Ordunun zirvesinin görevini yapamaz hale gelerek istifa ettiği şu dönemde, hala hükümetin politikasının doğruluğunu savunan asalakların yine görmezden geleceği ancak bazı duyarlı kesimin içini yakan haberdir.
ciğerimiz yanıyor hergün, sayı hiç fark etmez 1-3-5-13 ya da 33 yeter artık bırakın şu itleri kollamayı... aposuymuş bilmem nesiymiş adamları mecliste besliyoruz amk. diri diri yakasım var topunu.
abisi ilk kalp krizinde 42 yaşında ölmüştür, bırak babanın ağlamasını, dedenin kalbine vura vura ağladığını görürsün... yıllar geçsede o sahne hiç gitmez gözünüzün önünden, aradan yalnızca 3 yıl geçer bu defa dedeniz ölür kalp krizinden. babanız tek başına ağlar... 13 yıl geçer hala ağlar... sonra babanız ağır bir kalp krizi geçirir sen yoğun bakımın kapısında deli gibi ağlarsın, ağlamak yetmez tüm eklemlerin istemsizce titrer amcan gibi, deden gibi korkarsın babanı kaybetmekten...
başlığı açana sorarım 7 şerefsiz ne için dağlardaymış, ne için kendi askerine kurşun sıkmış, onlarda barış için mi öldürmüşler mehmetçiklerimizi sorusunu akla getirir.
-Hala yalnız mısın? -Sadece özgür;
-Peki mutsuz?
-Sadece alışmış;
-Peki ya aşık?
-Sadece eksik;
-Peki ya sen;
-Hala bekliyor musun?
-Beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız;
-Peki ya umut?
-Umut;
-şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız...'
yürek acısıdır
ciğer yakar
bütün gece şehit aileleri düşünülür, o bölgede askerlik yapanlar ve aileleri düşünülür
sabaha kadar uyunmaz, şerefsizlere küfür edilir ama yetmez, hiç uyunmayan uykudan kalkılır, gözlerden yaş süzülürken balkona evde mevcut en büyük bayrak asılır, tekrar düşüncelere dalınır yıllar önce bu boyda bir bayrağa sarılı dayının cenazesinin evin ortasında yattığı hatırlanır,bayrak sıkıca kucaklanır koklanır öpülür, balkonda dalgalanmaya bırakılır, insanın yüreğine taş oturur taş.
çok acıyan yüreği kanatan objelerdir
yıllar önce adı ben de saklı çok sevgili sevgili bir yüzük hediye etmiştir... hala durur. bazen parmağa takılır ve uzun uzun ağlanır.