zırh kalitesi anlamına gelen darbelere karşı gösterdiğiniz dirençtir. adnd sisteminde ac'nin düşük olması iyiyken 3e sisteminde yüksek olması iyidir. ac skoru hamle yapan kişinin 1d20+base attack+ability modifier'inden fazla ise darbe savuşturulmuş demektir. örneğin 16 str'lı bir şövalye bir büyücüye kılıcıyla hamle yaparken (20'lik zarda 10 attığını farzederek) attığı zara str modifierini (16 için +3) ve base attack modifierini (5. lvl için +5) ekler. verdiğimiz örnekte bu toplam 18'dir. büyücünün ac'si de farzedelim ki yaptığı koruma büyüleri ile (büyücüler nadiren zırh giyerler) ve dex skorunun modifieri ile 17 olmuştur (ac=10+dex mod.). bu durumda şövalye büyücü kendini koruyamadan ya da kaçamadan kılıç darbesini indirmiş demektir ve kılıcın damage'ine göre hasar zarı atılır.
eskiden ismi efendi gibi dungeons and dragons iken bi dünya yeni kural ekleyip advanced olmuş frp şeysi.. (kötü olmadı tabii role playing opsiyonları arttı)
dmler bu olguyu kullanır
misal;
"buraya köpekler ve elfler giremez" işte bu durumda ırkçılık olur
ayrıca player da "abi ben humanları seviyorum onun için sadece human oynarım" yaklaşımı da bi tür ırkçılık olarak algılanabilir
istisnalar olduğu gerçektir
olmasa idi half elfler, bilimum halflar gerçekleşemezdi...
norveçin nüfusu muhtemelen istanbuldan bile azdır. nüfusun da en fazla %2-3'ünün balıkçı olduğunu varsayalım. bu kadarcık bir insan topluluğu neden bize örnek olarak sunulur anlamam. neden norveçli balıkçılara özenip en değerli varlık olarak ellerimizi secelim ve kremleyelim? ne biliyim iki gün sonra aynı mantıkla bir prezervatif reklamında da amerikalı pornocuların en değerli varlıkları mı diyecekler? ne zaman azınlıklar değil de çoğunluklar önümüze örnek olarak sunulacak merak etmekteyim.
ayakkabı dünyası, pabuç sarayı, terlik cenneti gibi mağazaların vitrinlerini süsleyecek afiş. polaris firmasının önümüzdeki yaz sezonu için tasarladığı orjinaliyle birebir terlik.
şöyle bir tanıtım mevcut:
şahin k terliği mmx3100. denizin buz gibi soğuk sularından gelen terlik. (parmak arası)
- denizin buz gibi sularından sıcak kumsallara atladığınızda kayabilen ama düşürmeyen taban sistemi.
- ayaktan çıkmaması için özel tasarlanmış 2 çift tokalı şerit mekanizması.
- mavi/siyah/lacivert renk çeşitleri. (çükünüzün moruyla uyum sağlaması için mor renk seçeneği (sınırlı sayıda, special edition))
- şık, estetik ve rahatlık.
Tanrının can sıkıntısından yaptığı şeyleri gözden geçirirken kenarda kalan hoşuna giden alet (tv) açar bakar (bkz: discovery channel) falan takılır öyle... :)
sevgili günlük,
uzun zamandır karanlıkta boşuna oturuyormuşum, meğer ol deyince her şeyi yapabiliyormuşum, "söyle !" dedim kendime hayatım değişti, önce ışığa, kağıda ve kaleme ol dedim sonra kendime "yaz !" dedim sonra da "oku !" derim, oy ne güzel oldu.
aynı gün, hala sabah
canım günlüğüm saatliğim her şeyim,
az önce ışıktan bir şey yaptım çok güzel gözüküyor kelek diyecem ama kulağa hoş gelmiyor gibi, dur ya sonra isim veririm, şimdi bahçe diye bir şey yapıyorum çok meşgulüm yani.
aynı gün, öğleye doğru
bi danem günlüğüm,
bahçeyi bitirdim, şeytoş diye bir şey yaptım fevkelade zeka belirtisi gösteriyor, biraz huysuz ama olsun ben koskoca yaratıcı o küçük bir kukla, tamiri olmazsa zortlatırım artık, muhteşem biriyim di mi ?
aynı gün, öğleden hemen önce
sevgili kulum günlük,
ben sorumlulukları olan muhteşem bir varlığım ama bu çamur parçasından laf olsun diye yaptığım adem ve havva gibi sinekler midemi bulandırabiliyor, şeytanı kovdum, hepsini kovdum, hepsi gitsinnn..
aynı gün, öğlen
kıçımın kenarı günlük,
insanlar düşündüğümden çabuk çoğaldı, şeytan da -utanmaz arlanmaz pezemenk- işin bokunu çıkardı, arada yapmayın etmeyin diye uyarıyorum ama yakacam uleyn hepsini, nerde benim sinir haplarımmm, bak yaratıcılığımı etkiliyor bu olaylar, sinirlerim çok bozuk...