show tvde magazin programı sunan ve aynı zamanda evcilik oyunu programındaki oyunculardan biri,yakışıklı maçodur.aklı başında biri olduğu kurduğu cümlelerden anlaşılıyor.diğerleri gibi laylaylom değil,tataaaam diye partneri bahara sürekli sürpriz yapıyor,sevilesi.sanırız ki partneri bahara aşık oldu yada aşırı derecede iyi rol yapıyor,konuşurken o bakışlar nedir öyle.ah mert ah
sıkışmışsınızdır tuvalete girersiniz tam rahatlicam diye kendinizi salarsınız ki o da ne,fotosel denilen düşman sizi orada yakalar ve birden ışık söner,siz ihtiyacınızı giderirken bir yandan çeşitli saçma sapan hareketler yapıp ışığın açılmasını sağlamaya çalışırsınız,bu arada etrafa sıçratırsınız, üstünüze bulaşır, sıçrar, ıslanırsınız.Büyük abdestinizi yapmak daha fenadır tam düşecekken kapanan ışıkla beraber kalkamazsınız, hareket edemezsiniz, karanlıkta işinizi görmeye devam edersiniz.10 veya 15 saniye olan süreyi mi uzatırsınız 1 dakikamı yaparsınız naparsanız yapın yada komple fotosel olayını tuvaletten çıkarın.elektrik tasarrufu yapacaksınız diye girdiğimiz çeşitli şaklabanlıklar, pisliğimizin üstümüze bulaşmasıyla sinir katsayımızı daha da arttırıyor.
yalancısın sen dizisinde ömer karakterini oynayan yakışıklı sempatik oyuncudur.yalandan üzülme numarasını babasına çekerken gayet güldürmüştür,başarılarının devamını diliyoruz.severek izliyoruz bu mavi gözlü afeti.
unutulmaz dizisinde ultra yakışıklı bir adamın karşısına başrol diye konulmuş kilolu somurtkan tuhaf yürüyüşlü oyunculuk yeteneği noksan bir ablamız,üstelik kendi sesini bile kullanmadığına eminim.hayır bu kadar tatlı adam koyuyorsun bari karşısına daha alımlı daha çekici bir bayan koy değil mi.
an itibariyle utkunun armiye verdiği vazonun,arminin üniversite önünde kırdığı vazo olduğunu anlıyoruz, fakat ufak bir problem var,vazo arminin kırdığı vazo değil.onun yerine plastik petimsinin dışına ambalaj kağıdını yırtıp yırtıp parçalarını yapıştırmışlar ve vazo görünümü vermişler.bizler yutmadık o kadarda değil canım.bari bir vazoyu kırıp tekrar yapıştırsaydınız hani renkleri falan aynı olan,belki o zaman inandırıcılığı olabilirdi.
hayatımda izlediğim en saçma filmlerden birisidir.2009 yılında olduğumuzu unutmuş ve teknolojiden bir haber animasyon içerikli filmdir.yönetmeni nasıl böyle saçma sapan bir filmi yönetmiş aklım almamakla birlikte filmdeki saçmalığa geçmek istiyorum.6-7 vampir eleman var bunlar geceleri kana susamış şekilde insanlara saldırırlar.bir gün alex adındaki kahramanımız olan organizma operaya gider ve nişanlısı yanında olan hatun kişisine aşık olur o anda ne hikmetse.daha sonra kaşar hatunda adama aşık olur ki kadına 1000 şeyiniz olsa birini bile vermezsiniz.belki yokluktan gidebilir o ayrı.filme dönersek,bunlar birbirlerine aşık olurlar operada ilk karşılaştıklarında,sonra adam hiç yoktan bunun evine gelir yemeğe falan çıkarlar ve büyük aşk ! doğar.o kadar aşık olunacak bir olay yaşamamışlardır ki nişanlısı yanında olan hatuna sarkmakta nesi diye lanet edilir.sonra alex adındaki moron illimunati tarikatının deneylerinden haberdar olur ve ölümsüzlünü onlara verip kendisinin o embesil kadın için kendisine verilmesini ister.netice olarak alex ölümsüz olur,illuminati gibi bütün dünyayı yöneten bir tarikat babayı alır.işin komik tarafıda alex abimiz illuminati tayfasındaki 6 kişinin kafalarını uzaya yollar.onlarda uyduların yanında gayet ihtiyar heyeti şeklinde takılırlar.komiklik neresinde mi diyeceksiniz,senaryo berbat,kurgu iğrenç,grafikler animasyonlar felaket derecede kötü.oyuncular zaten nanay.kısaca 1.5 saat vakit kaybından öte gitmeyen bir kurmaca.
en yakın arkadaşıma aşık oldum diye düşünürsünüz.kimine göre doğrudur kimine göre yanlış.fakat bilinmelidir ki,en yakın arkadaş sizin her sorununuzu paylaştığınız,güvendiğiniz,üzgünken sizi türlü şaklabanlıklarla mutlu etmeye çabalayan,her zor durumda yanınızda olan,mutluluğunuz gibi üzüntünüzüde sizinle paylaşan,sürekli konuşup görüştüğünüz,birlikte olmaktan zevk aldığınız insandır.zaman zaman acaba aşıkmıyım sürekli aklımda o var diye düşünsenizde o sizin en yakın arkadaşınızdır.koşulsuz her durumda yanınızda olduğu için aşk duyduğunuzu zannedersiniz ama aslında o aranızdaki bağlılıktır.arkadaşken paylaştığınız şeyler sevgili olduğunuzda azalacak ve daha sonra ayrıldığınızdada en yakın arkadaşınızı kaybetmiş olcaksınız.sevgili kolay bulunur ama yakın arkadaş her şeyinizi paylaşabildiğiniz,yanında güvenle bulunabildiğiniz arkadaş zor bulunur.en yakın arkadaşınız sizi her sabah uyandırır,gün içinde mesajlarla msnde konuşur ve telefonda konuşur her gün sürüp devam eder ve siz bir süre sonra sanki sevgilimiyiz diye düşünmeye başlarsınız çünkü sadece sevgiliniz size o kadar yakın ve sürekli irtibat halindedir ama aslında bilinmelidir ki yakın arkadaşlar da birbirlerine yakındır,düşüncesiyle bile yanınızdadır.
krishnananda nın yazarlığını yaptığı eşşiz kişisel gelişim kitaplarından bir tanesidir. insanların doğduğu andan itibaren yüklendiği sorumluluk ve baskılardan dolayı insani ilişkilerine yansıyan hareketlerini anlatan , insanların birbirleriyle olan iyi veya kötü ilişkilerin sebepleri ve sonuçlarından bahseden, aldatılmanın neden çok fazla yıkıma sebep olduğundan , anne baba ayrılığının bünye üzerinde yarattığı tahribatın ve aileden görülmeyen sevginin ilerde edinilen sevgiliden alınacağını düşünüp sevgiliye gereksiz bir baskı kurulması ve bu sebeple ayrılığa sebebiyet verilmesini anlatan ve daha bir çok insanlar arası ilişkiye yer veren anlatımlara sahip müthiş kitap.
kendisine modacı diyemiyeceğim insandır. yaratıcılıktan uzaktır, nurgül yeşilçayın korkunç kıyafetlerini tasarlamıştır ve kıyafetler yaratıcılıktan uzaktır. sarı olanı zaten fransız veya italyan bir modacının kıyafetinin aynısıdır. sadece siyah bir şerit farklıdır. o da yuh artık budamı demesinler diye konulmuş sanırım. özellikle diz üstü siyah dantelli saçma,sanki öylesine bir bara giderken giyilmiş hissiyatı veren bir elbise ve altına giyilen berbat şeritlerle dolu bir ayakkabı vardır. soruyorum nurgül hanıma acaba arzu hanıma bedavamı yaptırdı yoksa birisimi zorladı, hayır yani bedavaysa giyilmez, hoş görünmüyor, yok para verilmişse başka modacımı kalmadı acaba, yıldırım mayruk, cengiz abazoğlu,cüneyt akeroğlu ve cemil ipekçi gibi müthiş modacılar varklen arzu kaprol kadar neden indiniz.
kız kısmı sorar ; hayatım akşam birşeyler yapalım
erkek kısmı cevaplar ; bilemiyorum belli değil,bakarız.
k : peki ama beraber eğlensek güzel olur,dünde görüşemedik zaten.
e : peki akşam konuşuruz.
akşam olur,kız kısmı arar,erkek açmaz, büyük ihtimal duştadır veya hazırlanıyordur. daha sonra kızı arar ve napıyorsun canım cicim falan diye sorular sorar. evdemisin, napıyorsun. kız cevaplar. daha sonra kız sorar
k : akşam oldu gerçi ama çıkıcak mıyız bugün?
e : şey ben şimdi arkadaşlarlayım, gece beraber oluruz, ama geç saatte gelebilirim.
k : peki
e : surat yapma
k : surat yapmıyorum. iyi eğlenceler by.
kız en mantıklısını yapmıştır. erkek tabiki erkek arkadaşlarıyla eğlenecektir fakat iki hafta üstüste haftasonu çıkmayan adamada tavır yapması doğaldır. zaten cumada erkek arkadaşlarını tercih eden erkeğe, cumarteside aynı şeyi yaparsa verilecek yanıt sadece soğukluk olmalıdır. anlayana ...
erkekler erkek arkadaşlarıyla eğlenmeyi severler, fakat kız arkadaşlarını sürekli onlara tercih etmemelidirler, en azından bi saatlerini bile ayırabilirler hiç yoktan.
sinir olunması gereken eylemdir. bir şey söylersiniz unutur. ara dersiniz unutur. genel olarak söylediğiniz yada yapması gereken ne varsa unutur. fakat nedense kendi için yapması gerekenleri unutmayan kişidir. defalarca trip atarsınız fakat hala kendisine gelmek için milim çabası olmaz. unutttum der işin içinden çıkar,sıyrılır. sonuç : siz sinir hastası olursunuz, o unuttum der ve rahat huzurlu hayatına devam eder.
an itibariyle izlediğim filmdir. konusu mantıksız olmakla beraber yer yer heyecanlandırır. ekvator ve çevresi -273 dereceye kadar iner ve her yer buz tutar, fakat tuhaf olan, kutuplara yakın olan yerlerin soğumadığıdır. ordaki insanlar hayatlarına normal şekilde devam etmektedir. güneşe yakınlığı nedeniyle dünyada en son soğuması gereken yer zaten ekvator ve dönenceler değil midir ki? yanlız bu filmde buna tamamen zıt şekilde yaklaşılmış ve tam tersi olmuştur. insanlar ekvatora gideceklerine tam tersine kuzeye gitmektedirler. acaba onların filmi çektiği dünyada sıcaklık ekvatorda dahamı düşüktür. normalde güneşe yakın yerler geç soğurken nasıl oluyorda burda güneşe yakın yer soğurken, diğer yerler ısılarını kaybetmiyor. bu yönden demekki ülkece şanslıyız. ekvatora yakın değiliz . hele ki bir araba uçma sahnesi vardı, yarıldım. animasyon filmlerindekilerden daha berbat bir toz bulutu gelir ve arabyı uçurur. fakat tam yanındaki daha hafif araba uçmaz, anlam veremedim. sanırım yönetmen, izleyicinin zaten gerilim dolu olduğunu ve onu farketmeyeceğini düşünerek üzerinde durmamıştır. netice itibariyle filmin konusu saçmadır fakat bazı ufak detaylar hoştur. gerilirsiniz fakat film bitince beğenmezsiniz. izlemeyin. yarından sonra filminin berbat bir kopyasıdır.
isterse annemin kızlık soyadını bilsin yine inanmayacağım falcıdır. birisinden duymuştur bir şekilde biliyordur der geçerim. asla falcıya gitmenn mantığını anlamış değilim, önemli olan ne yaşayacağımızı bilmeyerek yaşamak değil midir? geleceğin süpris olması daha çekici kılmaz mı geleceği? bana falcı herşeyi söylese, ilerde ne yaşayacağımı söylese, ne yapacağımı bile bile yaşamak ne kadar zevkli olabilirki? geleceği yaşayarak öğrenmek bence daha mantıklıdır. falcının söyledikleri önemli olmamalıdır. gitmek mantıksızdır.
banlieu 6080 isimli restorandır. menüsü 60. ve 80. meridyen arasındaki ülkelerin yemeklerinden oluşuyor. bu nedenle bu isim verilmiştir. boğaz manzarası mükemmeldir. yemekleride bir o kadar lezzetlidir. ayrıca kurtlar vadisi dizisindeki bütün mafya babalarının ve ailelerinin bu restoranda aynı gün ve saatte orda bulunmalarıda bir o kadar ilginçtir. hiç mi başka restoran bilmiyorsunuz kardeşim, hiç mi vizyonunuz yok. o kadar paranız var hiç mi başka yerde yemek aklınıza gelmedi.
msndeki bir ifadedir. orda bile akp'nin bir işareti vardır. hemen silinmesi gereken ifadedir. (I) açılımı, msnde ampül işaretidir. küresel ısınma sebebiyle yanan bütün ampülleri kapıyoruz. elektrik sarfiyatı olmasın. lüzumsuz lambaları kapıyoruz.
telefonu kapalı olan sevgilinin telefonu çekmiyordur,
kapsama alanı dışındadır.
akla hemen kötü şey getirilmemesi gerekir.sevgiliye güvenilmesi gerekir.rahat değilseniz eğer,arayıp neden kapalı olduğu sorulur ve verdiği cevaba inanılması gerekir.art niyet aranmamalıdır. (bkz: insan sevdiğine güvenmelidir.)
