efendim şimdi bu kızların böyle beğenilme egoları vardır. o yüzden bir erkeğin ondan hoşlandığını hele bir de o erkeğin ağzından duyarlarsa kendilerinin beğenildiklerini düşünüler. egolarını tatmin ederler. o erkekçeğiz ile ilgilenmeseler bile onunla iletişimini koparmayarak bir bakıma oyun oynarlar, egolarını doyururlar.
özellikle erkeklerin büyümeye başlayınca evde kendi otoritesini kabul ettirme bağlamında bazı düşüncülerinin, hallerinin, hareketlerinin babasının otoritesi ile çarpıştığı noktada, bu bağlamda *
şimdi öyle bir film yaptın ki, sana oskar verdiler. sorun şu ki oskarı alan bu arkadaş yeni bir film çekmek için kaynak bulmak istiyor ve aklına aldığı oskar geliyor. işte tam da burada yönetmenin kendine sorduğu soru şudur: oskar heykeli satılır mı?
aşkın namlusunda susturucu takılıdır. olan her şey sessizce olurken sadece siz içinizden hiroşimaya atılan bombanın çıkardığı sesi duyarsınız. sonra bik bik bik. ne kadar da emin konuştum.
hepimizin üstünde yaşadığı, kimin kimin üstünde olduğunu bilmediğimiz, birilerinin uyumaya hazırlanırken birilerinin daha yeni uyandığı o koskaca dünyamız, fotoğrafta bir toplu iğne başı kadar görülmektedir. ironiktir.