teyze oluyorum. sana en güzel oyuncakları alacağım, hiç bıkmadan saatlerce oyunlar oynayacağım. haftasonu beni erken saatte kaldırabilen tek güçsün sen. şuan bir ismin yok ama seni çok seviyorum. hayatta seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacağım. birincil ailenden sonra yanında teyzen olacağını bileceksin.
özlemenin tatlı bir hüznü vardır. eski günler ansızın aklına gelince hafif bir tebessümle merhaba dersin onlara. için ısınır... daha sonra bunların 'artık' bir anıdan ibaret olması, o günlere tekrar geri dönemeyecek olmanın çaresizliği seni dalgın gözlerle uzaklara baktırır. arkadaşının ne dediğini anlamazsın bile. tıpkı bir film gibi, unutmamak için tekrar tekrar en ince ayrıntısına kadar başa sararak hatırlamaya çalışırsın. bu güzel günleri yaşadığın için mutlusundur fakat tekrar yaşayamayacak olduğun için aklına geldikçe hüzne boğar. şu sıralar bolca hissettiğim duygu, özlem. bu akşam sokaklarında dolaşmak istedim mersin...
hayat, tabağına bir şeyler koyuyor ve sen istemem diyemiyorsun. bazı şeyleri kabullenmeyi öğreniyorsun. mesela çok istediğin bir şeye asla bütünüyle sahip olamıyorsun. ucundan köşesinden yetinmekle kalıyorsun. asla tatmin etmiyor seni, ona ulaşmak için kurduğun hayaller harcadığın enerji seni vazgeçmekten alıkoyuyor. hayat, tabağına ne koyuyorsa kabulleniyorsun işte. bazen öyle bir noktaya getiriyor ki seni ne ilerleyebilirsin ne geri dönebilirsin. ne elindekileri kaybedebilirsin ne de onlarla yetinebilirsin. kısır bir döngü gibi. mutluluğun peşinden koşup asla ona ulaşamamak gibi. ulaştım sanarken bir bakmışsın daha çok yol kat etmen gerekiyor. yolun bilinmezliği ve uzunluğu seni ürkütsede sonunda ne olacağını merak ediyorsun. sağ cebinden eksik etmediğin umutların devreye giriyor. 'ilerde güzel günler vardır belki.' ama ilerisi çıkmaz sokak. kaybolacağını bile bile yürürsün bazen. daha önce de kayboldun, yolu buldun. olsun. yine kaybol, yine bulursun. hayat kısır döngüden ibaret ve ben sıkışıp kaldım. tatlı bir umursamazlıkla kaybolmaya devam ediyorum. belki o yolda benim gibi kaybolmuş insanlarla karşılaşırım, belki yolumuzu buluruz. belki sağ cebimizde ki umutları bölüşürüz. dedim ya belki, mutluluğa ulaşırız.
istisnasız hepimiz yaşamışızdır. ayrıca her insanın yaşaması gereken bir şey olduğunu düşünüyorum çünkü insanı olgunlaştıran şeyler bunlar. fazla söze gerek yok birini tanıdığını düşünürsün aslında bir yabancıdan farkı yoktur, iyi biri dersin orospu çocuğu çıkar. bu işler böyle olur kimseye güvenmemek gerek.
bu ülkeye takılan bir çelme daha. ohal ayağına sizden yana olmayanları bir güzel susturuyorsunuz. özgür basına dahi tahammül edemeyen bir devlet düşünün. artık tek yumruk olma zamanı geldi. yüzyıllardır tarihe adını altın harflerle kazımış türk halkı, diktatör rejimide yerle bir etmesini bilir!
edit: 'eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen ben size hiçbir şey öğretememişim demektir.' mustafa kemal atatürk.
katılacağım önermedir. bu paket bittikten sonra gidip tütün alacağım. alkolden de vazgeçebilirim. içmezsek ölmeyiz herhalde? banka işi yaş. maaşım zaten bankaya yatıyor eve koysam üç gün sonra bulamam. yeni ayakkabı almam lazımdı sanırım geçen senekilerle idare edebilirim. eğlence konusunda arkadaşlarımı örgütleyebildiğim kadar örgütlerim. mekana vereceğimiz parayla mis gibi bir hafta geçiniriz. iş yerinede evden yemek götürürüm hem daha sağlıklı. aslında mantıklı önerme lan. gelsenize?
gerçekten canımın yandığını hissediyorum. uzun zamandır iyiydim yani öyle olduğumu düşünüyordum. fiziksel olarak göğsümün ortasında ki ağrıyı hissedebiliyorum şuan...