Geçen gün samimi bir dostumla sohbet ettik. Bana dedi ki, artık iş güç sahibi oldun işlerin de yoğun, hayat senin için çok zor olmuştur.
Hayır abi dedim, hayır. Benim hayatımın en kolay kısmı bugünlerim. Benim hayatım devamlı kolaylaştı çocukluk günlerimden itibaren. Bunu söyleyince şaşırdı, neden öyle söylüyorsun dedi. Evet benim için hayat ortaokulda cehennem, lise çok kötü , üniversite de zor geçti. Hepsi için Allah a binlerce kez şükürler olsun.
Hayatın en zor kısmı ortaokul yıllarıdır, sonra lisedir. Gücün hiç kimseye yetmez, sözün beş para etmez, kendini savunamazsın, kendine yetemezsin... Hem başkalarına muhtaç olur, hemde onlardan zorbalık görürsün. Güçsüz, dilsiz, aç, zavallı bir hayvandır çocuk. Bu yüzden çocukluk ve ergenlik dönemi hayatın en zor dönemleridir.
Şanlıurfa da basürü için hacamat yaptıran adamın götüne yağlı bardak kaçtı. Anüsünden içeriye kaçan çay bardağını çıkartamayan adam mecburen Acile götürüldü. yapılan operasyon sonucu götündeki bardaktan kurtulan adamın yüzündeki mutluluk gözden kaçmadı.
Şuanda 20 saat önce yüklediği videosu 9.4 M izlendi ve tr trendlerde yok.
Bunun yanı sıra 14 saat önce cüneyt 'in yüklediği video 1 M izlenmesine rağmen trendlerde 2. Sırada. Bunun yani sıra sedat pekerin videosunu kendi kanallarından yayınlayan 4 den fazla kanalda yine trendlerde.
Youtube keyfî olarak gündemi değiştirebiliyor, bu platformların keyfi olarak videoların görünürlüğünü arttırmasına yada saklamasına engel olunması için gelecekte sosyal medya özgürlük yasaları geliştirilmeli. Sosyal medya mecraları insanları sansürleme yetkisine sahip olmamalıdır.
Dünya üzerinde sadece diktatörlerin böyle anıt mezarları olurken, mustafa kemal gibi bir özgürlük ve demokrasi aşığı hatta vatan sevdalısı olan birisinin böyle bir deyim yerindeyse mabede sahip olması; onun demokrat kişiliğine ters düşmektedir. Kapatılmalı ve yüce ruhlu insanlar misali normal bir mezara sahip olmalıdır.
"WhatsApp bilgilerinizin silinmesi, silme işleminin başlamasından itibaren 90 güne kadar sürebilir. Bilgilerinizin kopyaları ise 90 günlük süre bittikten sonra da olağanüstü bir durum, yazılım hatası ya da veri kaybına neden olan başka bir olay yaşanması durumunda verileri kurtarmak için kullandığımız yedek depolama alanında tutulabilir. Bu süreçte WhatsApp’tan bilgilerinize erişmeniz mümkün değildir."
Hesabınızı silseniz dahi verilerinizin kopyaları artık onlarda saklı durumda...
Muazzam bir konuşma yapmıştır. Malûm başkanı koltuğundan edecek bir konuşma. Açıkçası ben dinlerken utandım utandım. Ben utanırken umarım bazı kesimler de uyanır.
Dünyada açlık sınırına ve günde 1$ ve altı kaç insanın yaşadığına dair istatistikler var. Eğer günlük 2$ - 3$ ve altında gelir seviyesi ölçülseydi türkiye de on milyonlarca insanın olduğu görülürdü.
babamla konuşmayalı 3 yıl olmuştu. koskoca üç yıl. davalık olduk birbirimizle yuvalarımız dağıldı ve üç yıl görüşmeden geçti gitti. geceleri düşündüm düşündüm, sinirlendim üzüldüm. anne, baba yada kardeş... bunlardan yana yüzüm hiç gülmemişti. her zaman bir sıkıntı, bir kavga bir üzüntü olmuştu. bunları düşünüp duruyordum neden acaba? böyle şeyleri yaşamama gerek var mı? bana ne katkısı vardı ki? mesela bende diğer insanlar gibi hergün annemin kurduğu masada beraber yemek yeseydim? beraber oturup beraber kalksaydık? aile olsaydık, aile. çok güzel olmaz mıydı?
yada babamla beraber araba kullansaydık, yürüyüşe çıksaydık ne bileyim beraber olsaydık?
kardeşlerimle hep beraber birşeyler yapsaydık kötü mü olurdu yani?
ama olmadı allah nasip etmedi işte. ve benim babamla iplerimi 'tamamen' kopartalı 3 yıl geçti. 3 yıl boyunca nefret duydum ve kendime acıdım. sonrasında ise bir bayram günü oldu. zamanında bana küçük bir menfaati dokunan arkadaşım için yaptığım büyük fedakarlıklar aklıma geldi. o zaman dedim ki, "yahu ben ne yapıyorum? arkadaşımın bana gösterdiği o küçük fayda yüzünden vefa için herzaman onu kolladım ve kollayacağım. peki babamın bir telefon açmalıkta mı hatrı yok? bu kadar mı üzerimde hakkı yok?"
sonrasında baktım ki ben onu aramak için bahaneler arıyorum. demek ki içten içe bunu çok istiyorum. ve bu ölüme çok yaklaştığım günlere bakınca ölmeden, kendimi öldürmeden önce bunu yapabilirim evet diye düşündüm. ve aradım... açmadı. gece boyu bekledim geri dönmedi. aramadı beni. neden ailemden hiç değer görmüyorum bu kadar mı değersizim diye düşündüm ve sonra dedim ki siktir et hepsinin amk ne önemi var ki?
sabah poğaça alıp kamelyaya oturduğumda telefonum çalmaya başladı. telefon cebimde ve bende poğaça mı yiyeceğim. ben böyle durumlarda telefonumu açmam çalar çalar durur. düşünmeye başladım açsam mı? kim olabilir bu saatte? bizim kızlardır açmayayım en iyisi. ve hayır bakacağım diyerek baktım. arayan babamdı...
oğlum akşam uyumuşum sessizdeydi, iyi misiniz başınıza birşey gelmedi ya dedi. başka telefonlarda aramış kötü birşey mi oldu ? diye sordu. yoo öyle aramak istedim dedim. sanki bunca kötü olaylar davalar, kavgalar, beddualar hiç yaşanmamış gibi. sonuçta o benim babam . bir telefon konuşmasını hakediyor. bundan sonra bizim kızlarla aram ne olur bilemiyorum? yada benimle konuştuğunu çevreye söylerse biz kötü duruma düşeceğiz onu da biliyorum. ama olsun o benim babam ne yapayım.
Öncelikle yunan başbakanı şu şekilde bir açıklama yaptı:
"Kısıtlı bir alana bu kadar çok askeri güç yığıldığında, kaza tehlikesi de ortaya çıkar"
Kaza olabilir diye bir açıklama yaptı sonrasında ise yunan fırkateyniyle bizim fırkateynin kaza haberi geldi. Birbirlerine çarpmışlar? Küçük bir kazaymış sadece. Henüz haberlere düşmüş değil.
Edit: kazanın rodos açıklarında olduğu belirtiliyor. Küçük çaplı maddi hasarlar var.
Youtube da kırmızı asa serisiyle tanıdığım kalite youtube kanalıdır. Maddeciliğin, kendine kendine varolmuştur fikrinin ne kadar ahmakça olduğunun üzerinde duran ve zekice sentezler yapan bir kanaldır. Özellikle felsefeye merakı olan arkadaşların göz atmasını isterim.
mısırla yaptığı sözde anlaşma sonucu türkiye-libya ve türkiye-mısır arası deniz yetki bölgelerimizi gasp/ işgal etmiştir. bu gerçektende görmezden gelinebilecek bir mesele değildir.
aynı bölge üzerinde iki ülkede hak iddia ediyor ve bunun sonucunun ne olduğunu hepimiz tahmin edebiliyoruz. Ve kendi ülkemiz olduğu için demiyorum onu belirteyim; yunanlılar bizim deniz bölgemizi işgal ediyor ülkemiz kesinlikle haklı konumda. ama şu ekonomik şartlarda ne kadar mücadele edebilecek onu bilemiyorum.
Ve sonunda demokrat zihniyetin çabalarıyla islam kahramanı menderes sayesinde ezan serbestiyeti gelir. Müslüman ülkenin müslüman çocukları yıllar sonra ezan sesi duyarlar .
izmirde izinsiz gösteri yapmaya çalışan kalabalık grup polisin ihtarlarına uymuyor, dağılmıyor sonrasında da polise saldırıyor. Benim anlamadığım polis neden müdahale etmiyor neden neden neden? Böyle bir saçmalık olabilir mi ? Adamın omuzlarda elli tane yıldız var, üniforması paramparça olmuş. Cop ile bile vurmuyor eliyle savuşturmaya çalışıyor ??
Kadına el kalkmaz sözü böyle edepsiz bilmem ne ler için değil arkadaşlar. Bunu artık farketmek lazım...
Abi ben bunlara zerre inanmıyorum. Bazı zavallı kadınlarımız vardı kocasından ailesinden şiddet gören onlar tamam. Ama bu yeni tip "örkök şöddötönö höyör" diye devamlı paylaşım yapanlar, ya yalan söylüyordur iftira ediyordur yada olayı çarpıtıyor, büyütüyordur.
Resimdeki kadın belliki motordan bisikletten falan düşmüş allah bilir nasıl oldu ? Ama o bunu tweeter da fav malzemesi yapmış. Önceki paylaşımlarından da böyle bir "mağduriyet" beklediği çok açık. Yazıklar olsun.
Antalyada sara hastası bir genç kardeşimiz krize giriyor ve denizde boğularak vefat ediyor. Sonrasında cesedi kumsalın yanında polisleri bekliyor, çocuk yeni vefat etmiş.
Ve o sırada sağda ve solda insanlar sanki hiçbirşey olmamış gibi eğlenebiliyor, gülücükler saçıyor hiç umursamıyor. Bu olaya allah belanızı versinden başka ne denilebilir? Bu millet bizim milletimiz ha gavur değil bizim öz be öz milletimiz...
Bu diğer Avrupa ülkelerinde yoktur biliyor musunuz? Gelişmiş batı ülkelerinde de yoktur. Geri kalmış toplumlarda vardır bunlar.
Bu benim rol modelime karşı çıktı demek ki haindir. Bu adam ülkenin başkanına itiraz etti haindir. Bu adam farklı düşünüyor, başka ülkelerin ajanı demek ki...
Bu ülkede kemalizm karşıtı kim varsa (ki ülkenin ezici çoğunluğu) hain addediliyor. Allah bu millete akıl ve iz'an versin...
istanbul sözleşmesi 2011 yılında yürürlüğe giren cinsiyetlerin eşitliğinden çok kadına fazlasıyla pozitif ayrımcılıkların yer aldığı bir sözleşmedir. Bu sözleşme ile toplumdaki cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadın cinayetlerinin önlenmesi amaçlanmıştır.
Peki gerçekten kadın cinayetleri azaldı mı? istanbul sözleşmesi kadın cinayetleri için bir çare oldu mu?
Yaklaşık 9 yıldır yürürlükte olan sözleşme sonucunda 2011 yılında öldürülen kadın sayısı 121 iken,
2019 yılına gelindiğinde bu sayı %290 artarak 474 ü bulmuştur. istanbul sözleşmesinden sonra öldürülen kadın sayısı yaklaşık 4 katına çıkmıştır.
Zamanında nasıl ki moğollar dünya yı istila etti hercü merce getirdi. Aynen öyle de bu çinçonlar dünyayı ikinci defa tekrar istila edecekler. Ye'cüc me'cüc denilen kavimler bunu yapacaklar.
Çinin önlenemez ekonomik büyümesini göz önüne alırsak ve aynı zamanda kendi ülkelerinde köleden farksız çalıştırıldıklarını hatırlarsak; çokta şaşırtmaz. Allah yardımcımız olsun. O günler geldiğinde bu entry i alıntı yaparız burada kalsın şimdilik.
Not: çin derken bunların bulundukları "bölgeyi" kastediyorum sadece bir devletten bahsetmiyorum. Ne de olsa hepsi çinli esprisi manasında.
Günümüz kadın cinayetlerinin çoğunu kapsar.
Birisi birisini aldatır sonuç cinayet!
Birisi başkasıyla gönül eğlendirip bırakır, diğeri kabullenemez cinayet!
Zıkkımın kökü olur cinayet!
idam cezası bizleri sonuca götüremez. Asıl sebebi ortadan kaldırmamız gerekiyor. Zina yasaklansın cinayette kısas uygulansın ne kadın cinayeti kalır ne normal cinayet.
Metroda insanların birbirini ezdiği, ağız ağıza gidilen metro görüntüleridir. Önca şikayete rağmen hala sefer sayısı arttırılmıyor, hergün bu şekilde insanlar gidip gelmek zorunda kalıyor ve virüs ibb sayesinde yayılıyor.
Bizden daha delikanlı daha cesur (ve tabii ki) daha demokrattır. Hem başka bir dinin din adamı hemde kurana olan saldırılara karşı çıkıyor. Hangimizde bu cesaret var? Bizde kuranı yasaklayanlara karşı bir söz söylersen vatan haini ilan ediliyorsun...
Camii de cemaat 1.5 metreden daha yakın dursunda onları çekelim diyen 20 tane andaval öküzdür. Adamlar hutbe dinliyor bu hıyarlar cemaatin önünde maymunluk yapıyor?
Bunlar hiç mi islam nedir namaz nedir hutbe nedir bilmez arkadaş bunlar nerenin hıyarı? Çengelköy olmadığı kesin...
Konuyu içkiye çekme ulan bok! içiyorsan senin kendi günahın ben ona birşey mi dedim? Bunu marifet gibi yayamazsınız ama, ki siz 100 yıldır marifet ettirdiniz.
içkiyi marifet ettiniz.
Zinayı marifet ettiniz.
Kumarı marifet ettiniz.
Ailesiz olmayı marifet ettiniz.
Serseriliği marifet saydınız
Sorgulamamayı vatanseverlik cumhuriyetçilik ettiniz. Bunun için kanun bile yaptınız
Allah demeyi yasak ettiniz allah?
Ne ürettiniz lan 1 asırdır ne??
islam medeniyetiyle bu millet dünyaya hükmetti sizinle tek yaptığımız bayrak ipi oldu ulan?!?
Interreg Volunteer Youth (IVY) programı, 2017 yılında Association of European Border Regions (AEBR) tarafından başlatılmıştır. Bölgesel işbirliği kazanımlarının desteklenmesine ve projelerin uygulanmasına yardımcı olmak amacıyla European Solidarity Corps programının bir parçası olarak Avrupa Komisyonu tarafından desteklenmektedir. Projeler 18-30 yaş arası gençlerin deneyim kazanmasını sağlamaktadır.
Gönüllünün projeye katılım süreci en az 2 ay en fazla 6 aydır. Gönüllüler, yerleştirildikleri süre boyunca günlük en az 19€ ila maksimum 26€ finansal destek alırlar (sadece iş günü başına değil, hafta sonları ve tatil günleri de dahildir). Finansal destek gönüllünün gideceği ülkeye ve projeye göre değişiklik göstermektedir. Konaklama kirası gibi belirli bir masraf doğrudan kurum tarafından ödenmemektedir. Ev sahibi kuruluş seyahat masraflarını karşılamaktadır.
Projeye AB üye ülkeleri dışında aşağıdaki ülkeler katılabilmektedir:
isviçre
Avrupa Ekonomik Alanı (EEA) içerisindeki bazı ülkeler: Norveç, Lihtenştayn, izlanda
Sınır Ötesi işbirliği Programına (IPA-CBC) katılan bazı ülkeler: Sırbistan, Kuzey Makedonya, Bosna Hersek, Karadağ, Arnavutluk ve Türkiye
Sınır Ötesi işbirliği Programına (ENI-CBC) katılan bazı ülkeler: Cezayir, Ermenistan, Belarus, Gürcistan, Mısır, israil, Lübnan, Filistin, Moldova Cumhuriyeti, Rusya, Tunus ve Ukrayna
