6,5 liralık sigara 8,5 liraya çıkınca doğal olarak insanlar 4 liralık kaçak sigaraya daha fazla yönelecekler. misal kaçak oranı yüzde 5 iken yüzde 20'ye çıkacak, e haliyle vergi gelirlerinde azalma bahis mevzu olacak. sadece bu kadarla kalsa iyi. doğrudan pkk'ya giden kaçak sigara paraları, terör örgütüne ciddi manada kaynak oluşturacak.
adam gibi denetim yapsalar bunlar olmaz, ancak hepimiz biliyoruzki bu ülkede kaçak sigaradan nemalanan baronlar hakim, savcı, emniyet müdürü gibi devlet görevlilerini satın alabilmekteler.
2-3 fatura ödenmeyince mühürlenen ve kablolarından birisi çıkarılan eski model elektrik saatinin açıktaki kablosunu yerine takarak gerçekleştirilen kanun dışı olay. tavsiye edilmez, çarpılırsınız.
en büyük yanlışlardan biridir. kurban ibadetinin ruhuna aykırıdır. öncelikle olay şöyle gerçekleşir: kurban kesilir, derisi yüzülür, sakakatı çıkarılır ve kemikli eti tartılarak, önceden belirlenen kilogram fiyatı üzerinden değeri hesaplanır. bu şekilde kurbanın değeri kestikten sonra belirlenmiş olur. bu olay tamamen yanlıştır. böyle bir kurbanın allah katında kabul edilmesi zordur. zira kurban kesmek kasaptan et almak değildir.
sık yapılan yanlışlardan biridir. kurban alınıp satılan bir mal olamayacağı için, derisi veya tırnağı bile hizmet alımında para yerine kullanılamaz. kullanılırsa bedeli mutlaka sadaka olarak verilmelidir.
iran'ın da israil'in de uçuk söylemlerini bir kenara bırakıp realiteye baktığımızda farkettiğimiz olay.
israil'in yıllardır iran'a saldırıcam diyip saldırmaması ve karşılığında iran'ın yiyosa saldır diyerek meydan okuması esasen sadece tiyatro olabilir. zira iran halkı artık rejimden memnun değil, halk inanılmaz derecede fakir, insanlar baskı altında yaşamaktan bıkmışlar, seçimler hileli yapıldığından istedikleri insanları seçemiyorlar, zaten ayetullah'ı seçme şansları da yok. şimdi böyle bir halkı bir arada tutmanın en kolay yolu nedir? tabiki korku! halkı düşmanla korkutacaksın, en ideal düşman da israil. israil tehdidi iran halkında korkuya dönüştükçe halk daha fazla kenetleniyor ve özgürlük davasını bir kenara bırakma eğilimine giriyor. bu şekilde iran rejiminin ömrü uzamış oluyor.
israil de aslında iran'dan rahatsız değil. israil ortadoğu'daki sünni güçlerin(türkiye, mısır) yükselişini şii iran'la dengeleme peşinde. bunun için israil'in iran'la savaşmasını asla beklemem. israil'in hedefi şii'lerle sünnileri birbirine düşman etmek, temelde iran'la türkiye'yi savaştırmaktır.
mesela suriye'de kimse israil'in muhalifleri desteklediğini söylemesin. israil kesinlikle beşar'ı destekliyor. mısır'dan sonra suriye'nin de müslüman kardeşlere geçmesi israil'in hiç ama hiç istemediği bir şey olurdu. beşar'ın hâlâ devrilmemesinin arkasında yatan asıl sebep de budur, israil ve iran beraber olup beşar'ın kalması noktasında uğraşmaktadırlar.
bu yazılanlar bazılarına uçuk gelebilecektir ancak olayların gazetelerde yazıldığı gibi gerçekleşmiyor oluşu sizi şaşırtmamalıdır.
28 eylül 2012 hürriyet gazetesi manşeti ile başladığını algıladığım hain plan. manşette "iyilik meleği"(!) abdullah öcalan'ın terör örgütü pkk'ya çok kızdığı ve bir an önce geri çekilmesi gerektiği açıkça belirtiliyor. buradan varılmak istenen nokta, abdullah öcalan'la anlaşırsanız pkk sorununu bitirirsiniz algısı oluşturmak. bu daha önce defalarca denenmiş ve her seferinde apo piçinin yalan söyleyip devleti kandırdığının bilindiği halde tekrar böyle bir şeye girmek aptallıktan öte düpedüz hainliktir. öcalan'la masaya oturmak hiç bir şey ifade etmez, pkk'nın içindeki israil, suriye ve iran ajanları zaten pkk'yı istedikleri gibi yönetiyorlar. öcalan da bunu bildiği için bu ajanların yapma dediğine yap diyemiyor.
sonuçta adam dağa çıkmış karakol basıyorsa bu adamı öldürmen en olağan çözümdür. başta 200-300 kişilik elebaşı grubu olmak üzere bunların önemli elemanları yok edildiği takdirde zaten pkk'nın yaşaması mümkün değil. insansız hava araçlarıyla kuzey ırak'taki kamplarında bunlara soluk bile aldırılmamalıdır. türkiye içindeki kck uzantıları tamamen temizlenmelidir. bunları yapmadan atacağın her adımda daha şımarık taleplerle gelmeleri ve işi yokuşa sürüp taşeronluk yapmaya devam etmeleri kaçınılmazdır.
bununla birlikte kürtlere eğitim hakkı dahil her türlü hak verilmelidir ama bunun insan öldürme makinesi haline gelen pkk'yla uzaktan veya yakında bir ilgisi bulunmamaktadır.
herkes soruyor, "özel yetkili mahkemeler kaldırıldı, bölgesel ağır ceza mahkemeleri kuruldu ne değişti?" cevap veriyorum, tek değişen, bürokratların (belediyeler dahil) yolsuzlukten yargılanabilmesi için üst makamdan izin alınması şartı getirildi.
sayın başbakanımız recep tayyip erdoğan farkında olmadan böyle bir şey yapmış olamayacağına göre çok açıkki, özel yetkili mahkemelerin ak parti'li belediye ve bürokratları soruşturacağından korktuğu için böyle bir düzenlemeye gitti.
özel yetkili mahekemeler cemaatin elinde olduğundan, ak parti ile cemaatin karşı karşıya gelmesinin belki de en büyük sebebi buydu.
görünen o ki, cemaat; ergenekon ve balyoz gibi derin devletle alakalı konuların kendisine bırakılması karşılığında, hükümetin yolsuzluklarını soruşturmamayı kabul etti.
tabii vatandaşımız tayyip erdoğan'ı ve ak parti'yi sütten çıkmış ak kaşık gibi gördüklerinden hükümetin ve bürokratların yolsuzluk yapmayacağına inanıyorlar ve oy vermeye devam ediyorlar. aslında alternatif parti olmaması da ak parti'nin oy yüzdesini arttıran etmenlerden...
ak parti'ye oy veren arkadaşlar, ak parti'ye oy vermeye devam edin ama ak parti'li bürokrat ve belediyelerin yolsuzluk yapmadığını söylemeyin. yolsuzluk yapmasalardı bu zırhı getirmezlerdi.
bu olayla birlikte ergenekon ve bazlyoz gibi çete davalarından tutuklu 800 şüpheli bir anda salıverilecek ve türkiye'de büyük bir kaos ortamı oluşacaktır.
artık türkiye'de derin devletin bitirilmesi, 28 şubat ve 12 eylülde işlenen binlerce faili meçhullerin aydınlatılması imkansız hale gelecektir.
bunu akp'nin yapıyor olması akla "işin içinde akp de mi var?" sorusunu getirmektidir.
eğer akp hakikaten özel yetkili mahkmeleri kapatıp ergenekon ve kck sanıklarını salarsa bilsinki bu millet enayi değil, işin içinde akp'nin de olduğunu anlar ve artık bunlara oy moy vermez.
en azından kendi adıma söylemem gerekirse bir daha asla bunlara oy vermem ve çevremde (akraba ve arkadaş) bulunanlara da akp'ye oy verdirtmem. nitekim annem babam ve kardeşlerim her seçimden önce kime oyverelim diye bana sorarlar.
tabi inşallah akp böyle bişey yapmaz da bunlar gerçekleşmez.
arkadaşlara soruyorum "lotodan 5 milyon lira çıksa ne yaparsın?" diye, nerdeyse hepsi işi bırakırım, okulu bırakırım, ev alırım, araba alırım, yan gelir yatarım diyor. arkadaş böyle mantık olur mu! bugün 5 milyon değil 5 milyar lirası olan adamlar senden benden çok çalışıyor. çalışmadan; o parayı bırak toruna bırakmayı, kendine bile yetiremezsin benden söylemesi.
asla iki güzide kurumumuzu karşılaştıracak değilim ama son tahlilde artık bazı şeylerin söylenme zamanı geldi de geçiyor.
özellikle son 10 yılda polisimiz özellikle "teknik takip" konusundan inanılmaz yol katederek adeta faili meçhul tek bir cinayet bile bırakmamışken*; elinde her türlü teknolojik imkan** bulunan askerimiz maalesef polisimizin gösterdiği gelişmeyi gösterememiş, hatta bırakın gelişmeyi büyük bir geri gidiş yaşamıştır.*** bu geriye gidişin sebepleri mutlaka masaya yatırılmalı ve askerimizdeki organizasyon bozuklukları giderilmedir.
her şeyi madde ve haz gören uluslararsı kapitalizmin medya yoluyla bize dayattığı çarpık değerlerin bir neticesi. artık iş öyle bir boyuta geldiki, eğer burdan dönebilirsek dünyanın hakimi oluruz.
eğer chp ve bdp ısrarla boykota devam ederlerse rte'nin yapabileceği en mantıklı şey genel seçim kararı almak olacaktır. yakında hep tartışılır bunlar.
