(bkz: amerikan pazarı) her markanın orjinale yakın çakmasının olduğu bir pazardır. lise öğrencisi iken arkadaşlarla toplanıp adanaya gider sezonluk alışveriş yapardık.
Öncelikle bu siğilin bir çeşit virüs sebebi ile oluştuğu bilmek gerek. Ve siğili oluşturan virüsü yok eden bir çok doğal bitki var. incir sütü ve çınarağacı kozalağı bunlardan iki tanesi. Kullanıp şifa bulmanız dileği ile.
bizim hatay'ın harbiye dürümü de iyidir lakin adana başka oluyor. gidip adanaya hakikisini yiyeceksin tabi. adana'da seyyar arabada yiyeceğin dürüm herhangi bir x şehrinde en baba mekanda yiyeceğin dürümden daha iyidir.
genellikle en yakın olanlara yapılır. yeni tanıdığın adam yanlıs yaparsa pek umursamazsın ama seni en çok tanıyanlar en yakın hissettiklerin yapınca gerçekten çok koyuyor. en çok koyanı aileden gelen yanlıştır. bırak ilk seferi onlarca kez aynı hatayı-yanlışı yapsa bile silemiyorsun. sonra gün geliyor üst-üste birikiyor affettikçe affetme kapasiten doluyor ve ufacık birşeye siliyorsun. sonra ömür boyu duyacağın kin oluşuyor. bu da öyle bir kin ki istesende dinmiyor, mevzu ölüm-kalım meselesine dönüşüyor. yani anlayacağınız öyle çokta şeyinizde olmamalı insanlar. ihanet edilebilir konuma düşürmeyin kendinizi. hassas olduğunuz konularda babanıza bile güvenmeyin ve hayatın tadını çıkarın. *
hiç sıkılmadan tekrar tekrar okuduğum, ümit yaşar oğuzcan'dan iki kişiye bir dünya şiiri var.
bir kesit
-
Sonra Nijerya ‘da Mozambik ‘te Altınsahillerinde
Kulaklarımda ulu ormanların uğultusu
Vahşetin musikisini dinledim yeşil yeşil
Zifir gibi bir yalnızlıktı içimde yokluğun
iri bir memeydin kalçaydın avuçlarımda
Belki bir tutam tuzdun kirli
Seni düşündükçe susuyordum
Nehirler göller kandırmıyordu beni
O kadınlara gidiyordum
O bakır tenli kadınlara
O kadınlarla da yattım
Adam boyu yaprakların üzerinde
Boyanıp boyanıp yeryüzüne çıkıyorduk derinlerden
Yorgundum
Kuşkuluydum
iliklerime kadar bendim
Bir yeşildim
Bir beyazdım
Karanlıktım
insan eti yiyenler anladı beni
-
grenke chess classic turnuvası ilk maçında geleceğin bobby fischer'ı olabilir denen 14 yaşındaki vincent keymer'i güzel bir oyun sonu ile yenmiştir. 2516 ratingli keymer açılışta ve oyun ortasında gerçekten inanılmaz iş başardı lakin oyun sonunda god-mod açan magnus'a dayanamadı. bu oyun magnus'un en beğendiğim oyunları içerisinde best 10'e girdi bile. sebebi ise 18. hamlede rakibinin iki atına karşılık 2 filini veriyor ve atlarının konumu pek iyi değil. merkezi kilitleyip rakibinin fil çiftini ezeceğini düşünüyor ve bunu 18. hamlede faaliyete geçirip 81. hamlede rakibini terk etmeye(bu arada keymer'in zaman problemi de oluşmuştu) zorluyor. 18. hamlede merkezi ne kadar kitlemiş olursan ol ağır ve hafif aletler hala tahtadayken bunu yapmak gerçekten yürek işi ve tam bir best-of-best hareketi. ayrıca aradaki 300 rating farkının magnus'a epey bir baskı oluşturduğu kanaatinde ve 67. hamleye kadar tam bir beraberlik olduğunu hatırlatmak isterim.
an itibariyle lichess.org adresinde bullet turnuvası düzenlemektedir. katılmak isteyenler bu https://lichess.org/tournament/3Stn55Nt linkten katılabilirler. şifre büyük harfler ile youtube2.
hangi cennetten geldim bu cehenneme
ki her yokluk bendedir her acı benim
baltalar kıyasıya inmiş gövdeme
bak şu devrilen hayat ağacı benim
Bir gün beni de unut her yalan gibi
Adımı sokaklara tükür kan gibi
Oysa ki yaşadıkça bir çıban gibi
içinde sızlayacak o sancı benim
Terkedilmiş eski bir şehircesine
Sensiz yaşıyor o can verircesine
Tutuşmuş özleminle erircesine
Bir zaman sevdiğin bu yabancı benim Ümit yaşar oğuzcanyabancı.
istisnasız lipstick. çantasından lipstick çıkarmayan kadını henüz görmedim. mesela kimisi makyaj sevmiyor ama dudak parlatıcı illaki kullanıyor. hatta çocukken etrafımdaki kadınlarda sürekli gördüğümden bu lipsticki onların hayatlarını idame ettirmek için kullanma mecburiyeti taşıdıkları bir madde zannediyordum. *
yeni iş arkadaşlarım arasında sesine bile tahrik olan var. biz erkekler öyle çok kompleks varlıklar değiliz. bir bayanın, sesini duyabileceğimiz menzil içinde olması bile yeterli geliyormuş. *
Seni de vururlar bir gün ey Acı
Uçuşup durduğun kanatlarından
Sazın, sözün, türkülerin tükenir
Ellerin koynunda kalakalırsın
Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey Acı
Gül açan yüzlerimizde
Göğeriyor rengin senin de
Biz seni
Tâ eskilerden tanırız
Hani göğüslerimize taş olur inerdin
Avuçlarımızda Hira Dağı'ydın
Al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde
Akdeniz rüzgarlarına karışan sendin
Biliyorum
Hiçbir tarih yazmayacak
Ve bir sır gibi kalacak yakılan kitaplarda
Göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize
Mitralyözlerin Washington'dan ayarlandığını
Seni de yakarlar bir gün ey Acı
Bir taptuk kul gözlerinden vurursa
Parmakların eğri ağaç tutamaz
Çığlıkların çağlar aşar, duymazsın
Ve ben biliyorum
Örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı
Ve ibrahim'in baltasını
Ben biliyorum
Nereden başladı bu kesik dans
Ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü insanlar kim?
Kim kimin yanında
Kim kimin karşısında
Meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim
Üsküdar kız lisesinde okuyan genç kız
Çantasında kimin fotoğrafını taşıyor
Kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar
Neden gülüyorlar ki
Seni de vururlar bir gün ey Acı
Filistin'de sapan taşlı çocuklar
Dalın, kolun, fidelerin budanır
Kuru bir kütükle kalakalırsın
Öyle bakmayın balkonlarınızdan
Fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu,
Damarlarımızı yırtıyor
Tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları
Pompalıyor yüreğime
Ve ne Bağdat'tan
Ne Şam'dan
Ne Mekke'den
Ne Diyarbekir'den
Ne istanbul'dan
Ne Buhara'dan
Bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi
Duymuyor
Seni de vururlar bir gün ey Acı
Halepçe'de soldurulmuş gül gibi
Bu sevdaya düşsen, sen de yanarsın
Suskun, sıcak, uzun yaz geceleri
Ve siz
Ey analar,
Hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler söylerdiniz
Hani siz, fatihler doğururdunuz...
Gelin kızların giysileri kirletildi
Çocuklar hep yetim kalıyor
'Elem yecidke yetimen feava'
Ve ben biliyorum
Ben biliyorum
istanbul'un
Bağdat'ın
Diyarbekir'in
Mekke'nin
Buhara'nın
Birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü sonra
Ey insan
Ey insanlık
Ayağa kalk
Kolları ve bacakları budanmış delikanlıları
Boyunları gövdesinden ayrılmış insanları
Gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu çocukları
Gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin
Ve bir gün
Bu dünya
Gül bahçesine dönecek
Bunu böyle bilin; ve
Unutmayın...
üst üste 12 beraberlikten sonra. hani "baba koydu" derler ya işte carlsen'de caruana'ya öyle koydu. 3-0 nedir arkadaş? oynanan 12 standart oyunda caruana'nın savunmasını gerçekten çok beğenmiştim. ama bu rapid maçlarda magnus öyle bir koydu ki caruana bildiğin mala döndü. hatta 2. ve 3. rapid maçında carlsen caruanayı yenmedi bildiğin madara etti.
netice Carlsen 3 : 0 Caruana.
ülkemiz de o kadar para nakdi ya da kaydi olarak oluşursa venezüella'dan beter oluruz, bırak venezüellayı 1929 almanyasından bile beter oluruz ve ben öyle bir memlekette yaşamak istemem.