Ölçülecek varlığın türüne göre varyasyonları vardır. Kimi boyunu ölçer, kimi bilgisini, kimi galaksiler arasını. Peki karakter ölçülebilir mi? Var mı kişilik ölçme testleri yahut anketler ve güvenirlilik ölçütü ne... Çok fazla ölçme değerlendirme çalışınca ortaya çıkan başlıktır kısacası.
Her ne kadar yazar olarak kolay olanaklara sahip olsak da, herkesin de kolay yazar olabilmesi sorununu kendi içerisinde barındıran bir sonuç çıkıyor ortaya. Yada bu sözlüğün kurucuları bir şeyleri çok da ziklemeyip, gelene geçsin nolcak havasındalar. Katılım çok lakin kalite düşük.
Ben örneğin bi cem yılmazın, bir okan bayülgenin yada herhangi ünlü şahısların ekşide olduğunu çok duydum fakat ulu için böyle bir şey hiç duymadım. Bence moderatörler kaliteyi arttırmak ve hatta sözlüğü hakkı olan sıfatlarla ithaf edilebilmesi için yeşil ışık yakmalılar.
Şuan da tutarlı ve istendik hiçbir başlık açmayan, entry girmeyen ve sözlükte aslında olmaması gereken lakin sözlüğün hemen hemen her yerine virüscesine yayılıp, her köşesini batıran yazar kırmasına denir.
Online yada somut her ne hasılda olsa da sözlük bilgi içeren ve bilgi veren bir vasıta olarak kabul görür. Gel gör ki bu online sözlükler bilgi dışında her haltı içermektedir.
yazar olmak için güzel bir neden olurdur.maddeleri de aşağıdaki gibi olurdu mesela;
1) aşkın kanunu aşkı koruyan bir kanundur.rengini tutkunun kızılından ve gecenin renklerinden alır.
2) iki kişi (!) arasında gerçekleşir ve mekan zaman katiyen ayırt etmez.
3) herkes herkese aşık olabilir. sakıncası yoktur.
4) ilk 4(!) madde değiştirelemez değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
bugüne kadar cok hastalandık ve yüzlerce ilaç içtik. peki isimlerinin anlamını biliyor muyuz? neden hepsi cins cins adlar alıyor yahut bir anlamı var mı ? tıp terimleri latinceden geliyor ama ilaç firmaları için aynı durum söylenemez. en basidinden vermidon ne demek ya, a-ferin ne, karvezit ,talcid vs vs...
gelişen türkiye ekonomisine paralel olarak ortaya çıkan bir durumdur. kimisi 10-15 cm şey katlıyken ,kimisi de 20'lere vuruyor( fazlası var aşağısı yok). hal böyle olunca boşta kalma durumu da ortadan kalkmış durumda. hadi hayırlı olusun.
ingiliz besteci george frederic handel 'in 1797 yılında bestelediği "Zadok the Priest" bestesinin ouverture kısmından esinlenilerek 1992 yılında tony britten tarafından şampiyonlar ligi için özel olarak düzenlenmiş bir parçadır, eşsizdir, doyumsuzdur.