Bunlar böyle önem sırasına göre model modeldir. Hava alanlarında özellikle Yurtdışı çıkış kapısındakiler ultra hassastır. Onun yüzünden çizmemi çıkartmıştım.
Giderken biraz zırvalayım derken fazla derine inip melankolinin zirvesine çıktım. Kolay değil sevdiklerimden ayrılmak. Beklediğimden zormuş. Ben akıllanmam sanırım, yine güvenmek için sebepler bulurum yeni yetmesinden.
Git ve bir daha gelme! Tesekkur etmeyi sevmezsin bilirim ama sen giderken yine de minnet borçlarını dağıt git!
Var ile yok arasında kalan araftaki umudum... bu umut seninle hayat buldu tekrar. Düştüğü yerden hayallerimi kaldıran cesaretini korusun rabbim, hep lazım olacak zira.
Ne çok şeyi geride bıraktık. "şizofrene bağlamasak bari ondan korkuyorum" derken aslında seni burada bırakacak olmamın verdiği telaşı anlatmaya çalıştım.
Ben giderken şimdi mecburiyetimin ardına, senin affına sığınarak gidiyorum.
Hayatın getirdiklerinden çok götürdüklerine bakarak gidiyorum. Olsun biz de bizde kalmadık ki!
Iki dusuncenin arasindaki uzakliklik ya da yakinlıklarını ölçmeye hangi ölçü biriminin gücü yeter ki?!
Beynimin kalbimin içinde en derinindesin, hayat ne getirirse getirsin asla unutma!
Artık gözün arkada değil. Şimdi gidiyorum. Belki bu kadar sık gorüşemeyecegiz ama bir yolunu buluruz her zamanki gibi.. ve her zamanki gibi dipdibe, yanyana..
Elllerin yeni yetme aşklarına, yalanlarına dolanlarına inat tertemiz ruhuna, varlığına minnet borcum olsun tanrıya!
Sen şimdi buralarda yoksun, ben gidince gelmiş olursun muhtemelen.
Yalnız bıraktın gittin ama geleceksin önemli olan bu biliyorsun.
Ne istediğini bilmeyen dahası seni de bilinmezliklere sürükleyen insanların hayatlarında gergef olmaktansa, onların yok oluşunu, kat kat yalanlara sarılıp sarmalandıklarını izlemek daha fazla tecrübe sahibi yapar insanı.
Onun bunun ruh çöplüğünde karga olmayı kendine görev edinmiş, ciğeri beş para etmez insanların ne lisanı bize uyar ne insanlığı.
O sebeptendir şimdiki gidişim. O sebeptendir sığamayışım.
Aynı terhanenin çarklarına takıldık parlağım... hayata serzenişim, kardeşim...
Bu defa son galiba. Bu yol bitti. Yanyana değil ama aynı gökyüzünün altında, belki aynı yağmurun altında değil ama aynı hava akımında hep beraberiz.
"Fareye demişler bir metre ilerde, kocaman bir kalıp peynir var. Fare heyecanlanmis, hemen atılacakken, durmus bi düşünmüş: "Ulan demiş, mesafe kısa ödül büyük.. Olmaz o iş."
Istanbul bebek vb yerlerde oldukça iş gören bir meslek grubu olmasına rağmen arabalarda neden bu kadar sert sürüş sergilediklerini anlayamadığım insanlardır. Gidip geldiği mesafe o kadar kısa ki; yanıma geldiğinde o acı fen sesinin nasıl çıktığını kavrayamadık.
En kötü tarafı poşet taşımaktır.
Kadınların erkeklerle alışverişe çıkmasının en büyük nedeni poşet taşıtmaktır bence. Alışveriş yapmaktan bile hoşlanmayan biri olarak poşet taşımak bana o kadar elzem geliyor ki! Allahtan yanımda babam var. Taşı baba!
Tunalı hilmide güzel bir ambiansı olan cafedir. Sevdiğim yerlerden biriydi. Girişi biraz yüksekçedir. Ismi, "sahibinin stockholmde yaşamasından mütevellit konulmuştur" diyorlar. Ben onların yalancısıyım.
Insanın kendinden hiçbir zaman kaçamayacağını belki 200, belki de daha fazla kişiye anlatmış biri olarak, bütün terzilere buradan selam ediyorum.
Harbiden kendi söküğünüzü eşiniz dostunuz mu dikiyor? bana bir beceriksizlik durumu mu hasıl oldu bilemiyorum.
Bütün gün boyunca elimde lilyumun fotoğrafı, tüm çiçekçileri gezdim dolaştım. aradığımı bulamadım bulamıyorum. bu konuda ne yapacağımı da inan hiç bilmiyorum. çiçekçi mi açsam ne yapsam istediğim şey aslında zor değil, kimse anlamak istemiyor.
Son zamanlarda yaşadıklarıma inat, kağıt kesiği sızıya inat, güvenmeye ve inanmaya devam edeceğim ki; kendini bilmeyen, kendine güvenmeyen ve inanmayan, karşısındaki insanların hayallerindeki kahramanları öldürmeyi kendine görev edinmiş onursuz, gurursuz, kendine, ancak bu dünyanın geri dönüşüm kutusunda yer bulabilmiş insanlar prim yapmasın!
uzaklardan bakınca imrenilesi bir boşlukta süzüldüğünü sanıyor insanlar. oysaki sen kanatların yorulduğu için hava akımlarında, oradan oraya gidiyorsun. he bir de yükseklerden uçarken aslında uzaktan seyrettiğin, özlediğin insanların kucağına düşüvermeyi istediğini kimse bilmiyor mesela. Güçlü görünmeye çalışan ve bunu dikte eden insanlar asıl korkaklardır ve bunu asla kabul etmezler bunu da söyledim mi bilmiyorum.
birinin acılarına şahitlik etmeyi, mutluluğuna şahitlik etmekten çok yeğlediğimi henüz kimse bilmiyor ama ben gelinin yanındaki o kişi olmayacağım. o gün için bir b planı geliştirmem gerek ama önce bir a planı da bulmam lazım.
bugün uzun bir yolculuk yapmak zorunda kaldım. yani en azından 1 saat sürdü. o esnalarda, bana bu yolculuğu keyifli kılan bir sürücü vardı. yanımda tanıdıklar olmasaydı muhtemelen adamı durdurup teşekkür edecektim. babam ara ara neden güldüğümü sordu ama "baba şu adam benimle oyun oynuyor" diyemedim. farkettim ki uzun süredir ilk defa tanımadığım birisini merak edecek kadar çok düşündüm.
bugün o adamla saatlerce yolda gitmek istedim. uzun süredir ilk defa bir şeyi bu kadar çok istedim.
istediğim şeylerin hiç olmayacak zamanlara denk gelmesi de benim isteklerimin laneti olmalı, yoksa bu kadar aksi tesadüfler bir araya gelmez, gelemez. Çıplak, safi kader bu işte!
bence insanların bu dünyaya bırakabilecekleri en önemli miras çocuklarıdır. çocuklar hala tertemiz. zencisi, beyazı, kürdü, türkü, çerkesi... doğru yetiştirebildikten sonra, insan gibi değil insan olarak yaşamayı öğretebildikten sonra dünya yeterince yaşanılabilir bir yer olacak.
Kimse keşke şeytanına yenilmese. bir defa da insanlık galip gelse, ama sonsuza kadar sürse!
bilmem kaç milyon dolar cari açığımızla, hiçbir teknolojiyi üretemeyen, tüketime endeksli yapımızla, neyimizle nasıl güçlü ve büyük olma iddiasını taşıdığımızı bilmediğim ütopyadır.
geniş omuz ve biraz kol kası olmadan pek de bir işlevi olmayan kastır. Görüntü olarak sadece tabi. Protein ağırlıklı beslenme sisteminde çok fazla vakit harcamaya gerek olmadan çıkan bir kastır. Çok da nankördür, sistemli çalışma olmazsa terkediverir.
15 dk ritmli kullanmanız sonucunda kan ter içinde kalacağınız alettir. hareketli ritmli şarkılar, bu aleti kullanmanızı kolaylaştıracaktır. tabi inince 15 dk kendinize gelemezsiniz.