kuroro
-143 (erman toroğlu)
on birinci nesil silik 4 takipçi 755.29 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    insanın kıyafetlerini sahiplenmesi

    1.
  1. gerçekten enteresan bir durumdur. burada öyle alelade bir sahiplenme söz konusu değildir. yani alışmışlığın dışında sevişmişlik de vardır. bütünleşmek, benimsemek vardır. bazı giysilerinizi paylaşabilirsiniz kardeşinizle, arkadaşınızla falan ama bazısı vardır ki o sadece size hastır, asla paylaşmazsınız.

    o giysilerin üzerinde yaşanmışlık, kader ortaklığı vardır; teniniz vardır, kokunuz vardır. adeta karakteriniz ona da geçmiştir. benim gri bir tane badim var ki onu kendim gibi severim. o ben demektir çünkü. beni ifade eden, benden bir parça. o yanımdaysa evde de olsam yurt odasında da olsam fark etmez; ama dolabımı açtığımda onu görmeliyim.

    görüyorsunuz ya, o kadar yalnızız ki kıyafetleri dost belliyoruz. ah dünya, sen nelere kadirsin! ey tanrım, bunu bizlere neden yaparsın? kurban olayım sana.
    1 ...
  2. zalimi de mazlumu da öldürmek

    1.
  3. ivan gonçarov'un bana kazandırdığı bir deyim.

    onun kitabında bu olay, bir çocuğun, örümceği ve onun dişleri arasında çırpınan sineği ezmesi şeklinde geçse de, belki de asıl kastedilen; tanrının insanlara karşı ayırt edici olmayan tavrı, tüm insanlığı ölüme mahkum edişidir.

    "Tanrı gönlünce yaratır da her şeyi
    Neden ölüme mahkum eder hepsini
    Yaptığı güzelse neden kırar atar
    Çirkinse suçu kim kime yüklemeli?."

    ömer hayyam.
    4 ...
  4. system error tarzı entry girmek

    1.
  5. hemen şimdi denemek istediğimdir.

    üniversiteye yeni başlamıştım. oryantasyon günüydü. utangaç biri olduğumdan dolayı amfide en arkalara oturmuş, olan biteni izliyordum. hemen iki sıra yanımda da uzun saçlı bir kız vardı, pek dikkat etmemiştim. ta ki bana 'bu açılış konuşmaları da ne sıkıcı dimi?' diye laf atana kadar. ben de 'evet, hoş geldiniz falan muhabbeti yapacaklarını bilsem gelmezdim' diye cevap verdim. kız 'bölümde yeniyim ama bu okulda 2.senem, istersen sana etrafı gezdireyim' diye karşılık verince ben de iyi madem bana uyar dedim ve amfiden çıktık.

    kız ilginç bir şekilde, hızla binanın üst katlarına doğru çıkıyordu ben de takip ediyordum. herhalde yukarıdan başlayacak gezdirmeye diye düşünmüştüm. en üste kadar çıktık. göz boyamak için birkaç şeyi tanıtır gibi davrandı işte burası bilmem ne odası falan diye. sonra bir anda bakışlarını üzerimde kitledi. ben şaşırmıştım, noldu gibisinden bir mimik yaptım. 'giyimin çok şıkmış gerçekten' dedi. ben de teşekkür ettim. sonra ben bir şey kaçırmış olmak istemiyorum dedim ve birlikte tekrar aşağı inip amfiye girdik.

    biz girdiğimizde sınıf whatsapp grubu kurulması için herkes telefonunu bir kağıda yazıyordu. biz de yazdık. sonra kız bana 'şey, ben ayrıyetten senin numaranı alsam sakıncası olur mu?' dedi. ben de olmaz dedim. kız bozuldu. sonra gülerek 'sakıncası olmaz' diye ekledim. kız güldü ben de güldüm. o an çok şey anlatmıştı bu gülüşler. ve birbirimize göz kırpıp az önce indiğimiz en üst kata tekrar çıktık.

    olaylar gelişti sonra.

    bu hikayenin system error'un hikayelerinden farkı: yüzde 80 gerçeklik payının olmasıdır * telefon numarasını istemesine kadar böyle bir olay gerçekten yaşanmıştır.
    5 ...
  6. evinin salonunu misafirler için ayıran tip

    1.
  7. hiç samimi bulmadığım son derece itici insandır.

    bak şurası kabul, misafir geldiğinde onu daha temiz daha düzgün bir odada ağırlamak gerekir. gerekir gerekmesine de bu senin o odayı kullanmayacağın, kullanmaman gerektiği anlamına gelmez. bazı mallar bu işi öyle bir abartıyor ki inanamazsınız. salonun kapısını kitleyen bile var. lan ben dilediğim gibi kullanamayacaksam (bildiğin öyle yani kural gibi burayı normal zamanda kullanmak yasak) ne anlamı var evin barkın? kendi evimizde bile özgür değiliz aq. ister salonda yatarım ister odanın içine sıçarım. misafir geleceği zaman da toparlarsın olur biter. kendimi kısıtlamaktan nefret ederim böyle tipler için de özgürlük pek bir anlam ifade etmediğinden sorun olmuyor.

    türk kültüründe misafirperverlik önemlidir ama samimiyet olmadıktan sonra hiçbir şeyin anlamı kalmaz. bu bildiğin fake atmak oluyor; evin diğer köşelerinden utanıyorsun buyurun şöyle geçin diyorsun. ben ev sahibi olsam evime misafir gelse dilediğiniz gibi oturun derim hangi odayı seçerlerse, hangi ortam içlerine sinerse oraya geçerler.

    iyi ağırlamak böyle göz boyamalarla olmaz. ben orada rahat hissedemiyorsam, diken üstünde hissediyorsam, isterseler altın kaplamalı eşyalarla dolu oda olsun, kötü bir ağırlama demektir o.
    10 ...
  8. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük