3 tl'lik komedi kitabıyla yarışma kazanmış! kardeşim kitap beleş de olabilir, önemli olan anlatabilmek. yiyosa sen anlat, istdiğin kitabı kargoyla adresine göndericem.
cem yılmaz'la karşılaştırıp adamı küçük görenler var. kardeşim cem yılmaz 15 yıldır sahnede, işin orospusu* olmuş, atalay dediğin adam dün bir bugün iki... bunları karşılaştırırken biraz da buna bakmak lazım. önemli olan potansiyel, bence atalay'da da önemli bir potansiyel var ve ilerde daha iyi yerlere gelecek gibi görünüyor.
ha bugün, ha yarın; sonuçta öleceksin. o halde şimdiden ölü sayılırsın. yaşaman hiçlik. allah'tan başka her şey fâni ise allah'tan başka her şey hiçliktir. şâyet allah insanı ebedî surette yarattı ise insan onunla değer kazanır ve hiçlikten kurtulur.
demekki allah'a inanmayanların nihilist olması tek çıkar yol.
olacak olanla, şu anda olan aslında aynı şey; sadece zamanları farklı. bu kısmı algıladıysan gerisi gelir.
karşımda çırılçıplak esmer bir kadın var. çok güzel değil ama idare eder. gariptir, kadını arzulamıyorum. arkamdan bir adam kollarımı mengene gibi sımsıkı tutmuş, bırakmıyor. halbuki kadına bişey yapacak değilim.
"eşek hoş laftan ne anlar" diye uydurma bir söze evrilmeye çalışılan yüzyılların sözü. 50 yaşındaki babam, 75 yaşındaki dedem ve dahi tdk bile sözün doğrusunun bu olduğunu onaylıyor.
portakal aromalı gazlı içecek demesinden daha makul olduğundan çok da saçmalık değildir. portakal suyu dese, gazsız olur, fanta, yedigün dese marka... en iyisi sarı koladır. net.
6,5 liralık sigara 8,5 liraya çıkınca doğal olarak insanlar 4 liralık kaçak sigaraya daha fazla yönelecekler. misal kaçak oranı yüzde 5 iken yüzde 20'ye çıkacak, e haliyle vergi gelirlerinde azalma bahis mevzu olacak. sadece bu kadarla kalsa iyi. doğrudan pkk'ya giden kaçak sigara paraları, terör örgütüne ciddi manada kaynak oluşturacak.
adam gibi denetim yapsalar bunlar olmaz, ancak hepimiz biliyoruzki bu ülkede kaçak sigaradan nemalanan baronlar hakim, savcı, emniyet müdürü gibi devlet görevlilerini satın alabilmekteler.
bunlardan biri var bizim işyerinde, eleman sürekli sözü kuran'a getiriyor ve inanmadığını belirtme ihtiyacı hissediyordu. sözü sürekli buna getirmesinden anladımki elemanınımız bu konuda aç, konuşmak ve gerçekleri öğrenmek istiyor. nerdeyse 3 ay boyunca nerde karşılaşsam bu mevzuyla ilgili hissî ve ilmî bildiklerimi söylemeye çalıştım. tartışmaya girmedim. hep alttan aldım. zaten allah'a inanıyordu ama dinlere inanmıyordu. sonuçta eleman kuran'ın allah kelamı olduğuna inanmak üzere. birkaç ay içinde tam olarak inanacağını düşünüyorum.
kuran'a beşer kelamı diyenler kuran'la ilgili dolduruşa gelenlerdir. bu konuyla ilgili yazılan propaganda kitaplarını okuyup gerçeklerle aralarına blokaj koyarlar. gerçekleri duyduklarında ise asla dinlemezler. bu tip insanları dinlemek gerekir, dinleyeceksinki ileriki zamanlarda anlatacaklarını da o dinlesin.
ancak esprisi yapılır zannettiğim tanga meğer gerçekmiş. bizim balkona düştü. pembe bişey, yanında geceliğe benzer şeffaf bi şeyle birlikte... 2 ay filan balkonda durdu, çıkıp almadım. en sonunda yok oldu, rüzgar mı attı ne olduysa artık.