs. diyemezsiniz. bu şehirlerin halkı o durumda herkes gibi kalkıp savaşır, elinden geleni yapar.
en saçma ihtiyaçtır. hatta ihtiyaç değildir, insan neden gece uykuları kaçsın, cebindeki tüm para bitsin, giyinirken konuşurken iki kez düşünsün ister ki?