genel olarak minibüs ve ya saçma dolmuş duraklarının etrafında bulunan. içeride sınırsız ekmek ve suyun bulunduğu. peçetelerin ya bir tane geldiği ya da hiç peçetesiz sadece masada bir su bardağına yuvarlanıp konuşmuş kağıtlarla karşılaştığınız. dükkanlar yanyana olmasına rağmen ".....1" ".....2" ".....3" gibi sıralanan lokantalarda belinde masadan pis bezle gezen abilerin ağzından dökülen söz.
ege kayacan'ın tarifini bulmuş olduğu vakit.
kargaların boklarıyla içli dışlı olduğu vakitle alakası olmayan. hatta kargalar ve bokları bir yana zaman kavramıyla alakalı olmayan olay.
eğer başınıza gelmişse yani ezkaza ereksiyondan önce uyanmışsanız bütün günün berbat geçeceğine en büyük dalalet.
üzerinden bayaca zaman geçmiştir. belki çok büyük kavgalar edilip ayrınılmıştır, belki iki tarafta kabul etmiştir bitişi. ama yine de üzerinden zaman aşıp geçmiştir. siz geçirdiğiniz güzel günleri sadece içki masasında yad ediyorsunuzdur. onunda o güzel günleri hala saygıyla andığını umarak. ne bir telefon kalmıştır artık hatırda. ne ona ulaşabileceğiniz bir adres. çok defa kuşkulanıp acaba iyi mi diye elinizi uzandığınızda her şeyi yaşadığınız şehirde bile bulamamışsınızdır bazen. ve en sonunda bir mail gelir. içinde halden hatırdan bahseden. sonunda değiştirdiği mail adresini tanımanız adına adı eklenmiş. ve size o mailde adınızla hitap etmiş. belki yıllar yılı, belki aylarca, belki sadece bir gün yaşamışsınızdır ilişkiyi. ama o hangi zaman dilimiyse artık ağzından çıkan kelimelerle aklınızda kalmıştır. şimdi o maili gördükten sonra o aklınızın bir ucuna düşer, o zamanlardaki aşkım, sevgilim sözleri bambaşka bir yana. iyi halleride yok değildir ama sadece canım, cicimdir işte. sonra görüşürsünüz belki. boşa gitmez o mail. işte o görüşmede size arkadaşlarınız gibi adınızı söylerek seslenmesi fenadır. alır bambaşka diyarlara götürür. saçmalamamanın, saat sorulduğunda tarihi söylememeye çalışmanın vaktidir artık. dayanılabildiği kadar öğretici, büyütücü bir büyüdür aslında isminiz. hangi ağızdan düştüğüne bağlı.
babaların prezarvatif saklaması en olası yerlerden birisidir vazonun içi. ergen gençler bulduğunuzda üzülmeyin lan siz nasıl dünyaya gelirdiniz yoksa. bu olayı aşmış gençler sizde çalmayın onları gidip alın 3 kuruşluk şey.
evli bir insanın tuttuğu durumda şu şekilde olabilecek sözlük.
16 kasım 09
sevgili günlük bugün yine güzel karımla uyandım sabah sabah gözüme çok güzel göründü ve öperek koklayarak uyandırdım bir posta gittik. sonra kahvaltı ederken yine gözüme çok güzel göründü bir postada kahvaltı masasında gittim. tam işe gidiyordum kapıdan çıkarken iyi güler öpücüğü verdi dayanamadım bir posta daha gittim. aslında işe hiç gidesim yoktu evde kalıp karımla film izlemek istedim ve işe gitmedim. filmdeki sahnelerden etkilenip yaklaştım bir posta daha gittim. duşa girdik ordada bir posta gittim. tabii öğlen ve akşam yemeklerinden sonrada bir posta gittim. gece oldu yatağa girdik sarmaş dolaş yatarken dayanamadım son bir posta daha gittim. ve uyudum.
30 aralık 09
sevgili günlük uzun süredir yazamıyorum sana. çok boşladım galiba seni. son yazdığımda karımla geçirdiğimiz muhteşem günü anlatmıştım. o günden yine aynı muhteşemlikte bir hafta geçirdim. hiç işe gitmedim. sabah akşam karımla postalaştık. sonra telefon geldi. işten atılmışım. bu ve bunu takip eden haftalarda işsizliğin verdiği rahatlıkla her gün 16 kasım ibi geçti. sabah akşam gece sürekli karımlaydım. şimdi yeni yılın arifesinde ağzım açlıktan kokuyor. karım hamile. böyle bir dünyaya yani benim bu boktan dünyama bir çocuk getirmek istemiyorum. açım. borçluyum. birazdan kendimi ve karımı öldürüp kurtulmayı planlıyorum hoşçakal günlük. arkamdan bunu okuyanların "pompadan öldü zavallı" "uçkuru uğruna yazık etti kendine karısına" denmesini istemiyorum. gerçekten çok zevkliydi.
birisini çok seversiniz ya hani. sonra bi ilişki başlar. ne kadar süreceğini bilmezsiniz. onun sizi sevdiğini bilirsiniz. ona güvenirsiniz. o da size karşı aynı duyguları besler büyütür. ama her şey gibi o duygular da bir gün ölür. o duyguların ölmesinin tek sebebi aslında sizsinizdir. ya da benimkinde bendim. her şey benim için o kadar güzeldi ki arayıp sormamak, hesap vermemek, sorumsuzluğun getirebileceği her şeyi yapmak yani. her şeye rağmen uzunca bir süre size olgunlukla katlanması. sonra yine o aşırı sorumsuzlukla "ayrılalım" mesajına kafası en az o mesajı atan kadar güzel olan insanlarla gülerek eğlenerek hiç bir şeyin farkına varmayarak cevaplamak. aradan zamanın geçmesi sonucu yüreğe oturan duygu. tam olarak bu özlemek.
biber dolmasının sadece pilavını yiyen insandır. bende onlardandım. bir gün bi kız arkadaşımın yaptığı dolmayada aynı muameleyi yaptım. bir daha yüzüme bakmadı. işte o gün bu gündür paldır küldür hertarafını yerim dolmanın. çok güzel kızdı be.
bir kaç sefer msnde takılırken arkadaşlardan kız msnsi istedim onlarda verdiler. sonra onlarla konuşurken birisi benim sapkın isteklerimi kabul ettiğini açık ve seçik beyan etti. işte o dakikada sevicimden tepikler attım, monitörü öptüm. tam her şeye hazırdım ki hatuna hiç bir şey yazamaz hale geldim. sağ köşedeki mavi yeşil adamlar kendileri etraflarında yeniden dönmeye başladılar. arada duruyorlar tam açıyorum tekrar dönmeye başlıyorlardı. sabaha kadar döndüler. sabaha kadar onları izledim. artık dayanamayıp uyumuştum. uyandığımda bir hevesle denedim tekrar bağlanmayı. bağlandım. o günden beri bağlıyım ama o kız bağlanmıyor. işte burdaki olay modemin gidip gelmesi durumu. anım bu kadar. ahlaksız isteklerimi kabul edicek sözlük bayanlarına selam ederim.
siyah fon üzerine mümkünse kırmızı ve beyazla yapılmış abzürt şekiller. ve ya grupların yine siyah fon üzerine basılmış albüm kapakları. en ölmedi türkçe kelime esprili t-shirtlerdir.
sevişme bir belediye başkanının ya da onun görevlendiği herhangi bir insanın yetkisinde iki şahit huzurnda ve büyükçe bir güruhun önünde yapılıyorsa meşrudur.
bir dönem mail kutumu ağzına kadar doldurup onları silicem derken aralarında önemli bir çok mailinde gitmesine sebep olan delisaçması maillerdir.
artık bitti ben rahatladım.
düğünler hiç anlam veremediğim mevzulardır. iki kişi sevişecek diye büyük bir kalabalık kendilerini dağıtırlar paralarını saçarlar hiç anlamam. tamam erkek tarafı sevinebilir ama dünyanın neresinde görülmüş mağlup tarafın sevinmesi. sevinci geç bu sevinçten oynaması. kınarım ben böyle babayı.
ilkokulda bir hevesle seçilen ama senede bir kez toplantısına katılınıp unutulan türk eğitim sisteminin saçma çabası.
birde esprilerini yapan bıçkınlar vardı:
+mürteza bi kol seç yavrum.
-kapı kolu hocam ehuhehe.
klüpse onun adı onada bir espri vardı tabii:
+mürteza hangi klübü seçiyorsun yavrum?
-hocam mürteza kanal d çocuk klübünü istiyormuş ehuhe.
sevgiliyle, karınızla ya da sevgilinizin ve ya karınızın hiç tanımadığı birisiyle geçirilmiş bir gecenin sabahında omuzlara çöken ve yataktan kalkmanızı engelleyen duygu.
karşındaki sevdiğinin öldüğünü söylese bile olsa ruhen onunla ilişkinin olmaması durumu.
zorlanılan durumlarda belkide zaman kazanmaya çalışma tekniği.
hem yerel gibi hem değil gibi.
hem batı enstanteneli gibi hem değil gibi.
hem güzel gibi hem değil gibi.
sevsemmi sevmesem mi bilemediğim "yanayım yanayım" adlı şarkıya sahip grup.
doğal bir haktır.
bunu arkadaş ortamında etrafta tanımadık kimse yoksa bağıra çağıra söyleyip, söylenilince prim yaptığını sanmak şeklinde kullananlarda vardır.