biz insanlar genelde yeri doldurulamayanları affedemeyiz.
bekler dururuz, geri gelsinler diye. gelmezler. kabul etmeyiz başlarda gidişlerini. konduramayız. kızarız sonra biraz. kırıp dökeriz etrafı. herkesi üzeriz. giden hariç.! sevmediğinden seni üzemezsin gideni. kırılırız sonra. ellerin, gözlerin alçıda gezersin uzun bir zaman. ruh gibi dolaşırsın ortalarda. kendine dönebilmek imkansızdır artık. zaman der herkes. zamanla düzelir. düzelmez.! zaman diyenlere düşman olduğunla kalırsın.
yavaş yavaş kabul edersin sonra. gidebileceklerini, onlar olmadan yaşayabilmek gerektiğini. ellerin çıkar alçıdan. sapasağlam. seversin onları. giden sevmeyince, nefret ederdin sen de, artık bilirsin. biri ellerini sevmeli.
affetmek zamanı gelir bir gün. ya geri döner giden, özür diler, affet der. ya da sen özgür kalabilmek için, acıdan kurtulabilmek için, affetmek zorunda kalırsın. zaman alır biraz, ama o düşman olduğun insanların dediği gibi, zamanla her şey düzelir.
affettim dersin. öyle olsun istersin. affetmiş olman, kurtulduğun anlamına gelir. yerini doldurabildiğin anlamına. içinde bir yerlerde bilirsin ama. gideni hiç affedemiyceksin. geri dönse bile, hep gitmiş olarak kalacak.
hayat sandığın, seni hayat saymamış. affetmemek hakkın...
hiç sızlanmaya gerek yok, kişinin kendi hatasıdır bu durum. ailemizi nasıl seçemiyorsak ev arkadaşımızı seçebiliyoruz, öyleyse akılsız başın cezasını çekecek o ayaklar.
eğer ev arkadaşınız her gün aynı şarkıyı 3 saat dinleyip sizi koma durumuna getiriyorsa, ancak sms göndermekten kalan zamanlarında sizinle konuşabiliyorsa, yaptığı rezalet yemeği yemediğinizde size küsüp gidip başka bir arkadaşında kalıyor ve telefonda ağlayarak özür dileyip 'gel beni al' diyorsa ve bu gittiği yer en az 50 kilometre uzaklıktaysa hata onun değildir. akılsızdır baş, çekecektir bunun cezasını o ayaklar.
''allah rahmet eylesin'' kalıbının en yanlış biçimde kullanılmış hallerinden biridir.
sözlüğün parçası olan bir yazarın vefatı elbette ki üzücüdür. peki vefatının hemen ardından alt alta getirilmiş 200 adet aynı entry? buna üzülen kimse yok mu aramızda?
şimdi aynı şekilde portakal başlığını tanımlıyoruz:
1. turuncudur.
2. turuncu renktedir.
3. rengi turuncudur.
4. turuncu.
5. bence de turuncu.
6. katılıyorum.
.
.
kişinin duyarlı olması iyidir, hoştur. yaşanan üzücü bir gelişme hakkında muhtemelen hiç ilgilenmediği halde başsağlığı dilemek her ne kadar tartışılabilir olsa da şahsi fikrim normal sayılabilir. ancak lütfen bir dirhem fark yaratmak bu kadar mı zor? samimiyet ve duyarlılığın ilanı mıdır bu allah rahmet eylesin cümlesi? kime karşı? neden?
7. nesil yazar kişinin ukalalığından saymayın rica ederim. sadece yazar olmadığınız bir sözlüğü açıp sol frame de başlığın yanında (120) ifadesini görünce açıp birbirinin aynı 120 entry okuduğunuzu düşünün. acaba ortam fasilitesinde halledilemez mi bu duyarlılık meselesine verilen önem? orada herkes adını ''allah rahmet eylesin'' listesine yazdırıp toplu bir cümle yazılsa, o başlık o gün içinde sol frame de tepede tutulsa? daha mantıklı bir alternatif beklemeyiniz, 7. nesiliz zira fakat şu klişenin gereksizliğini konuşabilmek için kaçıncı nesil olduğumuz çok mu önemli?