toplumu, ülkeyi düşünen ne çok insan varmış. gözlerim yaşardı gerçekten. daha hala ahlak tartışmaları olduğu sürece bu ülkeden bir sik olmaz çok afedersiniz. evrensel ve toplum ahlakından bahsedenler var bir de. toplum ahlakı nedir kuzularım? güdümlü koyun gibi başkası ne der, başkası ne gözle bakar diye diye insan kendi hayatını yaşayamayacak mı? sen bu hayatta kendinden sorumlu değil misin? kendi çocuğunuzu istediğiniz gibi yetiştirebilirsiniz, ama başka insanlar hakkında yok toplum ahlakı elden gidiyor yok bilmem ne bunlara kafa yorulduğu kadar ülke kalkınmasına yorulsaydı bu durumda olmazdık hala. cinsiyet ayrımcılığından vazgeçin. kızlar şöyle, erkekler böyle bik bik bik. her koyun kendi bacağından asılır. toplumu gerçekten bu kadar düşünüyorsanız elalemin karısına kızına ahlak damgası yapıştırmakla uğraşacağınıza açın fazladan iki kitap okuyun, hem kendiniz için yararlı olur hem de toplum için.
çelişkili laflar sarf edilen güzide ülkemizde yine bir "özgürlük" çelişkisi daha. haydi tam tersi bir konuya geçelim. türkiye'de türbanlı çarşaflı kadın istemiyoruz temalı bir söz edilmiş olsaydı burada konuşan ve genel olarak ahlak bekçiliğine soyunan insanlarımız "isteyen kapanır buna kimsenin karışmaya söz söylemeye hakkı yok" şeklinde hunharca özgürlük savunuculuğu yapacağından kendi görüşleri, yaşamları dışında kalan insanlara ve bu insanların yaşam tarzlarına nedense özgürlükçü bir yaklaşım sergilemiyorlar. yanlış anlaşılmasın ben isteyenin kapanacağından tarafım. isteyen kapansın, isteyen açılsın. asıl özgürlükçü yaklaşım budur. eşitlik. kimin ne giydiğinden nasıl yaşadığından banane yahu? kendi hayatımıza bakalım gençler. başkalarını yargılamadan önce o şişmiş egomuzla bizim görüşümüz, bizim yaşamımız en ahlaklısı biziz diyerek zorbalığa girişmeyelim. hayır, yapacaksanız bile komik duruma düştüğünüzü ve başta belirtildiği üzere resmen ben buradayım diye bağıran çelişkilerinizi gözden geçirin.
Sözlüğün ahlaklı bir platform olduğunu var sayarak aramızda geçen o çılgın zamanları yazamamanın bir hüznü var içimde. Ama ip ucu vermeyle ahlak tahtımız sallanmaz herhalde. Kendisiyle çok özel anlar paylaştım, 7/24 su altında, dağda depede evde çayırda çimende markette alışveriş merkezinde. Neyse daha fazla anlatamiciiiim.
kimsenin nerede ne şekilde denize gireceği kimseyi ilgilendirmez. bir takım insanların rahatsız olarak böyle bir istekte bulunup akabinde böyle ayrı bir yer yaptırması iyi olmuş. isteyen istediği yerde girsin, bunun tartışılması saçma. isteyen karma yerde girer, isteyen böyle yerde. fakat bu fikrin tam tersinin savunulması karşısında yine bir takım insanların çirkinleşmesi mantıklı değil. isteyenin istediği yerde denize girme hakkı olduğu gibi isteyenin de kendi fikrini söyleyebilme hakkı var.
karşıt görüşe "orospu çocukları" demek kolay olmasa gerek.
ne kadar basit düşünceler içindeyiz. koydu, geçirdi, ağlattı, soktu söylemleri yerine biraz daha şu gözlüklerimizi çıkarıp acaba tüm halk için, ülke için neler daha iyi olacak kimler daha iyi halkla bütünleşecek diyemiyoruz. o ona geçirsin, o buna koysun. hür iradeyle yapılan seçimlerde bile hür iradeye saldırmak bu olsa gerek. hangi parti, hangi düşünce biçimi olursa olsun fanatiklik kötü bir şey. partizanlık yerine ülke durumuna bakılması gerekiyor fakat tek derdimiz koymak ve geçirmek. gerisini düşünen yok.
odundur, inatçıdır, çabuk sinirlenir ama benim meleğimin odun gibi gözüküp aslında çok duygusal olduğu, inatçılığının hemen eridiği, sinirlendikten kısacık süre sonra yumuşadığı kocaman mı kocaman bir kalbi vardır. o kocaman kalbe öpücüklerle, ben o kalbi çok seviyorum.
ileri derecede fesat bir düşünce. bunu destekleyen insanlar da "bacınızı yollayın o zaman erkekle kalmaya" türevinde saçmalıktan öteye gidemeyecek cümleler sarf ediyorlar. komik. bu anan bacın ekolü her zor anda pimi çekilmiş bomba misali ortalığa atılmasa işler yolunda gitmeyecek sanki. benim bacımdan sanane? sen bacına yasak koyarsın, bu hayvanlığı yaparsın da senin de bacına karışma hakkın yok aslında bunu bir türlü anlayamıyorsun. herkes kendi hayatını yaşayan bireylerdir, senin söz söylemeye en ufak hakkın olamaz. kalma meselesine gelince, şimdi sen habire cinsellikle ilgili fesatlıklarda bulunursan ben sana sapık derim arkadaş, psikolojisi bozuk derim, aklı fikri orada derim, bastırılmış duygular derim. bir insan aynı konuları farklı şekillerde ısıtıp ısıtıp önüme koyuyorsa ben bu insan bu konuya takıntılı derim. "ben asla yalan söylemem" diye her dakika lafa atlayan insanların aslında yalancının önde gideni olması gibi... benim evime aldığım, evimden çıkardığım kimseyi ilgilendirmez, bunun için hesap da veremem. özgürlük sadece %50 için değildir, özgürlük %100'ü kapsamalıdır, ilk önce bunu anlayın sonra çıkarabilirseniz yasa çıkarın.
son çare sözlük erkekleri tarafından ortaya atılmış bir iddaa. kıyamam, sözlüğe kalınmış bu işler için. güzellikle kafayı bozmuş insanlar. her yerde, her alanda ille güzel kız bulma merakı var yahu. hayır, bulsanız ne olacak merak konusu.
mutlaka güzel hatun vardır, belki de yoktur, yok yok vardır, olmayada bilir. bilemedim...
bizim bu insanımızdaki ötekileştirmeler, ıyyy iğrenç o ne öyle tavırları ne zaman bitecek merak konusu. hayır, eğitimlisi de aynı eğitimsizi de. zira bunun eğitimle de pek alakası yok, insan olacaksın ilk önce. pis kokuyormuş, bilmem neymiş bik bik. tamam kokuyor olabilir ama o sanki öyle dolaşmak istiyor, sanki memnun halinden. adamın evine bakması lazım, varsa çocuklarını okutması lazım, ekmek götürmesi lazım o eve her şeyden önce. dünya bu kadar adaletsizken ve adamın tek derdi para kazanmakken birilerinin burnunu düşünmesini beklemiyor herhalde bu insanımız?
kardeşimle daha fazla ilgilenmeye karar verdim sözlük. bugüne kadar uzaktım ona, ilgilenmezdim pek hep başımdan atardım, ama artık büyüdü kocaman kız oldu, ilginin ve şefkatin zamanı geldi de geçiyor, özellikle benim tarafımdan...