yurtta kalıp sabah kahvaltısının belli bir saatte bitmesinden dolayı yurtta kalan öğrencilerin çoğunun ne kadar uyusam o kadar kardır mantığıyla bitiş satine yakın zamanlarda kalmasından ve bu yüzden yemekhanenin çok kalabalık olmasından dolayı tercih edilen durumdur. mutsuz muyum ? hayır.çünkü rahat rahat kahvaltımı yaptıktan sonra bizimkiler uyurken odamda kitabimı okuyabiliyorum.
değiştiririm gazelleri hep aynı kadın çıkar karşıma iri gözlü,nokta dudak falan filan. biliyorum nedenini kalıplaşmıştır şairlerimizde bu kelimeler. gerçek hayatta olsaydı bu kadın nasıl olurdu acaba belki de çok vardır ben karşılaşmamışımdır. ama ben halide edip'in yarattığı kadınları beğeniyorum.doğu ve batının karışımı olan mucizeyi...
haberleri izlerken saç başa kavga ediyorlar. neymiş o onun partisine laf atmışta yok şuymuşta. savunduğun parti üyeleri jet sosyete gibi hayat yaşarken sen karakollarda sürünüyorsun.elbette insanlar düşünceleri savunmalı ama takım tutar gibi siyasi bir partinin arkasından kıçını yırtmamalı.insan pragmatist düşünmeyi bilmeli çünkü o deli gibi taptığın partinin temellerinde bu var.
kadınların elleriyle kendini çirkinleştirdiği moda akımıydı bir zamanlar. neyseki şimdi pek rağbet görmüyor. kaşların çok çirkin olur hafif sürme kalemle kaştaki kusurlarla oynarak güzel sonuçlar elde edilebilir. ama güzelim kaşları yolup yerine yapma kaşçıklar yapmak mantık dışı. hele bunların sarışın versiyonu olup,siyah sürme kalemiyle incecik kaşçıklar yapanlar var. onlara akıl erdiremiyorum.
makyajsız haliyle beni şaşırtan hatun kişi. bildiğiniz ev badana yapar gibi hatunun suratını boyuyorlarmış.bir de şu posa , su endama bak diyordum. ne tatlı bir suratı ne kadar canlı gözlere sahipmiş anasını satayım derken.meğersem o güzellik bir serap gibiymiş.
sevmek denen şey bazen hiç bir insana yakışmaz.bir beden büyük ya da fazla küçük olduğunu düşünür. bazen tam aradığının bulur , rengi yakışmaz . ruh bu kez çırılçıplak kalır kaybettiği duyguları ardında. insanların kalabalığı arasında yalnız kalınır savunmasız bir kalp ile. en sonunda farklı bir fenomene bürünüp makina insan olur insan.
Bizden isteneni olduk sonunda .kendi karanlık iç dünyamıza döndük.sustuk,susturulduk.bu bizde öyle bir alışkanlık oldu ki haksızlıklara karşı boyun eğdik .bazen yılmayan bir vatan bekçisini biz susturduk.susması gerektiğini öğretmeye çalıştık.karanlık gölgeler içerinde kayboldu o el.insanlar siyah ambalajlarının içinde satılmayı bekliyor artık.
hemşire popo görmekten bıkmıştır ki senin benim kıçımı götüne bile takmayarak o anki ruh haline bağlı her şeyi düşünebilr. ama bu popo bir behlül tipli adamın ya da remzi amca gibi bir palabıyıklı adamın poposuysa orasını bilemem.meslek aşkı işte insana neler yaptırıyor.
kitabın kapağında genellikle iri yarı ,monalisa tablosundaki kadına benziyen bir kadın olur. genellikle geçmiş yıllarda yaşamış sanatçıların eserlerinde daha çok rastlanır bu vakaya.eskiden güzellik anlayışı farklı olup etli butlu kadınlar seviliyormuş demek ki .kitap açılır okunmaya başlanır. eserin çoğunda bu kadının güzellğinden falanda filanından bahsedilir.tamam kurmaca bir metin hayali bir kadın var .ama insan satırları okudukça ne kadınmış be diyor.kitabın kapağını kapatınca gözünde canlandırdığı kadın gidip yerine romandaki anlatılanlara uymayan bir kadın şekli beliriyor.insanın şevki kaçıyor.
Küçüklüğün verdiği saflıkla çok üzülünen geri dönüşümü olmayıp sonunda sinir krizine girilip o kadar level atlanmasına rağmen oyunun tekrar başa sarılmasına sebep olan olay.bir iki gün bu olayın şokundan kurtulamayıp ben tarafından bir daha oynamayacağım sözü verilsede tekrar oynanılan oyun.
bu tip görmemiş hayvan türleri genellikle telefonu çekene doğru gösterip sanki kendi çekiyormuş havasını vererek çok yaratıcı olduklarını düşünürler.tiki ya da kıro soyundan türeme bu hayvanlar telefon markalarını göze sokarmışçasına fotoğrafa sokarlar. benim işte şu marka telefonum var da kameralı bak ha çekebiliyorum kendimi diyerek gerizekalılığının kapasitesini zorlar.
burcu esmersoyun sözlükle haberleri sunduğu, ssg nin kurucusu olduğu,sık sık sarelle, nutella reklamlarının görüldüğü , incicilerin stüdyoyu basıp ya da telefon edip ana avrat küfür ettiği, author ve sinan sağıroğluna postada haydar dümene verilmiş bir köşedeki gibi sözlük tv de cinsel konuları konuşup , kavga gürültü derken rtük tarafından kapanabilecek kanal. haydi hayırlı uğurlu olsun.
ufacık bir gülümseyiştir bazen. o anda hissetiği mutluluk. kendisini bekleyen sıcak bir yuvadır bazen. belki de sadece hayatın kendisine sunmuş olduğu kurallardır.
mısır yedikten sonra sıçılırsa şayet insan bokunun sarı boncuklarla bezendiği olay. mısır yiyip sıçmışsanız eger tuvalette şu aktivite yapılabilir. x:lan tuvalettin deliğine mi düştün. y:mısır yedimde onları saydım.
kendine ne yakışıp yakışmadığını bilmeyen sırf moda olsun diye yapan kadın tipidir.sürüden bir farkı olmayıp kendi düşüncesi , kişiliği onun için önemli değildir. başkaları için yaşayan kalıplaşmış insandır.
romanlarda bile gerçek olan durumdur. örnek olarak aşk- ı memnudaki unutulmaz çapkın behlül, eylüldeki necip... diye gidiyor.sarışınım diye kendilerini farklı mı görüyorlar ne.
sokakta, balkondan bakarken her yerde gördüğüm genellikle abaza erkeklerin yeni saç modeli. bide o ensesindeki saçı sarıya boyatan tipler var.şimdi banane demi bunlardan. insanın kendi zevkidir yapar eder. ama çok kötü gözüküyor be bizim gözlere yazık.gözlerim bozuldu onların zevksizliğinden .
insanın can ciğer beslediği sokak kedilerinden birinin bir cani tarafından katledilme sonucu otaya çıkan dehşet. bir gün annemle dip bucak ev temizliği yapılmaktadır. ben işten kaytarmak için bahçeye çıkarım . bahçede bir iki dakika durduktan sonra burnumun iğrenç bir koku algıladığını hissederim. daha uzun uzun koklar kedilere verdiğimiz yemekler sonucu böyle mi oldu diye düşünürüm. sonra bahçedeki yemekleri de temizledim. 1,2 saat sonra koku geçmiştir diye tekrar bahçeye çıktım. aksine havanın sıcaklığıyla daha bir kötü hal almıştır.en sonunda annemde benim yanıma gelir . kokunun farkına varır. bahçede titiz bir araştırma yapılır. zeytin kütüğüne bakılır. annem elini kütüğün içine uzatmasıyla çığrınışı bir ollur. ilk kedinin kuyruğu gelerek annemin büyük bir cesaretiyle kedinin gövdesini de çıkarır.ancak kedinin kafası yoktur.başı kesik kedi çıkartılmasıyla daha pis kokmaya başladığından pek detaylı bir araştırma yapılmaz. ama yandaki satanist kılıklı komşunun oğlundan şüphelenilmektedir.zaten kedi kestiğini duymuştuk kendi ağzından
şöyle bir düşündümde pek bir şey bulamadım doğrusu.hamamböceği belki olabilr mesala. kafasını koparıyorsun ölmüyor.radyasyondan da etkilenmiyor. çok değişik canlılar . insan tırsıyor.
kabız ya da cırcır olunduğunda ağrıdan bir şey düşünülemez tabi ki . normal bir sıçış pozisyonunda insanın ruh haline bağlı olarak her şey düşünülenebilr.
nesine yaşayamıyorsun. hayatın bir sembolle ,bir etiket parçasıyla ölçülecek kadar başitleşti mi? böyle insanlar biliyorum .çorabından tut donuna kadar markadır .markayı benimsemeyen insanlar onların gözlerinde küçüktür, sokaktaki kediden farkı yoktur. kendilerinin bir etiket parçası haline geldiklerinin farkında değiller. çünkü onlar insanların giydiği kıyafetlerin etiketlerine bakarak değerlerini ölçüyorlar.
aşık olduğunuz insanın gözlerinine belki bakamazsınız utanırsınız. ama boş bir yere, hatta başka bir insanın yüzüne bile baktığınızda o gözler bellirginleşir .o gözlere hapsolduğunuzun farkına varırsınız.karşınıza daha canlı herkesin hayran olduğu mavi , yeşil renkli bakışlar çıkar .ama o tutsağı olduğunuz gözlerdeki tadı alamazsınız.
sinir olunan kız tipidir . sanki elinde nobel ödülü taşıyor hanımefendi. basbaya bir kağıt parçası taşıyon göt beyinli bunun neresi havalı . çantan yoktur fakirsindir ya da az dersin vardır onuda anladık hava atmak niye. yok duruşun daha bir endamlı gözüküyormuş , daha seksi oluyormuşsun . okula gidiyorsun sen orosbuluk seçimine değil . allah bilir o çantasında neler var .
hiç edep öğrenmemiş kızdır .otururken insan bir eteğini düzeltir çok meraklısınız göt bacak göstermeye .maşallah löp diye oturuyorlar. bize de bakıp ne renk don giymiş tahmini yapmak düşüyor . halka açık sonuçta .