bir zakkum şarkısıdır. gerçekçiliğin dibine vurmuştur. her aşk bir cinayettir dediği gibi. başlamadan bitirmek en iyisidir. ama başlamadan da bitirmek yazmadan silmektir.
barışın gelmesini istemeyen iki taraftır. ölümler önemli mi, devletin birkaç askeri ölse ne olur ki değil mi! pkk ise haklarını temsil ettiğini iddia ettiği halkına sefaletten ve ölümlerden başka hiçbir şey verememekte.
ülkenin içine düştüğü bu korkunç durumla ilgili bir ironidir. terör tavan yapmış, bütün komşulardan tehditler alıyorsun, ermeni meselesi ve kıbrıs meselesi unutulmuş, ayrışmalar hortlamış, bencillikler had safhaya ulaşmış, iç borç katlanılmaz hale gelmiş. daha da sayabiliriz de bütün bunlara rağmen akp ne yapsın diyenlere kocaman bir alkış tutarız.
türk insanı, tam da sözlüğümüzün yansıttığı manzaradır. inanılmaz bir türkiye aynasıdır sözlüğümüz. türkiye insanını bu kadar içinde barındıran başka bir köy, kasaba, şehir falan yoktur.
bir yabancı sorsa; türk insanı nasıldır? ona cevap olarak bu sözlük yazarlarını okutmak kafidir. bu halkı bu hale getiren tüm politik uzmanları ve sermaye krallarını tebrik ederim!
türkiye devletinin operasyonları durdurması halinde terör saldırılarının biteceğine dair işareti görmemek aptallıktır. daha halen 'biz devletiz, biz silah bırakmayız' mihvalindeki açıklamalar yapılmaktadır. bunun bir manası yoktur. adamlar izmir'e saldırıyor, milletvekili kaçırıyor ve onunla mesaj gönderiyor. ben bunları yapabilirim diyor ve yapıyor da! devletse halen kendi havasında çalıp oynuyor. durmuyor işte, ne şehit haberleri duruyor ne ölen pkk'lı haberleri duruyor. sonra da bir sürü klişeleşmiş yorum geliyor.
meseleyi tamamen politik zemine götürmek istemedikçe devlet bu sorun çözülmez. önce ölümleri durdurmalıyız. sonra da bu işi politik zeminde çözmeliyiz. bir yandan operasyonlar devam ettikçe bu iş bitmez.
bir insan var çalışıyor, sonra bir banka geliyor diyor ki 'ne çalışıyon, gel bizden kredi çek' diyor. o da koşa koşa gidiyor bankaya. işte o reklamdır. o yasakçı beyinler bu tür vakalarda da işlese ya! vay benim güzel ülkem!
istanbul'un bir semtinde meydana gelen hadisedir. halktan birileri yapılan caminin chp'li birileri tarafından yaptırıldığını iddia edip o camide namaz kılmanın sayılmayacağını öne sürmüşlerdir. vay benim yurdum insanı vay.
imamlar için, hükümetin düşündüğü iyileştirme çalışmalarından biridir. anlamadığım nokta ise şurasıdır; imamlar 5 vakit namaz kıldırmak dışında ne iş yaparlar da bayramlarda çalıştıkları için fazla mesai ücreti almaya hak kazanırlar!
bu ülkede fenerli g.saraylı'ya düşman, yukarı mahalleli aşağı mahalleli'ye düşman, kürt türk'e düşman*, chpli akpli'ye düşman, çoğunluk azınlığa düşman...vs. yani bir insan aynı anda birçok insana düşman olabilir bu ülkede. beraber çatıştığı biriyle başka bir ortamda başka bir davada karşı karşıya gelebilir.
yani herkes düşman!
mehmet metiner adında ki milletvekilinin sabiha gökçen havalimanı adının değiştirilmesiyle ilgili alternatif isim önerisidir. yani muhsin yazıcıoğlu! bu adamın ölümünde birilerinin parmağı vardır eyvallah, eyvallah ancak bu durum bu adamın elini kaç kişinin kanına buladığı gerçeğini değiştirir mi! nasıl bir değermiş ki bu adam ölmeden önce kimse yanına yanaşmazken öldükten sonra cesedinin etrafında pervane olunuyor. bir sürü faili meçhulde parmağı varken kendisinin faili meçhul bir cinayete kurban gitmesi onu ölümsüzleştirir mi! muhsin yazıcıoğlu'nun adının havalimanına verilmesi de nedir! bu nasıl bir tartışma konusudur ki tepsiye konulup milletin önüne getirilyor!
pkk'nın herşeyden öte haklarını savunduğunu ve bağımsızlığı için mücadele ettiğini iddia ettiği halkının geleceği için karşı karşıya olduğu gerçektir. kürt halkının demokratik hakları için gerek mecliste gerekse her türlü sivil hareketle mücadeleye devam edilmesi gerektiğini artık görmelidir. masum insanları öldürerek ve yine masum insanlara evlat acısı yaşatarak herhangi bir bağımsızlık mücadelesinin savunulabilir bir tarafı yoktur. pkk'nın varlığı herşeyden önce kendi halkına zarar vermektedir. türkiye'nin doğusu ile batısı arasında ki farkın kapanması için o bölgenin güvenli bir bölge olması şarttır. sonrasında iş devlete düşmektedir, devlet üzerine düşeni yapmadığı vakit ise o zaman karşısında sivil iradeyi bulmalıdır! türk halkının ise kürt halkını daha sıkı sarması gerekmektedir, onların hakları için bizzat kendisi mücadele etmelidir. tüm ülke topraklarının bu hususta birleşmesi gerekmektedir. ırkların önemli olmadığı her bir bireyin kafasına işlenmelidir! pkk artık durmalıdır!
not: bu çağrı esasen tüm kürtleredir. en ufak bir sempati bile varsa içerinizde bunu bitirin artık! sonra da haklarınız için tüm mücadeleyi verin!
başbakan'ın milli mütabakat adına tüm gazete temsilcileriyle düzenlediği toplantıya bu iki gazetenin çağırılmamasıdır. toplantının asıl amacı terör olaylarının basın yoluyla fazla dillendirilmeyip terörün istemiş olduğu etkinin zayıflamasını sağlamak olarak gösterilmektedir. peki ayrıştırılan bu iki gazete bu milli mütabakata dahil değil midir? onların yazdıkları etki göstermeyecek midir? ya da aslında amaç şu mudur; kendine oy verme potansiyeli olan okuyucuların rağbet ettiği gazetelerin bu olayları fazla dillendirmeyip iktidarı yıpratmaması mıdır! ve o iki gazeteyi okuyanlar ne yapılırsa yapılsın akp'ye zaten oy vermemektedirler fikri aklının bir köşesinde midir başbakan'ın!
düşünce ne olursa olsun son derece demokratik bir uygulama olduğunu savunmak ahmakçadır!
başbakan erdoğan'ın yükselen vergilerle ilgili olarak sarfettiği cümlede ki tahrik edici güzelliktir. cümle aynen şöyle; 'sıgara içme kardeşim, alkolü de az tüket, porsche kullanacağına fiat'a bin'.
ne kadar masum değil mi kurulan bu cümle! adam diyor ki porsche kullanmayın, sıgara içmeyiverin diyor. önce solculuk oynuyor, lüks mal tüketiminin karşısında diklenerek asgari ücretli bir çalışanın gözünde taht kuruyor. sıgara içmeyin diyor, iyi insan rolünü oynuyor. peki az alkol tüketin de neyin nesi?
hepsini geçtik ancak porsche tüketen bir adamdan alınan vergi ile sıgara ve alkol tüketenleri aynı kefeye koyup yapılacak olan zamları aslında toplumun faydasınaymış gibi göstermenin manası nedir?
diğer taraftan porsche'yi kullanma dediğin adamdan porsche vergisi almamış olursun, porcshe vergisi alamazsan da bu vergiyi artırmanın manası yoktur!
sebeplerini alt alta sıraladığımızda hak verilmesi gereken karşıtlıktır. ancak alkolle yatıp alkolle kalkan milletlerde bu tip meselelerin yaşanmadığı bilinirse aslında esas meselenin alkolden kaynaklanmadığı da bilinecektir. ama yine de haklıdırlar kadınlar bu konuda!
dün akşam atv'de yayınlanan 'av mevsimi' adlı filmde polislerin bir gay ile yaptıkları sorgu sırasında gay olan şahsın bunu söylediği anda bu söyleminin sansürlenmesidir. böyle bir ülkede yaşamaktan nefret etmeyelim de gurur mu duyalım!
edit: eksileyenin kurabileceği mantıklı bir tek cümle var mıdır merak ediyorum. *
tsk'nın aldığı vazifeyi yerine getirirken büyük ihmaller yapmasıdır. muhsin yazıcıoğlu'nun ölümüyle sonuçlanan helikopter kazasında askerlerin helikopterin parçalarını sökerken bunun gizliliğini sağlayamaması buna önemli kanıttır!
fenerbahçe teknik direktörü aykut kocaman'ın kayserispor penaltı beklediği pozisyon için yorumudur. peki ya çok beyefendi aykut kocaman bir hafta önceki 'emeğimiz çalınıyor' serzenişini bu hafta için de 'kayserispor'un emeği çalındı' diye neden yinelemiyor?
billur c.yılmazyiğit romanıdır. hayata yeni atılmaya başlamış, pek ideolojik olmasada isyankar bir genç kızın işkence dolu hikayesidir. 'çocukluğumun ak saçları' adlı romanın devamı da denebilir.
ülkenin en özgün yazarlarından mehmet eroğlu'nun 2010 yılında'ki çalışmasıdır. eroğlu'nun romanlarından derlenmiştir bu çalışma. esasen çalışma eroğlu'nun öğrencileri tarafından yapılmıştır!
ve bu kitap hakkında uludag sözlükte bir satır yazılmamış olması sözlüğün kalitesiyle ilgilidir!
tanrı tarafından vadedilen tüm sözlerin yerine getirilmeme ihtimalidir! zaten sorun, tanrının verdiği sözleri tutup tutmayacağını yargılayabilme hakkını kendinde görenlerdedir. tanrı son peygamberi yollamıştır, bitti! yok öyle, sözünden döndü diyelim, ne yapacaksın? hatta cehennemlikleri cennete, cennetlikleri cehenneme gönderdi ne yapacaksın? tanrıyı linç mi edeceksiniz!
odtü'de araştırma görevlisidir. oda tv'de yazmış olduğu yazılar sebebiyle ergenekon sürecinde yalçın küçük ile birlikte gözaltına alınanlardandır. 'hegemonyadan diktatoryaya akp ve liberal muhafazakar ittifak' adlı kitapta önemli katkısı vardır. savcılık kendisininde aralarında bulunduğu kişiler hakkında iddianemyi dün kabul etmiştir. ülkenin ne kadar bataklığa sürüklendiğinin en büyük göstergesidir bu iddianamenin kabulü!
bir ulusa hitaben yazılmış, abartmalarla süslenmiş sözlerdir. her şey bir yana, istiklal marşı'nın sözlerinde bir yere hep takılırım; bilmem kaç yüz yıldır korku o kadar çok sinmiş ki içimize , korkmamızdan korkulduğundan olsa gerek istiklal marşımız 'korkma' diye başlıyor.