şimdi de dünyayı kurtarmak için yarışmaya katıldığını açıklayan bir pıtırcığı kazandırdı bize. ama heyecandan bi dolu para kaybettiler ayak üstü. daha dünyayı kurtarıcaz yapmayın etmeyin!
geliri roger federer vakfına bağışlanacak ve afrika'daki çocuklar yararına düzenlenen gösteri maçı. an itibariyle başlamış hatta 5 oyun geride kalmış olup eurosport ekranlarında canlı canlı izlenebilecek keyifli, bir o kadar da anlamlı maç.
bu gün açıklanan avustralya açık katılım listesine göre ilk kez erkeklerde eleme maçları oynamadan bir grand slam turnuvasında ana tabloda yer alacak olan tenisçimiz. geçen yıl elemelerden gelerek 2. tura kadar yükseldiğini, favori zemininin de sert kortlar olduğunu göz önüne alırsak, eh biraz da şansın yardımıyla daha ileriye gitmesi işten bile değil.
umarım o vakte kadar yeni yeni destekler ve çalışma fırsatları sağlanabilir de elindeki yetersiz imkanlarla gelebildiği şu noktanın bir teşekkürü olur..
son yedi yılın bir ve iki numaraları, tenisi onlar ve diğerleri diye ayıran iki ismin mücadelesi, nam-ı diğer rüya final. an itibariyle ilk oyunu federer'in kazandığı maç.
yurtlardaki giriş-çıkış saati uygulaması ve bunun kadın, erkek öğrenciler üzerindeki uygulanma şeklinin farklı olması ile ilgili sorulan sorular üzerine "kız çocuğunun barda ne işi var? o saatte açık olan yerler neresi biliyorsunuz. erkek öğrenciler de gitmesin. tiyatroya, sinemaya gitsin. bar başka bir şeydir" gibi bir açıklama yapan, kız çocuklarının başıboş dolaşmasını doğru bulmayan kyk genel müdürü.
her yıl kadın cinayetleri inanılmaz oranlarda artarken böyle açıklamaları duymak, okumak, görevi gereği bu ülke için "önemli" insanların bu düşüncelere sahip olduğunu bilmek gerçekten üzücü.
bu arada "ben de babayım, kendimi yurtlarda kalan öğrencilerin babası gibi görüyorum" diye eklemiş. genel müdürümüz gerçekten çok babacan.
eskişehir'de de birçok ilde olduğu gibi 1 aralıkta açılacak standlar, aids yürüyüşü, bilgilendirme broşürleri ve kondom dağıtılması, ücretsiz film gösterimi ve çözümlemesi, üreme sağlığı ve hiv konulu seminerler gibi çeşitli eylemcelerle sokaklarda, kampüslerde olacağımız gün.
paris masters'da gael monfils'i* 6-1/7-6 lık setlerle yenerek şampiyon olmuş tenisçi. yarı finalde federer'i eleyen monfils'ten ellerimle intikam almış gibi huzurluyum.
içinde her şey olan, merdane kalınlığında, vıcık vıcık bir garip dönerimsi. ben yarısını bile bitiremezken yanımdakilerin bir buçuğunu* ham yaptıklarını gördükçe, hala ve her seferinde şaşırıyorum..
bugün anneyle telefonda konuşurken aramızda şu diyaloğun geçmesine sebebiyet veren kadın.
+- bla bla bla...
+* anne televizyonun sesi çok açık sanki, çok gürültü geliyo.
-* hayır kızım nur yerlitaş şarkı söylüyo.
+ hmm peki anne anladım, görüşürüz o zaman yine..
- görüşürüz kızım, öpüyorum.
+ bende öpüyorum annecim*
baba olmuş, hatta bide ikiz babası olmuş, bide üstüne o kızlar büyümüş de korta babalarını izlemeye gelmiş tenisçidir.. hatta kortların en baba tenisçisidir.
isviçre basel cup finalinde novak djokovic'i 6-4 / 3-6 / 6-1'lik setlerle yenerek kupaya ulaşmış tenisçi. geçen yılın rövanşı da alınmış oldu böylece..
çoğu tenisseverin wta tour'daki 2. favorisi olmuş kibar tenisçi. evet maria sharapova, williams kardeşler, ana ivanovic, justine henin gibi tenisçilerin arkasından gelen ikinci favori olmuştur gönüllerde çünkü hiçbir zaman kendisinden beklenen çıkışı yapamadığı halde istikrarlı oyunu ve başarılarıyla hep kalbur üstü tenisçilerden biriydi, tenisteki istikrarının yanında özel hayatıyla da boş yere gündeme gelmemiştir hiç. nezaketiyle, korttaki tavrıyla, mütevazı kişiliğiyle sevmeyeni azdır.. belki servis performansını geliştirebilseydi, onu yakan çift hatalarından kurtulabilseydi bir grand slam de kazanabilirdi, hak etmişti de bana kalırsa.. tenisi bırakması üzücü ama yakında evlilik ve bebek haberlerini duyarız gibi geliyo**
gün aşırı temizlik yapmak.
buzdolabı önünde geçirilen amaçsız dakikalar.. saatler...
çekmeceleri boşaltmak, toparlamak, fazlalıkları atmak.
her gün oje değiştirmek.
uzun süredir görüşülmeyen arkadaşları aramak, mesaj atmak.
sık susamak.
sık tuvalete gitmek.
gibi gibi eylemler bütünü. vize haftası gelip çattığında ise bunlar bıkmadan usanmadan periyodik olarak tekrarlanır.
(bkz: okuyom ben yaa)
çubuk kraker, sade ekmek, çiğ patates suyu'nun iyi geldiği hede.. yok ben paşalar gibi ilacımı alırım diyorsanız;
(bkz: talcid)
(bkz: rennie)
(bkz: lansor)*