birgun carlsberg, miller, tuborg ve efes pilsen in baskanlari barda icmeye gitmis garson gelince teker teker soylemisler;
- ben bi carlsberg aliyim
- ben bi buyuk miller istiyorum
- ben tuborg icecegim
sira efes pilsen'in adamina gelince;
- ben bir kola aliyim, demis. garson gidince yanindakiler sorumus, "yahu sen niye efes istemedin" diye;
- kimse bira icmiyordu, ben de size uyayim dedim. demis
artık deniz baykalın partisi olmuş chp de -özellikle son seçimlerden sonra- gerçekleştirilebilicek eylem. iyi hoştu atamızın kurduğu parti gezelim görelim güzeldir diyelim.
solcuların 'bu atatürk ün partisi kardeşim ona oy vericem tabi' ya da 'başka seçeneğimiz mi var? alternatif yok' laflarını aşması gerek artık. türk solunun yeni bir partiye yeni bir lidere ihtiyacı var.
'biz kürt politikası yapmıyoruz' lafının pahalıya patladığı yeni politikacı. bu laftan sonra dtp desteğini çekmiştir ve adayı 45.625 oy almış ve baskın oran 31.037 kalmıştır ve meclise ikisi de giremedi. *
seçimlerde bölgesinde 79.381 oy alan türk solunun yeni lideri olması gereken miletvekili. artık chp ısrarından vazgeçip ödp bünyesinde önderliğinin desteklenmesi gereken kişi.
bu adam mecliste ne yapabilir diyenlere (bkz: #1990243)
22 temmuz seçimi rekor sayıda bağımsız milletvekili adayının katılmasıyla tarihe geçecek. bağımsızların yine rekor düzeyde meclise gireceği yönünde tahminler üzerine başbakan tayyip erdoğan, özellikle güneydoğuda bağımsıza verilecek oy boşa gider çağrısı yaptı, ardından mhp de meclise girerse, bunların vuruşmalarını mı izleyeceğiz dedi.
tbmm deki komisyon toplantılarını izleme, parti ve lider tahakkümünden bağımsız soru önergesi verme, kanun teklifi verme gibi hakları olduğunu, bu yetkilerle her bağımsızın küçük bir parti gibi çalışabileceğini, kendi seçmenlerinin sesini doğrudan meclis e taşıyacaklarını söyledi:
meclis komisyonlarını izleyebilir:
meclis komisyonları nda üye olamasa da, komisyon toplantılarına katılma, orada söz söyleme hakkına sahipler. dolayısıyla, önerge veremeseler bile, kanunların tartışıldığı ve hazırlandığı komisyon toplantılarında sözünü söyleyip, zabıtlara geçirilmesini sağlayabilir. bu çok önemli. ayrıca bağımsızlar, meclisteki önemli iki komisyonda nisbi temsille temsil edilebilir. biri plan ve bütçe komisyonu. bu komisyonun kuruluşunda siyasi partilerin ve bağımsızların oranlarına göre temsil edilebilmeleri söz konusu. diğeri de meclis insan hakları komisyonu.
kanun teklifi verebilir:
bağımsızlar da, partili milletvekili gibi kanun teklifi verme hakkına sahip. onların verdiği kanun teklifleri de, diğer partilerin verdikleri kanun teklifleriyle aynı muameleye tabi. bağımsız milletvekili, teklifinin komisyonlarda bekletilmesi durumunda, 45 gün içinde genel kurul’a indirmeyi talep etme hakkına sahip. dolayısıyla bir milletvekilinin genel başkanın onayını aldım, almadım partinin hoşuna gider, gitmez türünden kaygılarını gözetmeden, bağımsızlar kanun teklifi verip, bunu meclis genel kurulu na kadar indirmek ve en azından meclis vicdanını bu kanun teklifleriyle zorlamak, toplumsal hassasiyeti meclis e taşımak olanağına sahipler.
parti tahakkümü olmadan soru sorabilir:
bağımsız milletvekillerinin bakanlara toplumdaki bir sorunla ilgili yazılı ve sözlü soru sorma hakları da var. bugün milletvekilleri bu soruları zaten yöneltiyor ama parti politikaları çerçevesinde ve parti başkanının uygun bulduğu şekilde yöneltiyorlar. bağımsızlar bunu çok daha geniş bir talepte yapabilecek. grup kurmuş partilerin temsil haklarından yararlanamayacaklar , ama parti genel başkanlarının emrinde olmadan, kendi seçmenlerinin seslerini doğrudan meclise taşıyacaklar. bu da seçmen-milletvekili ilişkisinin küçük boyutta bir deneyi olacak.
rock'n coke un gelmesini sabırsızlıkla bekleme nedenim olan bu sene de geldiğini duyunca zıplama isteği duyduğum grubun* sahen alacağı konser. yine yerimde duramıyorum ki!
avusturya lisesi piskoloji* ve ingilizce öğretmeni. okulun bol puan kırmayan tanıdığım 2 hocandan biri. diğeri de (bkz: walter litschauer). derslerinde ne sözlü yapar ne de konuşmanıza takar. sadece onun dersinde başka bir dersle ilgili bir şey yapılmamasına( (bkz: ödev yapmak), (bkz: sınava çalışmak), (bkz: test çözmek)...) kızar hatta çok kızarsa da ne olduğuna bakmadan çöpe atar.
derslerinde kimi zaman anılarını anlatır. ingilizce derslerinde az da olsa dersi kıtaptan işler.
piskoloji derslerindeyse kitaba hiç bağlı kalmaz. bol bol konuşur.
sınavları gayet kolaydır. ** kısaca okulun nadir görülen iyi ,kafa... hocalarından biridir.
avusturya lisesi almanca öğretmeni. klasik kıl avusturyalı avusturya lisesi hocası. ses tonuyla ve mimikleriyle adamı hasta eden yapısı, konuşana mitarbeit eksisi verme arzusuyla insanı deli etmesi kıl bir insan olma nedenlerinden bir kaç tanesi. neredeyse her ders birini kaldırıp sözlü yapar. kelime bilmeye çok önem verir ** sözlünün yarısı kelime bilmeye diğer yarısı derste okunan kitap ya da metinler hakkında konuşmaya dayalıdır.
o da okuldaki meslektaş ve vatandaşları gibi bol bol puan kırar yani sınıfta bırakmaya dayalı sistemi benimsemiştir. *
ayrıca sınıftakilerin ismini karıştırma gibi bi alışkanlığı var
avusturya lisesi müzik öğretmeni. dersleri boş ders kıvamında geçer. enteresan bir kişiliği var. nasıl bir insan olduğunu pek göstermiyor ya da çözemedim. sürekli aynı kıyafeti giymesi "acaba başka kıyafeti yok mu?" sorusunu akla getiriyor.
derste çok ses çıkardığımız için bize orta parmağını kaldırmak suretiyle hareket çekerken sinirli bır hıh sesi çıkarması ve o yüz şekli hafızalardan uzun süre silinmeyecek.
avusturya lisesi matematik öğretmenlerinden, namı diğer şipi. okulda geçirdiğim 4 yıl içinde gördüğüm en iyi matematik öğretmeni. ayrıca avusturya lisesindeki öğretmenlerde nadiren rastladığımız yakışıklılık niteliğine sahip. * ayrıca stres yapmayan bir ses tonu var ki bu özelliğiylede de okuldaki bir çok öğretmenden ayrılıyor. (bkz: Eva Budschedl) (bkz: sabine gandler) (bkz: monika probst) (bkz: dorothea schelch) (bkz: regina bauer) ders esnasında bağırıp çağırmıyor öğrencilere pek kızmıyor. ama gel gör ki bir avusturya lisesi öğretmeni ve okulumuzun çoğu öğretmeni gibi şipi de sınavlarda olsun mitarbeitlarda olsun bolca puan kırıyor. bol bol ödev veriyor ne zaman kontrol edeceğini söylemiyor pat diye sözlü maratonu başlatıyor.
sınavları gayet zordur ve kopya çekilmesi de neredeyse imkansızdır.
son dönemlerde çok çalıştığı için hastalıklarla uğraşan(bu aralar bazı hocalar tarafından sevilmediğini öğrendiğim) türk müdür. ayrıca okuldan ayrılacağı yönündeki dedikodular okulda kol gezmektedir.
hak edenin kazandığı geretse olan güvenin sarsıldığı maç * arda yine süper oynadı. sağ ilerde korner bayrağının orda attığı çalımlar ayakta alkışlanasıydı.
bu pazatesi başlayarak öğrencilerini bunalıma sokan okul. öğretmenlerin daha ikinci günden ödevleri dayayarak okuldan daha da nefret ettiren hapisane, tımarane, okul (bkz: inde deus abest)*.
