meşhur atasözümüzde de dendiği gibi "boş mezar bulsa girecek pez*venk" cümlesinin adım adım gerçekliğe doğru gidişini gösteren haber. adamlar satın alma fikrini seviyor, ne adlıklarına çok bakmıyorlar bence.
vücudunun başka herhangi bir yerine dövme yaptıran kızdan farkı olmayandır. sen göremiyorsun diye bok atmanın da saçma sapan ifşalar yapıştırmanın da anlamı yok.
dünya üzerinde bir elin parmağıyla sayılacak edebiyatçıların başında gelen büyük usta. kitap okumaya onun kitaplarıyla başlamıştım, şimdi fark ediyorum başlangıcı nasıl doğru bir yerden yaptığımı. yaptığı betimlemelerle insana çukurovayı bile sevdiriyor yeminlen.
köpeğe temas edilince abdestin bozulduğunu öğrendiğim mezhep. bu yüzden kocaman parkta koşa zıplaya oynayan köpeğimin sırf "inanca saygıdan" tasmasını takmak zorunda kalmıştım.
sesinde fazlasıyla tasavvufu hissettiğiniz ve youtubede minimalizm üzerine videolarına denk geldiğim adam. her an videoyu ilahi ile bitirecekmiş hissiyatı veriyor insana.
az insan, az eşya, az sorun genel olarak bu yaşam tarzının özetidir. bununla ilgili youtubede şöyle de bir adam var, tavsiye edilir.
(bkz: hikmet anıl öztekin)
ektiğini biçemeyen, umduğunu bulamayandır. yalnızlık çökmüştür, canı sıkılmıştır, bir kaç güne toparlayıp geri gelecek ve kaldığı yerden devam edecektir.
ineklerin kutsal sayılması kadar "mantıklı" bir eylemdir. etrafında dönülen taşın da hangi topraklarda olduğu ve eylemin hangi dönemde yapıldığı ise çok mühim değildir. söz konusu şey taştır ve yapan da insandır.
aile ve yaşadıkları toplumdan aldıkları kadarıyla var olan dünya görüşü ve zihniyeti muhafaza etmeye çalışıp, yeni dünya güncelleştirmelerine karşı direniyorlardır. o duvarların da yıkılacağı konusunda zamanın çok yakın olduğu kanısındayım zira aşağılardan gelen yeni nesil hep deistmiş geliyor bana. (bkz: yani bence öyle)
çalıştığım yerde çok defa karşılaştığım saçmalık. bilgi vardır veya yoktur, 1 veya 0. çok zor değil. emme basma tulumba gibi her şeye kafa sallayıp, 2 dakika boşlukta ağzının salyalarıyla "google amcaya" yazıp öğrenmeye çalışan insancıklar. yapmayın öğrenmek de bir erdemdir.
baskıyla büyüyen bireyin bastırılmış duygularını içinde yaşadığı şeylerin karşıt maskesi altında yürütmesidir. bir saatten sonra da hayat kısa kuşlar ötmeyecek 3-5 seneye deyip yardırmasını da yadırgamamak lazım.