sevgilisi gayet ortada bir şişmanlığa sahip ama erkek arkadaşı, arkadaş ortamında benim sevgilim balık etli ve ben balık etli kızlardan hoşlanıyorum demesi durumu.
bazı sosyal paylaşım sitelerinde kurulan cümlelerin sonuna ya amk ya da smile konmadığı zaman resmi bir çağrışımda bulunduğunu düşünüp bugünlerde moda olan random gülüşünü koyduktan sonra içi rahat eden yazar.
twitter geldi ama facebook'un papucunu dama attıramadığı için hiç samimi gelmemiştir ve takipçi sayısı olmayınca hemen kapatılan bir sosyal paylaşım ağıdır.
okulun son haftası da okula gitmiyoruz ne de olsa. hiçkimse gitmiyor hatta 2 hafta kala giden olmuyor ve yönetim hala okulun sonunu bekliyor çok saçma çokk.
okulda
" +kanka sakız var mı? "
dendiğinde verilen sakızdan sonra sanki yasak bir şey veriyormuş gibi " - benden aldığını kimseye söyleme " sözünün söylendiği durumlardır.
Zamanın birinde bir adam bir kuyudan su almaya çalışırken bir yılanla karşılaşır. Yılanla bir şekilde dostluk kurar. Yılan bu adama her gün bir altın getirip verir. Tabii adam bu sayede zengince yaşar. Adam hastalanıp yatağa düşer. Oğluna gidip yılandan altını almasını söyler. Çocuk kuyuya gidip babasının gönderdiğini söyleyince yılan bir tane altını getirip çocuğa verir. Çocuk bununla yetinmeyip, yılanı öldürüp bütün altınları alma düşüncesiyle bir taş alıp yılana fırlatır. Taş yılanın kuyruğuna gelip canını feci yakar, yılan o acıyla çocuğu ısırır. Çocuk oracıkta ölür. Baba bunu öğrenince çok üzülür ancak altın evlattan daha tatlı gelir. Yılana gidip dostluğunu sürdürmek istediğini söyler. Yılan adama; sende evlat acısı bende kuyruk sancısı olduğu sürece biz dost olamayız.der.
Bu hikâye çoğumuz tarafından bilinir. Günümüzde de bu şekilde verilen veya vaat edilen menfaatler uğrunda inandığı değerleri, en yakın arkadaşlarını ya da yoldaşlarını satan insanlara sık rastlanmaktadır. Bu şekilde davranılmasının sıradanlaştığı en büyük zemin siyasettir. Siyaset en geniş manası ile hizmet sanatıdır. Her yıldızın peşinde koşmak ise hizmet değildir. Gönlünü esen her rüzgâra kaptıran yine bu esen rüzgârlar ile birlikte savrulur gider. Dava; hak bir dava ise hakkın ve haklının hâkimiyeti ise o gün elbet gelecektir. Bedeli belli olan alınıp satılmaya başlanır ki sonunda orta malına döner.
iyi bilinmelidir ki buzlu zeminde yol alan aracının hâkimiyetine dikkat etmelidir. En ufak bir dikkatsizlik insanı candan da eder maldan da.
Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!
Mâdem ki, ey adl-i ilâhi yakacaktın
Yaksaydın a melunları Tuttun bizi yaktın!
Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi yıkılıp hâke serildi!
Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!
Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!
En kanlı senâatle kovulmuş vatanından,
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!
islâmı elinden tutacak, kaldıracak yok
Nâ-hak yere feryâd ediyor: âcize hak yok!
Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun Yok musun ey adl-i ilâhî!
Diyen Mehmet Akifin ağzım kurusun mısrasında yatan mesaj bu iki yüzlülüğe bir isyan olsa gerek.
amaçsızlardır , kendisine ne denirse onu papağan gibi tekrarlayan zihniyettir. kendi görüşleri yoktur , fikir hırsızlarıdır , anlamını bile bilmiyorlardır. bu vatan böylelerine emanet edilmemeli.