belki "ne alakası var?" diyeceksiniz ama çok alakası var. bu tür çalışmalar, günümüzde kadın sayısının erkek sayısını geçmiş olması ve yakın gelecekte bu farkın çok daha fazla olacağı gerçeğini doğrular nitelikte.
şimdi kısaca bu çalışmaları anlatayım.
biliyorsunuz ki hayvanlarda doğurgan yani üretken olan karakter dişi karakterdir. bu dişi bireylerin genleriyle oynanarak elde edilen ürün miktarı artırılmakta ve daha az masrafla daha çok ürün elde edilebilmektedir. yani dişiler ekonomik değerleri fazla olan cinslerdir. erkek cinsi ise ekonomik değeri olmayan bir cinstir. günümüzde büyük tavuk eti üreticileri dünya'nın dört bir tarafındaki yüzlerce kümesinde tavuklara gdo'lu yemler yedirmek suretiyle tavukların kısa sürede damızlık sığır gibi olmasını sağlıyor ve bu işten astronomik miktarlar kazanıyorlar. bu tavukların yumurtalarından çıkan civcivlerin dişi olanları yetiştirilmekte, erkek olanları ise imha edilmektedir. çünkü piyasa değeri olmayan bir canlıyı beslemek istemezler. bu yüzden bu şirketler civcivleri ayırma zahmetine katlanmayıp işi kısa yoldan halletmek istiyor. bu yol da erkek karakterin hiç oluşmamasını sağlamak. bu firmalar ticari kaygıları yüzünden spermlerin yapısıyla oynayarak erkek ırkının oluşmamasını sağlayacak ilaçları hayvanlara enjekte etmektedirler. bu hayvanları tüketen insanlarda da bu ilaçlar belli bir zaman dilimi içerisinde etkisini göstermekte ve erkek nesli yavaş yavaş tükenmektedir. maalesef bu firmaların önüne geçebilecek bir güç de yoktur. ortada ciddi paralar dönmekte ve çok güçlü bir lobileri bulunmaktadır.
peki erkekler azalınca bu kadar kız ne yapacak?
şu an bazılarına saçma gelen islamdaki çok evlilik olayı uygulanacak. zaten kıyamet alametlerinden biri olan bu kadın nüfusunun erkek nüfusundan kat kat fazla olması islamın çok evliliğe izin vermesiyle paralellik göstermekte. tabi aynı anda en fazla dört eş şartıyla...
ya da evliliğin değerinin günden güne azalmasına bağlı olarak evlilik dışı ilişkiler büyük oranda artacak.
avrupa'nın gelişmiş ülkelerine ve abd'ye oranla çok çok az bir borçtur.
2008 yılı verilerine göre ülkelerin dış borçları
* ABD : 12 trilyon 250 milyar dolar
* Ingiltere : 10 trilyon 450 milyar dolar
* Almanya : 4 trilyon 489 milyar dolar
* Fransa : 4 trilyon 396 milyar dolar
* Hollanda : 2 trilyon 277 milyar dolar
* irlanda : 1 trilyon 841 milyar dolar
* Japonya : 1 trilyon 500 milyar dolar
* isviçre : 1 trilyon 300 milyar dolar
* ispanya : 1 trilyon 100 milyar dolar
* Italya : 996.3 milyar dolar
* Avustralya : 826.4 milyar dolar
* Kanada : 758.6 milyar dolar
* Avusturya : 752.5 milyar dolar
* isveç : 598.2 milyar dolar
* Hong Kong : 588 milyar dolar
* Danimarka : 492.6 milyar dolar
* Norveç : 469.1 milyar dolar
* Portekiz : 461.2 milyar dolar
* Çin : 363 milyar dolar
* Rusya : 356.5 milyar dolar
* Yunanistan : 330.0 milyar dolar
* Finlandiya : 271.2 milyar dolar
* Türkiye : 247.1 milyar dolar
* Brezilya : 229.4 milyar dolar
* Güney Kore : 220.1 milyar dolar
* Arjantin : 135.8 milyar dolar
* Irak : 100.9 milyar dolar
* iran : 20.7 milyar dolar
2009 yılı verilerine göre kişi başına düşen dış borç ($=dolar)
* Yunanistan: 27.746
* Belçika: 27.023
* Avusturya: 26.502
* irlanda: 24.247
* Norveç: 21.402
* italya: 21.089
* Hollanda: 20.412
* Fransa: 18.946
* Almanya: 15.574
* Finlandiya: 13.617
* A.B.D.: 11.094
* Danimarka: 9.410
* ispanya: 8.715
* isveç: 7.058
* ingiltere: 6.526
* Macaristan: 5.802
* Japonya: 5.322
* Kanada: 5.213
* israil: 3.843
* Slovenya: 3.635
* Türkiye: 2.291
akepe: "her aileye aylık 600 tl maaş bağlayacağım diyorsun. her ay bu kadar parayı nereden bulacaksın?"
kemal efendi: "benim adım kemal. ben bulurum."
akepe: "senin hesabın kitabın yok mu kardeşim?"
kemal efendi: "basit bir dört işlem. ilkokul çocuğu bile yapar. 7+4=12."
o zaman libya bir osmanlı toprağıydı ve zaten birilerinin gönderilmesi gerekiyordu. şu anki durum çok farklı. libya bizim değil ki gidip müdahale edelim. libya halkı kaddafi'ye düzenlenen operasyonu destekliyor. kendi halkı bunu istiyorsa türkiye ne yapsın bu konuda?
akp ne yapabilir ki? tüm bm'ye karşı bizim ordumuz ne yapabilir? hem kaddafi zamanında erdoğan tarafından birçok kez uyarıldı. kaddafi'nin koltuk sevdası yüzünden libya üzerinde çıkarları olan ülkeler hemen leş kargaları gibi üşüştüler. ülkemiz şu anda doğru bir siyaset izlemekte. batıyı karşımıza almak pek akıllıca bir hareket olmaz. hiç düşünmeden konuşuyor insanlar. hem biz savaşa girsek kimin yanında olacağız ki? muhalifler de müdahaleden memnun. kaddafi'ye karşı harekat düzenliyoruz diyorlar. libya halkı bile operasyonu desteklerken biz çıkıp da kaddafi'nin yanında mı yer alalım şimdi? mantıklı düşünün.
hükümetin yaptığı her işi protesto etme gayreti içerisinde olan ve bunun için her türlü yola başvuran, aşırı görüşlü insanlar tarafından kurulmuş, sözde öğrencileri temsil eden bir örgüttür. sağda solda garip garip eylemler yaparak ülkeye maddi açıdan büyük zararlar veren, kendi polisine taşla sopayla saldırmaktan çekinmeyen, öğrenciden başka her şeye benzeyen yüzüne gözüne faça çekmiş dengesiz insanlardan oluşmuş bir gruptur. bu hükümet karşıtı gösterileri o kadar abartmışlardır ki sırf ak parti hükümetini yıpratmak için rumlarla bir olup türkiye'nin adada birlik beraberliğe karşı olduğunu ileri süren eylemlerde bile bulunmuşlardır. allah ıslah etsin!
evde kalmış lise mezunu kızımızdır. gençliği o sevgili senin bu sevgili benim diyerek geçmiştir. bir kere bile geleceğini düşünmemiş anlık zevkler peşinde koşmuştur. evlenecek yaşa gelmiş ancak aklı başına gelmemiştir. internetten bulduğu kocadan ne hayır görecekse?... ya da bunu bulan adam bundan ne hayır görecekse?... evlenirse 3 ay sonra boşanacak kızdır.
bilinçsiz müslümandır veya birilerini kışkırtmak için böyle giyiniyordur. bir insan dinini bilmeden yaşıyorsa başına türban bağlasa ne olur? bir de böyle insanları görenler tüm dindarları topa tutmazlar mı...
dakikada 3728 kar tanesinin yüzüme çarptığı, rüzgarla birleşip kar fırtınasını andıran yağış. okulları da 1 gün tatil etti kendileri. şu an camdan dışarı baktım da şu tatil süresini biraz uzatabiliriz diyorum.
dış borç 266 milyar dolar mı? atılır da bu kadar atılmaz. en fazla borç imf'ye o da 5,5 milyar dolar. bir rakam verirken araştırıp da verin. zaten ülkenin toplam yurt içi hasılası 1119 milyar dolar... http://www.onyildafarkortada.com/
hangi kaynağa dayanarak böyle iddialarda bulunuyorsunuz? böyle birşey olsa bile ki yok elini kana bulamamış olanları pkk'ya kaptırmak yerine ıslah etmek için yapılmış bir çalışmadır.
başrollerinde deniz b. ve nesrin b. adlı aktörlerin oynadığı bir erotik film çekmiştir kendileri. Baykal'ı indirme operasyonu. Baykal'ı yolla Gandhi'yi getir.
http://www.onyildafarkortada.com/ adresinde göreceğiniz olağanüstü gelişmelere rağmen kendi ideolojisine ters düştüğü için akp'nin ayağını bir şekilde kaydırmaya çalışan, bunun için her türlü yola başvuran ve bunun sonuçlarını bir an olsun düşünmeyen bilinçsiz insandır.
Türkiye'deki dizilerde hep son model arabalarla gezen, boğaz kenarındaki yalılarda yaşayan, bir şirketin üst düzey yöneticileri konumundaki mirasyedi insanların hayatları anlatıldığından insanlarda şükürsüzlük yani kendi hayatlarından şikayet etme durumu başlıyor. Nedense bu dizilerde hep bir Batı hayranlığı ve batıya özenme hali mevcut. Her zaman evlerine ayakkabıyla giriyorlar, içkiyi su gibi tüketiyorlar, ahlak değerlerimizi hiçe sayacak şekilde giyiniyor ve vur patlasın çal oynasın bir hayat sürüyorlar. Tabi bizim vatandaş da bu dizileri izleyince kendini farklı bir ülkede yaşıyormuş gibi hissediyor. Diziler kendi kültürel değerlerimizi, aile yapımızı ve günlük yaşantımızı gerçeğe uygun bir şekilde yansıtırlarsa toplum bu dizileri daha çabuk benimseyecektir.
Yeraltı zenginlikleri çok az olan bir ülkeye göre normal rakamlar. Birçok ülke enerjisinin çok büyük bir kısmını nükleer santrallerden çok daha az bir maliyetle karşılarken bizde ne zaman nükleer santral kurulmaya çalışılsa birileri piyasaya "çevreciler"i çıkarıyor. Bas bas bağırıyorlar "hayvanlar ölmesin, ağaçlar kesilmesin!...". Sanki atom bombası atacaz diyoz. Şu ülkemin gelişmemesini isteyen o kadar çok insan var ki...
Biz içimizden çıkan dahileri sağcı, solcu; dinsiz, dindar; türk, kürt diyerek bir türlü sahiplenemiyoruz. Elin yahudisi gerizekalı Einstein'ı göklere çıkartıyor. Yok dahiymiş de, zekasının %50'sini kullanıyormuş da... Ne yaptınız, ölçtünüz mü? Gidin Bediüzzaman'ın rastgele bir kitabını alıp rastgele bir sayfasını açıp okumaya başlayın, görün dahiyi... Aklınız almaz, beyniniz "Benden bu kadar." der, sizi bırakır gider...
düşüncelerini demokratik yollardan ifade eden hiç kimse haksız bir müdahaleyle karşılaşmaz. kendi polisine taşla sopayla saldıran ve böyle yaparak iktidarı yıprattığını zanneden ancak sadece bu ülkeye zarar veren aşırıcı gruplar bence daha fazlasını hakediyor. ve bu gruplar üniversite gençliğini kesinlikle temsil etmez.