muhteşem black stone cherry şarkısı.
+ahanda sözleri lan.
The things my father said would make me a better man
Hard work and the love of friends, a woman that understands.
I hope my father knows the seeds we've sown still grow
At night I go to sleep and pray he is watching over me.
Somewhere there's a star that's shining
so bright that I can see you smile.
And all that I need is one last chance
just to hear you say goodbye.
Sometimes I remember when you taught me to tie my shoes
One thing I will never forget is the day that I lost you.
I hope you always know the car that we built will always roll.
Somewhere there's a star that's shining
so bright that I can see you smile.
And all that I need is one last chance
just to hear you say goodbye.
And if you have a dream you better hang on for dear life!
And when that cold wind blows just let it pass you by.
Yeah, things my father said. Yeah, yeah, yeah, yeah!
Somewhere there's a star that's shining
so bright that I can see you smile.
And all that I need is one last chance
just to hear... you say... goodbye, goodbye.
Just to hear you say goodbye.
bir konuyu anlamamış bir kişiye, uygun şekilde tekrar sorunu çözme adı altında mevzunun anlatılmasından sonra sorulan sorudur. eski sevgilinin bir zaman sorduğu sorudur. şimdi anladın mı?e peki sen şimdi anladın mı?*
insanoğlunun en çok korktuğu oturgaçlardan biridir. aslında oturmakta problem yok ama oturduğunuz yerin sıcaklığı önemlidir. mevuzumuz çok soğuk bir havada ve evini doğru düzgün ısıtamamış bir öğrencinin hikayesi.*
koştur allah koştur... yolda bastırmış gurgur dede. bağırsaklara nota vermiş. derhal bu pisliği dışarı atın demiş ve o soğun verdiği ferrari hızı ile eve kendinizi atmış, klozeti açmış, göt denen kasenin sıcaklığı o açık havada azalmaya başlamıştır. gurgur dede der ki; tiz boşaltılsın bu hane... işte o an ağır ağır iner sıcak popo buz gibi klozete. işkencenin en kötüsüdür.*
ayrılığın verdiği çöküntüden dolayı olmuş olabilecek hadisedir. bilmem hangi ülkenin bilim adamlarına göre; bazı kadınlar mutsuz, sinirli ya da aybaşı zamanlarında çikolataya ve ileri düzeyde kendilerini hem çikolataya hem de karbonhidrata verirlermiş.*
hafriyattan gelen kaya ve sert taşları parçalayan yapı. parçalananlar ya çakıl taşı ya da kum olur. kum beton santraline gönderilir. beton santralinde bu kum beton yapımında kullanılır. kısacası topraktan geliyorsun gene toprağa gidiyorsun.
barajlarda su tahliyesi görevini yerine getiren tünel(ler)dir. bu tünele bağlı bir vana odası vardır. su gereksiniminde vana tüneli kapatıp suyu enerji tüneline verir.
(bkz: düşey kurp)
(bkz: enerji tüneli)
(bkz: dipsavak)
(bkz: dolusavak)
(bkz: kemer beton)
püskürtme betondur efendim. sika 98 maddesiyle bir araya geldiğinde mükemmel olur. işçiler arasında şaptirik, şattirit gibi isimleri vardır.
(bkz: çelik hasır)
(bkz: iksa)
düşünen sevgilinin eylemidir. nice geceleri tek girilen yatakta düşünülür. umutlar... istekler... olmazsa olmazlar... kısacası 2 kişinin tüm isteği. acaba ne yapıyordur şimdi he?
kim bilir? belki zaman bizi tekrar bi araya getirir.
sevgili ile ne kadar ileriye dönük bir şeylerin paylaşılmak istenmesi için yapılmış bir adımdır. belki sonsuzluğa gitmek istemektedir bu bünye, düşünce ya da kalp. sevgi emek istemekte...
yıllar yılı hala üzeine gelebilecek bir şarkı olmadığını kanıtlamıştır. bu denli iyi bir eser verebilen bi sanatçı neden albüm yapmıyor.
(bkz: ben ölmeden önce)
eriyorum yavaş yavaş... yavaş yavaş.
''tozlu kitapların içinden çıkan eski sevgilinin resmi''
eski günleri hatırlatan yegane resimdir.
oku demişti bu kitabı. kendi resmini koymuş. nerden nereye...
çocuklardan nefret eden erkektir. günümüzde sadece yap-at model üretimdir. belki gelecek verememe gibi bir nevi korkuya sahip olabilir. ama çocuksuz ev, sessiz bir bahçe.
Back woods gold
And I'm back on the road
Playin' moonshine games
But the taste is gonna be the same
Hotrods to hell
And the angels are rollin'
I wanna go
Where that hill-tea is flowin'
Hotrods to hell
And the angels are rollin'
Where ole' Mary Jane's growin'
A little sign out front
Reads dinner, pool, and lunch
But that card in his hat
Will tell you what's flowin' out the back
Hotrods to hell
And the angels are rollin'
I wanna go
Where that hill-tea is flowin'
Hotrods to hell
And the angels are rollin'
Where ole' Mary Jane's growin'
Old men laughin'
While the whittle away their past"
The law think they know
But the bootleg man he gets the last laugh
Hotrods to hell
And the angels are rollin'
I wanna go
Where that hill-tea is flowin'
Hotrods to hell
And the angels are rollin'
Where ole' Mary Jane's growin'
bir silüet gibi anında karşınızda beliriveren durumdur. o güne dek anlayamadığınız, ama mesela bir resmine dikkatle baktığınızda gördüğünüz manzara kocaman bir ağızdan ibaretde olabilmektedir.
bunun ayrıca kahkaha attığında tüm canlı varlıkların yaşadığını zannettiren bir mağaramsı görüntüye sahip olanları da vardır. o nasıl bir ağızdır ki bir barınak edasında süzlmektedir.çeki düzen verin canım ağzınıza, yüzünüze.