sözleri aynen şu şekilde olan, goo albümünden sonic youth şarkısı.
DREAMING, DREAMING OF A GIRL LIKE ME
HEY WHAT ARE YOU WAITING FOR?
FEEDING, FEEDING ME
I FEEL LIKE I'M DISAPPEARING
GETTING SMALLER EVERY DAY
BUT I LOOK IN THE MIRROR
AND I'M BIGGER IN EVERY WAY
SHE SAID:
YOU AREN'T NEVER GOING ANYWHERE
YOU AREN'T NEVER GOING ANYWHERE
I AIN'T NEVER GOING ANYWHERE
I AIN'T NEVER GOING ANYWHERE
I'M IN HEAVEN NOW, I CAN SEE YOU RICHARD
GOODBYE HOLLYWOOD, GOODBYE DOWNEY
HELLO JANIS, HELLO DENNIS, ELVIS
AND ALL MY BRAND NEW FRIENDS
I'M SO GLAD YOU'RE ALL HERE WITH ME
UNTIL THE VERY END
DREAMING, DREAMING OF HOW IT'S SUPPOSED TO BE
BUT NOW THIS TUNIC'S SPINNING
AROUND MY ARMS AND KNEES
I FEEL LIKE I'M DISAPPEARING
GETTING SMALLER EVERY DAY
BUT WHEN I OPEN MY MOUTH TO SING
I'M BIGGER IN EVERY WAY
SHE SAID:
YOU AREN'T NEVER GOING ANYWHERE
YOU AREN'T NEVER GOING ANYWHERE
I AIN'T NEVER GOING ANYWHERE
hoşlanılan kızın; boyna sarılmasından, adult sitesinde admin olmasına kadar* geniş bir yelpazede incelendiğinin? farkındayım. bunlara bir yenisini eklemekten ziyade, amacım daha dramatik bir konuyu ele almak. ( yazar burada olası ayar hamlelerine karşı göğsünü ger(e)meyip ayak yapmıştır. )
...anlamsız gelmeye başlar herşey hani, ne öpmek öpmek gibidir, ne de sevmek. tek celsede bitirir ilişkiyi ve söz verirsiniz kendinize; böyle olacaksa hiç olmasın diye. bakarsınız ki olmuyordur gerçekten başka türlü, yalnızlık yavaş yavaş ele geçirir sizi. gururlu bir adam gibi davranıp yalamazsınız tükürdüğünüzü, ben bekleyeceğim dersiniz. 'o'nu bekleyeceğim. beklemek uzun sürer belki ama gelir sonunda bir yerlerden, gelir ve kendi kaşığıyla sıcak çikolatasının kremasını yedirir size. o anda öyle garip şeyler hissedersiniz ki, ulan acaba dersiniz. ama bir yandan da tedirginsinizdir, o güne kadar yaşadığınız herşey sahte olduğu gerekçesiyle geri dönüşüm kutusuna yollanmıştır çünkü, tüm tecrübe yok olmuştur.
birkaç gün sonra gülümsemesi de, sinirlenmesi de farklı bir havaya sokar sizi. her tavrı, inanmamanıza ramak kalan o resmi güçlendirmek için vurduğu bir fırça gibidir. gerçekliği aklınızı başınızdan alır, bu sefer dersiniz, bu sefer 'o'.
artık daha fazla dayanamazsınız, kaybettiğiniz her saniye yıllardır aradığınız o 'gerçekliğe' ihanet ediyormuşsunuz hissi verir. o artık iki adım ötenize gelmiştir ve bekliyordur ancak siz daha başlayamadan...
- önümüzdeki ay yurt dışına çıkıyorum, der.
eve döndüğünüzde bir şarkı gönderir size, la vie en rose.
nirvana'nın in utero albümünün bonus tracki. albüm bittikten bir 12-13 dakika sonra başlıyor olması sebebiyle ilk dinleyiş genelde noluyoruz amına koyim diyerek gerçekleşiyor. (üşenip müzik setini kapatmayanlardansanız eğer)
sözlerini de seri bir şekilde copy/paste edeyim ve köşeme çekileyim.
It hurts when you have to press that dull little thing
That you're only supposed to use once and then discard
Where do you put it? In the garbage can, my honest friend
My shyness, pet her flow
She's only been five months late, even though we haven't had sex for a week
A meal a day, a meal, I say
And my heart's made my ...
Somebody else already used the word 'aurora-borealis'
She was tied up in chains, and Sam had helped her in the freezer
She's only five weeks late, but I haven't had a date forever ...
Ever ... ever ... forever!
Wish I had more ... more opportunity,
More chances to remember some things
So I couldn't have so much pressure on my ...
On my ... on my, um ... ah, on my ... um ... um ... head
We'd have so much more diversity,
And so much more input, so much more creative flow,
If we had someone in school, a 'GIT' ...
GIT ... geeks ... in ... town.
Ha! ... Come on, Dave, think of one ... !
- Girls with trouble
It should be GIC, geeks with charvels
No, GWC, fuck man this is a waste of time ...
{laughs}
One more solo? Yeahhhhhhhhh! Yeaaaahhhhh!
You're ... personally responsible for, uhh ...
The entire strip ... to be washed away ...
Cleansed ... as if gallons of, um, rubbing alcohol
Flowed through the strip and were set on fire.
It didn't just singe the hair, it made it straight.
And then Perry Ellis came along with his broom,
And his ... silk ...
And he ... he erected a beautiful city ...
A city of stars.
aslında değinmek istediğim konu, henüz 17-18 yaşındaki gençlerin kendilerini 'alkolik' olarak tanımlamaları ama bu durumun başında alkole duyulan sempati geldiğinden böyle bakmak daha faydalı sanırım.
öncelikle kesinlikle tutucu veya yaş saplantısı olan biri değilim, birinin içip sıçması tabi ki onun bileceği bir iş ama 'abi ben alkoliğim, içmeden duramıyorum' gibi bir söylemle karşılaşınca rahatsız oluyorum ister istemez. bu bir kendini ifade biçimiyse eğer çok yazık ve komik oluyor.
bunun tetikleyenler arasında, facebook ve benzeri sitelerdeki fotoğraf/yorum saçmalığı var. yani artık fotoğraf çektirmenin amacı fotoğraf değil onu yayınlamak. böyle olunca da malesef daha sosyal, daha dolu görünebilmek adına ellerden bira eksik olmuyor. ve 'geçen yine arkadaşlarla içiyoruz' konu başlıkları...
ha diyorsanız ki ben 6 yaşımdan beri baudelaire okuyorum lan, onu da götünüzden anlamışsınız ne yazık ki.